29 Eylül 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 OCAK 2021 7 OKUDUKLARIM İZLEDİKLERİM Fotoğraf: Kurtuluş Arı Sevgili okurlarım, bazen tek bir cümlenin çevirisinin, insanı ümitsizliğe düşüren büyük bir emek gerektirdiğini bilir misiniz? Bilimsel metin çevirmenlerine övgü 1 9 6 5yılı ürünlerinden uzunca şiirim “Bir Gün Mutlaka”nın ortalaDÜŞÜNDÜKLERİM HHH 40’lı yılların ardından 60’lı yıllarcek bir çeviri ürünü birikimine sahibiz. Bunu ise sadece yabancı dil bilgisi bakımından rında şöyle bir dize vardır: da ülkemiz bir çeviri cennetiydi dedeğil, çevirisini yaptıkları kişinin ve alanın derin “Ne yapsam... Ne yapsam... Dekart nebilir. bilgisine sahip olarak seçkinleşmiş bilimsel metin okuyorum sonradan” Özellikle de siyasal meçevirmenlerimize borçluyuz. Dekart okuma isteğinin şiirdeki işlevi tinler alanında. HHH üzerinde ayrıca durulabilir. Örneğin bilimsel İster istemez sadece kendi merak alanlarımSöz konusu şiirde daha ilk dizeyle başsosyalizm metinlerila ve kendi okuduklarım) ya da layan yaşam ve duygu sağanağına Dekart nin okura böylesine okumakta olduklarımla) sı(Descartes) okumakla bir an mola verme isteği, aslında o üniversiteli yıllarımdaki, yaşamımın da gerçeğiydi. ATAOL BEHRAMOĞLU bir hızla birbiri ardına sunulması önceki dönemlerin hiçbinırlı kalarak örnekler vermek isterim. Yakın zamanda yiŞiirlerin, romanların, siyasal metinlerin rinde hayal bile editirdiğimiz sevgili dosyanı sıra felsefe okuma isteğiyle de dolup lemezdi. Heidegger tum, arkadaşım Bertan taşıyordum. Bu alanda, ikisi de artık hayatta olOnaran’ın çevirileri olHatta hukuk öğrenimine devam edemeyeceğim mayan sevgili Erdost kardeşlerin Sol masa, bana büyük düdaha en başlarda anlaşıldığında bir süre DTCF Fel ve ardından gelen Onur Yayınları’na şünce ufukları kazandısefe Bölümü derslerini izlemiştim. ve o yayınların çevirmenlerine ülran Wilhelm Reich’ı taFakat ne sevgili Nusret Hızır Hoca’nın daha çok matematiğe benzeyen modern mantık dersleri, ne kemizin düşünsel ve siyasal yaşamı çok şey borçludur. nımamış olacaktım. Sartre Yine, düşünceleriyle karde tutucu hocaların tekelindeki sağcı ahlak felsefeFakat Batı dünyasında düşünceşılaşmaktan mutluluk duysi bana göreydi... nin bütün alanlarında ulaşılan doduğum büyük düşünür Ernst Tutkumu, MEB klasiklerinin yeni baskılarını oku rukların, 19. ve özellikle de 20. yüzBloch’un dev yapıtı “Umut İlkesi”ni Tanıl makla karşılamaya çalışıyordum. Descartes’ın “Yön yıl ürünlerinin hiç değilse belli başBora’nın olağanüstü emek ürünü çevirisitem Üzerine Konuşma”sı, Leibnitz’in pek de anla lılarının dilimize çevrilmeleri için bir ne borçluyuz. madan okuduğum “Monadoloji”si bunlardan aklı kaç on yıl daha geçmesi gerekecekti.. Bir başka büyük bilim insanı Thomas ma ilk gelenlerdir... Bugün, söz konusu bilimsel metin çe Thomas Kuhn Kuhn’un baş yapıtı “Bilimsel Devrimlerin Fakat istediğim sanki tam olarak bu da değildi... virilerinin bir çoğunun arka sayfalarınYapısı”ndan çok şey öğrendim. Çevirmen NilüDaha başka, daha yeni bir şeylerin arayışında gibiy da yer alan baş döndürücü kaynakçaları oluşturan fer Kuyaş’ın önsözü, diyebilirim ki kitabın kendisi dim...Yabancı diller öğrenme tutkumun başlıca ne ürünlere (yabancı dil bilmeksizin) ulaşılması müm kadar önemli ve değerlidir. deni de buydu... kün değilse de çağdaş düşüncenin, bilimsel araştırŞu anda elimin altındaki kitaplardan “Ölüm ve Dilimizde bulamadığım kitapları bulup okumak... ma alanlarının hemen hepsinde, küçümsenemeyeFelsefe”nin çevirmeni Nur Küçük’ün çeviri emeğine ve başarısına hayranlık duymamak mümkün değil. Yine arada bir okumakta olduğum “Varlık ve Zaman”ın (Heidegger) çevirmeni (bu çetrefil düşünür üzerine kapsamlı bir kitabı da olan) Kaan H.Ökten’in çabası için bütün övgü sözleri eksik kalır. “Heidegger, Moderniteyle Hesaplaşma/ M.E.Zimmerman) adlı çevirisini okumak üzere ayırdığım Hüsamettin Arslan’ın hemen hepsi Paradigma yayını olan çeviri listesi gerçekten baş döndürücüdür. J.P.Sartre’dan “Varlık ve Hiçlik” çevirisi için (Turhan IlgazGaye Ç.Eksen) benzer şeyler söylerim. Notlar alarak okuduğum kitaplar arasından çekip çıkardığım bir başkası:Ateizm.(Robin Le Poidevin/Ayrıntı Yayınları), bilimsel metinlerin her zaman başarılı çevirmeni Abdullah Yılmaz’ın bir çeviri ürünü.. Bu yazıyı yazmakta olduğum sırada kargodan beklediğim bir kitap çıkageldi: St.Augustinus, İtiraflar. Latinceden çeviren Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken. Sevgili okurlarım, bir kitabın değil bazen tek bir cümlenin çevirisinin, insanı bazen nasıl ümitsizliğe düşüren büyük bir emek gerektirdiğini bilir misiniz? Yönetimdeki siyaset ülkeyi her şeyiyle uçurumun dibine çekmeye çalışırken bilimsel metin çevirmenleri bu ülkeyi diliyle ve düşünce dünyasıyla Prometheus’ça bir çabayla, çağdaşevrensel düşüncenin burçlarına yükseltmeye çalışıyor. Bin sevgi onlara, bin övgü... H enüz ikinci ekran tecrübesi olmasına karşın, Sefirin Kızı’ndaki Topal Zehra karakterine başarıyla hayat vererek izleyicilerin takdirini kazanan bir isim Cemre Öktem. Küçüklükten gelen “biri olma” hayalini somutlaştırarak adım attığı oyunculuk yoluna her gün yeni tecrübelerle karşılaşarak devam ediyor. Öktem ile Zehra’yı ve hayatının bilinmeyenlerini konuştuk. u İlk ekran tecrübeniz 2017’de gerçekleşmiş. Aslında yeni bir yüz sayılırsınız. Biraz sizi kendi cümlelerinizle tanımak isteriz. 23 yaşındayım, İstanbul doğumluyum. Şu an dizi sebebiyle Bodrum’da yaşıyorum. Dans etmeye ve şarkı söylemeye bayılırım. En büyük hobim yabancı dil öğrenmek. u Dans ve şarkı sadece hobi seviyesinde mi? Uzun yıllar bale yaptım. Çocuk balesinde asistanlık da yaptım. Şarkı söylemek için şu an şan dersleri alıyorum ama hobi olarak altı yaşımdan beri elimde saç fırçasıyla kendi sahnemdeyim. (gülüyor) u Bu sanırım ikinci dizi rolünüz ve aslında bir hayli zorlu bir rol. Çünkü ayağında sorun olan bir karakteri canlandırıyorsunuz. Evet. Zehra’nın tek travması ayağında değil. Bu aksaklığa sebep olan bir travma var. Konağın dominant bir annesi var. Ataerkil bir ev. Ruhen de travmaları olan bir karakter Zehra. sevgiyi vermeyi biliyor u Nasıl hazırlandınız role? Fiziki olarak tabanlık kullanarak çalıştım ama işin psikolojik boyutu biraz daha emek istedi diyebilirim. Çünkü Zehra üzücü bir kaza ile topal kalıyor. Önceden fakir olan ailenin en küçük kızı. Üç kardeş beraber yatmak zorundalar. Bir kulübede yaşıyorlar. Daha altı yaşındayken bu kazayı geçiriyor. Aslında topal olmak bir eksiklik değil ama çevreden gelen bakışlar, imalar insana kendini eksik hissettiriyor. O yüzden Zehra da bunun eksikliğini yaşıyor ve kadınlığı, güzelliği, birine âşık olmayı hiç bilmiyor. O herkes için topal Zehra ve arkasında “onunla kimse evlenmez fikri” var. Benim için büyük bir tecrübe oldu. u Karakteri de bayağı içselleştirmişsiniz. Çok seviyorum Zehra’yı. Bana çok benziyor, aşırı neşeli ve anlayışlı. Aynı zamanda gerçeklerle yüzleşip, “haydi çözelim bunu” diyen bir kız. O yüzden belki yaralarını bu kadar hızlıca kabullendim. u Karakteri çözümlediğinizde bu kadar iyiliksever olmasını neye yordunuz? Bunu sevgi açlığına yormak istemiyorum. Babası yok ama çok da sevgiyle büyütülen bir kız. Büyük ağabey baba gibi. Anne için evlatları her şeyden önce geliyor. Aldığı sevgiyi vermeyi bilen bir kız. O yüzden bence. Cemre Öktem’le pazar sohbeti yaTreışkım kendimle DEN İZ ÜLKÜTEKİN Sefirin Kızı’nın “Topal Zehra’sı” Cemre Öktem salgın koşulları sebebiyle uzun süre sonra adım attığı İstanbul’da bize bilinmeyen yönlerini anlattı. “Ailedeki (dizi) karakterler hepimizin ailesinde olan karakterler. Bence bu yüzden kötü karakterler de sahiplenildi. Hayatta da öyle. Kimse salt kötü olmuyor. Kötü bir insansa da bir sebebi oluyor.” u Sefirin Kızı’nın bu kadar sevilmesini neye yoruyorsunuz? Bence hikâye çok güçlü. İçinde tutku, kavuşamama, öfke ve sahiplenmek de var. Bizim izleyicimiz bunu yaşamayı sevdiği için, görmeyi de seviyor. u Zehra’nın kötü yönü ne sizce? Zehra hiç kimseye kötülük yapmadı. Ancak kötü huyu ne derseniz, çok affedici. Sevdiklerine yapılanları asla unutmuyor ama kendisine yapılanları çok çabuk affediyor. köye yerleşebilirim u Sizin pek onaylamadığınız bir davranış biçimi sanırım. Evet, sonuçta önce can, sonra canan. (gülüyor) Ben Cemre olarak sevdiklerime yapılanları unutmam, kendime yapılanları da atlamam. u Hikâye daha küçük bir yerde geçiyor, belki böyle yerlerde insan çevresindekileri daha kolay affediyor. Evet, Zehra sadece üniversite için İstanbul’a gelmiş, okulu bitirip Muğla’ya dönmüş. Hep aile içinde büyüdüğü için böyle olmuş olabilir. u Salgın