Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 OCAK 2022
8
Puanı: 7m /10
Matrix’in yönetmeninin ilham kaynağı bu tabloydu
Wachowski’yle
Rembrandt’ı
düşünmek
Aleksandre Koberidze’nin mistik bilincinin üçüncü yansıması
subde
Bir Gürcü
İzleyicilerini
âdeta ikiye
peri masalı
b k a b ak
bölen Matrix’in
yönetmeni ilham kaynağı
basakbicak
@gmail.com li bizi izlediği halde umurumuzda olmayan kame-
olarak Rembrant’ın Aziz Pavlus
2017’de çektiği
ralar ya da her gün tenimize değip geçerken hisset-
Olarak Otoportresi’ni gösterdi.
Let The Summer
mediğimiz rüzgâr veriyor korkunç haberi Lisa’ya.
Bu eseri daha yakından tanıyarak
Never Come Again İki âşık, kötücül büyülerin etkisinde başkalaşım
geçiriyorlar ve sahip oldukları tek yeteneklerini
Lana Wachowski’nin filme
ile Kafkasya’nın örselenmiş ruhani
de kaybediyorlar. Birbirilerini tanıyamadıkları gi-
kattığı ruh halini yeniden
kökenlerine göz atan genç kuşağın
bi Lisa tıp okumaya, Giorgi ise futbola devam ede-
Rembrandt; Aziz
miyor ama kader onları aynı kafede bir araya getir-
değerlendirmek
sıra dışı yönetmenlerinden Aleksandre
Pavlus Portresi
mekten de geri durmuyor.
mümkün.
Koberidze, yeni uzun metrajında
Gürcistan’ın sahil kenti Kutaisi’nin yaz ayların-
“Gökyüzüne Baktığımızda Ne
da, bir yanda Dünya Kupası maçları, diğer yan-
yılında, Wachows- ruh halinin kayıtları gibidir.
da maç izleyen insanlar, oynayan çocuklar, park-
Görüyoruz” diye soruyor. Ve bizi yine
ki Kardeşlerin yö- ç gi zi a tsla Bu portre de resmin genelinde
ta dolaşanlar, etrafımızda bize eşlik eden hayvan-
1999
Kafkas coğrafyasında bu kez masalsı bir netmeliğinde iz- hâkim olan gölge, uzun ve yorucu bir
lar, gölgeler, sesler, konuşmalar... Yönetmen Ko-
leyici ile buluşan Matrix filmi fel- hayatın özeti niteliğindedir. Sanat-
beridze, hayatın telaşının aksine usul usul gezdiri-
aşk yolculuğuna çıkarıyor.
sefe, bilimkurgu öğeleri üstüne in- çı, bu portreyi yaptığı sırada eşini ve
yor kamerasını Kutaisi’nin sokaklarında ve insan-
şa ettikleri hikâyeleri ve sinematik çocuklarını kaybetmiş, yaşadığı ülke
ökyüzüne baktığımızda ne görürüz? Pe- larının arasında... Tercih ettiği kadrajları ve ka-
başarısıyla izleyicileri derinden et- olan Hollanda’da itibarını yitirmeye
ki, ya denize, ormana? Etrafımızda olup sıtlı olarak uzun tuttuğu planları yer yer Terren-
kilemiş ve ardında iki devam filmi başlamıştı ve ekonomik sıkıntılarla
bitenlere, şehrin keşmekeşine? Belki ce Malick’i hatırlatan bir dikkatle ve özenle stilini
ile karşımıza çıkmıştı. Geçen gün- yüzleşmekteydi. Rembrandt, bu ka-
de şöyle sormalıyız: içinde yaşadığımız hikâyesine yedirdiğini kanıtlıyor. Bir peri masalı
lerde ise uzun bir aradan sonra, La- ramsar ruh halini Barok resminin be-
Gdünyaya gerçekten bakıyor muyuz? Ya sahnesini süslemesi gereken her detayı incelikle,
na Wachowski bu kez tek başına yö- lirleyicisi olan keskin ışık-gölge etki-
da baktığımızda görüyor muyuz? ustalıkla gözlemlemekle kalmıyor; adeta Lisa ve
s
netmen koltuğunda yer alarak Mat- si ile yansıtmıştır….
Gürcü yönetmen Aleksandre Koberidze, bu so- Giorgi’nin büyülü aşklarını anlatmak istediklerine
r odo Pul
rix Resurrections’da bizlere yeni bir
rulara yanıt aradığı üçüncü uzun metraj filmi Gök- malzeme yapıyor.
ışnaklışk ve ukork
hikâye sundu. serra.rodoplu
yüzüne Baktığımızda Ne Görüyoruz? (What Do
Sanatçı, yaşadığı buhranlar son-
@gmail.com
sait vb e anlamlı Filmin “premier”inde kendisine
We See When We Look At The Sky?) ile alışık ol-
rasında dini konulu resimler yap-
Resurrections’ın daha esprili bir ton-
Gökyüzüne Baktığımızda Ne Görüyoruz?,
duğumuz masalsı üsluptan uzak bir aşk öyküsü an-
maya başlar ve kendini bu otoport-
da olup olmadığı olduğu sorulduğun-
Lisa’yla Giorgio’nin aşklarının filmi değil. Ba-
latıyor. Normal şartlarda bir aşk hikâyesinin arka
rede, Hıristiyanlık tarihinde, karşı-
da, Wachowski çıkış noktası ola-
zen aşka, bazen hayatımızdaki sorunlara, belki ev-
planı olacak tüm öğeleri filminin harcı, çekirdeği
laştığı pek çok zorluk ve acıya rağ-
rak, anne babasını, arkadaşlarını
liliğimize, belki de işimizdeki problemlere, gele-
oluşturacak unsurları ise çeperi haline getiriyor ve
men yazdığı mektuplarla, yaptı-
kaybettiği, bitmek bilmeyen yas
cek korkularımıza ka-
bir peri masalı kisvesi altın-
ğı gezilerle Hıristiyanlığın dünya-
sürecinin, onu hem aşina olduğu
pılıp kaçırdığımız “şey-
da seyircisini varoluşsal bir
ya yayılmasında etkin rol oyna-
hem de kendi hayal gücüyle do-
lerin” filmi. Etrafımıza
yolculuğa davet ediyor.
yan asker Aziz Pavlus gibi resme-
nattığı Matrix dünyasına tekrardan
bakarken görmedikleri-
Hikâyenin “Bu aptallar
der. Rembrandt’ın, Aziz Pavlus’un
girmeye teşvik ettiğini belirtiyor.
mizin, görürken anlama-
hiç kuzgun görmedi” di-
sembolü olan şehitlik kılıcı, pe-
Çünkü, dile getirdiği gibi kişisel
dıklarımızın, anladığımı-
ye başlaması da bundan...
lerin ve el yazmalarını izleyiciye
olarak kendini kötü hissetmesi, ne
zı sanırken aslında üze-
Bu sözlerin peşi sıra izledi-
doğru gösterdiği eser, sanatçının
yapacağını bilmemesi sonucunda
rine kafa dahi yormadık-
ğimiz sahnelerde yaşamın
İncil’den bir karaktere büründü-
ortaya çıkıyor bu film. Yönetmen,
larımızın filmi. Evlilik,
“anlarına” odaklanan film-
ğü tek portresidir. Rembrandt, bu
bu süreçte kendini Rembrandt’ın
ilişki, meslek derken sü-
de bir süre, okuldan çıkan
otoportresinde, Aziz Pavlus’un
son dönemlerinde yaptığı Aziz Pav-
rekli bıkmadan usanma-
çocukları, onları alan ebe-
öğretilerinden, ruhaniliğinden
lus Olarak Otoportresi ile özdeşleşti-
dan “isim koymaya” ça-
veynlerini, başıboş köpek-
yola çıkarak kendi kusurluluğu ile
ğini belirtiyor. Bu da bizi asıl konu-
lışmalarımızın, isimlen-
leri ve sokağın karmaşasını gözlemliyoruz. Ka-
Tanrı’nın merhametine sığınma ve
muza getiriyor...
dirdiğimizde değişen bakış açımızın ve tüm bunla-
mera sakince olanları izlerken kadraja iki kişinin
bağışlanmayı betimlemektedir.
Rembrandt’in, Aziz Pavlus olarak otoportresi,
rın peşinde koşarken, mütemadiyen hayatı kaçırışı-
ayakları giriyor. Robert Bresson’un elleri gibi,
Ancak, Aziz Pavlus’la özdeşleşerek kendi-
bugünden 361 yıl önce 1661 yılında, sanatçının
mızın bir tezahürü... Bilhassa filmin finalde verdiği
anlatısını ekseriyetle ayaklar, bacaklar, kollar ve
ni “karanlıktan kurtulmuş bir günahkâr” olarak
hayatında her şeyin ters gittiği ama tam olarak ne
yanıt, 150 dakika boyunca anlatılan bir hikâyenin
eller üzerine inşa eden Koberidze, girizgâhla bir-
betimleyen Rembrandt’ın yüz ifadesine bak-
yapacağını bilmediği bir dönemde bir köşeye çe-
alabildiğine basit ve bir o kadar anlamlı özetine
likte üslubunu da açık etmiş oluyor bir bakıma...
tığımızda, Romalı bir asker ve kahraman olan
kilip en yakından bildiği konuyu incelemeye ka-
dönüşüyor. Koberidze, Faraz Fesharaki’nin büyü-
Aziz Pavlus’tan umduğumuz gibi sert ve ken-
ik aorlolkftınla rar vererek ortaya çıkmıştır; kendi yüzü…
lü gerçekçi kamerasının yakaladığı her enstanta-
dinden emin değildir; Kendini alçakgönüllü, sı-
Masallara uygun bir biçimde öyküye eşlik eden dış ne ve kompozisyonla evrenin bütününde görmek-
çisaını ydünyansıttı
radan biri olarak yansıtmaya çalışmıştır. Hatta,
sesle birlikte bu ikilinin ana karakterlerimiz Lisa (Ani ten vazgeçtiklerimizi “fark etmeye” davet ederken,
Otoportreler, sanatçının kendi kendisiyle baş suratında tam olarak ne yaptığına dair emin ol-
Karseladze) ve Giorgi (Giorgi Ambroladze) olduğu- gördüklerimizi de kısa süreliğine de olsa “düşün-
başa kalarak ve kendi gerçekliğini yansıtmak mayan şaşkın bir ifade vardır, sanki, ruhani bir
nu öğreniyoruz. Aynı gün içerisinde iki kez karşılaş- meye” zorluyor.
için aynayı kullanarak yaptığı resimlerdir. Bu kahramanın karakterine bürünmek istese de ya-
tıktan sonra birbirlerine âşık olan ve buluşmaya ka- Şu bir gerçek ki Koberidze’nin meramını di-
yüzden otoportre, tarihsel süreçte sadece görüne- şadığı sıkıntılar içinde şaşkınlığını, korkusunu
rar veren çiftimizin başı, elbette folklorik bir anlatı- le getirirken kullandığı dolambaçlı yöntem bir la-
nin yansıtılmasından öte sanatçının kendi varlığı- gizleyemiyor gibidir…
ya yakışır bir biçimde dertten kurtulmuyor ve lanet- birenti andırsa ve pek çok seyirci için sıkıcı olsa
nı sorguladığı bir resim türü olmuştur. Matrix’in son filminin çıkış noktası, yönetme-
leniyorlar. Bu laneti esas kızımız Lisa’ya haber ve- da zaten nihai hedefi “parçalar” olduğu için anlaşı-
Sanat tarihinde kendi gerçekliğini, otoportre- nin ilham aldığı detayları öğrenince, 20 senelik
renler ise Koberidze’nin fark ettirmeye çalıştıklarıy- labilir hale geliyor. Fakat yine de filmin uzun tut-
leri üzerinden aktaran ilk sanatçı Rembrandt van bekleyiş ardından seyircilerin üzerinde yarattığı
la uyumlu. Çünkü gündelik hayatın koşuşturmacası tuğu bazı planların filmin duygusunu zedelediği-
Rijin olabilir. Rembrandt, Gece Nöbeti (1642), şaşkınlık daha anlaşılır hale geliyor. Bambaşka
içerisinde muhtemelen gözden kaçırdığımız detay- ni ve bazen bu detayların filmi boğduğunu da söy-
Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi (1663) gibi yüzyıllardan iki yaratıcı ruh, ikisi de hayat karşı-
lardan mürekkep: küçük bir fidan, bir yağmur olu- lemeliyim. Evet, Gökyüzüne Baktığımızda Ne Gö-
barok dönemin başarılı eserlerini verdiği coşkulu sında donup kaldığı, ümitlerinin kesildiği anda,
ğu, bir güvenlik kamerası ve rüzgâr... rüyoruz?, izlemesi zor bir film ama tuhaf bir bi-
gençlik yıllarından, sıkıntılarla baş ettiği, yalnız- güç bulmak ve yaşamaya devam edebilmek için
Her gün işe, toplantıya, okula, spora ya da biri- çimde, bir o kadar da kolay. Çünkü aslında sade-
lıkla boğuştuğu yaşlılık yıllarına kadar otoport- işlerine ve en tanıdık konularına tekrardan yöne-
leriyle buluşmaya giderken hiç dikkat etmediğimiz ce “bakmanızı” öğütlüyor. Film, 7 Ocak’ta MUBI
releri aracılığıyla kendi iç dünyasını yansıtmış- liyorlar. Bunu yaparken de hayatlarında bir mik-
oluklar, üzerine bastığımız fidanlar, otlar, sürek- Türkiye’de gösterime girdi...
tır. Bu yüzden, gençlik yıllarından beri resmetti- tar yönlerinin şaşmış olduğunu yansıtmaktan çe-
ği 90’dan fazla otoportresi, sanatçının benliğinin, kinmiyorlar…
i knrb adzi
berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr
v Korkuyu Beklerken v Kundura
v Bülent Ortaçgil & Kaan
ürk edebiyatının usta kalemi Oğuz
Dedektifleri
Tangöze konseri
Kültür rotası
TAtay’ın aynı adlı öyküsünden
Fabrika’da!
uyarlanan Korkuyu Beklerken oyunu
üçükçiftlik Park kış sahnesinde “%100 Akustik kon-
seyircileriyle buluşmaya devam edi-
Kserleri” başlıyor. Konserlerin ilkinde usta müzisyen,
ocukla-
yor! Yalnızlık, başarısızlık gibi kor-
Ç
yorumcu, besteci, aranjör ve söz yazarı Bülent Ortaçgil’i
rın eğlenir-
kularından başka silahı olmayan bir
ağırlanacak; öncesinde ise sahnede rock müzik camiasına
ken öğrenme-
adamın mücadelesini anlatan oyun 10
yön veren gruplardan Duman’ın solisti Kaan Tangöze ola-
lerini hedefle-
Ocak saat 22.30’da, Kadıköy Halk Eği-
cak. Ortaçgil ve Tangöze, çok sevilen şarkılarının akustik
yen Kundura
tim Merkezi’nde izlenebilir.
versiyonlarını 14 Ocak, saat 19.00’da seslendirecekler.
Dedektifleri Fabrika’da atölyesi,
“Kundura’nın Hafızası: Bir Fabri-
v NASA’dan Uzay Sergisi v Kahve konserleri kaya Sığan Dünya” sergi turuyla
başlıyor ve Hafıza Atölye’de ya-
v Vahşet Tanrısı ASA’nın 50 yıllık uzay deneyimlerini urukahveci Mehmet Efendi’nin 150. yı-
ratıcı drama ve oyunlaştırma yön-
Nyansıttığı dünyanın en büyük gezici ser- Klı kapsamındaki “Kahve Konserleri”, İstan-
temleri ile devam ediyor. Beykoz
asmina Reza tarafından yazılmış, Tony
Y
gisindeki koleksiyon eserleri, ziyaretçileri- bul Oda Orkestrası ile Süreyya Operası’nda baş-
ödüllü bir tiyatro oyunu “Vahşet Tanrısı”, İlyun Kundura Fabrikası’nı endüstri
ni, evrende yolculuğa çıkarıyor. “Space Ad- lıyor. Açılış, Oğuzhan Kavruk yönetimindeki or-
Bürkev mirası yapan değerlerin çocuklar-
ebeveynlerin hikâyesini eğlenceli bir dille seyir-
venture” Uzay Sergisi, kestraya eşlik edecek Pietro Bonfilio ile gerçek-
cisine aktarıyor. Binnur Kaya, Dolunay Soysert, la keşfedildiği, her ayın ikinci pa-
HUPALUPA Metro- leşecek. İlyun Bürkev 16 Ocak’ta, Can Özhan-
zar günü yapılan ve 9-11 yaş gru-
Güven Kıraç ve Levent Ülgen gibi başarılı isim-
pol İstanbul AVM’de Çağdaş Özkan 23 Ocak’ta, Ozan Akkol-Ece Sö-
leri kadrosunda bir araya getiren, oyun 18 Ocak bu çocukları ağırlayan atölye, 13
ziyaret edilebilir. zer 30 Ocak’ta sahne alacak.
Şubat’a kadar görülebilir.
akşamı 20.30’da DasDas’ta izlenebilir.
raen er
erra
ıç şa
ro