Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 AĞUSTOS 2020 3 Aklımın gizli kıvrımlarında Öteki ÇUVALDIZ anneme veda ELÇİN POYRAZLAR elcpoy@gmail.com Birini sonsuzluğa yolcu etmenin belki de tek tesellisi o kişinin bir daha ölmeyecek olması. Ölüler bizi mutlak bir insanın bu ülkeye asla bir kez daha gelmeyeceğini gözlerini açarak öğretirdi bana. Evle ilgili küçük işler versin di terk edişle geride bıraktıklarında; ye tutturduğumda, elime bozuk pa ölüm, bizde önce kavrayış eksikliği ra tutuşturur, “Git Arnavutlardan süt ne, sonra isteksiz bir kabule, sonun al” derdi. Parayı küçük elimde sıkı da yakıcı bir özleme dönüşüyor. sıkı tutarak koşar, sokağın sonunda Sevdiğimiz birini yitirmek za ki evin avlusunda kocaman bir inek manlı bile olsa erken geliyor. Özel besleyen göçmen kadının sütü sağ likle bu kişi sizi büyüten, gözeten, masını, bakır kovanın fışkıran sütle sizi korumaktan, sevmekten ve al dolmasını büyülenmiş gibi izlerdim. kışlamaktan asla vazgeçmeyen bir Sonra sütü dökmemek için yavaş kadınsa. Babanızı doğurmuş olsa da yavaş eve yürür, metal kapının de anneniz ise. Büyükanne olarak siz liğinden sarkan ipi çekerek içeri gi den ana şefkatini, dost muhabbetini, rer, babaanneme bu işi başardığımı hayat öğretmenliğini esirgemeyen, gururla bağırırdım. varoluşunuzun önemli köşe taşların Hem çocuklarının hem de benim dan biriyse. okumam onun için en büyük hedefti. ONA BORÇLUYUM Ben eğitimime devam ettikçe gözleri parlar, “Oku kızım, koca eline bakma, Bir göçmen çocuğu olarak savaş kendini ancak sen kurtarırsın” derdi. lardan kaçan akrabalarımın yeni topraklarda hayat kurma kararları, zaman içinde dağılmaları ya da ha yata veda etmeleri beni iki taraflı üst kuşakla yaşamanın keyfinden mahrum bıraktı. Dedemin ben küçükken ölümü nün ardından bir tek babaannem oldu hayatımda. Ailesi Saraybos nalı, tuttuğunu koparan bu Boşnak kadını her şeyin önüne çocuklarını ve onların çocuklarını koydu. Bana gizli gizli ‘Elime doğdun, sen benim yedinci çocuğumsun. Kimseye söyleme en çok seni seviyorum’ der, ben koskoca kadınken bile bayramlarda elime para sıkıştırmaya çalışırdı. Babaannem Nebiye Poyrazlar 97 yaşında hayata veda etti. Eğer çocukluğum mutlu geç tiyse şüphesiz ona da borçluyum. Oturduğumuz modern apartmanın arka sokağında dedemin kendi el leriyle yaptığı büyük avlulu müs takil eve, bir hapishaneden kaçar gibi gizlice gider, anne ve babama “Ben artık burada kalacağım” diye rest çekerdim. ‘AH KEŞKE’ DERDI Evin yarı salon yarı mutfak yaşa Namaz kıldığı zamanlarda sırtına ma alanında kış geceleri çıtırdayan atlayıp, kahkahalarla gülerken hiç kestaneleri eline alır, üfleyerek so kızmaz, duasını yüksek sesle okuya ğutur, bana yedirirdi. Ağzım yan rak beni uyarır, bitince “Haydi sana masın diye paşa çayını bardak altlı börek açayım” der, gül şeklindeki ğına döker, şekerli sarı sıvıyı bana sıcacık Boşnak böreklerini bir çırpı gülerek içirirdi. da önüme dizerdi. En sevdiğim şeylerden biri onun Yurtdışında okumam hoşuna git la pazara gitmekti. Bende çocuk memişti ama eğitim için her şeye lar için küçük, onda büyük boy pa katlanmaya hazırdı. Vatana her dö zar çantaları, eliyle diktiği bir örnek nüşümde onu görünce yaşlılık yor uzun eteklerle el ele yürür, pazarcı gunluğu bir anda geçer, hemen eski ların sergiledikleri ürünlere bakar, öykülerine başlar, “Ah keşke ben de babaannemin çatır çatır pazarlık et senin yanında olsam” diye yakınır, mesine tanık olurdum. sonra beni beslemeye çalışırdı. Evinin balkonuna ben rahat oyna Babaannem Nebiye Poyrazlar yayım diye minderler, halılar serer, bu yaz 97 yaşında hayata veda et oyundan aklıma açlık bile gelmediği ti. Ölmeden önce ona sarılarak, ba için bir anda önüme konan sıcak lok şını okşayarak veda etme fırsatı bul malar ve karpuzu iştahla yerdim. “Da duğum için kendimi şanslı hissedi ha ye, biraz daha ye” derdi sürekli. yorum. Vefatından sonra şunu anla Yaşını sorduğumda gururla başı dım: Nebiye benim genlerimde, yü nı kaldırır, “Ben Cumhuriyet çocu reğimde, karakterimde, zekâmda ve ğuyum. Anam beni Yunan kaçar aklımın gizli kıvrımlarında hâlâ ya ken doğurmuş” der, Atatürk gibi bir şıyor. Çünkü anneler ölmez. Bir hayvan evlat edinin Bekir, Mardin’de daha bir günlükken sokağa terk edilmişti. Çiftlikte çok zorlu bir büyüme sürecinden geçmiş. 34 ay evin içinde yaşamış. Bekir Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Der Çiftliğe en son gelen kurbanlık neği, İstanbul’daki çiftliğinde Türkiye’nin dört bir yanından kurtarılan at, eşek, deve gi inek Çiçek oldu. Çiçek, derneğin yönetim kurulu başkanı Okan Oflaz ile... bi yaklaşık 200 hayvanı yaşama döndürdü. Adalar Oflaz, “Çiçek, bizim uzun daki yangından ağır yaralı kurtulan hamile at Saku zamandır tanıdığımız ra da uzun tedavi süreci sonrası bu çiftlikte iyileş köylülerden birinin, ti, kızı Kiraz’ı doğurdu. Şiddete maruz kalan, ölmek gördüğümüzde başını üzereyken kurtarılan bu canlar, gönüllü yardımıyla hayata tutunuyor. Şu sıralar ilaca ve ota ihtiyaçları var. Destek için derneğin web adresi: yhkkd.com okşadığımız dünya tatlısı ineği. Son tohumlamada buzağı tutmadığı için kurbanlık olarak satışa Twitter: @infowarf @Oflzokn u Cumhuriyet Pazar çıkarılmıştı” diyor. kaOranruvneramdıenyain! Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’ndan anne babalara: REHBER ODASI FİGEN ATALAY Çocukların duygularına önem ve kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Cüceloğlu, anne ve babalara, “Sakın çocuğunuzun yerine geleceğini planlamayın, onun adına karar vermeyin, hapishane inşa edersiniz! Onunla sohbet edin, tanıyın, kendini ifade etmesine, sorumluluk almasına izin verin” diyor. Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), velilere yönelik düzenlediği online seminerde, Psikolog Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nu konuk etti. “Belirsizlik Döneminde Yaşam ve İlişkiler” başlığı altında online seminer veren Prof. Dr. Cüceloğlu, ailelere şunları söyledi: Doğan Cüceloğlu Duyguların farkı ÇOCUKLARIN na varDUYGULARINA mak, KULAK VERİN hakkı nı vererek ifade etmek, karşısındakinin duygusunu anlamak çok önemli. Bir okul sistemi, yöneticilerini ve öğretmenlerini bu tür duygusal bir duyarlılık içinde alıyorsa, öğretmen eğer sınıfa böyle bir farkındalık içinde giriyorsa; o okuldan mezun olanların çok büyük bir kısmı anlamlı, coşkulu bir yaşamın peşine düşer ve başarır. ÇOCUĞUN ‘ÖZ’ÜNÜ BESLEYİN İ ki insan birbirinin farkına varınca iletişim ve ilişki başlar. Bu iletişim ve ilişki içinde iki kimlik ortaya çıkıyor. Birisi sosyal kimlik; doktorum, mühendisim, yazarım, anneyim, babayım gibi... Sosyal kimlik tabii ki çok önemli fakat hayata anlam veren benim ‘can’ dediğim öz kimliktir. Kökleri besleyen çiftçinin ağacı gür, dalları çok ve meyvesi bol olur. Çocukların canınıözünü besleyin, çünkü sosyal kimliği o besleyecek. Temel değerlerle, öze giden mesajlarla ancak bunu yapabilirsiniz. Meslek ‘EN İYİYİ YAPMAK’ KALICI ler hızla değişecek, 30 yıl hat OLACAK ta da ha önce sinde şim diki birçok meslek kalmayacak. Ama şu hep geçerli olacak: Elinden gelenin en iyisini yapmayı bilen kişiler gele ceğe gidenler olacaklar. İş kura caklar, mutlu evlilikler yapacaklar, sağlıklı çocuklar yetiştirecekler. Eli nizden gelenin en iyisini yapmak ve yaparken şevkle yapmak; başarının anahtarı budur. MİMAR OLMAK İSTİYORSA Çocuk mimar olmak istiyorsa mutlaka birkaç mimarla hatta o mimarın çocuklarıyla tanıştırın, bir mimarlık ofisine götürün, bir süre çalışmasını sağlayın. Mümkünse hayalini kurduğu meslekleri tanıması için yazları götürün, o iş alanlarını iş başında görmesini sağlayın. Bırakın üzerinde düşünsün ve o kişilerle sohbet etsin. Tanışmalı, çalışmalı, izlemeli ve sonrasında ‘evet’ demeli. GÖNLÜNÜN MURADINI KEŞFETSİN Çocuğun kendisi için uy gun, mutlu olacağı mesleği yani ‘gönlünün muradını’ keşfetmesi lazım. ‘El âlem ne der, parası ne kadar, mesleği’, sürdürülebilir bir mutluluk getirmiyor. Eğer kişinin özü ile mesleği ar kadaş haline gelmişse, o zaman işini şevk Çocuğun hayattaki şev le yapar ve başa kini desteklemek ai rılı olur. Çocuğun, gönlünün muradını keşfetmesine yar ÇOCUĞUN ŞEVKİNİ SATIN ALAMAZSINIZ lenin ve eğitimcilerin elinde. Kesinlikle bu çocuğun şevkini bisikletle, bilgisayar dımcı olabilirsi la, ayakkabıyla sağla niz. Sohbet içeri yamazsınız. Bu çocuklar sinde kendini tanı satılık değil, hele özleri hiç masına fırsat veren bir ai satılık değil. “Seni en pahalı okul le, bir eğitim ortamı oluş lara göndereceğim, mühendis ya turmamız çok önemli. Ai pacağım, evlendireceğim, ben senin lenin, öğretmenlerin des hayatını planladım yavrum” de teğiyle, sohbetiyle, çocuk mek, denetim odaklı bir sevgidir ki ların gönlünün muradını bu gerçek sevgi değildir. Çocuk bu keşfetmesine fırsat verin, nu anlar, gözlerinin feri söner, ha gerisini onlara bırakın. yatta şevki kalmaz. ERGENLE SOHBET EDİN, NASİHAT VERMEYİN Özellikle ergen çocuklarla sohbet etmeye çalışın, nasihat vermeyin, onları dinleyin. Ergenin yaşantısını yönetmeye çalışmayın bu, mümkün değil. O ancak kendi davranışını yönetir. Ailece konuşun, sohbet içinde iş bölümü yapın ve onlar da sorumlulukları doğrultusunda zamanlarını yapılandırsınlar. Unutmayın: Yaşam bir ekip işidir ve hayat anlamını ilişkiler içinde bulur. Haber başlığındaki PATI GÜNLÜKLERI manipülasyon ve Nero N ero’nun öldürülmesi, hayvanların yaşam hakkına saygı duyan herkesi derinden yaraladı.Görüntü kayıtları ortaya çıkana dek, başta failler ve kimi medya organları cinayeti manipüle etti. Bu haber önce “sokakta gezerken, eşine durduk yere saldıran ve ısıran köpeği vurdu” şeklinde yayılmıştı. Başlığı bu şekilde atılan haberlerin altı, köpek düşmanlığıyla tanıdığımız “köpek sorunu” adlı grubun üyeleri ve benzer kişiler tarafından katile destek mesajlarıyla doldu. Kısa sürede olayın perde arkası aydınlandı. Mağdurun Nero, faillerin ise hem suçlu hem güçlü olduğu çok net ortaya çıktı. ISIRIP ISIRMADIĞI MEÇHUL Kayıtlarda, Erkin çiftinin köpek sahibi Deniz Şenocak’ın yaşadığı villanın kapısına dayandığı görülüyor. Başta, Alp Erkin ile Nero’ya bakan kişi kapı arkasından tartışıyor. Daha sonra Sadiye Erkin, bir anda çocuğunu işlek yolun ortasına bırakıp, sal Nero’nun öldürülmesi hepimizi çok üzdü. Serbest bırakılan fail Alp Erkin’in ise daha önce başka bir komşusunun köpeği Tekila’yı da öldürdüğü ifade ediliyor. Yasasızlık canımızı yakıyor. dırgan bir tavırla villanın ka pısını açıyor, demir kapıyı birkaç kez Nero’nun suratı na çarpıyor. Nero’nun canını Nero acıtan ve onu kışkırtan kadın, evini ve bakıcısını ko ruyan köpeğe adeta kendini ısırtıyor. Aslında o da meç hul, ısırıp ısırmadığı, anlaşılmıyor. Bu olay sırasında silahla gelen kocası, evinin bah çesinde olan Nero’yu iki el ateş ederek öl dürüyor, üstelik kendi çocuklarının gözü önünde... Soruyorum, siz saldırgan(!) bir köpe ğin bahçesine girer misiniz? Hayvan sal dırgan olsaydı, o kadın kapıyı açıp ona şid det uygulamaya cesaret edebilir miydi? Ya pabildiğine göre hayvan onu daha önce hiç korkutmamış. Aksine, Erkin çiftinin, hay vana o gün bakan kişiyi “seni gebertece ğiz” şeklinde tehdit ettikleri ve eve dönme DEN IZ lerini karşı kaldırı YAVAŞOĞULLARI ma park ederek bekledikleri iddiası var. cdenizy@gmail.com Üstüne üstlük bagaj da hazır bekletilen bir silah da çok kuşku lu. Öldürülen bir insan olsaydı, ki kurşun sapsa olabilirdi o zaman bu planlı bir cina yet sayılırdı. Doğru dürüst bir hayvan hak ları yasası olsa, tartışılacak yanı yok. Fail Alp Erkin’in daha önce de komşusunun kö peği Tekila’yı kasti şekilde arabayla ezdi ği ortaya çıktı. ADALET ISTIYORUZ Bu tip davalarda toplumsal baskı önem kazanıyor. Sosyal medyadan #Neroiçinadalet ve #AlpErkintutuklansın etiketlerine destek verip, adaletin sağlanması için çağrı yapabilirsiniz. Nero’nun ailesinin ricası da bu. Rahatça sokak hayvanlarına şiddet uygulayan bu caniler, artık evlerimize girip köpeklerimizi öldürür hale geldi. Nero, bu hafta silahla vurulan üçüncü köpek. Erdek’te Cesur adlı bir köpek öldürüldü. Yalova Aydınkent Sitesi’nde sahipsiz bir köpek vuruldu. Yasasızlık devam ettikçe, katliamlar bitmeyecek. #HAYVANHAKLARIYASASIHEMEN etiketini, yasa çağrılarımızda kullanıyoruz, destek olun. İyi pazarlar, sevgiler...