sürecinde Bodrum’da gereğinden de fazla süre geçirdiniz sanırım. Evet, İstanbul’u çok seviyorum. Salgından önce belli aralıklarla iki gün de olsa geliyordum. Ancak artık öyle bir şey Hanım’a audition vermeye, yok. Mümkün olduğunca yeu Küçük yaştan zaten orada tanıştık. rimizde durmalıyız. Ben de beri oyunculuk kabullendim. Annemi ayhedefiniz var mıydı? lardır görmedim. FaceSadece biri olma hali time ile idare ediyoruz. çok hoşuma giderdi. Bütün Neyse ki Bodrum’u da oyunlarımda bir karakter yaratıp, çok seviyorum. Artık “bugün mutsuz, çünkü şöyle şeyler Bodrumlu oldum di yaşadı” diyerek kendi senaryomu u Rolü aldınız mı? Hayır. (gülüyor) Eğitimden sonra çok fazla audition’a girmeye başladım. Oyunculuk ilk başyebilirim. hazırlardım. Genelde şarkıcıları ladığınızda çok fazu Oralara yerleşip organik tarım yapma planınız mı var yoksa? Tarım yapamam. Topraktan pek anlamıyorum, ama köye yerleşebilirim. seçiyordum. u Hangi şarkıcıları? İsimleri yoktu. Tamamen kendi kafamdan üretiyorum. Bir gün saçları kırmızı ve bordo oje süren bir kadın, ertesi gün sarışın, ertesi gün mavi saçlı rock söyleyen bir kız filan... Yaşım ilerledikçe iyice şekillendi ve karar la arayacak ve bulacak şeyinizin olduğu bir ortam. Oralarda cebelleşirken, bir gün Aşk ve Mavi’nin seçmelerine girdim. Akşam onaylandım, erteu Oyunculuk eğitimiverdim. Böylece si gün yapımcıyla tanışni nerede aldınız? yolculuğum başladı. tım, akşamına uçağa biAslında önce menajerim nip Ürgüp’e gittim, erteSema ile tanıştım. Sema bana, si gün setteydim. Her şey 48 “yeteneklisin ama bu yeterli desaatte gelişti. Rüya gibiydi. Sonğil, eğitim alman gerekiyor” dedi ve ra 9 Eylül’e Fransızca Öğretmenliği eğitime yolladı! Beyti Engin’le çalıştım, çok sevdiğim hocam. Bölümü’ne girdim. Dediğim gibi dil öğrenmeyi çok seviyorum. u İlk auditionı (deneme çekimi) nereBoştaydım da bari dil öğreneyim dede aldınız? dim. Bir sene İzmir’de Fransızca öğretATV’de Bu Şehir Arkandan Gelecek di menliği okudum, ardından Sefirin Kızı’na ye bir yapım vardı. Oraya gitmiştim Sema verdim. Ve şimdi Bodrum’dayım. u Fransızcanız ne durumda? Gerçekçi Biraz unuttum ama şu an Fransa’ya gidersem, aç kalmam. Yemeğimi, kahvemi sipariş edebilirim. ve DEVAM EDİYOR u Oyunculukta geçirdiğiniz üç sene içinde camia ve insanlar hakkında ne söyleyebilirsiniz? İlk başta “herkes çok mutlu” diye bir algıdaydım. Birden negatif şeylerle de yüzleşmeye başladım. Sonradan bir genelleme yapılamayacağını ve herkesin kendi hikâyesini yazdığı bu yolda beraber yürüdüğümüzü fark ettim. O yüzden sektördeki insanlara fazla anlam yüklemekten de vazgeçtim. Benim de tek yarışım kendimle, kimseye anlam yüklemediğim için hayal kırıklığına da uğramıyorum. Ben gerçekçiyim biraz. Acı verse de değişmeyeceğini bilip, bir sonraki ana devam etmekten daha mutlu oluyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle