Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 EKİM 2020 İnternete girdiğimiz her an gezegeni kirletiyor olabiliriz HAZAL OCAK Dijital ayak izi: Ziyaret ettiğiniz web siteleri, gönderdiğiniz epostalar, çevrimiçi hizmetlere gönderdiğiniz bilgiler... PANDEM IDE ARTTI Bir kişi günde ortalama 6 saat 43 dakikasını internet kullanarak, 2 saat 24 dakikasını sosyal medyada geçiriyor. Pandemi bu sürenin uzamasına neden oldu. Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne göre bilgisayar kullanımı yüzde 70, cep telefonu kullanımı yüzde 80, görüntülü konuşma uygulamalarını kullanma yüzde 78 arttı. Bir ‘tık’ın bile faturası doğaya 1 9 9 0’lıyıllarda hayatımıza giren internet bugün sanki tarihler boyu hep bizimleymiş gibi. Son bir yılda 300 milyon kişi daha internet kullanmaya başladı ve toplam internet kullanıcısı sayısı dünyada 4.5 milyara, Türkiye’de ise 62 milyona ulaştı. Dünya genelinde sosyal medya kullanıcısı 3.8 milyar, ülkemizde 54 milyon. Peki, her bir tıkla gezegene zarar veriyorsak... İnternet kullanırken bıraktığımız ize dijital ayak izi deniyor ve hepimizin bir dijital ayak izi var. Bu iz, koronavirüs salgınıyla beraber büyüyor. Her paylaşım ya da beğeni, karbon salımına, dolayısıyla iklim krizine katkıda bulunuyor. Buğday Derneği’nden Turgay Özçelik ile dijital ayak izinin etkilerini konuştuk. Özçelik, biz internette gezinirken yaşananları şöyle anlatıyor: “Tüm online sistemler, çok uzaklardaki devasa boyutlarda ve pek çok sunucu (server) sayesinde çalışır. Bu sunucular çok fazla ısındıkları için yine devasa soğutma sistemleri ile düzenli olarak soğutulurlar. Tüm bu sunucu ve soğutucu yığını ise enerji tüketir, bu enerjinin çoğu, fosil yakıtları ya ya kaydedilmesini beklediğiniz için karken havaya karbondioksit yayan aktif dijital ayak izinize katkıda bugüç kaynaklarından gelunur. Ne kadar çok eposta lir. Araştırmalar, internet gönderirseniz, dijital ayak aktivitesinin küresel haiziniz o kadar fazla büyür” vacılık endüstrisi kadar diyor. CO2 emisyonu ile sonuçlandığını gösteriyor.” ‘BEĞENMEK DAHIL’ İki tip dijital ayak iziBlog ve sosyal medya miz var. ‘Pasif dijigüncellemeleri yani attığıtal ayak izi’, istemeden nız her tweet, Facebook’ta çevrimiçi olarak bırayayımladığınız her dukılan veri izi. ‘Aktif dirum güncellemesi ve jital ayak izi’ ise çevri Turgay Özçelik Instagram’da paylaştığınız miçi gönderilen verileher fotoğraf dijital ayak iziri içeriyor. Özçelik, “Bir nizi genişletiyor. Sosyal ağ eposta göndermek, verilerin başka sitelerinde ne kadar çok zaman gebir kişi tarafından görülmesini ve/ve çirirseniz, dijital ayak iziniz o kadar büyük oluyor. Özçelik uyarıyor: “Bir sayfayı veya bir Facebook gönderisini ‘beğenmek’ bile, veriler Facebook’un sunucularına kaydedildiğinden dijital ayak izinize eklenir. Her Google araması bile gezegen için bir ücrete tabidir! Özçelik, dünyanın en popüler web sitesi olan Google’da bir günde gerçekleşen 3,5 milyar arama işleminin, internetteki tüm karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğuna dikkat çekiyor. “Oysa Ecosia gibi alternatif arama motorları, kârının yüzde 80’ini ağaçlandırma faaliyetine ayırıyor. Lilo gibi arama motorları ise kârı çevre projelerine aktarıyor” diyor. Nette makale okursak... K arbon ayak izi konusunda uzman Mike BernersLee, “Muzlar Ne Kadar Kötüdür?” adlı kitabında, epostaların CO2 emisyonlarını inceliyor. Bir spam epostası ortalama 0,3 gram CO2 emisyonuna eşdeğer bir taban alanına sahipken, normal bir eposta 4 gram CO2 taban alanına sahip. Daha büyük eke sahip olan bir eposta ise 50 gram CO2’e eşdeğer karbon ayak izine sahip olabilir. u Video izlemek: Veri merkezleri üzerine çalışan ITE Projects’e göre, kedi videolarını izlemenin bir bedeli var: Her 10 dakikalık izleme 1 gram CO2 salımına yol açıyor. u Tweet atmak: Tweetfarts’a göre, bir tweet göndermek için harcanan enerji 0,2 gram CO2 üretiyor. Günlük gönderilen 500 milyon tweet ile toplam 10 metrik ton CO2 salınıyor. u Haber okumak: The Guardian, 2012’de kendi içeriğini üretmekle ilişkili karbon ayak izine dair yaptığı kapsamlı çalışmada, makale okumak için bir dizüstü bilgisayar kullanmanın beş adet 11W ampulle aynı miktarda CO2 salımına sebep olduğunu ortaya çıkardı. Dijital ayak izini azaltmak için ne yapmalı? u Telefonlarınızda kullanmadığınız uygulamaları temizleyin. u Sık kullanmadığınız ve dikkatinizi dağıtabilecek uygulamalara ait bildirimleri kapatın. u Mesaj/mail kutularınızı düzenli olarak temizleyin. u Sosyal mecralarda takip ettiğiniz hesapları azaltın. u İnternet tarayıcınızda sekmeleri açık bırakmamaya gayret edin. u Galerinizi düzenli olarak temizleyin. u Ekran kullanım sürenizi takip edin ve sınırlayın. u Alternatif ve çevre dostu arama motorlarını araştırıp, kullanın: Ecosia, Lilo vb. u Ekran ışığını kısık tutun. u Kullanmadığınız zaman telefonunuzun kablosuz ağ bağlantısını kapatın. u Kullanmadığınız hesaplarınızı silin. u Mailinizi, tekrar mail atmanızı gerektirmeyecek şekilde atın; gereksiz maillerden kaçının. u Dijital dünyadan uzak, yeni hobiler edinin. OTOBÜSTEKİLER 3 Bazı hekimler destekliyor, bazıları riskli buluyor Barf iyi mi kötü mü? Barf, çiğ besleme anlamına geliyor. Et, kemik, balık ve sebzeleri çiğ vermek olarak özetlenebilecek bu besleme tipi, kimine göre kedi ve köpek biyolojisine en uygun beslenme şekli. Bu konuda hekimlerin birbirinden farklı görüşleri var, bazısı desteklerken, bazısı riskli buluyor. Evde uygulama neredeyse imkânsız. Mesela, parazit ve bakterileri etkisiz kılabilmek için, en az 25 derecede birkaç gün bekletilmesi gerekiyor. Bunu sizin için hazır hale getiren firmalar da var. Son yıllarda ülkemizde de popülerleştiği için bu konuda servis veren yerli firmalar mevcut ve bu firmalar, hem bakteri ve parazitleri ekarte etmeyi hem de besin değerini, sebze/et ayarını profesyonelce yapıyor. MARS’A IYI GELDI Geçen aylarda, bir arkadaşımın ilgilendiği yaşlı bir Alman kurdu olan Mars’ın, vücudunda tümöre rastlandı. Neyse ki kötü huylu çıkmadı, ameliyatı da rahat geçti. Ancak böbreklerinin durumu iyi değildi, bunun için önerilen mamanın fiyatı ise gerçekten çok yüksek bir miktardı. Biliyorsunuz ki, medikal mamalar genelde ithal. Kura bakmasak bile, böyle karşınıza gelip çıkıyor. İşin köPATI GÜNLÜKLERI DEN IZ YAVAŞOĞULLARI cdenizy@gmail.com Barf/çiğ besleme son yıllarda ülkemizde de yaygınlaşan bir beslenme biçimi. Ancak bu konudaki veteriner hekim görüşleri birbirinden farklı... tüsü, Mars, arkadaşımın himayesindeki çokça köpekten sadece biri. Evde baktıklarını zaten saymıyorum. Bunun üzerine Mars’ın veteriner hekimi, Barf deneyebileceklerini söyledi, onlar da başladılar. Bir ay sonunda, test tekrar yapıldı ve gerçekten değerlerin düzeldiği ortaya kondu. Yine başka bir arkadaşım, kendi köpeğinde Barf beslenmeye geçti, o da öve öve bitiremiyor. Yani köpeğinin sağlık açısından artık çok daha iyi olduğunu söylüyor. Kedisi olup da deneyen bir arkadaşım yok, ama internette bir yazıya rastlamıştım. Yazı, yurtdışındaki yarışmalara falan katılan kedi yetiştiricilerinin, müthiş güzel tüylü, sağlıklı kedilerinin sırrının bu şekilde besleme olduğunu anlatıyordu. Bana sorarsanız, cesaret edemiyorum. Bu tip konularda, alışkanlıklarından kolay vazgeçen biri değilim. Ancak aklım çelinmedi değil, özellikle ilerleyen vakitlerde, yani bizimkiler belli bir yaşın üzerine gelince başlayabilirim. ARAŞTIRIN, BILGILENIN Gelelim, bu konudaki diğer zorluğa... Köpeğinizin günlük yemek ihtiyacını baz alarak baktığınızda, genelde, 20 kilo ve 13 kilo olmak üzere, çok sayıda paket olarak size getiriliyor. 20 kilo alırsanız tabii daha ucuza geliyor, ancak buzlukta tutmanız ve her küçük paketi günlük olarak çözdürmeniz gerek. Bu sebeple daha ekonomik olması için buzluğunuzun büyükçe olması şart. Koşullarınız uyuyorsa, veterinerinize de danışarak konu hakkında daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Sağlık açısından, barf beslemenin, iyi veya kötü olasılıkları konusunda pek çok bilgi internette de mevcut. İlginizi çektiyse, araştırmanızı öneririm.İyi pazarlar... u Barınaktan kurtarıldı. Tek gözü görmüyor, melek huylu, dişi ve kısır. Tuvalet eğitimi de olan bu naif, Pointer kıza ömürlük yuva aranıyor. 0530 934 27 37 ANKARA Kemal Urgenç 18 EKİM 2020 SAYI: 1597 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Koordinatörü HILAL KÖSE ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen MÜNEVVER OSKAY n Editör DENIZ ÜLKÜTEKIN n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın