Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 2 KASIM 2014 / SAYI 1493 n ı r a l k ı ş â a l e b r e K , r ı d ı n a t s de n ı r a l k ı d a s . . . ı n a d mey ALİ DENİZ USLU Coşkun Karademir ile Emirhan Kartal’ın yeni albümleri “Kerbela” düşünce ve müzikal olarak çok farklı bir yerde duruyor. Müzik, inanç, felsefe, vicdan ve tarih... Her şey var içinde. Karademir ve Kartal “Kerbela’yı neresinden ele alırsanız alın, ayağı toprağa basan insan kadar yaşayamazsınız” diyor, “Biz de bu düşünceden yola çıkarak deyişlere, nefeslere, mersiyelere sığındık. Kerbela anlaşılmak isteniyorsa, yine kaynak saz ve söz’dür diyebiliriz.” Abbas AlMusavi’nin “Battle of Kerbela” eseri (üstte). Solda Emirhan Kartal ve Coşkun Karademir. Fotoğraf: KAAN SAĞANAK S anatçı / Akademisyen kimlikleriyle AleviBektaşi inanç ve müziğine büyük katkılar sağlayan Coşkun Karademir ile Emirhan Kartal, Kalan Müzik etiketiyle ikinci albümleri “Kerbela”yı yayımladı. Birinci cd’de Kerbela üzerine söylenmiş mersiyeler ile İmam Hüseyin’e yazılmış na’tların en güzel örnekleri yer alıyor. Diğer cd’de ise Miyase İlknur’un kaleme aldığı ve usta oyuncu Mustafa Avkıran’ın da seslendirdiği Kerbela Olayı’nın anlatımı var. Kerbela’yı 3 Kasım’ Darüşşafaka Kültür Merkezi’nde, 6 Kasım’da Şişli Kent Kültür Merkezi’nde, 8 Kasım’da Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde dinleyebilirsiniz. cumhuriyet.pdf 1 10/20/14 7:04 PM Çok anlatılıp hiç anlaşılmayan Kerbela. Nasıl anlamalı, nasıl yorumlamalı, bu fluluğu nasıl çözmeli? Tarih boyunca zalim ve mazlumun savaşı, romanlara, filmlere, oyunlara, destanlara konu olmuştur. Bu savaş dün de sürüyordu, bugün de sürüyor, yarın da sürecek. Zalim, tarih sahnesine kimi zaman Firavun, kimi zaman Nemrut, kimi zaman Yezit, kimi zaman Dehhak olarak çıkmıştır. Zalimler gibi mazlumlar da farklı isimlerle tarihteki yerini almıştır. Bazen Musa, bazen Halil İbrahim bazan da Hüseyin’dir. Ama hiç kuşku yok ki, zalimlerin ve mazlumların savaşında Kerbela’nın özel bir yeri var. Kerbela katliamı, yalnız İslam Tarihi’nin değil insanlık tarihinin de en trajik olaylarından biri. Ülkemizde mazlum Hüseyin’in yasını ve izini süren ve sayıları milyonlarla ifade edilen AleviBektaşi topluluğu, inancının doğası gereği dünyanın neresinde zulüm varsa o zulme itiraz eden, başkaldıran mazlumların safında yer almıştır. Denebilir ki, Kerbela olayı ile ilgili en derin ve en etkili eserler bu coğrafyada AleviBektaşi kültüründe ortaya çıkmıştır. Kerbela’ yı anlamak ve anlatmak için biz de AleviBektaşi inancından beslendik ve aktarımımızı bu yol sayesinde gerçekleştirmeye çalıştık. Hüseyin’ i anlamak her kula nasip olsa keşke, umarım bu yaptığımız çalışma bir zerre de olsa bu uğurda hizmet niteliği taşır. Konuyu neresinden ele alırsanız alın, ayağı toprağa basan insan kadar işleyemezsiniz ve yaşayamazsınız. Biz de bu düşünceden yola çıkarak deyişlere, nefeslere, mersiyelere sığındık, çünkü AleviBektaşi kültüründeki eserlerin derinliği ve anlatımı, konuyu çok saf ve masum bir şekilde anlatmış ve aktarmıştır. Kerbela anlaşılmak isteniyorsa, yine kaynak saz ve söz’ dür diyebiliriz. Tarihi mazlumlar yazar Kerbela ile büyümek ne demek peki? Hüseyin efendimizin yasını AleviBektaşi toplumu iliklerine kadar yaşamıştır ve her daim yaşatmıştır. Örnek verelim; hiçbir zaman kana kana su içilmez, her su içildiğinde Yezit’e lanet okunur, her daim siyah giyinilir, düğünde bile. Muharrem orucunu konuşmaya gerek bile yok. Bu içselleştirmektir. Her daim gözünde bir damla yaş hazırdır Hüseyin’e, her an aklındadır onun acısı. Her an mazlumsundur ve mazlumun yanındasındır. Biz de bu yaşamın içinde büyüdük. Hem Hüseyin’e ağlamayan nasıl insan olur ki... İsyan ve direniş, haksızlığa karşı da hak. Ve de en önemlisi vicdan... Ama günümüzde biat kazanıyor... Bu tarih boyunca değişmeyen gerçektir. Kerbela Çölü’nde 1334 yıl önce yaşanan olay neydi? Basit bir iktidar kavgası mı, iki büyük Arap kabilesinin tarihsel rekabetinin bir uzantısı olarak İslamiyet sonrası halifeliği kendi aileleri adına tescil ettirme mücadelesi mi? Bu yüzeysel bakış ve kolaycı yaklaşım, tarih boyunca güçlüye karşı güçsüzün, zalime karşı mazlumun, haksızlığa karşı haklının mücadelesinin anlamsızlığını ortaya koyar. Zalimle mazlumun, güçlü ile güçsüzün mücadelesi insanlık tarihi kadar eskidir. Değişen sadece zaman ve mekandır. Bu olayda haksız olan Yezit, aynı zamanda güçlü ve zalimdir. Haklı olan İmam Hüseyin ise güçsüz ve mazlumdur. Güçlü olanın haklı olması gerekmez. Ardında geniş yığınların desteği olsa da... Haklı ancak güçsüz olan Hüseyin, güç sahibi Yezit karşısında mağlup olacağını bilmesine karşın direnmeyi sürdürür. İmam Hüseyin salt bir iktidar mücadelesi vermiş olsaydı, ölümü göze alacağına yaşayıp iktidarı ele geçirmenin yollarını arardı. Önünde iki seçenek vardı; Ya zalime boyun eğip onursuzca yaşayacak ya da aradaki güç dengesizliğine karşın onurluca direnip ölecekti. O, ikinci yolu seçti. Kerbela Çölü’nde on bin kişilik Yezit ordusu tarafından kuşatıldığında yanında sadece 72 kişiden oluşan aile efradı vardı. Buna karşın Yezit’e boyun eğmedi. Babası Hz.Ali’nin “Haksızlığa karşı boyun eğenler yalnız haklarını değil aynı zamanda şeref ve haysiyetlerini de yitirirler” sözünü ilke edinen İmam Hüseyin, canını verdi ama şerefini ve onurunu korudu. O nedenle Kerbela, asırlardan beri zalimle, mazlumun, despotlukla hoşgörünün, zenginlik ve iktidarla, yoksulluğun ve ezilmişliğin, kısacası insanı insan yapan değerlerin savaşı olarak akıllarda yer etmiştir. Bu savaşta zalime boyun eğip refah içinde bir yaşam yerine ölümü göze alan İmam Hüseyin mazlumluğun, inanmışlığın sembolü olurken; Yezit ise isim olmaktan çıkıp her devirde zalimlere verilen bir sıfat olmuştur. Tarihi galipler yazar derler. Ne büyük yanılgı. Galiplerin tarihi sadece iktidarları süresince geçerlidir. Tarihi mazlumların ve haklıların yazdığını nice örnek gibi Kerbela olayı da bize gösteren iyi bir örnektir. Sazın ruhu insandır Saz kutsaldır dedik. AleviBektaşi inancında “âşığın sözüne Kur’an ın özü, sazına da telli Kur’an” denilir. Bu kutsiyetin sebebi de, bütün aktarım zincirinin “çalıpsöyleme” geleneğine yüklenmiş olmasıdır. Bu durum gösteriyor ki, insanlar sazıyla hemhâl olmuştur. Bütün düşüncelerini ve yaşantılarını o’na yüklemişlerdir. Zahiri konularda da Batıni konularda da. Bizce sazın ruhu, insanla ilişkilidir. Çünkü dolan taşar... Kendini besleyebilen insan sazından da onu aktarır. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişiler bir araya gelmiş Kerbela’da. Peki bu ekip nasıl buluştu? İşin başında bizim ciddi çalışmalarımız ve kaynak araştırmalarımız oldu, ama son halini almasında Sevgili ağabeyimiz ve prodüktörümüz Hasan Saltık’ın katkısı çok büyüktür. Deyişlerin işlenişi aşamasında diyebiliriz ki Türkiye’nin alanlarındaki en iyi icracıları yer almıştır. Kerbela projesinde ciddi bir tecrübe yatıyor diyebiliriz. 2.cd’ye geldiğimizde işler tamamen iki ustanın eline baktı, Miyase İlknur ve Mustafa Avkıran. En az bizim kadar emekleri vardır, hatta bizden fazladır. Miyase abla o kadar net ve anlaşılır anlattı ki Kerbela’ yı, Mustafa abi’ de bir o kadar duygusunu ve yüreğini kattı sesiyle. l Ana Sponsor Ortak Sponsorlar Sponsorlar CoSponsorlar Resmi Havayolu Sponsoru thesofa.com Medya Sponsorları Uygulamayı indiriniz İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: Utku Çakırözer Yazıişleri Müdürü: Ayşe Yıldırım Başlangıç Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi:?Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt /İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın cumdergi@cumhuriyet.com.tr / @cumdergi C M Y B