20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 OCAK 2022 8 Cinsiyetçi yaklaşım, erkek egemen kültür ve önyargılar... Kadınlar iş yaşamında birçok engelle mücadele ediyor Ayrımcılığa karşı liyakat Kadınlar toplumda her alanda olduğu gibi iş dünyasında da ayrımcılıkla mücadele ediyor. Kabullenilmiş yargılar, kadınları belli meslek gruplarına sıkıştırıyor. BERRIN KARADENIZ oplumsal cinsiyet eşitliğinin en önemli ayaklarından biri- si kadınların iş dünyasında- ki yeri. Kadınların iş yaşa- T mına katılımı, çalışma haya- tında görünür olması, kariyer yolunda cinsi- yet temelli engellerle karşılaşmadan ilerleye- bilmesi ve yönetim pozisyonlarında yer ala- rak hemcinsleri için esinlenebilecekleri bir rol model oluşturması, eşitsizliği normalleş- tiren genel toplumsal algıyı kırması açısında önemli unsurlar. Peki, kadınların çalışma yaşamındaki ter- cihleri hangi alanlar oluyor ve bu alanlar- da kendilerine ne kadar yer bulabiliyorlar? Ne yazık ki genel kabul görmüş bir anlayışla, kadının iş yaşamındaki yerinin daha “riskten uzak” olması bekleniyor. Dolayısıyla kadın- lar, yöneticilik, girişimcilik gibi rollere değil, mevcut alanlardaki işlere yönlendiriliyor ve sosyo-ekonomik nedenler, aile ya da toplum etkileriyle bazı mesleklere daha fazla eğilim gösterebiliyor. Örneğin; öğretmenlik, ban- kacılık, mimarlık, hemşirelik, eczacılık gi- bi alanlar kadınların tercih ettiği ilk işkolla- rı arasında. Çalışma hayatında bazı işler daha çok “erkeklerin alanı” olarak görüldüğünden kadınların tercihleri arasında yer alamıyor. Oysa bir işin gerçekleşmesi için o işin eği- timini almış olmak, alana hâkimiyet, analiz yapabilmek, sorumluluk alabilmek, işi geliş- tirmek, ortaya bir ürün koyabilmek ve üretim sürecini tam olarak bilmek yani “meslek sa- hibi” olmanın hakkını vermek önemli. RAKAMLAR NE DIYOR? Türkiye’de erkek nüfusunun yüzde 72.7’si işgücüne katılabilirken kadınların yalnızca yüzde 34.2’si işgücünde yer alıyor. AB’ye üye ülke ortalamasında kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 52.4, OECD üye ülke or- talamasında ise yüzde 52.5. Türkiye’de kadınlar, kendilerine yüklenen toplumsal rolleri aşarak işgücüne dahil olsa bi- le istihdamda yeterince yer alamıyor. Yapılan araştırmalar her 10 kadından yalnızca 3’ünün işgücü piyasasına katılabildiğini gösteriyor. PANDEMIDE MAKAS AÇILDI COVID-19 pandemisi nedeniyle kadın ve erkekler arasındaki istihdam edilme oranı iyice açıldı. Verilere göre pandemide, çalı- şan kadınların yüzde 5’i, erkeklerin ise yüzde 3.9’u işlerini kaybetti. Bu yıl pandeminin de etkisiyle cinsiyetler arası uçurumun küresel ölçekte tamamen kapatılmasının ancak 135.6 yılda mümkün olacağı tahmin ediliyor. FIRSAT EŞITLIĞI VE ÖNCÜ ALANLAR Birçok şirkette üst yönetim kademesinde gö- rev alan kadınların oranı oldukça düşük. Bu an- lamda aralarında bankacılık, sanayi, eğitim ve teknoloji sektörünün de olduğu Türkiye’nin ön- de gelen şirketleri, kadın istihdamı konusunda sosyal sorumluluk projeleri ve strateji geliştir- me programları uyguluyor. Cinsiyetten arındı- rılmış özgeçmiş uygulamaları, yüzde 50 kadın çalışan oranını yakalayan çalışan profillerinin oluşması, tüm sektörlerde az görülen teknik ve üretimde kadın istihdamını artırmaya odaklanan stratejiler önemli birer adım olarak öne çıkıyor. BANKACILIK VE EĞITIM Kadınların en çok yöneldikleri meslek gruplarında ilk sıralarda yer alan bankacı- lık sektörünün kadın dostu uygulamalarda di- ğer alanlara göre önde oldukları görülüyor. Kadrolarının yüzde 50’sini kadınların oluş- turduğu bankaların, özellikle teknoloji alan- larındaki kadın yönetici istihdamını ve yö- netici seviyesindeki kadın çalışanların sayı- ca artmasını hedefleri arasında bulundurma- Başvuru için: sı olumlu gelişmeler arasında. 2021’de Ulus- lararası Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne (Bloom- berg GEI) Türkiye’den giren beş kuruluşun dördü bankalardan biri ise sanayi şirketinden oluşuyor. Eğitim, nitelikli kadın istihdam oranlarının en yüksek olduğu bir diğer sektör. Sektörde kadın istihdam oranı yüzde 50’lerin üzerinde seyre- diyor. Bu da en başında belirttiğimiz toplum- sal cinsiyet rollerinin etkisinde yapılan tercih- lerin bir sonucu olarak yorumlanabilir. Bilindiği gibi kadınlar iş yaşamında belir- li seviyelere yükseldikçe, görünmeyen en- gellerle karşılaşma ihtimalleri artıyor. Bu an- lamda kurumlar, gerçekleştirilecek projeler- le sosyal yatırımlarla yol gösterici bir görev üstlenmelidir. Liderlik pozisyonlarında yer alan kadın ve erkek çalışanların eşit temsil edilmesi, adaletli, eşit ücret ilkesi, katılım- cı ve insan odaklı bir çalışma ortamı sunmak öncelikler arasında yer almalı. Bu noktada en önemli şart ise liyakati korumak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle