20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? r a l k u c o ç e c 23 OCAK 2022 3 Bazen ıssız bir ormanda bazen de Hikâye anlatıcılığı geleneğini geleceğe taşıyor ulaşılması güç bir şatoda başlar macera. Kurtlar, prensler, cam pabuçlarla, bizi alıp hayaller dünyasına götüren masallar kimi zaman korkularımızla yüzleşmemizi, kimi Bir varmış zaman da iç dünyamızı keşfetmemizi sağlar. Anlattığı hikâyelerle, masallarla, kaleme aldığı kitaplarla inandıklarına inandıran, hissettiklerini hissettiren Judith Malika Liberman, bir yokmuş “dünyayı değiştirmeden önce onu Genellemeler kadınlara engel hayalle deneyimleme ve görme şansımız var” diyor. Kalıp özcüklerin peşine takılıp hayallerle yolculuğa çıkmaya karar verdiğinde henüz 14’ündeymiş Judith Malika Li- berman. Doğup büyüdüğü Fransa’da masalların Smasallarla doldurduğu heybesini ya- yargılar ve yolculuğu nına alıp İstanbul’da biriktirmeye devam etmiş. Bazen yüzlerce yetişkinle bazen de masal tutku- KitaPlarda nu miniklerle kahramanların peşine düşüyor ve Judith Malika binlerce yıl önce kurulan hayallere her birini or- kadınlar Liberman’ın, Masal tak ediyor. Birlikte hayal kurmanın gücüne ina- Terapi, Masallarla nan ve iyiliğin bundan doğacağını düşünen ya- u yazıda kadınla- Yola Çık, Bir Masal zar, hikâye anlatıcısı ve öğretmen Judith Malika ra yönelik olumlu, İyi Gelir, Önce Liberman’la hayat ve hayaller üzerine bir sohbet olumsuz kalıp yargı- Hayal, Taş Çorbası gerçekleştirdik. Söz Liberman’da: Blar ele alınacak, bir ve geçen kasım u “Anlatmak”… Neredeyse tüm yaşamınızı televizyon kameramanına atılan ayında yayımlanan şekillendiren, çizeceğiniz tokat çerçevesinde “kadın duyar- “Yolaçık” adlı yolda size pusula olan “an- lılığı” irdelenecektir. Öncelik- yetişkinler ve latıcılık” nedir? le günlük yaşamdaki kalıp yargı- çocuklar için Bana bir şey söylersen an- larımıza, farkında olmadan yap- kaleme aldığı altı Prof. dr. larım, ama anlatırsan yaşa- tığımız genellemelere değinmek kitabı bulunuyor. rım. Yani bizim iki tane ile- Üst Ün istiyorum. tişim aracımız var. Birini bil- Fen bilimleri dışında genelle- dö Kmen gi aktarmak için kullanıyo- meler her zaman sıkıntı yaratır. ruz, diğerini ise anlatmak... Özellikle sosyal konularda, insan simay Anlatmak yaşatmaktır. Söz- söz konusu olduğunda genelleme Gözener cüklerin hikâyeye dönüşme- yapmak ötekileştirmeye yol açar, tanışmayı, gelişmeyi, si için her birinin arasında geliştirmeyi engeller. anlamlandıran ilişkiler kur- İnsanlar hakkındaki genellemeler, önyargıların sah- mak gerekir. Anlatım, anlam yaratıyor. Anlam te bilimsel kıyafetlere bürünmüş halleridir. Bir grup in- da tercih ve davranışı… O yüzden de dünya- san hakkında genelleme yaptığınızda o insanlar hakkın- yı şekillendiren şey bence hikâyelerdir. Muriel da ihtiyaç duyduğunuz tüm bilgilere sahip olduğunuzu Rukeyser’in dediği gibi “Evren atomdan değil, zannedersiniz. Bu abartılı bir iddiadır. O kişiler kendi- hikâyeden oluşuyor”, ben buna inanıyorum. lerini bile yeterince tanımazken siz onları nasıl dip kö- şe tanıyabilirsiniz? hiPPi Köy Ünde masallar Bazı Genellemeler u Peki, bir hikâye anlatıcısı olarak siz kendi Genellemeleri, kişilerle ilgili olanlar ve gruplarla ilgi- hikâyenizi nasıl anlamlandırdınız? li olanlar şeklinde iki gruba ayırabiliriz. Benim ailem 70’lerde şehirlerden uzaklaşıp İnsanların belirli bir kişi hakkında şöyle dediklerini köye yerleşen hippi neslindendi. Ben de o yüz- çok duymuşuzdur: “Ben onun ciğerini bilirim; ben onun den annemin köyünde bir komün içinde büyü- beynini okudum; ben onun bağırsağının kaç düğüm ol- düm. Günün bittiği ateş etrafında hikâyeler, ma- Judith Malika duğunu bilirim; anasına bak kızını al...” sallar anlatılıyordu. Masallarla yapılan yolcu- Liberman Bir de gruplarla ilgili genellemeler var, birkaç örnek: luk beni çok etkiliyordu. Bu sebeple anlatıcılığı “Bazı ırklar doğuştan aptal ve kötüdür.” meslek edinen annemin çok yakın bir arkadaşın- “Filanca ilden adam çıkmaz.” dan, 14 yaşındayken ilk eğitimimi aldım. Üni- yor masallar, “Hayata hoş geldin” diyor. Hayat- ekran beliriyor ve bu ekrana kendi zihnimizde “Birtakım zihinsel beceriler açısından, örneğin mate- versitede edebiyat ve dil bilimi okumama rağ- ta başına mutlaka bir şeyler gelecek, buna engel yarattığımız filmi yansıtıyoruz. Fakat bugün ar- matik becerisi açısından dünya ortalamasında erkekler men 19 yaşında konservatuvarda anlatıcılık üze- olamazsın. Önemli olan yaşadıklarınla nasıl baş tık aramızda gerçek bir ekran var ve çoğu kur- kadınlardan üstündür. Kadından Shakespeare, Beetho- rine eğitim aldım. Okullarda, hastanelerde, kita- ettiğin. Umut aşılayan masallar “başına ne gelirse gumuzu film şeklinde tüketiyoruz. Roman oku- ven çıkmaz.” bevlerinde anlatıcılığa başladım. İşte benim na- gelsin bunun üstesinden gelebilirsin” der. Hayat- mak veya masal dinlemek yerine bir televizyon “Kadınlar her zaman duyarlıdır, anaçtır.” sıl hikâyeci olduğumun hikâyesi de böyle... ta güzellik ve iyilik ancak umutlu olmaktan geçi- karşısına oturuyoruz ve başka kişiler tarafından “Kadınların empatik duyarlılıkları doğuştandır.” u Bir konuşmanızda “Kış masalların mevsi- yor. Bu yüzden büyüklere ve küçüklere her zaman hayal edilmiş ve bize hazır sunulan hikâyelere “Kadın sanatçılarda özel bir duyarlılık vardır.” mi, gece zamanı” diyorsunuz. İletişim için pek içinde umudu barındıran masallar anlatıyorum. ortak oluyoruz. Hayal kurmak için efor sarf et- Bu genellemelerden hiçbirisi bilimsel anlamda geçer- çok araç kullanan insanoğlu neden masallara miyoruz. Gün içinde beynini rasyonel işlerle li değildir, ispatlanmamıştır. Olumsuz genellemeler de u Hayal etmek ve hayali anlatmak, aktar- ihtiyaç duyuyor? meşgul edip yorulan kişiler akşam kendilerinde olumlu olanlar da temelsizdir. Özellikle ırk ve cinsiyet mak toplumlar için neden önemli? Mevsimlerin yaşandığı tarım toplumlarında yaz, hayal kuracak enerjiyi bulamıyor. Bir süre sonra ayırımına dayalı genellemeler yanlış ve zararlıdır. Masal bahane hayal kurmak şahane… Bir ma- çok çalışmak anlamına geliyordu. Ama kışın in- hayal kurmaktan uzaklaşan kişilerde kullanılma- Erkeklerin birçok alanda kadınlardan daha zeki ve sal ya da hikâye dinleyen kişinin birkaç dakika sanlar oturuyorlardı ve “yapacak hiçbir şey yok- yan ya da az kullanılan hayal kası köreliyor. İn- ünlü gözükmeleri, bir toplumsal illüzyondur; erkek- sonra hayal gücü harekete geçer ve bu gücün al- tu”. Daha fazla evde daha fazla sohbet ederek ve sanların yalnızlıktan, temassızlıktan depresyona egemen toplumlarda ortaya çıkan bir yanılsamadır. Bi- tındaki “hayal kası” aktifleşir. Hayal gücü, bu- daha fazla hayal kurarak vakit geçiriyorlardı. Ek- sürüklendiği çağımızda sorunları teknoloji de- limsel araştırmalara göre, eşit beslenme, eşit eğitim, eşit rada olmayan bir şeyi görebilme ya da hisse- ranın ve ampulün olmadığı zamanlarda kış; birlik- ğil, yeni hikâyeler çözecek. fırsat verildiğinde kadın zekâsının ikinci sınıf olmadığı debilme yeteneğidir. Mesela anneannenin tar- te olma ve hayal kurma mevsimiydi. Artık ne kış anlaşılmıştır. Yine fırsat eşitliği olması halinde zihinsel hana çorbasını aklına getirerek tadını alabilir- kaldı ne de gece… Elektrikle birlikte mevsimler orta K Bir Bilinçaltı beceriler açısından bir ırkın diğerlerine göre belirgin bir sin. Dünyada imkânsız gibi görünen şeyleri ger- de yok oldu. Buna bağlı olarak da birlikte hayal üstünlüğü de yoktur. u Büyük bir tiyatro salonunda ya da sahilde çekleştiren bütün insanlar önce hayal ederek bu- kurmak da... Bugün ise maalesef aynı mekânda Geleneksel toplumlarda ve onun kalıntısı düşünce ya- ateş başında anlatılan hikâyeye ortak olmak, nu görür. Mesela uçmayı ilk kez deneyen kişiler bulunup birlikte aynı ekrana bakıyoruz. birlikte hayal kurup, hissetmek değişimin pılarında kadınları geyşalaştırma gayreti vardır. Batı’nın kendilerini uçurumdan atarken bu- u İnsanların son yıllarda masal- başlangıcı olabilir mi? “Hayatta her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” nu sadece mantıklarıyla yap- lara sarılmasının altında sizce Birlikte masal dinleyen insanlar kendinden sözü, kadını yüceltir gibi gözükse de aslında onu aşağılayan madılar. Rüyalarında, ha- mutluluk arayışı mı var? geçiyorlar, yani hafif bir hipnoza uğruyorlar. bir tavırdır. Prof. Dr. Zehra Yaşın Dökmen hiçbir zaman yallerinde bunun müm- Bir varmış bir yokmuş di- Buna transformasyon sanat deniyor. Örneğin benim arkamda olmamıştır, hep yan yana yürümüşüzdür. kün olabileceğini gör- ye başlayan masallar aslına u masallar kutuplarda bir adamın peşinde olan kadın kar düler. Hayal güçleri- Kadınlar daha mı duyarlı? bakarsanız pek de iyimser kimin için ortaya çıktı fırtınasına yakalanıyor. Kutup ayısına dönüşen ni kullanmamış ol- Kadınların empatik becerilerinin doğuştan olduğu gö- değiller. Başladığı andan ve nasıl oldu da çocuklara adamın ardından buzlu suya giren kadın donu- salardı uçurumdan itibaren ya ülkeye kıtlık rüşü de bir şehir efsanesidir. Tarih boyunca kadınlar indirgendi? yor ve iskelete dönüşüyor. Bu masalı anlattığım atlamak için cesa- kendilerini ve çocuklarını öfkeli kocalarının hışmından gelir ya karakterler an- etkinlikte katılımcılardan biri, biz boncuk bon- Bizi bir araya getiren masallar ret bulamazlardı ne-babaları tarafından koruyabilmek için, onlarla empati kurmaya, eşref saat- cuk terlerken “Hiç bu kadar üşümemiştim” de- aslında herkes için. Bazı sosyologlar ve uçma teknolo- lerini keşfetmeye çalıştılar. Benzer şekilde köle, mujik, terk edilir, ihanete uğrar. di. Masal, sıcak bir yerde anlatılanlarla sizi üşü- çocuklara yönelik kitapların, oyuncakların; jisini gelişmezdi. Bunlar aslında hepimizin maraba da hayatta kalabilmek için efendisiyle empati ten bir hipnoz… yani çocukluk kavramının 19’uncu u Peki, hayal kurmak zorundaydı. başına gelen şeyler. Ma- Dünyayı değiştirmeden önce onu hayalle de- yüzyılda ortaya çıktığını ifade ediyor. tarım gücümüz neden sallar iyimser değil, ama Tüm kadınların duyarlı ve anaç olduklarını söyleye- neyimleme ve görme şansımız var. Bu yüzden toplumunda çalışan ve erken yaşta topluma zayıf? meyiz; bu konuda pek çok istisna vardır. İstisnalar ise iyi bitiyor. O yüzden ben bize iyi gelen hayaller yaratmamız ve bunları dahil olan çocuklar endüstriyel devrimle Birbirimize bir onların gerçekçi olduğu- kaideleri sarsar. Kadınların duygusal açıdan her zaman anlatarak yaymamız gerekiyor. birlikte kendileri için zararlı olabilecek şey anlattığında duyarlı olmadığını gösteren dört örnek: nu düşünüyorum. “Başına fabrikalardan uzak tutulmak adına u Masalların yolculuğu nereden başlıyor? aramızda küçük bir hiçbir şey gelmez” demi- Tarihte öz oğlunun gözüne mil çektiren Bizans kra- okullara gönderildi. masalların İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung, ortak bir liçesi vardır. Bizde kan davasında oğlunu vuran anne çocuk işi olması ya da çocuklara bilinçaltımızın olduğunu ve birbirleriyle iletişi- vardır. Geçenlerde bir televizyon programına saygıde- dönüşmesi de bu tarihlere mi olmayan insanların farklı coğrafyalarda ben- ğer, hanımefendi bir belediye başkanı katılmıştı. Can- denk geliyor. zer hikâyeler üretebileceğini söylüyor. Bunu da lı yayın sırasında televizyon kanalının üst düzey yetki- rüyasını anlatan bir hastasının hiç bilemeyece- lisi kendisine yardım etmeye çalışan kameramana ciddi ği bir İskandinav masalını anlattığında fark edi- bir tokat attı. Bu ortamda kadın belediye başkanı istifini yor. Başka bir teori ise masalların gezdiği yö- hiç bozmadı, böylesine durumlara alışıkmış gibi konuş- nünde… Örneğin İpek Yolu’nun bir masal yo- masını sürdürdü. İrkilmedi bile. Bu olayda kadın duyar- lu olduğu söyleniyor. Aslında insan nereye gi- lılığı da erkek duyarlılığı da yoktu. Birkaç yıl önce bir derse, kurguyla birlikte gidiyor. Benim için il- vakfın hocaları 45 erkek öğrenciye, yapılması akla ve ginç olan evrensel olmaları… Yaklaşık 500 yıl- ahlaka aykırı bir davranışta bulundular. Bir kadın bakan dır dünyanın her yerinde anlattığımız masalların ise bu olayı, “Bir kereden bir şey olmaz” diye savundu. yazılı olarak bulunan en eski olanı Sümerce bir (Aslında bu olayda fiili livata her bir çocuk için birden masal, iki kardeşin masalı… Ve ben bu masalı fazla defa vuku bulmuştu.) Bu olayda da kadın duyar- çok severek, bu çağda İstanbul’da anlatıyorum. lılığı yoktu. O bakan hiç olmazsa, “Bu olaya çok üzül- Sümerlerle aramızda hiçbir bağ olmadığı düşü- düm, o çocukları bağrıma basıyorum” filan demeliydi. nülüyor, ama anlattığımız hikâyeler hâlâ ortak. Sonuç: Duyarlı erkekler, duyarsız erkekler, duyarlı Çünkü ortak bilinçaltından bahsediyor, insan ol- olan ve olmayan kadınlar vardır. Yapılacak olumlu ve- maya dair bir ipucu gösteriyorlar. Yaşam koşul- ya olumsuz genellemeler, bir tür hazıra kaçmadır, ger- larımızdan bağımsız ortak korkularımız, bazı or- çekçi olmamızı, kendimizi geliştirmemizi engeller. tak hayallerimiz var. e d a s n e d e N [email protected] Fotoğraf: Fethi Karaduman
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle