Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                1 MART 2020  5  “Emeğe  Uzun yıllardır ‘kodlama’ üzerine çalışan Prof. Dr. Selçuk Özdemir:  muhtaç duyulmayan, kas gücüne gerek olmayan bir  Öğretmen artık  dönemdeyiz.  bilginin kralı değil Birisiöylebir yapay zekâ geliştiriyor ki o işi yapmaya  Selçuk Özdemir  hayatını adamış insanların bütün işlevselliği bir anda çöpe atılıyor.”  K odlama, bir süredir hayatımıza giren yeni terimlerden biri. Tam olarak ne olduğunu da bilmiyoruz, ne işe yaradığını da. Çocuğumuz “kodlama” eğitimi almalı mı acaba? Alırsa ne olacak? Almazsa çok geride mi kalacak? Çoğumuzun doğru dürüst bir fikri yok. Online eğitim platformu Bilişim Garajı ile binlerce öğrenciye “kodlama”nın da aralarında bulunduğu “yeni nesil” beceriler üzerine eğitim içeriği sağlayan Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Özdemir ile bu konuyu konuştuk. u Eğitim alanında neler oluyor?  NASIL OLACAK? 300 yıldır hâkimiyetini kurmuş klasik okulculuk bunun önemini anlamaya çalışıyor ama hâlâ gelişmiş ülkelerde bile ciddi tereddütler var. Yeni teknolojilere ilk tepkiyi en hızlı veren topluluklar hep hızlı yol aldılar. Süreç, Türkiye gibi geri kalmış ülkeler için fırsattır. Bizler ve önceki nesiller iyi ve doğru eğitilmedik. Yeni nesilleri yeni dönemin üretim araçlarına göre doğru şekilde eğitebilirsek 10, 20, 30 yıl sonra bizim yaşadığımız zaman kayıplarını bu çocukların telafi edeceğini ve onların medeniyet treninin en ön vagonlarına geçeceğini tahmin ediyorum. Zekâ ve yetenek sorunu yok, fırsat sorunu var.  Tarih boyunca sermaye emeğe muhtaç  FİGEN ATALAY  durumda. İnsanın kas gücü çok kritik. Tarihte ilk defa öyle bir insan grubu çıkıyor  ki bırakın emeğe muhtaç olmayı, ben artık  “Öğretmene saygı bitti.  emeği önemsemiyorum, kas gücünün benim için kıymeti yok diyen bir dönem başlıyor ve yıkıcı bir şekilde üzerimize doğru geli  Tüm dünyada bilgi tekeli  yor. Aklı başında ülkeler eğitim modellerini buna göre değiştirmeye başlıyorlar. Biz eğer yeni dönemin eğitim modeline ayak uydura  öğretmendeydi ama şimdi öğretmen  mazsak, çocukların hayal ettiklerini teknolojiyle buluşturup insanların sorunlarını çözen inovasyonları ortaya çıkarmaya vesile olan becerileri onlara kazandıramazsak cid  her şeyi bilmiyor. Köy  di bir yıkıma maruz kalacağız. Öyle bir yeni eğitim modeline ihtiyaç var ki öğretmenin kitabındaki bilgiyi aşan bir  Enstitülerindeki durum söz konusu. Öğretmenin aktardığı ki  uygulamalı bilgiye, hayatın  tapsal bilgideki testleri çözen gençlerin başarılı sayıldığı bir ortam değil, tam tersi öğretmenin anlatmadığı yepyeni şeyleri yapa  bilgisine çocuklarımızı  bilen gençlerin çok daha başarılı olduğu bir döneme giriyoruz. Öğretmenin anlattığı şeylerin bir kıymeti kalmadı.  döndürmemiz  Çocukları, yaratıcı, eleştirel düşünen, se  gerekiyor.”  bat gösteren, azim gösteren, hata yapmaktan korkmayan, hata  BILIŞIM GARAJI’NDA  sından ders çıkartan, başka insanlarla işbirliği yapan gençler hali  NELER OLUYOR? 2012 yılında bir grup akademisyen tarafından hizmete açılan online eğitim platformu Bilişim Garajı, 516 yaş arası çocuklara ‘kodlama’, ‘üç boyutlu tasarım’, ‘akıllı cihaz tasarımı ve programlama’, ‘web tasarımı’ ve ‘girişimcilik’ alanlarında bilgi ve beceri kazandırmayı hedefliyor. Kendi kullanıcı adı ve şifresiyle giriş  ne getirmeyip sadece testlerle belli rutin beceri leri tekrarlayabilir ve en iyi tekrarlayanları da ODTÜ’ye Boğaziçi’ne yerleştirip kendimizi kandırır  yapan öğrenci ve öğretmen, 25 bin  sak matbaayı ıska  multimedya sayfadan oluşan 90  lamaktan, buhar ma  farklı derse erişebiliyor.  kinesini ıskalamaktan  çok daha zor bir duruma  Öğretmen artık bilginin kral ve kraliçesi değil. ‘Ben ne dersem odur ‘değil. Öğrencinin bütün kaderi öğretmendeydi. Psikoloji çalışmalarına göre bir insan kontrolü başka insana bırakınca insan zihinsel sistemini kilitliyor. Artık öğrencinin düşünmesi gerekiyor. Öğretmenin sınıf kontrolünü paylaşıp yeniden mezara kadar öğrenci olması gerekiyor. Artık herkesin mezara kadar öğrenci olduğu bir dönem başladı. Öğrendiğiniz bir şeyin geçerliliği çok kısa olabilir. u Bilişim Garajı’nda neler yapılıyor? Temel amaç insanları mutlu edecek çözümler üretmek. Yakın zamanda bireysel kullanıma da açılacak ve 5 yaş üzeri herkes yararlanabilecek. 39 devlet okuluna da bağış yaptık. Çocukların, basit bir bilgisayar ve internet bağlantısı varsa kendi kendilerine öğrenmelerini sağlayan platformuz biz. u Kodlama nedir ve neden önemli? Kodlama makinelere emir vererek, ne yapacaklarını söyleyerek düşündüğümüz bir şeyi onlara yaptırma becerisi. Makinelerle konuşma dili. Dönemin üretim aracı. 2000’li yıllardan itibaren dünyadaki bütün sektörlerdeki en önemli üretim aracı akıllı cihazlar ve bilgisayar olmuştur. Akıllı cihazlara ve bilgisayarlara ne yaptıracağınızı ancak bu dili öğrenerek başarabilirsiniz. Her nesil çocuklarına o dönemin üretim araçlarıyla iş yapma becerisini kazandırmak zorunda. İnsanların ihtiyaçları kadim olmuştur ama o ihtiyaçları karşılayacak araçlar moda olmuştur. Bu dönemin aracı kodlama,  EĞITIM EVRILIYOR Kontrol duygusu insanları eyleme yönlendirir, kontrosüzlük eylemsizliğe itiyor. Sınıfta kontrol öğretmende. İnsan eyleme geçtiği müddetce öğrenmiş. Yeni modelde kontrolü kademe kademe onlara bırakmak zorundayız. Çocuğun ‘ben yapabiliyorum’ duygusunu tatması lazım. Çocukların, hatadan korkmayacakları hatadan öğrenecekleri ama eylem içinde olacakları bir eğitim ortamı kurgulama zorunluluğumuz var. Bilgi hepimiz aşmış durumda. Eğitim dünyası, öğrencinin ve öğretmenin beraberce denediği, yanıldığı, hatta zaman zaman öğretmenin öğrenciden öğrendiği yepyeni bir eğitim ortamına doğru evriliyor.  TEMEL SORUN! Türk eğitim sisteminin sağlam bir felsefesi yok. Temel felsefe olmaması sizi yoldan çıkarıyor, bu yüzden bütün projeler boşa çıkıyor. Hiçbir projenin dayanak noktası yok. 1 milyon 200 bin öğretmen var. Öğretmenlerin öyle bir motivasyonsuzluğu öyle bir inançsızlığı var ki, “ne yaparsam yapayım maaşım artmıyor, kıdemim artmıyor” diyor. Türk eğitim sistemi hiçbir derste kazanılan bigi ve beceriyi diğer derse aktarma becerisine sahip değil. Birçok göl yapıyorsunuz ama birleşip büyük bir su gücü vermiyor. Biz Köy Enstitülerinde bunu yaptık. Dünyanın geçmeye çalıştığı IB modelinin temeli Köy Enstitüleridir. Türkiye dünyada pratiğe döken ilk ülkeydi. Toplumun genlerinde bilgi var, bilgelik var ama İslamiyete geçişle beraber medrese yapısı bizi bilgi kavramından uzaklaştırdı. hayata ait bilgiye değil, biat edilecek kuramsal veya değişmez bilgiye yönlendirdi. Köy enstitülerindeki pratik bilgiye, uygulamalı bilgiye, hayatın bilgisine çocuklarımızı döndürmemiz gerekiyor.  LOGOS Güncel meselelere bilimsel cevaplar Gündelik hayat dertlerinden küresel  düşeriz.  ama 50 yıl sonra ne olacağını bilmiyorum.  sorunlara, aklımıza takılan her şey  Onu geleceğe kazandırmak görevimiz  Atakan fenomeni  A takan adındaki 10 yaşında toplumun ilgi odağına oturan çocuk  parlak yoğunluğunu duygusal yapısı taşıyabilecek mi? Bir çocuğun, bir gencin, bir erişkinin “bilişsel etki merkezi” zihinsel gelişimi  gencimizi izliyoruz.  yönetir. Bu yönetim merke  Yaşının üstünde, alı  zi, akıl yürütme, muhakeme  şılmadık bir yetkinlikle  etme, bellek gibi işlemlerle  kitaplar okuyor, konuşu ERDAL ATABEK insanın “bilme, anlama, so  yor, şaşırtıyor.  run çözme” gibi edimlerini  Spinoza gibi, Jean   sağlar. Aynı zamanda “duy  Jack Rousseau gibi düşünürlerden gusal zekâ sistemi” de gelişmek  söz ediyor, açıklamalar yapıyor.  tedir. Bu sistem de, duygularımızı  Bir “üstün zekâlı çocuk”, bir “gif tanımamızı, denetlememizi, duy  ted child” olayı gibi görünüyor.  gusal etkileri yönetir.  Elbette, medya olayı atlamıyor,  Doğuşumuzla birlikte aktif olan  sosyal medya parlatıyor ve Atakan “dürtülerimiz” ise çocukluk çağın  bir ekran yıldızı olmaya doğru yol da denetimi zor isteklerimizi öne  alıyor.  sürer, büyüdükçe, eğitildiklerini  Şimdi sorumuz şu olmalı: Biz bu denetimi artar.  gidişle acaba bu yetenekli çocuğumuza destek mi oluyoruz, kös  ÖZGÜVENİ SARSILIR  tek mi?  İşte bu üç yaşam merkezinin ya  Çocuk yıldızlar hep bu ikilemin şa uygun, duruma uygun “senkron  kavşağına gelmişlerdir.  eşzamanlı” gelişimi çok önemlidir.  Amerika’nın çocuk yıldızı Shir Eğer bu gelişim “asenkron zaman  ley Temple çok sevimli bir beyaz sız” olursa, gelişkin bilişsel gelişi  perde yıldızı olarak filmler çekmiş, mi henüz olgunlaşmamış duygusal  büyüyünce unutulmuştur.  çatı taşıyamaz.  Çocuk yıldızların parlak dönem  Bu durumda, erken gelişen ço  leri sonra nasıl bir seyir izler?  cuklar bir süre sonra düş kırıklı  Şimdi, Atakan gibi, yetenekli ol ğına uğrar, özgüvenleri sarsılır ve  duğu açık bir çocuğumuz bu yoğun çevrelerine küserler.  ilgiyle, bu heyecan verici hızlı yol Kendilerine haksızlık yapıldığı  culukla nasıl baş edecek?  nı, anlaşılmadıklarını, çevreleri tara  Gelişkin akademik zeâasının  fından kullanılıp atıldığını düşünür,  duraksamalar, gerilemeler yaşarlar. Atakan olayına bu açıdan da bakmamız gerekiyor. Toplumun aşırı ilgisi, ekranların parlak görüntüleri, yaşıtlarıyla ilişkilerini nasıl etkileyecek? Karşılaşacağı yalnızlaşma, kıskançlık duyguları, tepkisel davranışlar 10 yaşındaki bir çocuk genci nasıl etkileyecek? ŞİMDİ DAHA ZOR Bir yandan gördüğü ilginin verdiği haz, öbür yandan farklılaşan konumunun yaratacağı sorunlar dikkate alınıyor mu? Kanımca, hem Atakan hem de ailesi psikolojik destekle desteklenmelidir. Bu yetenekli çocuğumuzun birçok benzeri gibi hayal kırıklığına uğramasına izin verilmemelidir. Aslında, daha pek çok çocuğumuz çeşitli yetenekler taşımaktadır. Ancak, standart eğitim sistemimiz bu yeteneklerin gelişmesine uygun bir ortam yaratmamaktadır. Hele de son dönemin getirdiği “şartlanmış inanç baskısı” eleştirel düşüncenin önüne yeni engeller koyarken yetenekli çocuklarımıza daha da dikkat etmemiz gereklidir. Atakan ve onun gibi çocuklarımızı geleceğe kazandırmak hepimizin sorumluluk alması gerek bir görevimizdir.  hakkında güvenilir bilgiyle yazılmış, yenilikçi kitaplar.   
            
    
