Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 TEMMUZ 2014 / SAYI 1479 3 Arabalarım hayal gücümü yansıtıyor Türkiye’de son yılların en sık tartışılan konularından biri yerli araba üretimi. Erbakan Malkoç, kişiye özel tasarımlarıyla, bu iş için örnek olabilecek isimlerden. Sırf tasarımları değil kendi fabrikası da olan Malkoç’un Ardahan’ın Göle ilçesinde başlayan başarı hikâyesini kendi ağzından dinledik. E rbakan Malkoç, kişiye özel otomobil senin kemiği benim” dedi. Zanaat öğrenir tasarımında, sırf Türkiye’de değil de, “Abi gidip gelecek yol param yok ki dünyada tanınan bir isim. Onunki benim. Sen bana en iyisi bir boya sandığı Ardahan’da başlayan bir başarı hikâyesi al, ben çalışıp para kazanayım’’ dedim. aslında. Çıraklıktan başlayıp bugün Dizayn Abim; “Yok yok baksana otomobil deyince VIP markasıyla, dünyaca ünlü isimlere araba gözlerinin içi parlıyor senin, sen gelip tasarlayan bir isim haline gelen Malkoç’un burada çıraklık yapacaksın” dedi. Ve ticari hikâyesini kendisinden dinledik. hayatım zorlu bir çıraklık dönemiyle orada Öncelikle kendinizden bahsedebilir başlamış oldu. Araba tasarlamaya nasıl başladınız? misiniz? Otomobillere olan ilginiz nasıl Sizin için bir hobi miydi yoksa başından başladı? Ardahan’ın Göle ilçesi, Dengeli köyünde beri buna mı odaklanmıştınız? 11 nüfuslu bir ailenin ferdi olarak dünyaya Otomobillere olan ilgim ve merakım geldim. Fark edilebilecek başarı yeteneği üstüne çırak olma hayallerim sürekli beni olan bir çocuktum; ancak anne ve babamı mucitlikler yapmaya yöneltiyordu. Algılarım kaybettim. Bu kayıpla birlikte çok hızlı çalışıyor; var olan İstanbul’a abilerimin yanına göç sistemle değil de, denenmemiş ettim. İstanbul’a göç ediyorsunuz yollarla ilgilenmeye başlamıştım. ama buraya geldiğinizde Öyle enteresan işler yapıyordum ağabeylerinizin imkânlarının ki insanların aklı dahi almıyordu. iyi olmadığını görüyorsunuz. 34 sene geçmişti ve kendi Dolayısıyla buraya geldiğimde atölyemi kurma hayalindeydim. inanılmaz bir yokluk, inanılmaz Kendi müşteri portföyüm bir sıkıntı… İstanbul benim oluşmuş, fark yarattığımın hiç tanımadığım, bilmediğim farkındaydım. 92 yılına kadar DENİZ bir hayat. Ne yapacağımı, ne ustalarımın yanında çalıştım, ÜLKÜTEKİN edeceğimi bilmiyorum. Sudan sonra Yeşilköy’de 20 metrekare çıkmış balığa döndüm. Çalışmak olan ilk atölyemi kurdum. istiyorum çünkü ailemin durumu ortada. Tasarımlarınızda size ilham veren 910 yaşlarındaydım. Abim “ne yapmak şeyler nelerdir? Müşteri tercihleri ön istersin” dedi. Dedim; “Abi otomobillere planda mı yoksa sizin esin kaynağı olan büyük bir merakım var, beni tamirhaneye farklı şeyler de var mı? çırak olarak verir misin?” Bu benim o zaman Araçlar kimi insanlar için zorunluluk, ki en büyük hayalim. Bunun üzerine abim kimisi için bir zevk. İki tarafın ortak paydası beni Yeşilyurt’ta bir tamirhaneye götürdü. hatırı sayılır bir zamanı otomobillerde Gelir seviyesinin yüksek olduğu bir bölge geçiriyor olmaları. Ben bu sebeple hem olması benim için çok büyük avantajdı. müşterilerimin isteklerini yerine getirmeye Dönemin en iyi otomobilleri orada, öyle çalışıyor hem de seyahatte geçen zamanı bir heyecanlandım ki kendimi kaybettim. verimli şekilde kullanabilmeleri için gerekli Patron dedi ki, “Maaş yok, yemek yok, yol olan tüm sistemi kurup hayal ettikleri lüksü parası yok, zanaat öğrenir.” Abim, “Peki eti ve konforu sunuyorum. Benim en büyük ilham kaynağım hayal gücüm. Zaten bizim çizgimize ve kalitemize güvenen insanlar tarafından tercih edildiğimiz için çok da müdahaleci bir müşteri yapısıyla karşı karşıya kalmıyoruz. Kişiye özel araba üretimi pek sık rastlanan bir şey değil. Sizi bu sektörde farklı kılan nedir? Bu işe gönül veren kişiler dünyada az. Çünkü böyle bir bakış açısı ancak kendini özel hisseden insanlardan oluşabilir. Dolayısıyla bunu ihtiyaç olarak hisseden kişinin ciddi bir vizyona sahip olması gerekir. Biz de standart otomobillerin vizyonerliği olan insanlara yetmediğini gördük. Tasarımlarımızda insanlar standartların dışına çıktığımızı gördüler. Bizi tasarımlarımızın işlevselliği, kalitesi, teknolojisi, yüzde yüz el işçiliği olması müşterilerimiz tarafından farklı ve vazgeçilmez kıldı. Türkiye’nin ve dünyanın en büyük şirketlerinin, en önemli isimlerinin yalnızca otomobillerini değil, özel jetlerini, özel helikopterlerini, özel yatlarını, özel ofislerini tasarlayan bir şirketiz. Türkiye’nin adını otomobil tasarımında dünyaya duyuran bir yapıdayız. Otomobil denilince dünyada hiç akıllara gelmeyen ülkemin adı, bugün “otomobil tasarımında” önde gelen ülkelerden olmuş durumda. Ama biz sadece tasarlama noktasında değil, tasarladığını üretebilen bir güçteyiz. Fabrikanızı tasarımlarınıza paralel bir şekilde mi kurdunuz? Fabrikanın kurulumu tasarımlardan sonraki süreçte oldu. İşin hacmi, büyüklüğü, standardizasyonu bizi nereye götürüyorsa oraya gidiyoruz. Bugün gelinen noktada 10 bin metrekarelik fabrikamız var ve artık bize yetmiyor. İleride daha da büyümeyi hedefliyoruz. l İtibarım ve dostluğum insanları çekiyor Müşterilerinizin arasında Suudi Kralı ve Vladimir Putin’in eşi de var. Kendileri size nasıl ulaştı? Bu talepler sizi şaşırttı mı? Tasarım sürecinde ne gibi talepleri oldu? Sadece ismini saydığınız kişiler değil, şu an dünyada bize ulaşan birçok önemli isim var. Otomotivden hazır giyime, turizmden bankacılığa kadar kendi branşlarında dünya devi olan global markaların CEO’larından, dünya siyaset arenasında söz sahibi olan üst düzey isimlere, milyon hatta milyarlarca dolara transfer edilen ünlü oyuncular itibarıma, dostluğuma ve kalite anlayışıma gelirler. Kişiye özel çalıştığımız için her müşterimle zaman geçirip onları tanıyıp anladıktan sonra tasarımlarıma yön veriyorum. l Babayiğit olmaya hazırım Otomobil üretimi ülkemiz için son yıllarda oldukça hararetli bir tartışma konusu haline geldi. Siz fabrikanızda otomobilleri üretirken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kendinizi o çok sözü edilen “babayiğitlerden” birine aday olarak görüyor musunuz? Biz var olanı kişiselleştiriyoruz, sıfırdan üretim yapmıyoruz. Türkiye’de otomobil üretim konusu milli bir mesele. Ülkemizin önde gelen bürokratlarının verebileceği bir karar bu, bir adım atılırsa o “babayiğitlerden” olmayı çok istiyorum. Çünkü yaptıklarımızı dünya hayretle izliyor. Neden bir yerli otomobil yapılmasın? Önümüzde hiçbir engel yok. Ben şahsım adına bana verilen bir görev olursa yapmaya hazırım. l Avşa canlarını Şirin Boutique doyuruyor E bru Büyükkaplan, 23 yıldır yaz aylarını Avşa’da geçiren bir hayvansever. Yaz sonu giderken geride kalan hayvanlar için mama bırakmak için Şirin Boutique’i hayata geçirmiş. Facebook üzerinden topladığı mamalarla Avşa canlılarının aç kalmasının önüne geçmek istiyor. Hikâyeyi ondan dinleyelim. Şirin Boutique adı nereden geliyor? “Şirin Boutique” ismi 2010 yılında, 13 yaşında melek olan Şirin’in adından geliyor. Şirin’den önce de onlarca kedimiz olmuştu fakat Şirin daimi olarak eve giren ilk kedimizdi. Hem onun adını yaşatmak, hem de “Avşa Adası’ndaki Canlara” destek olabilmek amacıyla Şirin adını kullanmanın daha güzel ve anlamlı olacağını düşündüm. Neden Şirin Boutique’i kurmaya karar verdiniz? 23 seneden beri yaz aylarımı Avşa Adası’nda geçiriyorum. Orada bulunduğum zamanlarda sokaklardaki hayvanları doyuruyorum. 2010’da bir organizasyon yaparak adaya özellikle kış aylarında mama desteği sağlamaya karar verdim. Adadan yaz sonu dönüşleri çok kötüdür, arkanızdan bakarlar ama onları yanınıza alamazsınız. O bakışları gördükçe onlar için bir şeyler yapmalıyım, dedim ve 2010 Kasım ayında mama desteği organizasyonumu başlattım. Mama göndermek isteyenler benim İstanbul’daki evime mamaları yolluyorlardı, biz de ağabeyimle mamaları arabamıza yükleyerek Tekirdağ’a götürüyorduk, oradan da motorla Avşa Adası’na yolluyorduk. Son üç senedir ise bir mama şirketinin web sayfasında “Avşa Canları” için bir hesap açtım ve artık mama yollamak isteyenlere o hesabı veriyorum, böylece mamalar mama şirketi tarafından haftada bir gün adaya ulaşıyor. 2012 yılı Kasım ayında “Şirin Boutique” kuruldu, 18 Kasım’da ikinci yılımız dolacak. Facebook üzerinden tanıştığım Hülya Abla bana Fransa’dan çeşitli ürünler getirerek sayfaya ve çeşitli kedi ve köpek figürlü seramikler yapan Nazan Abla ürün çeşitliliği ile bana destek oluyor. Onların dışında birçok kişiden çeşitli ürünler geliyor, buradan onlara Şirin Boutique, yazlıkçılar evlerine dönerken aç susuz arkalarından bakan ada hayvanları için kurulmuş bir platform. Hikâyesini, kaybettiği kedisinin ardından bu işe girişen Ebru Büyükkaplan anlattı. da çok teşekkür etmek istiyorum. Ürünlerin satışından elde ettiğiniz gelirleri nasıl kullanıyorsunuz? 2010’dan bu yana adaya 20 tona yakın mama sağladım ve sağlamaya da devam ediyorum. Her hafta Şirin Boutique geliri ile Avşa Adası hayvanlarına en az 300 TL’lik mama alıyorum, bu bazen 400 TL de olabiliyor, satışa bağlı. Hem adada hayvanları besleyen dostlar, hem de adadaki sokak hayvanları mama bekliyor, bu açıdan sürekli satış yapmam gerekiyor. Şirin Boutique ürünleri ile alınan her mama ya da tedaviyi de belgelemekteyim. l C M Y B