22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 19 EKİM 2014 / SAYI 1491 Benim için şarkı söylemek fado demek The Guardian gazetesinin “Dünya Müziğinin Divası” ilan ettiği, üç Latin Grammy ödüllü ve Portekiz’in melankolik fado müziklerinin bir numaralı temsilcisi Mariza 6 Kasım’da ilk kez Ankara’da ve 7 Kasım’da da İstanbul’da sahne alacak. Dünya müziğindeki tek diva olarak anılan sanatçı, “Ünlü bir pop yıldızı ile düet yapacak olsanız, kim olsun isterdiniz?” sorusuna “John Mayer harika olurdu” diye yanıt veriyor. B BC tarafından üç kez üst üste layık görüldüğü “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” ödülüyle Portekiz’in fado müziklerini taçlandıran Mariza, fado geleneğine çağdaş yorumuyla efsaneleşen Amalia Rodrigues’ten sonra yaşayan en büyük Fado şarkıcısı olarak tüm dünyada büyük ilgi görüyor. CENK Asya, Afrika, Kuzey ve Güney ERDEM Amerika ve Avrupa ülkelerini kapsayan, kendi adını verdiği 2014 Best Of albümünün dünya turnesi ile Ankara ve İstanbul’da izleyicilerle buluşacak olan Mariza, son olarak geçen mayıs ayında Şampiyonlar Ligi final maçı açılışında şarkı söyleyerek yine milyonlara ulaşmıştı… Portekiz devleti tarafından Portekiz kültürünü yurtdışında en iyi temsil eden sanatçı unvanı alan Mariza, 6 Kasım’da M.E.B Şura Salonu’nda Ankara’da ilk kez sahne alacak. Bir gün sonra ise, İstanbul’da, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda olacak. Bu rüya gibi gecelerden önce, Mariza, fado müziklerini, şarkılarını, Türkiye’de nasıl bir izleyici hayal ettiğini anlattı. The Guardian gazetesi sizi “Dünya müziğinin divası” ilan etti; bu size fazla bir yük vermiyor mu? Müzik yapmak her zaman için büyük bir sorumluluk. Müzik yaparken hissettiklerinizi paylaşıyorsunuz ve sorumluluk her zaman beraberinde geliyor. Ama hiçbir zaman bunları düşünerek ya da planlar yaparak şarkı yeni şarkıcıları takip edebildiğimi söyleyemem; çünkü özellikle eski şarkıları ve geleneksel fadoları dinliyorum. Tek bildiğim birçok yeni şarkıcının fado söylüyor olduğu… Fado şarkılarınıza piyano, yaylılar ve hatta Afrika’dan ilham almış vurmalılar da katıyorsunuz. Kendi fadonuzu nasıl tanımlarsınız? Amalia Rodrigues de böyle yapıyordu. Ben de ilk albümümden beri böyle yeniliklerle yaklaşıyorum ve fadonun efsane isimlerinden Carlos do Carmo da böyle harika işler çıkarıyordu. Ama özellikle “Terra” albümünden itibaren yıllarca seyahat ettikten sonra farklı kültürleri tanıyarak şarkılarıma, müziklerime, çok farklı renkler katmaya başladık. Yıllar içinde ben değiştikçe müziklerim de değişiyor… Melankolik fado şarkılarıyla biliniyorsunuz; peki günlük hayatta ruh halinizi dengelemek için hiç popüler müzikler de dinlemiyor musunuz? Elbette dinliyorum ama daha çok geleneksel Afrika, Brezilya müzikleri hoşuma gidiyor, çünkü köklerimde de bu müzikler var. Beraber çalıştığım Pasion Turca ekibi de her defasında bana Türkçe albümler hediye ediyor. Ancak fado söylerken şarkılar beni kendi ruh halimden uzaklaştırsa da çocukluğumdan beri fado söylediğim için melankoliye hiç takılmıyorum… Dünya müziğindeki tek diva olarak anılıyorsunuz, peki dünyaca ünlü bir pop Müziğimiz de, coğrafyamız gibi kontrast... İ skender Paydaş’ın besteci, aranjör ve prodüktör olarak pek çok klasikleşen şarkının altında imzası var. Paydaş bir süredir de kendi albümlerini yapıyor. “Zamansız Şarkılar” serisinin ilki de bu fikirle 2012’de yayımlanmıştı. Şimdi serinin ikincisi geldi. İlki gibi bu çalışma da çok başarılı. Bu albümde Paydaş”a Tarkan, Şebnem Ferah, Sıla, Nazan Öncel ve Atiye gibi özel isimler eşlik ediyor. “Zamansız Şarkılar” aslında tam zamanında bir albümdü. Şimdi de ikincisi geldi. Bu süreç nasıl işledi? Evet tam “zamanında” geldi ilk albüm. İkinci albümün zamanı konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim, biraz uzun sürdü ama güzel oldu. İlk albümde sevilmiş şarkıları farklı yorumlarla farklı bir yere getirdik. İkinci albümde olan şarkıların bazıları ilk albümden zaten, o albüme girmemiş ama kayıtları tamamlanmış şarkılar. Üstüne daha sonradan Tarkan ve Sıla dahil oldu. Yeni şarkılarımızı da bitirdik. Bu süreç üçüncü albüme kadar gidecek ve seri tamamlanmış olacak. Bir de 90’lar sizden çok şey öğrendi. Uzun süre işin mutfağında gizli bir kahraman olduktan sonra şimdi nasıl hissediyorsunuz? Aslında işin mutfağında gizli bir kahraman gibi hissetmedim kendimi. 80’li yıllardan beri sahnelerde özellikle Kayahan’la, sonra da Mirkelam’la beraber göz önündeydim, kliplerdeydim. Stüdyo ve prodüksiyon dünyasında kalmayı da ben tercih ettim. 90’lı yılların sonu 2000’li yılların başından beri kendi albümlerimi yapma fikrim vardı, sürekli erteliyordum, sonunda yaptım. Albüm için şarkıları nasıl seçtiniz? Öncelikle şarkıları seçtim, sonra o şarkıları seslendirecek şarkıcıları. Bunlar var olan şarkılar için geçerli. Fakat “Zamansız Şarkılar 2” albümünde bir farklılık var. Sıla ile bir şarkı yapmaya karar verdik ve şarkıyı beraber yaptık. Onun söz yazarlığı ve sesi, benim besteciliğim ile bir araya geldi. Keza Tarkan da kendi bestesi ve sözü ile geldi “böyle bir şey yapalım mı?” diye. O noktada ben aranjmanla işin içindeydim. Bir de Nazan Öncel kendi sözüyle bestesiyle geldi. Bu noktada o sanatçılar ve şarkılar kendi kendilerini seçti. Diğer şarkılarda önce şarkıya karar verip sonra o şarkıyı kimin söyleyebileceğini düşünüp teklifleri bu şekilde götürdüm. Bu arada albümde Tolga Burkay var. Bilenler hatırlar özel bir müzisyendir. Tolga Burkay ile tanışmam geçen sene bu vakitlere denk geldi. Yeni albüm çalışması için bazı şarkılar yapmıştı, onları dinledik, ne kadar derli toplu söz yazdığını, ne kadar enteresan bir sesi olduğunu fark ettim. Bir yandan Tolga’nın albümü için de çalışıyoruz. Bana göre döneminin yeni Bülent Ortaçgil’i. Bu albümde olması da bu yüzden önemli. Müziğinize kim eşlik ederse etsin müziğin bir parçası, enstrümanı gibi geliyor kulağa. Böyle duyuluyorsa amacıma ulaşmışım demektir. Ben müziğe bakarım; kimin söylediğine, kimin neyi nasıl dinlemesi gerektiğinden çok müziğin geneliyle derdim. Kompozisyon da budur. Davulun, trampetin, solistin, gitarın bir vuruşu benim için aynı değerdedir. ALİ DENİZ USLU İskender Paydaş yeni albümü “Zamansız Şarkılar II”yi yayımladı. Paydaş’ın müzikte yakalamaya çalıştığı, hayat. O yüzden bastığı her akorun, vurduğu her davulun bir sebebi ve karşılığı var. Müziğinde de zıtlıkları seviyor, “Ne de olsa bizim coğrafyamız tamamen kontrastlardan oluşuyor” diyor. Tek derdi her defasında dahi iyi müzik yapabilmek. kontrastlardan oluşuyor. Daha önce de söylediğim gibi müzik yalnızca müzik değil. Hayatın kendisini müzikleştiriyoruz. Davranışları, yaşadığımız ortamı... Bu zenginliği doğru kullanmak gerekli, bir de birbirlerine çok bulaştırmamak. Bu çokboyutluluğun içersindeki farklı akımları, farklı davranışları, farklı müzik tarzlarını birbirine karıştırmadan denge içinde, uyum içinde kullanmak gerekiyor. Derinlik böyle geliyor. Kendimi nerede gördüğümle ise çok ilgilenmiyorum, yapmaya çalıştığım şey olabildiğince daha iyi müzik. Vokale geçmeyi düşünüyor musunuz? Albümlerimde pek çok back vokali yapıyorum. “Haşa” da ve “Yetmez”de mesela, “Gemiler”de ise epey var. Back vokal olarak devam ediyorum şu an. Elbette ısrar edenler çok. Böyle iyiyim, ilerde birden söylemeye başlayabilirim, bilmiyorum. Tarkan ile yollarınız nasıl kesişti? Nefis bir ortaklık olmuş. Müzik yaparken büyük zevk alıyoruz. Tarkan’la daha önceden tanışıyoruz. İlk çalışmamız yıllar önce bir Nazan Öncel projesinde olmuştu. Bir de zamanında Mirkelam ile yaptığımız “Her Gece”de bize vokal yapmıştı. Nazan Öncel’in “Hadi O zaman” parçasını çalışırken ne kadar güzel çalıştığımızı anladık, Tarkan da aranjman ve stüdyo tarafına çok meraklı. Bunu güzel götürüyor, çok keyif alıyor. Şarkıyı beraber çok iyi bir noktaya getirdik, çok geliştirdik. “Hop De” güçlü bir şarkı ama gücü duruluğundan... Temiz ve vurucu. Sizdeki karşılığı nedir? Evet güzel tespit. Tarkan’la birbirinden farklı müzikal yaklaşımlarımız var. Tarkan bir şarkıda gücü yakalamak için farklı tekrarları kullanıyor, vokalini onlarca kanal üst üste söyleyebiliyor. Ben de tam tersine yalın bir tarza sahibim. Normalde bu ikisinin birbiriyle uyuşmaması lazım fakat biz bunları bir araya nasıl getiririz diye çok uğraştık. Hedefimizde şu an olduğu gibi sözlerin hızını ön plana çıkaracak ve hızı kesmeyecek derecede vurucu, gitarların davulların güzel çaldığı bir müzik vardı. Birimiz siyah, birimiz beyaz ama asla kavga etmeden çok güzel bir gri yaptık. Yola da devam etmeyi düşünüyoruz. l söylemiyorum, ben sadece hissettiklerimi söylüyorum hepsi bu… Fado şarkılar çoğu zaman fazla kederli ve hüzünlü olabiliyor, peki sizin şarkı söylerken sahnedeki ruh haliniz nasıl? Müzik beni alıp götürüyor ve ben onu takip ediyorum. Bir sevgili, bir erkek arkadaş gibi beni kendine çekiyor. Ben sadece sesimi küçük bir araç olarak kullanıyorum, beni ve dinleyicileri uzaklara götürense melodiler ve şarkılar… Grammy ödüllü ilk Portekizli sanatçı oldunuz; peki ödüllerle döndüğünüz kendi ülkenizde nasıl duygularla karşılandınız? Böyle prestijli bir ödüle aday olarak zaten en başında kazanmış oldum. Portekiz’de herkese, bir Fado şarkıcısı olarak bu şekilde kabul gördüğüm için ödülü alıp almamayı dert etmediğimi söyledim. Ama elbette böyle bir ödülü alıp dönmem de herkesi çok mutlu etti… Fado tavernası işleten bir ailenin kızı olarak fadonun içine doğmuşsunuz; fado o yaşlarda size neler hissettiriyordu? Çok geleneksel yaşayan insanların ortasında büyüdüm. Müzik benim için hep çok sihirliydi. Elbette fadonun anlattıklarının farkında değildim. Benim için şarkı söylemek fado demekti. Belki fadoya âşık olduğumun da farkında değildim ama çok seviyordum… Sizi hep başarılarınızla ve sesinizle Amalia Rodrigues ile karşılaştırdılar; peki siz yenilerden kimleri seviyorsunuz? Amalia Rodrigues bir tane ve hep öyle kalacak. Ama benim için onunla karşılaştırılmak bir onur. O kadar çok seyahat ediyorum ki, yıldızı ile düet yapacak olsanız, kim olsun isterdiniz? John Mayer harika olurdu. En sevdiğim erkek pop vokallerinden biri John Mayer. Başka kiminle düet yapmak bana zevk verirdi diye düşünüyorum, ama cevabım yine John Mayer oluyor… Fado şarkıların birçoğu çok derin hasret şarkıları; ama sizin özellikle hikâyesinden çok etkilendiğiniz bir fado şarkısı var mı? Albümlerimdeki şarkılar olabilir, çünkü hepsini çok severek seçiyorum ve hepsinin ayrı ayrı hikâyeleri var. İçlerinden bir tanesini seçmek, bir anneye, “çocuklarından hangisini daha çok seviyorsun” diye sormak gibi olur… Hiç evde iş yaparken söylemeyi sevdiğiniz bir şarkı var mı? Javier Limon’un projesi “Mujeres De Agua” için kaydettiğimiz “Fadista Louco” tam olarak bahsettiğin gibi evde hep söylediğim bir şarkı. Javier, projesinde içtenliğe çok önem veriyordu. Bana göre de ruhumuzu ifade etmenin ve duygularımızı aktarmanın en güzel yolu şarkı söylemek. “Fadista Louco” kalbiyle şarkı söyleyen bir şarkıcının hikâyesini anlatıyor ve çok sevdiğim şarkılardan biri. Şarkıcı yüreğinin ne kadar deli olduğunu söylüyor. Türkiye’de nasıl bir izleyici bekliyorsunuz? Akdeniz insanlarının duygularını coşkuyla ifade ettiklerini biliyorum. Özellikle Akdeniz insanları beden dillerini de çok iyi kullanıyor. Fadonun hüznü ve melankolisi çok derin ve Türkiye’deki izleyicinin tüm şarkıların duygularını çok derin yaşayacaklarına inanıyorum… l Vurduğum her davulun hayatta bir karşılığı var Aranje denince ilk akla gelen isimsiniz. Aynı malzemeden herkes farklı lezzette yemek yapabilir ama sizin eliniz değince işler değişiyor ve dinleyici hemen tanıyor müziğinizi; bunun sırrı nedir? Ben müzik yaparken müziği müzik diye görmem, hayat gibi görürüm. Müzikte gördüğüm insani tavırlardır. Müziği müzik gibi görmeden, sembollerle yapmak belki de bu işin sırrı. Anlatması kolay değil ama vurduğum her davulun, bastığım her akorun bir sebebi, hayatta bir karşılığı var. Bunları doğru düzgün bir araya getirince hayatın simülasyonunu kurmuş gibi hissediyorum, belki de bir nevi sinema filmi ortaya koyuyorum. Müziğinizde belirgin bir kontrast var, zaten çokboyutlu olmanız müziğinizi herkese ulaştırıyor. Peki, müzik yolculuğunuzda kendinizi nerede görüyorsunuz? Evet kontrastları seviyorum çünkü öyle bir dünyada yaşıyoruz. Bizim topraklarımız, coğrafyamız tamamen C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle