01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 MART 2021 3 Unicef Türkiye’den ‘Okula Dönüş’ kılavuzu Sırada eğitim var HER YERDE EĞİTİM Okulda eğitim riskli ama uzaktan eğitimden de memnun olan yok! Erişemeyenlerin öğREHBER ODASI rarak sabırlı ve anlayışlı olmayı unutmayın. Çocuğunuzu sorun hakkında konuşmaya davet ederek başlayın. İyi hijyen uygulamalarından bahrenme kaybı çok büyük, sedin. Düzenli ve ayrınbunu hepimiz biliyoruz tılı el yıkamanın önemiama her türlü teknolojik ni her gün belirli anlarda olanağı, aile ilgisi vb olan çocukların da eğitimden verim aldıkları pek söyleFİGEN ATALAY vurgulayabilirsiniz. Güvenli bir ortamda olduğunuzdan emin olun ve çonemez. Çoğunun kendisi cuğunuzun özgürce koekran karşısında ama zinuşmasına izin verin. Çihinleri kim bilir nerde! zim, hikâyeler ve diğer etkinlikler Unicef Türkiye’nin, Milli Eğitim bir sohbet konusu açmaya yardımBakanlığı işbirliğiyle hazırladığı cı olabilir. “Okula Dönüş” kılavuzunda, annebabalara, çocuklarının evdeki eğitimini desteklemeye devam etmeleri için beş ipucu veriliyor. u ACELE ETMEYİN: Daha kısa süreli öğrenme seanslarıyla başlayın ve aşamalı olarak bu süreyi uzatın. Hedef 30 veya 45 dakikalık bir seu BİR RUTİN PLANLAYIN: ans yapmaksa 10 dakika ile başlayın Çevrim içi, televizyonda veya rad ve aşamalı olarak süreyi uzatın. Bir yo üzerinden takip edilebilen, yaşa seansta çevrim içi veya ekranda geuygun eğitim programlarını içeren çirilen zamanı çevrim dışı etkinlikbir rutin oluşturmaya çalışın. Ayrı lerle veya alıştırmalarla birleştirin. ca oyun zamanına ve okumaya ayrılacak süreyi de göz önünde bulundurun. Mümkünse bu planları birlikte düşünüp bulun. u ÇOCUKLARINIZI KORUYUN: Dijital platformlar; çocukların öğrenmeye devam etmeleri, oyuna katılmaları ve arkadaşlarıyla iletişim u SOHBETLER YAPIN: Çocuk halinde olmaları için bir fırsat sularınızı soru sormaya ve duygularını nar. Ancak çevrim içi erişimin artsize ifade etmeye teşvik edin. Çocu ması, çocukların güvenliği, koğunuzun strese karşı farklı tepkileri runması ve gizliliği açısından daolabileceğini göz önünde bulundu ha yüksek riskleri beraberinde getiruTüm çocukların eğitim hakkı vardır. uEğitim okulda, evde, her yerde devam etmelidir. uOkul dışında olmak, bir çocuğun geleceği üzerinde olumsuz etkilere sahiptir ve çocuğu çocuk işçiliğine, çocuk evliliğine veya diğer istismar risklerine maruz bırakır. uGünlük okula gitme rutininin çocuklar açısından önemli duygusal ve psikososyal yararları olduğu ortaya konulmuştur. uOkullar; çocukların öğrenmesi, sosyalleşmesi, arkadaş edinmeleri, oynamaları ve normal yaşamlar sürdürmeleri için önemli fırsatlar sunar. uEğitim, çocukların gelişim ihtiyaçlarının desteklenmesinde önemli bir rol oynar. mektedir. İnternetin nasıl çalıştığını, nelerin farkında olmaları gerektiğini ve görüntülü aramalar gibi kullandıkları platformlarda hangi davranışların uygun olduğunu bilmeleri için çocuklarınızla internet hakkında konuşun. İnternetin nasıl, ne zaman ve nerede kullanılabileceği hakkında kurallar koyun. Çevrim içi riskleri bilhassa küçük çocuklar için hafifletmek amacıyla, çocuklarınızın cihazlarına ebeveyn kontrolü kurun. u OKULU İLE İLETİŞİM ŞART: Bilgi almak, sorular sormak ve daha fazla rehberlik almak için çocuğunuzun öğretmeni veya okulu ile nasıl irtibatta kalabileceğinizi öğrenin. Ebeveyn grupları veya topluluk grupları da evde eğitimde birbirinizi desteklemenin iyi bir yolu olabilir. [email protected] Heykele bakarken anımsadım Düşünmek ÜLKER INCE ve eylem Üçbeş yıl önce Paris’te bir aylığına bir daire kiralamıştık, kiraladığımız dairenin bulunduğu bina, Rodin’in evine, yani müzesine yüz metre uzaklıktaydı. Bu ev kiralama usulüne alışmadan önce otelde (hep aynı otelde) kalırdık ve kaldığımız otel odasının (hep aynı odanın) penceresinden Rodin’in Balzac heykelini görürdüm. O heykele hep bakardım. Pelerini, saçları rüzgârda fır fır uçuşan (ya da o izlenimi veren), keskin bakışları ileriye dikilmiş bir Balzac. Heykellerdeki o taşlaşmışlık hiç yoktu o yontuda, hareket vardı, elektrik vardı. HHH Amerika’dan Paris’e bizi görmeye gelen oğlumla birlikte gittik Rodin Müzesi’ne, böyle şeylere çok meraklıdır. Müzeye dönüştürülmüş evin büyük bahçe kapısından içeri girer girmez bahçenin bir köşesinde toplanmış kalabalık dikkatimizi çekti ve biz de hemen oraya seğirttik. Bakılacak şey orada herhalde diye. Tahmin ettiğimiz gibi Düşünen Adam heykeli oradaymış. Herkes ona bakıyor, biz de baktık. Bildiğimiz Düşünen Adam. Ama oğlum, “Gel, asıl yerinde görelim onu” dedi. “Asıl yeri neresi?” dedim. Ben meğer bilmiyormuşum, asıl yeri “Cehennemin Kapıları”ndaymış. Bahçenin başka bir köşesine, kapının bulunduğu yere gittik. Dante’nin cehenneminden sahnelerin Hannah Arendt yansıtıldığı kabartmalarla dolu, kapkara, kalabalık figürlü bir kapı, açılır kapanır kanatların ta tepesinde, yatay panelde küçücük, nerdeyse el kadar bir düşünen adam. Zor görüyorsunuz, o figür kalabalığının içinde. Başlangıçta adı Dante’ymiş, yani İlahi Komedya’nın şairini temsil ediyormuş. Sonradan o yontunun büyük kopyaları yapılmış, oraya buraya dikilmiş, biz daha çok onları biliyoruz ve adı da Düşünen Adam olmuş. HHH Heykele bakarken aklıma Rusların o büyük kültür adamı, Ekim Devrimi’nden sonra eğitimden sorumlu ilk Bolşevik, Halk Komiseri olan Anatoli Lunaçarski’nin Sanat ve Edebiyat Üzerine adlı kitabında bu heykelle ilgili olarak anlattığı bir öykücük geldi: Paris’te oturan bir Rus yontucu bu heykeli merak etmiş, görmeye gitmiş. Lunaçarski’nin anlatımına göre “düşünür dediğin koca kafalı, incecik bacaklı, çelimsiz yapılı bir yaratıktır” ama yontucu bakmış, düşünen adamda “hemen hemen Herakles’inki kadar güçlü (çok kaslı) bir gövde ... oturur durumda hafifçe öne eğilmiş, düşüncelerin ağırlığı altında ezilir gibi. Başı o derecede orantısız ve küçük, alnı da o derecede dar.” Bunun üzerine Rus yontucu kendini tutamayıp bağırmış, “Düşünen adam bu mu, kuzum? Bu, düpedüz hayvan gibi bir adam” demiş. Lunaçarski’nin bu olayı anlattığı makalenin başlığı da “Düşünen Eylem Adamları.” Yani yalnızca düşünen adam değil, yalnızca eylem adamı da değil, ikisi birden. HHH Ben tam bu cümleyi yazdığımda, Paris tatillerimde beni her zaman Almanya’dan ziyarete gelen, bir Alman üniversitesinde dekan olan eski ve değerli öğrencim Dilek Dizdar da bu sabah, okumakta olduğu Hannah Arendt’in kitabından kısa bir özet göndermiş. Hannah Arendt de şunu demeye getiriyormuş: “Özgür olmak, yalnızca korku ve baskının yokluğu anlamına gelmez, toplumsal süreçlere müdahil olmaktır, kişinin kendi sesinin olması, duyulması ve hatırlanacak olmasıdır. Kimsenin elimizden alamayacağı bir özgürlüğümüzdür bu!” HHH Hannah Arendt’in “kendi sesimiz” dediği şey, gerçekten ağzımızı açarak çıkaracağımız gerçek ses olmadığına göre “eylemimiz” olarak anlaşılmalıdır. Yazmadan kâtip, okumadan âlim, koşmadan koşucu olunmayacağına göre, düşünme ve eylemde bulunma özgürlüğünü kullanmadan özgür olunmaz demeye getiriyor yani. İktidar, hırs, özgürlük ve vicdan konusunda düşünmek İş Sanat’tan Dünya Tiyatro Günü’ne ‘Fırtına’lı kutlama İş Sanat’ın başlattığı Provadan İzle adlı çevrimiçi sezonu, William Shakespeare’in “Fırtına” oyununun ilk gösterimiyle 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü kutladı. Shakespeare’in iktidar, hırs, özgürlük ve vicdan temalarını işlediği oyununun tamamı MoTilbe Saran da Sahnesi oyuncuları tarafından bir okuma provası düzeninde sunuluyor. Yönetmenliğini Kemal Aydoğan üstlendiği oyunda başrol oynayan Hüseyin Avnı söyledi. ni Danyal’a Cenk Dost VerMart programının ilk haftadi, Mürsel Yaylalı, Gürsu Gür, larında William Shakespeare’in Zeynep Tuğçe Bayat, Selen “Kış Masalı”, PierreAugustin Şeşen, Münircan Cindoruk, Yaşar Bayram Gül, İnanç KoBeaumarchais’nin “Figaro’nun DüHüseyin Avni Danyal ğünü veya Çılgın Gün”, Moliére’in çak, Kaan Songün, Ertürk Er“Kibarlık Budalası” eserlerinden bökek ve Deniz Elmas gibi tiyatronun lümlerin seslendirildiği Okuma Tisevilen isimleri eşlik ediyor. Cahit Sıtkı Tarancı şiirlerinin yer yatrosu 31 Mart Çarşamba Lope De NISANDA SAIT FAIK aldığı “Düşten Güzel” başlıklı dinletide edebiyatla müzik buluştu. Vega’nın “Olmedo Şövalyesi” eseri ile devam edecek. Provadan İzle, Semaver Kumpan Atilla Birkiye’nin hazırladığı, Meh“Yazarının Sesinden” programında ya oyuncularının Moliére’in ölüm met Birkiye’nin sahneye uyarladı ise bu ayın son konuğu Selçuk Altun süz komedisi “Cimri” yorumuyla, ğı ve Serdar Yalçın’ın müzik yönet olacak. Altun, “Ayrılık Çeşmesi Soşubat ayında başladı. Büyük beğeni menliğini üstlendiği dinletide şiirle kağı” kitabından seslendirdiği bölümtoplayan Cimri, kısa sürede 650 bini ri Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent lerle 29 Mart’ta kitapseverlerle buluaşkın izlendi. Emin Yarar ve Hakan Gerçek ses şacak. Provadan İzle, nisan ayında Sait lendirdi. İş Sanat’ın tüm etkinlikleri YouFaik Abasıyanık’ın aynı adlı eserleŞevval Sam ise Ayşe Ayan (kaTube hesabı ve internet sitesi üzerinrinden uyarlanan “Semaver ve Kum nun), klasik kemençe Binnaz Çeden sezon boyunca ücretsiz olarak izpanya” oyunu ile devam edecek. lik (kemençe) ve Ege Yıldız (tanlenebiliyor. İş Sanat’ın mart programında bur) eşliğinde dinletinin şarkılarıu Cumhuriyet Pazar Mine G. Kırıkkanat, “Adı Öküzden Sonra Gelen” kitabında, tarih boyunca kadına olan bakışı farklı coğrafyalardan, farklı dinlerden ve farklı düşünürlerden seçkilerle ele alıyor. Felsefe tarihinin ünlü düşünürlerinden olup da adeta bir “kadın düşmanı” olan Arthur Schopenhauer’dan, onun örnek aldığı Romantik dönemin ünlü şairi Lord Byron’a; devrimlerin fikir babalarından olmasına karşın “erkek toplumu” hayali kuran Jean Jacques Rousseau’ya kadar onlarca dehanın kadına bakışının temeline iniyor. Kırıkkanat’ın baktığı tüm pencerelerden ise, aynı manzara görünüyor: “Kadının yolunu kesen erkek egemenliği”... Adı Öküzden Sonra Gelen; kadınının, tarih boyunca toplumsal yaşamdan uzak tutulmasına adeta bir kanıt ve başkaldırı niteliğinde... Kırıkkanat; kadının, kaba gücüyle olmasa da, “zekâsıyla” her geçen gün bu egemenliği erkeğin tekelinden alışını ustaca anlatıyor... Kupa Öykücü ve romancı kimliğiyle tanıdığımız Erendiz Atasü, bu yapıtında başka bir yönüyle karşımıza çıkıyor. Atasü, bir aydın ve yurttaş olmanın taşıdığı sorumlulukla, Türkiye'nin sorunlarını irdeleme ve işaret fişeği yakma ihtiyacı hissediyor... Türkiye'nin giderek kaderci bir topluma dönüşmesini, Cumhuriyet'in aydınlanmacı değerinden kopuşu, neoliberalizm ile yaşamımıza dahil olan "teknolojik cahilleşmeyi" ve kadın özgürlüğünün getirildiği son durumu gözler önüne seren Atasü, "Yurdum Gurbet Omasın" diyerek adeta bu yabancılaşmaya başkaldırıyor... 31 Mart 2019'da yapılan yerel seçimlerle, ulusça bir "işaret verildiğine" dikkat çeken Atasü, bu yapıtıyla, çevremizi saran ve gün geçtikçe büyüyen "kültürel yozlaşmadan" arınmanın yollarını da okurlarına sunuyor... Kupa Kupa Orhan Veli Cumhuriyet Cin Ali Cin Ali ve Atı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle