Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                1970’ler İn es İnTİsİ 
Ve moDern Tını
21 KASIM 2021
5
Biz Bulutsuzluk 
aCİl 
Özlemi olarak 
Demokras İ  
kendi sözlerimizi 
“Ben açıkçası 
yazarak kendi 
o şarkı (acil 
dönemimizin bir 
Demokrasi) 3-5 
kesitini ortaya sene çalınır sonra 
zaten Türkiye 
koymayı istedik 
bütün bunları 
ve onu yaptık.
aşacak ve bu 
şarkı bir dönemin 
durumunu 
anlatan bir 
belge gibi 
geçmişte kalacak 
zannediyordum... 
ama maalesef kaç 
yıldır, hesaplarsak 
“Benim yaptığım müziklerde 70’lerin etkisi is-
en az 30 yıldır 
ter istemez aksediyor fakat form olarak 70’le-
şarkıyı çalıyoruz, 
rin etkisi olmakla birlikte modern öğelerin, mo-
fazla da bir şey 
dern elektronik aletlerin de bu çalışmada yer al-
değişmedi, bu da 
masını bilinçli olarak istedik. O yüzden de bir 
beni üzüyor.”
synthesiser’dan çıkan başka ritim olarak olsun, 
atmosfer sesleri olarak olsun, birçok elektronik 
bölümler de o 70’lerden gelen müzik kültürü-
nün arasında erimiş vaziyette. Onu da günümü-
zün müziğine uygun olması amacıyla yaptık. Ya-
ni modern öğeler de var, hem klasik orkestra hem 
koro hem 70’lerin esintileri hem de günümüzün 
teknolojisi ve aletleriyle de beslenmiş çağdaş bir 
çalışma olduğunu düşünüyorum.”
emrah 
kolukısa
Çift plak olarak da yayımlanacak destansı bir albüm: ‘Bedreddin’
Bulutsuzluk 
Özlemi’nin 
yıllardır 
Nâzım’a yakışan eser
beklenen 
“Bedreddin” 
ulutsuzluk Özlemi’nin yeni albümü “Bedreddin” okudu ve böylece şarkılar ve şiirler arasında bir geçiş sağlanmış Tebriz, Kahire ve ülkemizin de değişik yerlerinde ilim ça-
son yıllarda Türkiye’de rock müzik adına yapıl- oldu. Hikâye daha iyi anlaşılır hale geldi... Çok da güzel oldu.  lışmalarında bulunmuş bir düşünür... Eserdeki şiirlerden 
albümü müzik 
mış en çarpıcı kayıtlardan biri. Nâzım Hikmet’in 
birinde özetlendiği şekilde, “Yârin yanağından gayrı her 
u Yanılmıyorsam grubun şimdiye kadarki en hacimli 
gündemine 
“Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı” yerde, her şeyde hep beraber diyebilmek için” diye yazdı-
albümü, 100 dakikalık bir süresi var… 
Badlı şiiri Nurullah Ataç’ın deyişiyle şairin olgun-
bomba gibi ğı dizelerde açıkladığı gibi, üretim araçlarının toplumun 
Başlarken yaklaşık kaç dakikalık bir müzik olacağını tah-
luk dönemi eserlerindendir. “Her parçada şairin artık diline de 
tümünün malı olması gerektiğini, Tanrı’nın bunu bu şe-
düştü. Rock min edememiştim aslında, çünkü bestelenecek olan müzikler 
koşuğuna da hâkim olduğunu duyuyoruz” diyor kitabın Dost 
kilde yarattığını ileri sürüyor. Din, dil, ırk ayrımı gütme-
bir şiirin içerisinde bazen üç tane oluyordu, konu değişiyordu 
opera ya da 
Yayınları etiketiyle 1968’de yapılan baskısının önsö-
den bir felsefe de ortaya koyuyor. Bunun üzerine de mü-
zira ve ona göre müzikler yapılması gerekiyordu. Do-
zünde. Bu minvalde “Bedreddin” albümünün 
ritleri çoğalıyor. Hatta bu müritler arasında her dinden in-
rock oratoryo 
layısıyla her şey bitip ara okumalar da yerine ko-
de Nejat Yavaşoğulları’nın olgunluk çağı-
sanlar var. 
nulunca albüm 101 dakika gibi bir zaman di-
türünde 
“Yerel 
na ait olduğunu söylemek hiç yanlış ol-
Bedreddin aynı zamanda Mehmet Çelebi ile taht kavga-
limine ulaştı.  
tatların bu çalış-
epik bir maz. Bulutsuzluk Özlemi ile 40 yıla 
sı yapan Musa Çelebi’nin kazaskeri, önemli bir adam ya-
yaklaşan bir müzik kariyeri olan Ya- mada kendini hissettirme- u Bedreddin sizce bugün dinle-
ni. Mehmet Çelebi ile Musa Çelebi savaş yapıyor ve Mu-
çalışma olan 
vaşoğulları, az sonra okuyacağı- yenlere ne anlatıyor? 
si gerekiyordu ama evrensel bir 
sa Çelebi yenildiği için Bedreddin de kötü adam ilan edi-
“Bedreddin”in 
nız söyleşide de bahsettiği gibi Bedreddin, 1390’larda başlayıp 
müzik olması için uğraşmak gerekti- lip İznik’e sürülüyor. Eğer, böyle bir savaş Musa Çele-
“Bedreddin” üzerinde çalışma- da 1410’lara kadar süren yaklaşık 
yıllara yayılan 
bi tarafından kazanılmış olsaydı belki bugün biz farklı bir 
ğini de hiç aklımızdan çıkarmadan bu ol-
ya 80’li yıllarda başlamış. En 
600 yıl kadar önce yaşanan olay-
Türkiye’de yaşıyorduk. Bu anlamda önemli... Daha son-
du. Mesela sadece bir yerde bağlama ko-
hikâyesini 
iyisi, biz hiç karışmayalım ve ları konu alıyor. Fakat bu olaylar 
ra ileride, yüzyıllar sonra ortaya çıkacak sosyalist fikirle-
yalım istedim, o da “Sıcaktı” şiirinin sonun-
Bulutsuzluk sözü ona bırakalım… 
o kadar ilginç ki hem ulusal tarih-
rin sanki öncüsü gibi görebiliriz. Belki tarihe dönüp baktı-
da savaş oluyor ve savaşta yeniliyorlar, ora-
le uğraşan insanların hem de dün-
Özlemi’nin ğımızda bir Spartaküs var köle ayaklanması yapan ve on-
u Aslında yıllardır bekli-
da hüzünlü bir bağlama sesi duyuyoruz... 
yadaki sosyolojik olaylarla ilgi-
dan sonra belki de en önemli olay Bedreddin’in öğretisi. 
yorduk “Bedreddin”i… 
kurucu üyesi 
Onun dışında bütün enstrümanlar evren-
lenen insanların ilgisini çekmiş... 
Hangi süreçler yaşandı ve O yüzden önemli.
Yani Alman yazardan tutun Fran-
ve albümün de sel müziklerde kullanılan enstrümanlar 
bugünlere gelindi?
sız yazarlara kadar Bedreddin konu- ro Ck ora Tor Yo DemİŞTİk
ve yaklaşım da öyle. Ama tabii bu 
 “Bedreddin” albümü için bana 
yaratıcısı Nejat 
sunda bir sürü kitap ve çalışma yapıl-
ilk fikri veren, genç yaşta kaybetti-
toprakların müzik anlayışının 
u Albüme gelen ilk tepkiler nasıl oldu?
Yavaşoğulları 
mış vaziyette. Zaten albümün başında 
ğimiz sinema oyuncusu, yazar ve yö-
yansıdığı birçok yer 
Albümü çok ilgiyle karşılayan var. Kısa kısa şeyler dinleme-
Nâzım Hikmet de bu destanı nasıl yazdı-
ile konuştuk. netmen Yavuzer Çetinkaya oldu. “Sen-
var.”
ye alışmış bugünkü kuşağın bunu nasıl karşılayacağı benim için 
ğını açıklıyor. Fırat Tanış’ın okuduğu bölüm-
den böyle bir albüm bekleriz Nejat” dedi. 
de bir merak konusu. Ama zamanla yerine oturacaktır diye dü-
lerden bahsediyorum. İlahiyat fakültesi müderrisi 
Onun üzerine ben çalışmalara başlamıştım... 
şünüyorum. Kalıcı olacak...
Mehmet Şerefeddin Efendi’nin yazdığı risaleden hare-
Aklımın bir köşesinde hep bitirilmesi gereken bir 
ketle bu işe girişiyor Nâzım, çünkü diyor “Bu Bedreddin ola- u Tabii herkes Bedreddin’i canlı dinleyip dinleyeme-
şey olarak duruyordu. “Zamska” albümünden sonra fırsat bu-
yının böyle bir yazarın risalesinde yer alacağı şekilde tanınma- yeceğimizi merak ediyor. Bu konuda bir takvim var mı?
lunca onun üzerine eğildim, kolay da bir iş olmadığı için biraz 
sına gönlüm razı olmadı”... Aslında çok daha geniş bir pers- Tabii ki dinlenecek ve buna bugünden itibaren hazırlanıyo-
uzun sürdü. Bunun için orkestra düzenlemeleri de gerekiyor-
pektifle ele alınması gereken bir mesele olduğunu düşünüyor ruz. Kolay bir iş olmayacak, büyük bir orkestra ve büyük bir 
du, kendim yapacaktım fakat Murat Cem Orhan ile tanıştım. 
Nâzım. Koğuş arkadaşlarından birinin, Ahmet’in, “Senden de koroyla sahnelenecek. 
Orhan şu an Türkiye’de çıkışta olan en yetenekli orkestra şef-
böyle bir destan bekleriz” demesi üzerine yazıyor bu şiiri; ta-
lerinden biri... Onunla müthiş bir uyum yakaladık ve düzen-
u Albüme bir rock opera denebilir mi? 
lemelere başladık. Diğer işlerimiz nedeniyle ara ara çalıştık bii uzun uzun araştırarak...  
Aslında biz bu albüme, koro ve orkestra da olduğu için, rock 
ve düzenlemelerin bitmesi de zaman aldı. 
u Nedir sizce günümüzle olan bağı ve önemi? oratoryo dedik... Ama ilk çıkan bazı yorumlarda şöyle bir şeye 
Bedreddin’de biraz İslam’la tanışan Orta Asya’dan gelen de rastladım: ‘İlk rock operası da Bulutsuzluk Özlemi’ne ait’... 
u Fırat Tanış da katkıda bulundu...
Metinleri, şiirleri bağlayan düz metinler vardı arada, onları Türklerin yaptığı bir sentez var aslında ve tasavvuf düşün- Bütün şiir bestelendi, düz konuşma şeklinde bir bölüm yok, hep 
kısaltarak Fırat Tanış’a yolladık. Fırat Tanış onları albümde cesiyle de karışıyor. Bedreddin çok iyi eğitim görmüş, müzik var. O yüzden de opera gibi de düşünülebilir gerçekten.  
‘sözler İmİ ger İ alamam’ ne Den çok se Vİl Dİ?
özlerimi Geri Alamam”ın kitleler üzerinde garip tarafından da söylenmişti mesela; böyle ilginç bir durumu va konserlerinde çalarız diye düşünüyordum... Tam 80’lerin 
sonu, 90’ların başı gibiydi, Türkiye bir atılım içine girmiş, 
bir etkisi var. Bunu bir amaç için direniş yapan var bu şarkının. Neden derseniz, o şarkıdaki müzikle sözün 
“S insanlar da söylüyor, bir ilkokulun müzik der- güzel bir uyumu var diye düşünüyorum, artı melodiler gü- 12 Eylül’ün sıkıntıları geçecek bir an önce hava gibi su gibi 
özlediğimiz ve ihtiyacımız olan demokrasiye kavuşacağız... 
sinde öğretmenler tarafından çocuklara da söyletiliyor, bir zel... Bir de insanların kalbine giden bir yol var şarkıda ama 
kurumun yaptığı bir toplantıda da çıkılıp söyleniyor... Gezi buna da ben değil sosyologlar araştırıp cevap verirse daha İşte o dönemde bir sabah kalktığımda Acil Demokrasi’nin 
sağlıklı olur sanki. sözleri dökülüverdi ve hemen kalemi alıp yazdım. 3, 5 sene 
Parkı’nda gecenin üçünde İtalyan piyanist Taksim Atatürk 
Anıtı’nın önünde piyanoyla çaldığı zaman büyük bir kitle Acil Demokrasi’yi bestelerken de aslında ben bunu açık ha- çalarız geçmişte kalır zannediyordum...”
emrah kolukısa
u Klasik müzik 
u ‘En Güzel Parçam’  
Kaçırmayın
tutkunları CRR’ye
Zorlu PSM’de
emal Reşit Rey Konser Salonu ye- eynep Özyağcılar’ın yazıp oy-
C ni sezonda klasik müzik tutkunları- Z nadığı tek kişilik oyun “En 
nı mutlu edecek. 28 Kasım’da CRR’de Güzel Parçam” bu hafta izleyiciy-
bir konser verecek olan dünyanın sayı- le buluşuyor. Kayhan Berkin’in 
lı orkestralarından Kremerata Baltica, yönettiği ve yapay zekânın dün-
piyanist Georgijs Osokins ve vibrafo- yayı değiştirdiği bir gelecekte ge-
nist Andrei Pushkarev’e eşlik edecek. çen oyunu 27 Kasım akşamı saat 
u ‘Dexter’ geri döndü
Konserin başlama saati 19.00. 20.30’da izleyebilirsiniz.
aranlık Yolcu Dexter ya da tam 
K adıyla Dexter Morgan, bir dö-
u Jo Nesbo’dan yeni 
u Tevfik Fikret kitabı sergi oldu
u Lady Diana’nın hayatı 
nem TV ekranlarının en favori seri 
katillerinden biriydi. Onu en son sırra 
oç Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan “Tevfik Fik-
polisiye: ‘Krallık’
beyazperdede
kadem basmış bir şekilde bırakmıştık, 
K ret” kitabındaki görsellerden oluşan dijital baskı-
olisiye edebiyatın yıldız ismi Jo Nesbo’nun bundan 8 yıl önce. Şimdi beIN Con-
997 yılında şaibeli bir trafik kazası sonucu ha- ları Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sergileniyor. 
1
P yeni kitabı “Krallık” Doğan Kitap etike- nect ekranlarında “Dexter: New Blo-
yata veda eden Lady Diana’nın hayatını anlatan “Tevfik Fikret” kitabına eşlik eden onlarca şiir, fotoğ-
tiyle okurla buluştu. Beklenmedik sürprizler- od” adlı diziyle favori katilimiz geri 
“Spencer” adlı film bu hafta vizyona girdi. Lady raf, resim ve çizimden seçilen görsel malzemeden “dijital 
le dolu, gerilim dozu yüksek bir roman olan döndü ve tabii ki elini kana bulamakta 
Diana’yı Kristen Stewart’ın canlandırdığı filmin büyütme”lerle kurulmuş olan sergide, arşiv niteliğindeki 
“Krallık” dilimize Solina Silahlı çevirmiş. gecikmedi. Meraklılarına duyurulur.
yönetmen koltuğunda Pablo Larrain oturuyor. değerli kitaplar da yer alıyor. 
Fotoğraf: Cumhuriyet Pazar
            
    
