Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 28 HAZİRAN 2020 Projeye ilişkin gelişmeleri Twitter’da @BizimhikayemizO adresinden takip edebilirsiniz Bizim yok sayılan hikâyemiz Kadın odaklı sözlü tarih çalışması “Kadınların Hafızası, Kadınların Medyası”, bu günlerde Bizimhikayemiz.org üzerinden erişime açılacak. Tamamı kadın araştırmacılardan oluşan ekip, herkese açık çok önemli bir arşiv oluşturuyor. Kadınlar anlatıyor, günlüklerini paylaşıyor, bulundukları kentte nerelere gidiyorlarsa, haritalar oluşturuyorlar. HİLAL KÖSE Loughborough Üniversitesi’nin desteğiyle yürütülen projenin sözlü tarih görüşmelerini Kampüssüzler yapıyor. Günlük hayat notları, kadın hakkı savunucularına da yol gösterecek, tarihe iz bırakacak. İşin içinde bir de iç dökme var ki beni en çok heyecanlandıran kısmı o. Bütün kadınlar bilir ki hikâyeleri paylaştıkça, yükler hafifler, köprüler kurulur, dayanışma başlar... Burçe Çelik Meral Camcı Çiğdem Anad Kadınlar nasıl yaşıyor? Burçe Çelik, dört yıl önce Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisiydi. Barış Gaziantep’ten orta/alt sınıf kadınlarla görüşmeler yapıldı. Kendini modern diye tanımlayan kadın, ev işçisi kadın, kültür emekçisi veya gazeteci ka akademisyenleri hakkında dın, emekli öğretmen kadın ki davalar, işten çıkarmalar di neler yaşıyor? Bunun gibi pek rekt kendisini etkilemese de çok soru yanıt buluyor. ortam artık onun için de tatsız dı. Yurtdışı seçeneğini araş ONLAR ANLATSIN tırdı, İngiltere’deki Loughbo Çelik: “İstiyoruz ki araştır rough Üniversitesi’nden ka macılar gazeteciler, sanatçı bul alınca, 11 yaşındaki oğluy lar, aktivistler bu arşivden ya la Londra’ya taşındı. Oğlunu rarlansınlar. Kadınlar bire bir doktora yaparken Kanada’da gündelik hayatın içindeki so doğurmuş, ‘gezenti bir ikili’ runlarını, yaşam mücadelesi olarak İstanbul’dan göçmek ni ortaya koyduğu için politika zor olmamış onlar için. Bizim geliştirenlere ya da kadın ör Hikâyemiz Platformu’nun fi gütlerine yardımcı olmasını is kir annesi. tiyoruz bu verilerin. Çoğu za İletişim tarihi çalışan, femi man, ‘kadınlar şunu yaşıyor, nist tarihle ilgilenen ve sözlü bunu yaşıyor’ diyoruz ya, biz tarih çalışmalarının içinde yer istedik ki kadınlar ne yaşadık alan bir doçent. “Hep eksikli larını kendileri anlatsın.” ğini hissederiz, belli konular Çelik’i şimdiye kadarki gö da tarih çalışmaları hiç yoktur. rüşmelerden en çok 12 Eylül Kadınların tarihin içindeki ro vurgusu etkilemiş. “O yılla lü, hayata katkısı hep görün rı yaşayan kadınların hayatın mez kılınır” diyor. da darbe çok vurucu” diyor ve Bu fikirden yola çıkarak son ekliyor: “Siyasi mücadelenin 20 yılın kadınlar üzerindeki et içinde olsun olmasın kadın kisine odaklanmaya karar ve lar darbeden direkt etkilenmiş riyor. Türkiye’deki otoriterya ler. Güvensizlik hissiyatı, en nizmin kadınların hayatında gellenme hissiyatı çok yoğun. neleri değiştirdiğini, kadınla Kadın cinayetleri çok konu rın otoriterliğe nasıl yanıt ver şuluyor, Ensar Vakfı’nda ço diklerini merak ediyor. Proje cukların yaşadığı istismar ka nin özü, kadınların gündelik dınları çok etkilemiş. Ötele hayattaki hikâyelerinin nasıl nen kimliklere ait kadınların oluştuğunu, yaşamı nasıl kur hissettikleri farklı. AKP kapi duklarını görmek. Hikâyeler talizmiyle yaygınlaşan inşaat herkesin erişebileceği açık sektöründe çalışan kadın mi bir arşivde toplanacak. Plat marların, kadın çalışanların formun web sitesi de çok ya çok özel dertleri var. Daha pek kında açılacak. Ankara, İs çok hikâyeyi dinleyeceğiz. Bu tanbul, İzmir, Diyarbakır ve uzun erimli bir proje.” Amacımız tarihi geri almak ... M eral Camcı, yargılanıp beraat eden barış akademisyeni, bir ‘kampüssüz.’ Kampüssüzler ise bir dayanışma akademisi. 2016’da farklı üniversitelerden ihraç edilmiş ve çoğunluğu kadın olan barış akademisyenlerinden oluşuyor. Yaz okulları, atölyeler yapıyorlar, okuma grupları var. Gasp edilen haklarını geri alma mücadeleleri sürüyor. Beraat ettiler ki Camcı cezaevine bile konulmuştu ancak OHAL Komisyonu’nun önündeki dosyalarının kapağı dahi açılmadı henüz. görüşmeleri ve araştırma yapan ekipteyim... u Kadınlar, ne söylüyor? Her bir yaşam hikâyesi biricik ama kadınlık durumunun ortak kesenleri var. 70’lerinde emekli öğretmen bir kadın ile 30’larında, kırsaldan kente göçmüş ve meslek sahibi olamamış kadının ortak hikâyesi nedir, bunu göreceğiz. Kadınların hangi şartlarda olurlarsa olsunlar belli bir saatte eve dönme gereklilikleri var mesela bu bir ortak kesen... u Hikâye paylaşımı nasıl bir duygu, yükü var mı? Göz göze olmak değiştiriyor. Araştırmacı ile görüşme u Bu süreci nasıl geçirdin? cinin her ikisinin de kadın olDayanışma ve mücadele ile. ması bu anlamda bir ilk. Bir u Battaniye de ördün, Instagram’da gördüm. (Gülüyor) Ördüm ve hâlâ likte gülüyorsunuz, hüzünleniyorsunuz, duygusal yakınlık ve ortaklık kesinlikle oluyor. parçaları birleştiriyorum. Parçalar rengârenk bir bütüne doğru gidiyorlar. Duyguları dışavurum işte... Metin oluşturmak gibi, biliyorsun benim işim metin oluşturmak... İki yıl Almanya’da JohannesGutenberg Üniversitesi’nde Çeviri Fakültesi’nde misafir öğretim üyesi olarak bulundum. Çeviri yapıyorum. Aras Yayıncılık’tan yeni çıkan bir çevirim var: Aslan Kadının Mirası. Amerikalı Ermeni akademisyen Arlene Avakian’ın hayatöyküsü. Dağıtıma yeni girdi, heyecanlıyım... u Kadınların görünmeyen tarihi bu... Evet, kadınların yok sayılan tarihini görünür kılmak ve o tarihi geri almak aslında en genel anlamıyla. Görünmeyen, biricik, özgün hikâyelerin ses bulmasını sağlamak ve tarihe not düşmek, bir karşı tarih yazmak. Son derece erkek egemen olan tarih bilimi bakış açısının dışına çıkarak, önemsiz ve sıradan görünen tekil hikâyeye hak ettiği önemi atfetmek. Çünkü o hikâye yaşadığımız toplumsal dönem, tarihsel koşullar hakkında çok u Ya Bizim Hikâyemiz? önemli bilgiler veriyor, bi Kadın odaklı bir sözlü tarih zim amacımız da işte o bilgi çalışması, ben de sözlü tarih ye erişmek. Asıl belirleyici siyaset Çiğdem Anad, ekrandan iyi tanıdığımız bir isim. Gezi direnişinin ardından işsiz kaldı. Şimdi İngiltere’de Cambridge’de yaşıyor. “Yeni okumalar, araştırmalar ve yazılarla geçti üç yıl” diyor. “Durduğum Yer Benim Değil” adlı kitabı Doğan Kitap’tan birkaç ay önce çıktı. Bizim Hikâyemiz’in medya ayağını yürütüyor. Kadın hakları konusunda çok uzun yıllardır mücadele eden kimliklerle söyleşiler yapıyor. İlk konuğu CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’ydu, dileyen YouTube’dan Bizim Hikâyemiz kanalından izleyebilir. On beş günde bir yeni bir konukla kadınların meselelerini masaya yatıracak. SIYASİ IRADE EKSIK! u Kadınların her anlamda erkeklerle eşit yaşamasının önündeki en büyük engel nedir size göre? Asıl belirleyici: Siyaset. Siyasetin biçimlendirdiği toplumsal düzende en çok kadınların kullanıldığı görülüyor. Ailede kadına verilen rolden iş hayatında kadına biçilen role, çocukların yetiştirilmesinde asıl yükü anneye taşıtmaktan kadının doğuracağı çocuk sayısından kılık kıyafetine kadar, kadını tek tipe sıkıştıran, bu tek tipin dışına çıkan kadınlar için ahlak sorgulaması yapan ve kadın cinayetlerini doğal afet gibi karşılayan erkekler topluluğunun belirlediği siyaset en büyük engeli oluşturuyor. u Kadın hakları açısından sizi umutlandıran ne oldu yakın zamanda? Sekiz Mart’taki “Susamam Anne” pankartı genç kadınların susmayacağını gösteren bir slogan. “Camiler de sokaklar da geceler de bizim” pankartı, başörtülü ve başörtüsüz kadınların dayanışmasını gösteren ve erkeklerin biçimlendirdiği toplumsal düzene karşı ortak bir direnişin ifadesi. Kadın hakları için çok iyi yasal düzenlemeler yapılmasına karşın, uygulamaya geçirilmemesi de siyasi irade eksikliğinin açık ifadesi. u Sizi bulmuşken medyanın durumunu sormalıyım. Kim kendini nasıl kandırırsa kandırsın, kim başkalarını kandırmaya çalışırsa çalışsın, kim “ama fakat” diye lafa başlarsa başlasın, ana akım medya 2007’de tam bir kuşatma haline girdi. Sansür önce haberlerde başladı, sıra programlara geldi, 2011’de programların nefes borusu da kesildi, 2013’te ana akım medyanın defteri dürüldü. u İngiltere’ye alıştınız mı? İngiltere öğretici bir yer. Bütün farklılıklara gerçekten saygıyla anlamak üzere yaklaşmayı, önyargıları kırmayı, daha sade hayat biçimlerini öğretti. Bu kadar zengin bir ülkenin bütün siyasetçilerinin en ufak harcama için bile her hafta parlamentoda hesap verdiklerini görmek çok etkileyici. Londra’daki bir üniversitenin Türkiye’de kadın hakları araştırması için destek vermesi de ayrıca hepimiz için dikkat çekici değil mi! ‘Küçük öğretmen’: Dünyada bir siyasi partiye liderlik eden ilk kadın oydu Emekçi kadınlar Ravera’yı unutmadı Temmuz 1930. Faşist İtalya’nın İsviçre sı nırındaki Maggiore Gölü’nden geldikle 10 ri kayıktan inen iki kadın kendilerini bekle vera olmasaydı İtalyan Komünist Partisi kaybolup gidecekti.” Söylenen doğrudur. Partinin yasaklanması, kaydırdı. Sık sık İtalya’ya geçerek antifaşist direnişi yönetiyordu yoldaşlarıyla. İşte yakalanması da bu geçişlerinden birinde olmuştu. yen adamla buluştular. Sıcak bir öğleden sonrasıdır. Gramsci’nin tutuklanması sonrası partiyi o yaşattı Aylar süren gizli toplantılar sonucu kararlaştırılmış gerçekten de. O olmasaydı, İKP sağ kanadının lide TOGLİATTİ SORDU: “O NEREDE?” bu buluşmada kendilerine ri Angelo Tasca’nın partililere geri çekilme öneri Yargılanarak on beş yıl hapse mahkum edilen, katılacak diğer arkadaşla si kabul görebilir, koca bir direniş cephesi olan par cezasını sürekli bir hapishaneden diğerine yollana Bİ DÜNYA İNSAN rını beklemekteler. Ancak ti etkisizleşebilirdi. Bu öneriye karşı durup diren rak çeken Ravera’nın 1939’da partisinden uzaklaş onlar yerine Mussolini’nin meyi parti çizgisi haline getiren odur. Parti liderli tırılması tam bir trajedidir. Almanya Dışişleri Ba faşist polislerince çevrilir ği ile ülke dışı örgütler arasındaki ilişkileri yeniden kanı ile Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Molotov etrafları. Birisi buluşmayı düzenlemekle başlar işe. Ülkenin hemen her yerine, arasında yapılan anlaşmaya itirazıdır bunun nedeni. ihbar etmiştir. Yakalanıp, kimlikleri çok bilinmeyen “flamingo” adlı militan Parti saflarına yeniden 1945’te kabul edilecektir. sorguya alınırlar. lar aracılığıyla belgeler, mesajlar iletir. Gizli genel Partinin Genel Sekreteri Togliatti, faşizmin ye Kadınlardan biri kimli merkezini Cenova dışındaki küçük bir kır evine ta nilgisinden sonra Turin’deki parti merkezine gel MUSTAFA K. ERDEMOL ğini uzun süre direnmesine rağmen açıklamak zorun da kalır. Polisler tam sekiz yıldır peşinde oldukları ki şinin o olduğunu görünce şaşırırlar. Arandığı yıllar boyunca faaliyet yürütürken kullandığı sahte isim ler arasında “Micheli” de olduğu için faşist İtalya istihbaratının erkek olduğunu düşündüğü karşıla rındaki kadın İtalya Komünist Partisi (İKP) Genel Sekreteri Camilla Ravera’dır. Sade yüz hatlarına sahip, ince çerçeveli gözlüklü Camilla Ravera li saldırısı altındayken İtalya Komünist Partisi’ni bir arada tutma yükünü üstlenen müthiş bir komünist militandır. Polisler şaşırmakta haklıdırlar; karşılarındaki kadın dünyada bir siyasi partiye liderlik eden ilk kadındır. Sonraki yıllarda ülkesindeki feminist hareketin de en önemli figürüne dönüşen Ravera, genç yaşında yazdığı yazılarıyla, dünya komünist hareketinin en büyük kuramcıların şıdığı partinin çalışma gruplarını yeniden örgütler. DİRENİŞİN ÖRGÜTÇÜSÜ Ravera, partiyi bir arada tutan yoğun ilişkiler ağını kurmak, yeniden inşa etmek için sürekli seyahat etmek zorunda kaldı. Önemli bir yayının dağıtımı için de olabilirdi, gizli parti toplantıları için de. 1928’de Komünist Enternasyonal’in altıncı kongresi için Moskova’ya da gitti. Uluslararası Kadın Sekreterliği’nde çalışması için Sovyetler’de kalması önerildiğinde reddetti. Ülkesindeki faşist rejime diğinde yoldaşlarına “Ravera nerede?” diye sorar. Biri, utanarak, artık partide olmadığını söylediğinde Togliatti’nin tepkisi “şaka mı yapıyorsunuz. Ravera’yı bulup hemen buraya getirin. Bu aptallıktan da daha fazla söz edilmesin” olur. Togliatti ile karşılaşmasını “sessizce kucaklaştık. 13 yılı aşkın bir süredir birbirimizi görmemiştik” diye anlatan Ravera’nın sonrasında uzun bir parlamenter hayatı olur ülkesinde. Ravera ile yoldaşlarının olağanüstü çabaları sayesinde İKP, 194345 antifaşist direnişini başarıyla kırk yaşındaki Ravera, “Küçük Öğretmen” diye de dan Antonio Gramsci’nin dikkatini çeken, Palmi yönelik mücadelede daha da aktif olmayı seçti. sürdürebilmiş, Mussolini rejiminden sağlam çıka bilinir yoldaşları arasında ama bu ona asla uyma ro Togliatti, Umberto Terracini, Alfonso Leonetti, Sovyetler Birliği dönüşü partinin Cenova mer bilmişti. 18 Haziran bu muhteşem devrimci kadının yan bir tanımlamadır. Çünkü bu zayıf bedenli ka Felice Platone gibi dev komünist önderlerin yolda kezinin bir muhbirin polise verdiği bilgilerle orta doğum günüydü. 14 Nisan 1988’de kaybettiğimiz dın çelik bir karaktere sahiptir. Faşist polisin sürek şı olan büyük bir devrimcidir. “Eğer” derler, “Ra ya çıkması üzerine Ravera, çalışmalarını İsviçre’ye Camilla Ravera’nın hatırasına saygıyla, sevgiyle.