01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 MAYIS 2014 / SAYI 1468 7 Bir özür, bir destek projesi: Roboski Müzesi “Tam da günlerin giderek karanlığa teslim olduğunu düşünürken, gelen misafirlerden köyde bir müze inşa edileceğini duydum. Öyle mutlu oldum ki… İşte o an içimden Roboski insanına yepyeni bir kapı açılıyor, dedim... Bu müzenin yapılmasıyla Roboski katliamı hem ülkenin dört bir yanında, hatta dünyada unutulmayacak, hem de Roboski’de devam eden yaşamın temel taşlarından biri olacak. Katliamda sadece 34 can değil; 34 aile, kaç köy öldü? Hayatlarını acı, hüzün, gözyaşıyla süsleyen, üzerlerini kara giysilerle örten, acıdan parçalanan yüreklerinin parçalarını bir türlü bir araya getiremeyenler bu müze ile ‘adalet’ arayışlarını daha da somut kılacaklar.” Roboski’de çoğu çocuk 34 insanın öldürüldüğü hava saldırısında ölen Nadir Alma’nın 17 yaşındaki kardeşi Selma Alma anlatıyor aslında “Roboski Müzesi”nin amacını, neler yapılacağı, neden yapılması gerektiğini. O yüzden önce ona kulak verin müzemizi ellerimizle inşa edeceğiz. istedim, sonra da bu müzenin Hedefimiz bu yıl içinde müzeyi kurulması için çalışan Roboski inşa edip katliamın üçüncü Müzesi Derneği üyesi ve Yarışma yıldönümünden önce açmak. Raportörü Mehmet Onur Yılmaz’a. Neden bir projeyi uygulamak Roboski Müzesi kurma fikri yerine bu yola başvurdunuz? nasıl ortaya çıktı, gelişti? Projesinin elde edilmesinden Bu fikir ilk, katliamın birinci her bir duvarına, inşaat işçiliğinden yıldönümünde Roboski’yi sergilerine kadar her aşaması ziyaret eden SGDF’li gençlerle ESRA kolektif bir ruhla ve dayanışmayla Roboskililer arasında geçen AÇIKGÖZ elde edilecek bir yapı olsun görüşmelerde ortaya çıktı. Gençler istiyoruz. Bu yapının önemi 2013’te Roboski’de bir müze büyüklüğünde, ihtişamında değil, insani yapılması fikriyle bize, Ankara’daki bir grup ve toplumsal anlamında ve elde edilme mimarın oluşturduğu “Ankara İnisiyatifi” sürecindeki katılımcı ruhta yatıyor. dediğimiz grupla görüşmeye geldiklerinde Üç aşamalı bir kampanyayla ilerliyoruz. ellerinde iki katlı bir bina krokisi vardı. Bizden Birinci aşama mimari projenin özgün bir asıl istedikleri o binaya ne kadar malzeme “katılım/yarışma”yla elde edilmesi. Tasarım gideceğini hesaplamamızdı. Ancak ilk sürecine mimarların yanı sıra sanatçıların, toplantıda bunu her aşaması çok özel bir aydınların, tasarımcıların da katıldığı, seçim kampanya olarak örgütlememiz gerektiği sürecinde Roboskili köylülerin de etkin konusunda uzlaştık. Sonrasında bu fikir olduğu bir yarışma olsun istiyoruz. Eşzamanlı etrafında bir araya gelen farklı toplumsal ve yürütülen ikinci aşamaysa, yapının inşası için siyasi kesimlerden insanlar Roboski Müzesi gerekli finansmanı sağlamak. Bunun için Girişimi’ni ve sonra da Roboski Müzesi yurdun değişik yerlerinde çeşitli konserler Derneği’ni kurduk. Danışma kurulumuzda ve sanatçıların Roboski Müzesi yararına da, seçici kurulumuzda da İoanna Kuçuradi, bağışladıkları eserlerin sergileri düzenlenecek. Hüsnü Öndül, Ali Cengizkan, Filinta Önal, Sergimiz için şimdiden 50’yi aşkın sanatçı Ayhan Bilgen, Ahmet Faruk Ünsal gibi farklı fotoğraf, resim, heykel gibi eserlerini bağışladı. alanlardan ve kesimden önemli isimler 17 Mayıs’ta Ankara’da konserimiz olacak. bulunuyor. Servet Kocakaya, Bajar ve Hakan Vreskala Müze projesi için mimari bir yarışma hiçbir karşılık almadan sahneye çıkacaklar. açtınız. Mimarlar nereye, nasıl başvuracak? Üçüncü aşama olarak müzenin inşaatını Yarışmamız temmuzda sonuçlanacak. da birlikte yapmak istiyoruz. Üç ay sürmesini Destek kampanyamız da hedefine ulaşır, planladığımız inşaat işini gönüllülerin katılımıyla yeterli kaynağı sağlayabilirsek, yaz boyunca ve Roboskililerin desteğiyle yapacağız. üniversiteli öğrencilerin gönüllü destekleriyle Roboski’de çoğu çocuk 34 insan katledildiğinde ne yazık ki Batı’dan çok da ses çıkmadı. Oysa acılar paylaşıldıkça bitmese de, azalabilir. İşte farklı kesimden insanların oluşturmak için harekete geçtiği “Roboski Müzesi” biraz da bunun için önemli. Onları hiç unutmayalım ve yeni katliamların yaşanmasına izin vermeyelim diye... Fotoğraf: SİNAN TARGAY hatıralarına sahip çıkılacağı yer olacaktır. Bu müze, hem Roboskililerin katliamda yitirdikleri sevdiklerinin anılarına dokunabilecekleri bir yer, hem de zedelenmiş toplumsal ortaklığımızı ve adalet duygumuzu yeniden kazanabilmemizin olanağı, ortak mekânı olabilmelidir. Bu müzeye Roboskili ailelerden çok Türkiye’de bu katliamın tanığı olan bizlerin ihtiyacı var. Roboskililer tüm güçleriyle katliamda kaybettikleri yakınlarının hesabını sormak için mücadele ediyorlar zaten. Bu müze bizim yani Türkiye’nin batısında yaşayanların onlara sunabileceği mütevazı bir destekten başka bir şey değil. Roboskili köylüler de bu müzeyi böyle bir destek mesajı olarak algılıyorlar. Neler yapılacak müzede? Bu müze nasıl bir yapı olacak; içinde neler olacak, konusunu haftalarca tartıştık. Hem Roboskililerle hem de danışma kurulumuzdaki değerli isimlerle. Pek çok fikir çıktı. Öne çıkanları yarışma şartnamesinde de paylaştık. Müzenin ne olacağını nasıl olacağını en iyi bu alıntılar anlatıyor. Birkaçını söyleyeyim; “Roboski katliamı asla unutulmasın! Roboski Müzesi, böyle katliamların bir daha asla yaşanmamasının umudu olsun”, “Roboski Müzesi Roboskililerin onurlu adalet arayışının dik duruşunun simgesi olsun”, “Roboski Müzesi herkesin ziyaret ettiği ama aynı zamanda Roboskili çocukların içinde kitap okuyabildiği, yaşayan bir ‘ev’ olsun”, “Çocuklarımızın diplomaları orada saklansın”, “Çocuklarımızın izlerini kaybetmemek için... Çocuklarımızın eşyaları, hatıraları kaybolmasın diye... Gidebileceğimiz bir yer olsun diye”. l roboskimuzesi.org Kampanyanın ana hedefi Türkiye’nin batısındaki insanlarla Roboskililer arasında bir köprü kurabilmek. Biz gerçek barışın insanlar arasında kurulacak duygu köprüsüyle; sevgiyle, anlayışla, dayanışmayla olacağına inanıyoruz. Bu yüzden de Roboski Müzesi aynı zamanda bir barış projesi. Dileğimiz, derin acı ve öfke yaratan katliama rağmen, bir arada ve kardeşçe yaşayabilmenin mümkün olduğunu hatırlatmak için herkesin aklını ve yüreğini Roboski’ye çevirmesi... 19’u çocuk 34 insanın hava saldırısıyla öldürüldüğü olayın üzerinden iki buçuk yıl geçti, ancak bir yargılanma sağlanmadı. Müzenin bu hukuk mücadelesi için de bir yararı olur mu sizce? Biliyoruz ki Roboskililerin adalet mücadelesi daha uzun yıllar sürecek. Türkiye’de hiçbir katliamın hesabı kısa zamanda sorulamadı. Çoğu zaman hiç sorulamadı. Roboski Müzesi uzun yıllar sürecek bu adalet mücadelesine mekân olsun istiyoruz. Bu müze katliamın yarattığı derin acıya ve öfkeye rağmen, bir arada ve kardeşçe yaşayabilmenin mümkün olduğunu hatırlamak ve hatırlatmak için yitirilen canların Misafir şair Yol yordam bilmez bencillikle Dili tutulmuş sessizlikle oyalandık dostum *** Kılık değiştirmiş kötülük saplantıyla tümleşerek Bir bilinmezlik gibi dolaşıyor ortalıkta *** Bir ayrıntı gibi titizlenip Şiirin yüreğine çalıştım usanmadan Mehmet Kıyat Magazin ATAOL BEHRAMOĞLU “Webster”in 2129 sayfalık devasa sözlüğünde, magazin sözcüğünün İngilizceye eski Fransızcadan geçtiği yazılı. Bize de Fransızcasından gelmiş olmalı. İlk anlamı depo, bir malın sakladığı yer vb. Aslı Latince olabilir mi diye araştırdım, değil. İngilizceLatince sözlükte magazin karşılığında herhangi bir benzerliği bulunmayan başka bir sözcük yer alıyor. Zaten yazımın amacı dil araştırması değil. Fakat bir konuda yazarken kavramın arka planlarını araştırmak fena olmuyor… *** Depo ile hafif ve herkesin ilgisi çekebilecek haberler içeren resimli dergi arasında nasıl bir ilişki olabilir? Ben çözemedim. Meraklı okurlarımdan bilen, herhangi bir yorum yapabilecek olan varsa, bildirirse sevinir ve paylaşırım. Acaba, haberlerin bir depoda gibi üst üste yığıldığı bir yayın organı mı denmek isteniyor? Çok uzak bir olasılık… Adının kökeni ne olursa olsun, yaşamlarımızı baştan aşağı kuşatan bir olgudan söz ediyoruz. *** Batı ülkelerinin herhangi birinde kısa bir süre de olsa yaşayanların bildiği gibi, ciddi yayın organlarıyla magazin gazete ve dergileri arsında kesin sınırlar çizilmiştir. Bizde bu alandaki vıcık vıcıklığa sadece Batı’da değil gezip gördüğüm hiçbir başka ülkede rastlamadım. Gazeteler nasıl bu duruma geldi, doktora tezleri oluşturabilecek önemde bir konu. Toplumun ahlakça çöküntüye uğraması mı gazetelerin kimyasını bozdu, yoksa gazetelerin (ve kuşkusuz görsel medyanın) ahlak çöküntüsüne uğraması mı toplumu da bozdu? Karşılıklı bir etkileşim olduğunda kuşku yok… Fakat bence asıl sorumlu, magazinleşen medyadır… *** Magazin kuşkusuz sadece dökük saçık fotoğraf ve haberler demek değil. En ciddi bir konuyu bile üslubunuzla, haberi veriş biçiminizle magazinleştirir, ciddiyetten uzaklaştırabilirsiniz… Çok basit, sıradan bir örnek… Gazeteci arkadaşlarımdan kadınlara karşı işlenen suçlarda “öfkeli koca” gibi yakıştırmaların kullanılmamasını defalarca rica ettim… Bir caniden öfkeli diye söz etmek cinayeti neredeyse hoş görmektir. Fakat magazin kültürüyle kirlenmiş kafalara bunu anlatabilmek kolay olmuyor… *** Yaşamlarımız magazin ahlakının değerleriyle kuşatılmış… Zihinlerimiz gerçekten de bir depo gibi düşük düzeyde görüntüler ve hiçbir yaşamsal değeri bulunmayan bilgi yığıntılarıyla dolup taşmada… Magazin ahlakı bütün insanlık değerlerini bozuyor, daraltıyor, kirletiyor, ciddi olmaktan uzaklaştırıyor… Televizyon ekranlarında sıradan halk insanlarıyla hayatlarına dair yapılan röportajlara, söyleşilere bakın… En yaşamsal, en önemli sorunlar, o sorunların sahiplerince bile bir anda sanki onların dışında bir olaya, bir gösteriş ve tüketim olgusuna dönüşüyor… Magazin ahlâkı gerçeklik duygusunu öldürüyor… İnsanlar uyuşturucu almış gibi gerçeklikle ilgisi bulunmayan sanal dünyalara savruluyor… *** Geride bıraktığımız 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü günüydü. Siyasetin baskı ve yasakları kadar medyayı kuşatan magazinleşme ahlakı da sadece özgürlük için savaşım veren basını değil, onunla birlikte bütün bir toplumu tehdit ediyor... l [email protected] Şedovsentır Maç sonucu Gerçek aşkın kaybedeni olmaz... Hep berabere biter... Mehmet Tuncer Bir dikili ağacım yok. Çünkü hepsinin üstüne AVM yaptırdım be!.. İbrahim Ormancı Utandırma Servisi Nereye gitsem, gökyüzüne bakınca yerlisi oluveririm oranın. Kemal Ateş Yandaş medya Balyoz ve Ergenekon cinayetlerinin sorumluluğundan kaçamaz Off the record Ay, sanılandan daha gençmiş!.. Ay inanmıyorum!.. Haftanın sanat çizelgesi Viyolonselden üç tel atılacak. Misafir çizer: Roman Kubeç Selfişop C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle