22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 14 NİSAN 2019 Şok diyetler sağlığınızdan edebilir! Yaz aylarının yaklaşması ile birlikte kısa sürede fazla kilo kaybı vaat eden popüler diyetler yeniden gündeme gelmeye başladı. Sosyal medyada karşılaştığınız 1 haftada 10 kilo kaybettiren listeler, arkadaş tavsiyesi ile başlanan diyetler ya da hiçbir bilimsel bir değeri olmayan zayıflama MERVE SAATÇİ Türk Kalp Vakfı Diyetisyeni çayları dönemsel olarak zayıflamanıza yardımcı olsa bile uzun vadede bakıldığında tekrar kilo almanıza hatta vücudunuzda kalıcı hasarlara sebep olabilir. Sağlıklı bir şekilde kilo verip bu kiloyu uzun süre korumak istiyorsanız formül çok basit: Yeterli ve dengeli beslenmek. u Bilinçsizce yapılan diyetler kas kayıpları, dikkat dağınıklığı, halsizlik, saç dökülmesi, bağışıklığın düşmesi, kansızlık, insülin direnci, ciltte kuruluk, kalp ve mide rahatsızlıkları gibi birçok sağlık problemlerine neden olabilir. u Daha iyi sonuçlar alabilmek için uyguladığınız beslenme programının yaş, cinsiyet, boy, meslek mevcut sağlık öyküsü ve beslenme alışkanlıklarınıza uygun ve size özel olduğundan emin olun. Herhangi bir sağlık problemi yaşamamak adına bir beslenme uzmanından destek alın. u Zayıflama ilaçlarını çözüm olarak görmekten vazgeçin. Bu ilaçların bazıları kalp ritim problemlerini tetikleyici özelliğe sahiptir ve ani kalp krizlerine sebep olabilir. u Beslenmenizde çeşitliliğe, denge ve sağlıklı pişirme yöntemlerine yer vermeye çalışın. u Kendinize gerçekçi hedefler belirleyin. Fazla kilolarınızı nasıl 1 ayda almadıysanız, aynı kiloları çok kısa sürelerde vermeyi hedeflemek ve sonuç alamamak moralinizi bozar. Haftada 24 kg arası kilo kaybı idealdir. u Bu bir yarış değil, herkesin metabolizması farklı çalışır, dolayısıyla kilo verme hızı da kişiden kişiye değişir. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. u Diyet yaparken kendinize şunu sorun. Uyguladığım beslenme programını bundan 23 ay sonra da sıkılma dan ya da zorlanmadan uygulayabilir miyim? Cevabınız evet ise, doğru yoldasınız. Unutmayın, hayatınız boyunca tek bir kâğıda ya da listeye bakarak beslenemezsiniz. u Uyguladığınız katı ve çok düşük kalorili zayıflama programlarında çabuk sıkılma ihtimaliniz daha fazladır. Bu durum beslenmenizin kalitesini ve programın uygulanabilirliğini düşürebilir. u Çok sık kilo alıp vermek vücudunuzu ilerleyen zamanlarda kilo almaya daha yatkın hale getirecektir. u Sık sık diyet yapmak ve düzensiz egzersiz uygulamaları “yoyo sendromu” dediğimiz kişinin zayıflama diyeti uygulandıktan sonra kaybettiği ağırlığının aynısını veya daha fazlasını kazanmasına yol açabilir. u Eğer hayatınız boyunca en az iki kez zayıflama diyeti yapmış ve her seferinde verdiğiniz kilonun daha fazlasını tekrar almışsanız yoyo sendromuna sahipsiniz demektir. Diyete ilk başladıklarında birkaç ay çok iyi uygulayan bu kişiler hızlı kilo verir ancak sonrasında diyeti bırakırlar. Ayrıca kan değerlerinde bozulma ve yağ oranının artması beklenen sonuçlar arasındadır. u Bu süreci diyet adı altında görmek yerine sağlıklı ve dengeli beslenmeyi yaşam tarzı haline getirirseniz ideal kilonuzu korumanın daha kolay olduğunu ve kendinizi daha mutlu hissettiğinizi göreceksiniz. toMplaamna şteanlirği K astamonu Daday’daki İksir Resort Town Tatil ve Yaşam Kasabası’nın düzenlediği Doğa ve Mantar Şenliği, 2628 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek. Yarım pansiyon konaklama ücreti, kişi başı 675 TL. Katılmak isteyenlere şu uyarı yapılıyor: Yanınızda yağmurluk, şapka, yürüyüş ayakkabısı, varsa çakı ve sepetlerinizi getirmeyi unutmayın! Ballıdağ’da mantar ve ot toplama ve ormanda keşif, şenliğin ikinci gününde yapılıyor. Toplanan ürünler, şeflerin elinden, akşam yemeğinde ziyafete dönüşüyor. Son gün programında ise çiftlik hayvanlarını besleme ve toplanan çiçeklerden yağ yapımı var. Mantar toplama etkinliği Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. Yakup Erdem'in liderliğinde yapılıyor. Didim Vegfest başlıyor T ürkiye’nin ilk vegan festivali Didim Vegfest’in üçüncüsü, 1922 Nisan tarihlerinde Didim’de yapılacak. Bağımsız Hayvan Hakları Topluluğu festivale üç vegan sergi taşıyacak. Özlem Gök’ün “Türcü Natürmort” başlıklı sergisi, avcılık cinayetlerine odaklanıyor. Müge Akçakoca’nın “Hiçbir Şey” sergisi ise İspanyol şair ve yazar Borges’in hayvanları “beraber televizyon izlediklerimiz”, “yediklerimiz” ve “korktuklarımız” şeklinde üçe ayırmasına gönderme yapıyor. Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar öğrencisi Ahmet Refik Bıçkıcı’nın “Diseksiyon” başlıklı sergisi de balıkla insan ilişkisini sorgulatmayı hedefliyor. Dersler, oyunlar, etkinlikler, yemek zamanı... Bu okullar doğanın içinde... ‘Ormanda mutlu bir gün’ K üçük çocuğunuzu binası, sınıfı olmayan, tüm ders ve etkinliklerin doğada yapıldığı bir “Orman Okulu’’na yollar mısınız? “Kötü hava yoktur, havaya uygun olmayan giysi vardır’’ felsefesiyle her hava koşulunda saatlerce dışarda olmasına, çamurun içinde oynamasına, toprağı kazıp solucanlar çıkarmasına, açık havada ateş yakılarak pişirilecek yemek için çalı çırpı toplamasına hazır mısınız? Sizi bilmem de İngiltere’de az sayıdaki “Orman Okulu”na o kadar çok ilgi varmış ki, 2020 kayıtları için şimdiden kontenjanın çok üstünde başvuru yapılmış. Kapalı binası ve doğal olarak sınıfları da olmayan bu anaokullarının öğrencileri, her günü ormanın içinde geçiriyor. Güne, ormanın ortasında saklambaç, keşif ve top oyunlarıyla başladıklarını, tüm derslerin ana malzemesinin “doğa’’ olduğunu anlatan bir öğretmen, “Bu çocukların büyüdüklerinde hiç sıkılmayan yetişkinler olacaklarını umut ediyoruz” diyor. Ormanla buluşma unutulmazdı ABD, Kanada ve Avrupa’nın kimi ülkelerindeki “Orman Okulları’’nın ya hiç kapalı alanı yok ya da küçük bir barakası bulunuyor. Çocuklar, eğitimlerinin neredeyse tamamını açık havada alıyor. Türkiye’de henüz orman okulu yok ama orman sınıfı olan, doğa temelli anaokulları var. Orman sınıfı olan okullarda haftanın en az bir günü ormanda geçiyor ve genel felsefe doğa temelli çiziliyor. Bu okullardan Mutlu Gelecek Atölyesi Anaokulu kurucusu Özlem Kutlu Öner: “Her hava koşulunda, uygun kıyafetlerle her gün bahçede vakit geçiriyoruz. Kışın bir, yazınsa iki gün ormandayız. Birkaç yıl önce Orman Haftası’nı kutlamak ve çocuklarda doğa bilincini geliştirmek için çocuklarla ormana gitmiştik. O gün çocukların servisten atlayıp çimlerin üstünde özgürce ve mutluluktan uçarcasına koşuşmalarını hiç unutamam. O an dünyanın en güzel oyuncağı ya da en iyi teknolojik aleti olsa umurla rında olmazdı. Toprağa dokundu lar, ağaçlara sarıldılar, yanımızda götürdüğümüz atıştırmalıkları ye meyip kuşlar ve böcekler için or manın belli noktalarına küçük kü çük ufaladılar. Çocuklarla sohbe timiz sırasında öğrendim ki büyük çoğunluğu daha önce hiç ormana gitmemiş. Orman sadece masallar dan dinledikleri hayali bir kavram olarak kalmış dünyalarında. Daha sonra her ay bir kez ormana gitme kararı aldık. Artık her gittiğimiz de kullandığımız bir alanımız var dı, çocuklar ağaçlarla belirlediği miz bu alanın dışına çıkmıyor ke yifle saatlerce oyun oynuyor, hare ket ediyor, koşuyor, zıplıyorlardı. Artık orman günleri çocuklar için vazgeçilmez olmuştu.Araştırdım. Bunun da kuralları ve bir pedago jisi vardı çünkü doğa, içinde sınır sız öğrenme olanakları barındıran engin bir kaynaktı ve bu kaynaklar Onolerulmeyroarndarman okulla rında, çocukla Ora açık havada oyu nu ve hareketi temel alan bir öğrenme sü ?reci sunuluyor. Ço çocuklarla en doğru şekilde buluşturulmalıydı.” BECERİLER GELİŞİYOR u Problem çözme, empati, duygusal denge, risk değerlendirme, işbirliği gibi becerileri gelişiyor. u