02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 TEMMUZ 2019 7 Taş kırdı, ama Apo asla vazgeçmedi Mardin’den bir kelebek hikâyesi “Coğrafya kaderdir” diyor İbni Haldun. Gerçekten de öyle mi? Kimi kaderini kendi yazıyor, her şe kez 9 yaşında, TRT’te yayımlanan bir programda görür. Denizde insanların rüzgâra 90 derece açıyla süzülmesine anlam veremez. “İnsanlar suyun üstünde kelebek gibi nasıl uçabi ye karşın. Tıpkı Apo gibi.... liyor?” diye düşünür. Aklında Apo yani Abdurrahim Kork kalır o an, sporcuları kelebe maz, Mardin’in Dargeçit ilçe MEHMET KIZMAZ lek sürüsüne benzetir... Aradan sine bağlı Temelli köyünde ye yıllar geçer. Apo, 2004’te ai di çocuklu ailenin altıncısı ola lesiyle Ayvalık’a göç eden ab rak 1 Mayıs 1984’te dünyaya gelir. Ka lasını ziyarete gider. Ve “kelebelek sü bına sığmayan bir çocuktur. Herkes yol rüsüyle” karşılaşır yeniden! Televizyon dan yürürken, o bitişik damlardan atlaya da gördüğü sporun aslında rüzgâr sörfü atlaya gider. Uçmayı o kadar merak eder olduğunu, ülkemizde bu sporun merke ki kuşlar gibi uçamadığı için ağlar. Ça zinin de Alaçatı olduğunu öğrenir. İçin şafla, şemsiyeyle damlardan, duvarlar de karşı konulmaz bir öğrenme arzu dan atlar, yaralanmak umurunda bile de su başlar. Saatlerce sörf yapanları izler. ğildir. Köyde okul olmadığı için ilkoku Onun içten bakışlarını gören bir sörf lu yatılı okur. Yurtta kalmaya dayana çü Apo’yu board’un üstüne davet eder. maz sürekli kaçar. Ortaokulu bitirdiğin Apo çok heyecanlanır. Apo, Mardin’e de bile okumayı yazmayı sökemez. 20 dönse de kelebekler rüyalarına girmeye yaşına kadar köyde çobanlık yapar. başlar. Mardin’e dönerken yolda aldığı İlk buluşma 9 yaşında Yüzmeyi küçükken yağmurun doldurduğu su kuyularında öğrenen Apo, rüzgâr sörfünü ilk bir dergide yer alan Çağla Kubat’ın sörf yazısını belki yüzlerce kez okur. Dergideki fotoğraflara bakarak uykuya dalar. Apo, 2007’nin sonunda “Ablama gideceğim” diyerek evden çıkar, Ayvalık diye Alaçatı’ya gider. Apo, köyündeki çocuklara da umut oldu. Aydınlıktataş, karanlıktasu Alaçatı’da iş başvurusu yaptığı hiçbir sörf okuluna kabul edilmez. Restoran ve oteller geri çevirir. 4 gün kumsalda uyur. Son çare bir otel inşaatına gider. “Taş kırar mısın” diye sorduklarında “Beş gün çalışırım. İki gün sörf okuluna gideceğim” der. Kazandığı parayla ders alması imkânsızdır. Zar zor malzemeleri kiralayarak suyla buluştuğu ilk günü şöyle anlatıyor: “Neredeyse bütün gün suda kaldım. Yanlış ekipmanı almışım. Sadece 20 dakika board’un üzerinde durmuşum. O kadar keyifliydi ki, hayata dair her şeyi unutturmuştu. En mutlu günlerimden biriydi.” O günden sonra sekiz ay daha inşaatta çalışır Apo. Balyozla taşları kırarken, ellerinden kanlar akarken tek tesellisi sörfçüleri izlemektir. Mesai öncesi denize girer, iş çıkışı denize... Hiç kimseden eğitim almadan kendini yoktan var eder. Malzemeleri kiraladığı okulun sahibi Apo’nun çabasından etkilenir. Apo, daha önce geri çevrildiği okulda bahçe bakımında işe başlar. Malzemeye de para vermekten kurtulur. Denizle buluşmaya hiç ara vermez. Suya en erken giren ve en geç çıkan da odur. 2009’da Almanya ve Türkiye Yelken Federasyonu’nun kursuna başlar. VDWS lisansı alır ve aynı okulda eğitmen olarak çalışmaya başlar. Apo, kelebeklerden biridir artık. Bu kez de okyanusta sörf yapma isteğiyle dolup taşar. Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’a doğru yola çıkar, Kasım 2011’de, yapma etme diyenlere inat. Uçaktan iner, kalacağı evi bir günde bulur. Üç vesaitle okyanusa ulaşır. Köpekbalığı korkusu sahili boşalttığında bile sudan çıkmaz. Sörf okulunun teklifiyle orada da eğitim vermeye başlar. Her yıl Alaçatı’daki sezonunu kapattıktan sonra Cape Town’a gidiyor. Apo, orada yetiştirme yurdunda kalan kimsesiz çocuklarla da vakit geçiriyor. “Güney Afrika, kendimi bulduğum yer oldu. Beni hayallerimin de ötesine götürdü. En büyük hazinem ikinci bir dil sahibi olmak” diyor. Ailesinin sörf yapmasına alıştığını da ekliyor: “Annem şunu diyordu, ‘Dünya üzerinde ekmeğini kazanacağın bir kara parçası kalmadı da suda mı arıyorsun? Bir tahtanın üstünde boğulup gideceksin.’ Beni soranlara da, ‘Oğlanı kaybettik. Bir tahtanın üzerinde tepinip duruyor. Bir gün boğulup gidecek’ derdi. Yavaş yavaş yaptığım işe saygı duymaya başladılar. Sınıfımın dört duvar olmadığı, uçsuz bucaksız deniz olduğunu anlattım onlara.” Hayali okul açmak A po, karavanıyla denize sıfır yaşıyor. 6 köpeği ve 2 keçisi, domatesle biber ektiği küçük bir bahçesi var. Türkiye Yelken Federasyonu’nun Windsurf Şampiyonası’nda 3 kez finale kaldı. Öğrencilerden bazıları Gençler Şampiyonu oldu. Sponsor bulursa, Dünya Yelken Şampiyonası’na katılacak. Bir sörf okulu açma hayali de var: “Çocuklar, hiçbir şey imkânsız değil. Yapmak istediğimizden emin olacağız. Harekete geçip mücadele edeceğiz. Pes etmemek lazım. Nerede ve nasıl doğduğumuz hiç önemli değil. Ne kadar azimliyiz? Mardin’de doğdum. Güney Afrika’ya gitmeyi hayal etmedim ama merak ettim. Çok çalışmam gerektiğini gördüm ve üzerime düşeni yaptım. Bunu yaparsan olmak istediğin yerde olursun. Emin olun, sizin için yazılan yerine yeni bir kader çizebilirsiniz.” Böyle bir adam yaşadı diye şanslıyız İskender’in küçüğü, şiirin büyüğü O kudum mu yoksa birinden mi duydum aklımda kalmamış, ama adının neden küçük İskender olduğunu soranlara “tarihte iki İskender vardır, diğeriyle karıştırılmayayım” yanıtını vermiştir diye biliyorum. İlk duyanda bir kibir şahlanışı olarak anlaşılabilecek bu kıyaslama, çıktığı yolda kabul dışı kalmış ne kadar insanlık hali varsa hepsinin bir anlamda sözcüsü olduğuna bakarsak eğer, son derece yerindedir: Gerçekten de iki büyük İskender’den biri odur. Elbette kendisini tarihsel bir zorba ile eşitlemeye meraklı olduğundan değildi bu. Adı İskender olmasaydı, böyle bir ön sıfata gerek duymayacaktı haliyle. Şair zekâsına pek uygun bir hoşluktur yaptığı. MİSYONSUZ REDDİYE Bu toplumun en açık yüzüydü. Sakladığı bir sır ya da bu sır dolayısıyla arkasına sığındığı sahte ahlaki duvarları yoktu. Kendisine “sapık şair” dediğini, hatta şaka yollu bu sıfatla kartvizit bastırdığını anımsıyorum, bu bile herkesin kendi ahlaki kodları üzerine oturttuğu, başkalarına da bolca boca ettiği lanetli bir sıfatı o başkaları adına üstlenme tutumudur. Toplumun ikiyüzlülüğüne de bir reddiye kuşkusuz. Daha yakından bilenler belki farklı düşünecekler, ama toplum kodlarına aykırılığını, hiç de kendisine bir misyon yükleyerek sergilemiş biri değildi küçük İskender. Ama şiirindeki inanılmaz açık sözlülüğü, ancak bir misyon adamında görülebilecek bir cesaretin ürünüdür. “İnceldiği yerden kopsun” türü bir cesaretten uzak, bilinçli bir karşı koyuş sahibiydi küçük İskender. Bunu özel yaşamıyla sınırlı tuttuğunu, karşıtlığını şiirinde siyasal/toplumsal düzeye, bilinen tarzda, her zaman taşımadığını düşünü yorum. Taşıması da gerekmezdi elbette, çünkü zaten figür olarak “aykırı”ydı. Bunun, nihayetinde bir sistem sorgulaması olmadığını kim söyleyebilir? küçük İskender politik anlamda toplumsala uzak biri değildi ama. Emrah Kolukısa’yla bir söyleşisinde “Okur beni sırf şiire gömülmüş bir canlı olarak adlandırmamalı, tanımlamamalı” demiş olmasını, “politik bir beden” olarak görülmesi isteğine bağladım. “Türkiye” şiiri onu tanımam, anlamam açısından ziyadesiyle yeterlidir benim için. “Sosyal demokrat idiotlarını, orospu tavukların uğrak yeri sanat galerilerini, festival sarkaçlarını, ölüsevici kültürünün uyanık tezgâhtarlarını ve tezgâhın altında neler döndüğünü fark edecek kadar sosyalistim/ Hapsine düşmedim henüz, o yüzden tam solcu sayılmam köle pazarı piyasanda, kıçına cop girdiği için şair olanlardan da değilim” dizeleri, insafsız dokundurmalarına karşın, ona ilişkin tüm belirsizlikleri yok eden bir kimlik bildirimidir gözümde. Kabulümdür de tabii. Son derece bireyciydi şiiri. Öyleydi ama kendisinden yola çıkarak yazdığı dizeler bu ülkede ona benzeyen çok insan için “kılavuz” değerindedir. Dolayısıyla toplumcu şiirin yapmaya çalıştığını, küçük İskender’in şiiri de yapmıştır. Şiirindeki o kelime zenginliğinin birbirinden farklı onca iş yapmasıyla bir ilgisi var mıdır acaba? Reklam ajansında çalıştı, seslendirme yaptı, düzeltmenlik yaptı, kartpostal satıcılığı yaptı, meyhana de işletti, barmen de oldu. “Halini” anlattığı şiirlerinde betimlemelerinin, benzetmelerinin güçlülüğü bu mesleki çeşitliliktendir belki. ŞAİRE ÖZGÜ SON Şiiri, bu muhteşem sanatı bilenlerce, elbette tartışılır olabilir, ancak kelimelere yüklediği anlam, sözcükler arasında kurduğu o inanılmaz denge büyük şairliğinin örneğidir, kim ne düşünürse düşünsün. Genç bir kayıp küçük İskender. Şiiri her daim hep “genç” bir isyanı/itirazı barındıran bir şair olarak ölümünün de “genç” olması şairlere özgü bir “kader” belki de. Demiş ki, “Benim öldüğümü duydukları gün dansa gitsinler. Bir gün önce dansa gidenler de çok özledikleri sevgililerini arasınlar. Arayanlar varsa parti versinler. O gece. Çok eğlensinler. Ben öldüm diye eğlenmesinler. Böyle bir adam yaşadı diye eğlensinler”.” Ölümünü bile mutluluk gerekçesine dönüştürmeyi vasiyet eden bir şair öldü. “Böyle bir adam yaşadı diye” şanslıyız hepimiz. 7 TEMMUZ 2019 SAYI: 1530 [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Koordinatörü hilal köse ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen münevver oskay n Editör deniz ülkütekin n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/ İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 6 eposta: posta@ cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle