Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dolce&Gabbana Bizans
12 HAZİRAN 2022
3
Yves Saint Lauren’den Dolce&Gabbana’ya
Bir İstanbul öyküsü...
‘Moda’nın
Galata ve
Pera’da zaman
sanat hali
Bir zamanlar beylerin, madamların salındığı İstiklal
Caddesi’nden Galata’ya doğru yol alıyor, kente değer katan
geçmişin unutulmaz izlerini soluyoruz.
epebaşı’ndaki li kulenin altında kentin fı-
durakta inip sıltılarını dinliyorum. Bu ka-
tünele doğ- dim kentte yaşayan tüm kül-
ru yürüyo- türler, İstanbul’u İstanbul ya-
rum. Bugün pan ortak zenginlikti aslın-
Tniyetim eski da. Galata’nın bu tarafı tama-
Pera’yı ve Galata’yı solumak. mıyla bir Yahudi mahallesiy-
Nedense İstiklal Cadde- miş bir zamanlar. 1492 yılın-
si yerine “Pera” demek da- da İspanya’dan gelen Sefarad
EBRU
ha nostaljik gelir bana hep. Yahudileri buraya yerleşmiş.
BOZCUK
Emek, Markiz, Lebon, Re- Muhteşem bir mimari var.
bul, İnci, İmroz... Söylerken Üzerinde şapkalı kadın hey-
bile içim ısınıyor sanki. Önce Çiçek kellerinin, meleklerin olduğu ince bir
Pasajı’na giriyorum,“Cite de Pera”. zevkin ürünü olağanüstü apartmanlar.
İçinde kimler yoktu ki? Acemyan’ın Yapım yılı 1880’li yıllara dayanan bi-
tütüncü dükkânı, Vallaury’nin pas- nalar hâlâ bütün zarafetiyle ayaktalar.
tanesi, Pandelis’in çiçekçi dükkânı, İlk durağım Terziler Sinagogu. Aş-
Keserciyan’ın terzihanesi, Yorgo’nun kenaz Cemaati (Doğu Avrupa’dan
meyhanesi, Sideris’in kürk mağazası... Osmanlı’ya gelen Yahudiler) için ku-
İstanbul’u İstanbul yapan bu çoğul- rulan bir sinagog. Sonra Neve Şalom
cu ortamda Levantenler, Beyaz Ruslar, Sinagogu’na giriyorum. Barış vadisi
Museviler, Ermeniler, Rumlar olağa- anlamına geliyor. İçinde mutlaka ge-
nüstü bir çeşitlilik yaratmışlardı. Gali- zilmesi gereken bir Yahudi tarihi mü-
ba bu yüzden, İstanbul’da hiçbir Eylül, zesi var. Gözümün önüne köfteci Mös-
1955’inki kadar hüzünlü olmamıştı. yö Moiz, Avram kardeşler, Belifante
Pastanesi, berber Mösyö Cibili, meze-
ORHAN VELI’YE SELAM
ci Yomtov, Aşer Levi Şarap Evi geli-
Devrimden kaçan Beyaz
Ruslar’ın, baroneslerin, dü-
şeslerin burada çiçek sattık-
ları günleri düşünerek çı-
Günümüzde neredeyse iç içe olan
kıyorum pasajdan. Madam
Anahit’e selam göndermeyi de
iki alan: Moda ve sanat. Artık
ihmal etmiyorum. Sonra Balık
büyük markaların tasarımcıları bir
Pazarı’na geçiyorum. Bu kent-
I
te yaşayıp da bu pasajdan geç-
sanatçıdan farksız görünüyor. Moda
meyen yoktur herhalde. Midye
ve sanatın birbirleriyle her geçen gün
kokuları, kokoreççilerin bıçak
SERRA
sesleri, balık kokuları birbiri-
lan ortak çalışmalarla moda ve sa-
biraz daha geçirgenleşen ilişkisini
RODOPLU
ne karışıyor. Degüstasyon’un
nat ilişkisinde ara biçimler yarata-
tarihi simgeler eşliğinde inceleyelim.
önünden geçerken büyük us-
serra.rodoplu
bilmekte.
@gmail.com ta Orhan Veli’ye selam veri-
Sanatta kendine plastik, ayna ve
yorum ki çokça uğradığı bir
paslanmaz çelik-
meyhaneymiş. Bu kentte ya-
ten tasarladığı ba-
ünyada insanları di-
int Laurent’in tasarım-
şayanların en büyük korku-
lon hayvan heykel-
ğer varlıklardan ayı-
larındaki desenlerin de
su, mekânlarla birlikte anıla-
leriyle yer bulan
ran özelliklerden bi-
gösterişten uzak olma-
rı da kaybetmek galiba. Son-
pop-art sanatçısı
ri sanat yetisi. An-
sına hizmet etmiş ve bu
ra Hazzopulo Pasajı’na giri-
Jeff Koons, Lou-
cak sanatı, yaratıcı
şekilde 60’ların tümünü
yorum. Arnavut kaldırımı taş-
is Vuitton’laiş bir-
Danlatım biçimi ola-
karakterize eden “mod”
ların duruyor olması, Madam
liği yaparak bir
rak; resim, heykel, fotoğraf gibi dal-
akımının, basit, çağdaş
Katia’nın şapkacı dükkânının
koleksiyon ya-
larla sınırlandırmak pek de yeterli
ve uzamsal estetiğini ya-
hâlâ aynı yerde olması ne ola-
rattı. Sanatçının
değil. Her gün giydiğimiz giysilerin
kalamıştır.
ğanüstü diye geçiriyorum
2014-2015 yılla-
birer sanat parçası olması mümkün.
Bazı modacılar ise
içimden. Tepebaşı’na doğru
rında ürettiği bü-
Yüzyıllardır süregelen yaratım gü-
sanat yapıtları yeri-
yürüyorum. Galata Kulesi’nin altında-
yor. Bu isimler, kayıtlardan okuduğum
yük ustaların ün-
cünün esas alındığı bu iş kolunun sa-
ne sanat tarihi dönem-
ki kahveye oturup bir kahve söylüyo-
lü eserlerini, Galata esnafı. O şık kadınları, beyle-
natla ilgisi olmadığını söylemek hak-
lerinden esinlenmiştir.
rum. Ladino dilinde söylenen şarkılar,
ri düşlüyorum. Bu uzun yürüyüşün ar-
kendi tarzın-
sızlık olur. İlk çağlardan günümü-
Dolce&Gabbana’nın 2013
rembetikolar, Rusça şarkılar kulağım-
da yorumladı- dından Tünel’de bir şarap evine giri-
ze kadar gelen sanat yapıtlarında za-
Sonbahar Kış koleksiyonu,
da. Bir kentin hafızasını yaratan, bu
yorum. “Aşer Levi’nin şarap evi mi?”
ğı “yeniden-
man içinde döngü sağlayarak yenile-
Bizans İmparatorluğu’nun
ortak değerler aslında. Bu noktada bü-
üretim”lerini diye soruyorum. Garson şaşkın şaşkın
nen modayı, adım adım izlerken mo-
ikonları, mozaikleri ve di-
yük usta Ara Güler İstanbul’u ne güzel
yüzüme bakıyor. Ben de gülerek, “Ol-
barındıran “Ga-
da olgusunun sadece giyimden oluş-
ni göstergelerinden ya-
tanımlar: “İstanbul yalnızca bir şehir
zing Ball” seç- sun, sen bir kadeh kırmızı şarap ver”
madığını fark ederiz. Tüm güzellik
rarlanarak bizlere tarihin
değil, bir yaşam tarzıdır. Bir dünya gö-
diyorum. Tüm gidenlerin ruhuna ve
kisi, Louis Vuit-
kavramlarını içinde bulunduran mo-
tozlu sayfalarında gezme
rüşüdür, tarihtir” der.
ton Masters (Us- bıraktıkları izlere teşekkür ederek şa-
da, sanatın yol arkadaşıdır ve bu yüz-
olanağı verdi. Koleksi-
Tüm gizleri içinde saklayan sihir-
rabımı yudumluyorum.
talar) seçkisinin
den kendine yeni esin kaynakları ara-
yon boyunca, Doğu Ro-
ana teması oldu.
dığında bunu sanatta bulur.
ma İmparatorluğu zama-
Koons bu ortak
nından kalma yapıtlar-
çalışmayla Da
AKIMLARLA ETKILEŞIM
da çokça karşılaştığı-
Vinci, Rubens,
Moda tasarımcıları farklı sanat
mız mozaik ve freskler
Fragonard ve Ti-
akımlarından, sanatı etkileyen biçim,
elbiselere taşınmış. Ay-
tian gibi sanatçıla-
renk ve görsellerden etkilenerek tasa-
rıca inci, zümrüt, akik gibi değer-
rın en bilinen eser-
rımlarını dönemin kültürüne yansıt-
li taşlarla bezeli kumaşların parıl-
lerini kendine has yo-
mayı başarmışlardır. Bu duruma ve-
tılı detaylarında Bizans’tan esin-
rumuyla ikonik Louis Vuitton çan-
rilecek olan en iyi örneklerden bi-
lenildiğini görüyoruz.
talarına taşıdı. Çantalarda, deriye
ri Yves Saint Laurent’in 1966 yılın-
basılmış resim fragmanlarının üze-
da Mondrian’ın eserlerinden esinle- ORTAK DÜŞÜNCELER
rinde altın ya da gümüş renkli ve
nerek yaptığı elbise tasarımlarıdır.
Diğer yandan, yaratma süresince
parlak harflerle asıl sanatçıların
Mondrian’ın, 1919’un sonlarına doğ-
sanatçılar ve sanat yapıtları,
isimleri işlenmiş, Louis Vuit-
ru yatay ve dikey çizgilerden yarattı-
giysilere esin kaynağı ol-
ton logosuna, Jeff Koons’un
ğı ünlü “ızgara” resimleri, 1920’ler-
manın ötesinde, sanatçı-
isminin baş harflerine
de sanatçının simgesel ve ayırt edi-
larla yapı-
de yer vererek, çanta-
ci bir özelliği haline gel-
larda ustaların adları-
di. 1965’te ise Yves Saint
nı, moda markasını ve
Laurent’in koleksiyo-
çağdaş sanatçı imza-
nunun ana esin kayna-
sını aynı zeminde bir
ğı oldu. Fransız tasa-
araya getirmiş.
rımcı, sanatçı-
Moda ve sanat
nın çalışmala-
arasındaki bağın en
rı için “Mond-
önemli nedenlerin-
rian saflıktır.
den biri, her iki
Sanat dünya-
alan da yaşa-
sında daha saf
dıkları dönemin
bir şey oldu-
özgünlüğünü
ğunu san-
yansıtabilmekte-
mıyorum”
dir. Böylece bir-
demişti.
birlerinden etki-
Sanatçının
lenmeleri ka-
gösterişsiz
çınılmaz
çizgisi ve
bir gerçek
renkleri,
olmuştur.
Yves Sa-
ÇZGI ATLAS
Mondrian YSL