Bolca gözlem yapma imkânı. Farklı bitki ve hayvan türlerini tanıyıp, duyusal anlamda farklı deneyimleri aynı anda hissedebiliyorlar. u Fiziksel gelişime katkı: Beden gücü, denge ve esneklik sağlaması, el becerilerini geliştirmesi, bağışıklık sistemini desteklemesi vb. cukların ormanda u Açık havada serbest oyun imkânı bulan ço risk alabilecekleri şekilde güvenli olmaları sağlanıyor. Çocuk tarafından yönetilen, ilgi odaklı bir öğrenme yöntemi uy cukların özdenetim ve disiplin becerilerinde gelişme gözlemleniyor. u Akran zorbalığı, şiddet eğilimi gibi olumsuz durumların azalması. Stres ve kaygı düzeyleri ile dikkat eksikliği gibi problemlerde gulanıyor. Çocuklar iyileşme. yapılandırılmamış u Verimli bir öğrenme ortamında bilişsel süreçlerde özgürce koşuyor, tırmanıyor, kazıyor, çalı çırpı topluyor, çamur birikintilerinde oynuyor. fonksiyonlar daha sağlıklı çalışıyor. u Doğa ile güçlü bağlar kurmaları nedeniyle çevre konusunda bir farkındalığa sahip oluyor, daha duyarlı bireyler olarak yetişiyorlar. Ponpon ve Balkız K üçüklüğümden beri evde hep bir köpeğimiz olmuştur. Kedilerle tanışmam 25 yaşımı buldu. Kediler insanın kanına bir kere girince işler değişiyor. Bu defa kendi irademizle bir kedi sahip Balkız lenme arayışına çıktık. Cihangirde’ki veterinerlerden birinde gönüllü ler tarafından sokakta hasta halde bulunan ve yu va bekleyen üç aylık bir sarman vardı. Gördüğü müz anda vurulduk, minik tüylü bir oyuncak gi biydi. Adını Ponpon koyduk. Ponpon her can lıya karşı sevgi dolu, bir o kadar da özgür ruhlu çe yediriyoruz. Balkız’ın gayet güzel hayatı var bir kediydi. Dışarı çıkar, eve gelir, bazen günler dı ta ki yönetici değişene kadar. Apartmanın tek ce gelmezdi. Bir defasında karşı apartmanda ya kedi düşmanı yönetici olunca işler değişti. Artık şayan küçük kızlar tarafından kaçırılmışlığı bile apartmana girmesi yasak. Kendi de Ponpon gi olmuştu. Hiç tanımadığımız komşular onu tanır bi özgür ruhlu olduğundan içeri girmeye çok me dı “Aaa Ponpon sizin kediniz mi? Ara sıra ben raklı değil zaten ama yöneticinin değişmesiyle de kalıyor Facebook’ta resimlerimiz var” diyeni beraber karda kışta da dışarı atılıyor ve ne yazık olmuştu. Arada ev sahibimizde kalıyor, gündüz ki bu hava koşullarına dayanacak kadar genç de leri de apartman görevlisinin evine gidiyormuş. ğil. Bu sene çok kar yağmadı, fakat bir ara hava Kadıncağız “Hayatta evime kedi almam ama çok soğudu, o süreçte onu evime aldım. Seneye Ponpon sık sık geliyor bize” diyordu. Köpekler ne olacak bilmiyorum. Balkız’ı görmek isteyen le de arkadaştı, koşarak yanlarına gider alt alta ler Erenköy Abdülhalik Renda Sokak’ta onu bu üst üste oynardı, ne hikmetse köpek sahipleri bi labilirler. Buralı kediseverler onu sahiplendirmek le Ponpon’un adını biliyordu. Ponpon sayesinde istemiyor çünkü Balkız yerinde mutlu. Ancak se pek çok arkadaşım kedi beslemeye başladı. Tanı neye karda kışta evini ona açacak, yakında otu dığım en sevgi dolu kediydi, ne yazık ki dolu do ran birileri çıkarsa da çok güzel olur. lu yaşadığı hayatını kaybetme şekli sancılı oldu. Şimdi de Erenköy’de oturduğum binadan taşı nıyorum. En çok apartmanın kedisi Balkız’ı geri Sahibi tarafından barı de bırakacağıma üzülüyorum. Balkız Ponpon gibi bir sarman. Onun da çok seveni var, yaşı 14, ağzında diş yok. Herkes de bunu biliyor, apartmanda üç beş daireden ayrı ayrı ona ıslak mama indiriliyor. Birbirimizden habersiz yedirdik Tarçın Kadıköy civarında kayboldu. 0554 495 97 21. nağa terk edilmiş Golden Retriever yuva arıyor. Çok korktuğu için durum acildir. Marmaris 0532 051 42 61 Pati günlükleri Deniz Yavaşoğulları cdenizy@gmail.com İlk kedim ponpon, gördüğüm en sevecen kediydi. Apartman olarak topluca baktığımız Balkız da onu aratmıyor. Ancak şimdi taşınıyorum ve gözüm arkada kalacak C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle