22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 OCAK 2014 / SAYI 1452 7 Stephan Bundi şubatta İstanbul’da Posterin formülü yok DENİZ ÜLKÜTEKİN n e d e m Eğlen çalışamam.. . Tektekçi’nin kurucu ortağı Berti Palambo’yu tanıyanlar bilir. Uzun yıllardır eğlence sektörünün içinde. Organizasyonun ne demek olduğunu iyi biliyor. O yüzden “daha iyi eğlence”nin anahtarı onda. Yeniyi denemekten korkmayanlardan. İnatçı değil ama kararlı. Çalışanları ve müdavimleri ile bir aile kurmuş. En önemlisi de eğlenmeden çalışamaması... ALİ DENİZ USLU hangi şehirde açılış yaparsak yapalım mutlaka bize eşlik ediyorlar, biz de farklı konularda onlara danışıyoruz. Yarattığımız yeni konsept, bu alanda verilen en önemli ödüllerden birini de beraberinde getirdi. Geçen yıl Time Out dergisinin Yeme İçme Ödülleri’nde en iyi bar seçildik. İlk yola çıktığınızda bugünleri öngörmüş müydünüz? İlk günden beri de hızlı ve planlı büyüme fikri aklımızdaydı. Fakat bu kadar hızlı sevilip benimseneceğini, insanların hayatında hızla bu kadar büyük bir yer kaplayacağını tahmin etmemiştik. Bizi arayıp evde nasıl kokteyl yapacağını soran misafirlerimiz de oluyor, arabamızla kapanıştan sonra eve bıraktığımız da, sabahları sosyal medyadan yazdıklarımızla morallerini düzelttiğimizi söyleyenler de… Nasıl bir ekipsiniz? Ekibimiz ailemiz. Şu anda 200’den fazla insan geçimini Tektekçi’nin faaliyetleriyle sağlıyor. Bu sayıyı 2015 sonuna kadar 350’ye ulaştırmayı hedefliyoruz. Tamamı üniversite öğrencisi olan servis personelimizin her biri, kendi ilgi alanları olan, okul ve iş hayatlarının yanı sıra pek çok hobi sahibi, değerli gençler. Biz de onlara patronları olarak yaklaşırken bir yandan bazen ebeveynleri, bazen psikologları, bazen yaşam koçları, bazen de arkadaşları oluyoruz. Tektekçi, herkesin sürekli bir şeyler paylaştığı ve kendini geliştirmek için bir yol bulabildiği özgür bir okul gibi. Bir yandan da gençleri hayata hazırlamak gibi bir misyonu da var bu ekibin. Kriz yönetimi, sosyal medya, çalışma prensipleri, ekip çalışması gibi pek çok konuda düzenli eğitimler veriyoruz. Şu anda üniversite öğrencisi olan çalışanlarımız ileride, hangi sektörde olursa olsun mutlaka çalışacaklar. Nerede çalışırlarsa çalışsınlar, bu eğitimler onlara değer katacak, deneyimleri artacak, ekip içinde nasıl çalışacaklarını, nasıl inisiyatif alacaklarını öğrenecekler. Ayrıca üniversiteden mezun olduktan sonra pazarlama, kokteyl laboratuvarı ve organizasyon gibi departmanlarımızda bizimle çalışanların sayısı da az değil. Uzun yıllardır organizasyon işindesiniz. Bu işte başarının ve sürdürülebilirliğin sırrı nedir? İyi gözlem, doğru zamanlama ve sürekli yenilik arayışında olmak organizasyon ve eğlence sektöründe sürdürülebilir adımlar atmanın çok önemli bir parçası. Bunların yanı sıra girişimcilik ruhu, hemen pes etmemek ve sebatkar olmak da gerekli özelliklerden. “Kulağa servis müzik uygulaması” ve “kablosuz kulaklık” eğlence sektöründe devrim niteliğinde bir yenilik. Nasıl buldunuz bu fikri, gelenlerin tepkisi nasıl oldu? Bu fikri ortağımla birlikte, Alaçatı’da kasaba sınırları içinde var olan ses sınırlamasına rağmen misafirlerimizi nasıl daha çok eğlendirebileceğimizi düşünürken bulduk. Gece eğlenirken yüksek sesle müzik dinlemek herkesin hoşuna giden bir şey ama dünyanın en iyi hoparlör sistemini kursanız da açık havada bazı ses limitleri ve saat sınırlamaları nedeniyle çok yüksek seste müzik veremeyebiliyorsunuz. Biz de bu formülü bulduk;Kulaklıkla eğlence! Kulağa servis müzik uygulamamız bu yaz Alaçatı’da çok sevildikten sonra Tektekçi Bebek’e transfer oldu. Bazı festivallerde, partilerde de uygulanan konsept bir proje ve çok sevilen bir eğlence türünü Türkiye’de ilk defa bar konseptine adapte edip sürekli hale getirmek istedik. Diğer yandan eğlence sektörü; oldukça hareketli bir yaşam demek. Sizin için hayat hep bu hareketle mi devam edecek, yoksa başka planlarınız da var mı? Eğlenmeden çalışabileceğime ve çalışmadan yaşayabileceğime inanmıyorum. Sıradan bir iş günü benim için neyi nasıl geliştirebileceğimi düşünerek geçiyor. Gelecek için hedeflerim ve planlarım da bunların etrafında gelişiyor. Eğlenceyi ve hatta daha belirleyici olarak Tektekçi’nin eğlence tarzını daha geniş kitlelere iletebilmek istiyorum. Bunun için geçen aylarda, Çeşme’de Tektekçi Beach Party adında bir plaj partisi düzenledik. Göçebe Tektekçi adında ayrı bir departmanla Tektekçi eğlencesini düğünlere, organizasyonlara, festivallere taşıyoruz. Eğlence sektörünün hareketli yaşamında en çok ailemle ve arkadaşlarımla zaman geçirmeyi özlüyorum. Sadece pazar günü öğleden sonralarımı kendime ayırabiliyorum. l İ stanbul’un kültür sanat nabzını doruklara çıkaran Alldesign’ın başlamasına daha henüz bir aydan fazla zaman var, ama bizim atışlarımız hızlanmaya başladı bile. Bunun sebeplerinden biri de Stephan Bundi. Onu grafiktasarım dünyası, kültür sanat organizasyonları için yaptığı zihinlere kazınmış çok sayıda afiş ve posterle hatırlıyor. Öte yandan poster konseptini MOMA gibi önemli müzelere taşıyarak, bir anlamda grafik tasarımın kaderini değişitren isimlerden biri haline geldi. Kişisel kariyerinde Red Dot dahil 100’den fazla ödülü bulunan Bundi, kısıtlı zamanında Pazar Dergi’nin sorularını yanıtladı... Poster konseptini meşhur ve işlevsel hale siz mi getirdiniz? Sanat ve tasarımda öğrenilmesi gereken bazı temel beceriler vardır, ama bir şeyi meşhur etmek tarzı, formüller bunların içinde yer almaz. Bu yüzden sorunuza olumlu cevap vermem zor. İşinizdeki kural ve prensipleriniz nelerdir? Tasarımlarınızla insanları sıkmayın! Takipçilerinizin neyle ilgilendiğiyle ilgilenen, böylece onlar da sizin tasarımlarınıza ilgi gösterirler. T Müşterileriniz arasında size ilham verecek, inovatif marka ve sivil toplum örgütleri gibi pek çok isim var. Size sanatınızı yeterince göstermeniz için gerekli esnekliği sağlıyorlar mı? Müşterilerden değil ama onların mesajları ya da ürünlerinden ilham alıyorum. Her türlü görsel fikri, kendi başıma toplamam ve onları bir tasarım etrafında birleştirmem gerekiyor ve tabii bu konseptin de müşterim olan ürün ya da mesajla örtüşmesi lazım. Teknoloji ve dijital gelişmeler, poster kavramını nasıl etkiledi? Zaman içinde, ruhunu alıp içine başka bir şeyler eklediler mi? Pek çok dijital teknolojiyle ilgileniyorum. Bilgisayar da bunlardan bazılarını bana sunuyor. Her seferinde, teknolojiyi, mesajını en iyi taşıyabileceğim şekilde kullanmaya çalışıyorum. Bir posteri görünür, kalıcı ve saklanmaya değer kılan nedir? Sadece alışılmamış, farklı ve sıra dışı fikirler bir resimde dikkat çeker. Eğer tüm faktörler, yani fikir, farkındalık ve tasarım doğruysa posterin görsel kültür hazinemize bir katkısı olur. Böylece “bazen de” bir müze ya da koleksiyoner postere ilgi duyup onu edinmek isteyebilir. l ektekçi’nin yolculuğu Beyoğlu’nda küçük bir mekanda başladı. Bugün, Beyoğlu, Bebek, Alaçatı ve Ankara’da, toplam dört ayrı lokasyondaki altı farklı mekanda hizmet veriyor. Kokteyl konusunda ise ustalaşmışlar. Menülerindeki 150 shot’tan bazıları dünyaca ünlü kokteyller ama esas çoğunluk, kokteyl shot laboratuvarlarında ürettikleri özel tarifler. Bu coğrafyaya has tatları var; Osmanlı Şerbetleri, turşu sulu, çoban salatalı, lokumlu ve Türk kahveli shot’ları denenmeli. Tektekçi yurtdışına da göz kırpıyor. Türkiye’deki yerleşimi bitince bu plan uygulamaya geçecek. Ayrıca klasik mutfak geleneklerinin dışına çıkacak bir menü hazırlıkları da olacak. “Göçebe Tektekçi” adında ayrı bir departmanla eğlenceyi düğünlere, organizasyonlara ve festivallere taşımaya da devam. Tektekçi efsanesinin yaratıcılarından Berti Palambo anlatıyor. Tektekçi bir şehir efsanesine dönüştü. Dönüp baktığınızda neler görüyorsunuz? Arkamı dönüp baktığımda, iki yıl gibi bir sürede altı barımız, 150’den fazla shot içeren bir menümüz oldu. Tektekçi’de çalışarak geçirdiğimiz zaman bize her şeyden öte çok iyi dostlar kazandırdı. Tektekçi’de gelen misafirlerimizle kaynaştık: Kitap yazınca, albüm çıkarınca bize getiriyorlar, sıkıldıklarında sorunlarını bize açıyorlar, ATAOL BEHRAMOĞLU HAZIRLAYANLAR ALZUBAIDI, CASSEL VE C. RODERICK Çağı Utandırmayacağız!* (Türkiye Yazarlar Sendikası 40. Yıl Manifestosu) “Oğlumun üzerinden bana ulaşmaya çalışıyorlar. Oğlumun vakıf için imar değişikliği istemesi suç mu?” (Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan) Yolsuzluk davasında oğlu Bilal Erdoğan’ın suçlanması üzerine / 2013 “Kul hakkı yemeyiz, yedirmeyiz.” dediniz. Halkı yok yoksul bıraktınız. Önce çaldınız, sonra yargıyı iş göremez kıldınız. İktidarınız bizim için meşruiyetini yitirmiştir. Çünkü halkını hısımına akrabasına soyduranlar, iktidar değil, talanın suç ortağıdır. *** “Devlet geleneğimizin kendini korumak için tarih boyunca geliştirdiği reflekslerin bir kısmı, epeyce ürpertici, benden söylemesi.” (Hamdi Kılıç, Başbakanlık Müşaviri) Devlet içi hesaplaşmaya ilişkin bir yazışmadan / 2014 “Zulme karşı sessiz kalan, dilsiz şeytandır.” dediniz. Halkı baskıyla sindirdiniz. Vurdunuz incittiniz. İktidarınız bizim için dürüstlüğünü yitirmiştir. Çünkü sabrı ve iyiliği kötülükle kanla boğanlar, iktidar değil, avcının av ortağıdır. *** “Çanak çömlek çıktı diyerek bizi üç beş yıl oyaladılar.” (Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan) Marmaray kazısında bulunan antik liman üzerine / 2011 “Doğayı biz koruruz, gerçek çevreci biziz” dediniz. “Bu ucube yıkılacak” dediniz. Halkın suyuna, toprağına, kültürel kalıtına HES’ler AVM’ler için göz diktiniz. Ağaçları söktünüz, bulutları karartınız, anıtları yıktınız. İktidarınız bizim için içtenliğini yitirmiştir. Çünkü yalanın saltanatıyla halkını oyalayanlar, iktidar değil, vandalların yol ortağıdır. *** “Güzel öldüler.” (Ömer Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı) Karadon Maden Ocağı’nda 30 işçinin ölümünden sonra / 2010 “Adalet ve kalkınma için emek değerlidir.” dediniz. Halkın alın terini üç otuz kuruşa sermayenin kanlı havuzuna akıttınız. İktidarınız bizim için adaletini yitirmiştir. Çünkü adaletin saf kılıcını emeğin kutsal etinde bileyenler, iktidar değil, sermayenin kâr ortağıdır. *** “Köşe yazarları ne kadar az yazarsa ülkede o kadar huzur olur.” (Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan) Partisinin TBMM grup toplantısında partililere seslenirken / 2009 “Hangi gazeteci, hükümeti eleştirdiği için tutuklu?” dediniz. Ülkeyi yarı açık cezaevine çevirdiniz, düş kurmayı bile suç kıldınız. İktidarınız bizim için inandırıcılığını yitirmiştir. Çünkü düşünceye, düş gücüne kilit vuranlar, kölelerin sır ortağıdır. *** “Türk hanımları evinin süsüdür, erkeğinin şerefidir.” ( Vecdi Gönül, Milli Savunma Bakanı) AKP Kocaeli İl Kadın Kolları Teşkilatı’nın düzenlediği “Dünya Kadınlar Günü” çayında / 2005 “Cennet, annelerin ayakları altındadır.” dediniz. Yasalarla, törelerle kadınlarımızı evlerde, sokaklarda öldürdünüz. İktidarınız bizim için yansızlığını yitirmiştir. Çünkü kadınları erkeğin sürülecek tarlası görenler, iktidar değil, kaba gücün şer ortağıdır. *** “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun.” (Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan) Sivas Katliamı zaman aşımı kararından sonra / 2012 “Alevi de Kürt de benim yurttaşımdır.” dediniz. Yangına körükle gittiniz, yoksul Kürt halkına gökten bomba yağdırdınız. İktidarınız bizim için eşitliğini yitirmiştir. Çünkü halkını diline, dinine, mezhebine göre ayıranlar, iktidar değil, yalanın kan ortağıdır. Biz aşağıda imzası olanlar, bu kara, kapkara görüntüye karşın halkımızın özgürlüğe inancını yitirmeyeceğini biliyoruz. Bu umudu diri tutan, yine halkın dünden bugüne taşıdığı direnme gücüdür. Bunun için diyoruz ki: Biz aşağıda imzası olanlar, karanlığa karşı halkımızla direnmeyi yeni yılda da sürdüreceğiz..Yalanın, talanın, zulmün gölgesini üstümüzden silene kadar… l Türkiye Yazarlar Sendikası * Bu haftaki köşemi kuruluşunun 40. yılını kutladığımız Türkiye Yazarlar Sendikası’nın imzaya açtığı “40. yıl Manifestosu”na ayırıyorum. İmzalar TYS’nin eposta adresine bildirilecek. ataolb@yahoo.com DEVRİMLERİ YAZMAK TUNUS'TAN SURİYE'YE ARAP İSYANINDAN SESLER Nesrin Demiryontan'ın çevirisiyle Arap dünyasında bir mucizeye tanıklık etmenin büyüsüne kapıldık. Oysa gelişmeleri bilfiil yerinde yaşayanlar için, bu olaylar uzun zamandır geliyorum diye bağırıyordu. Yemenli aktivistlerin bazı hükümetlerin aslında ne kadar baskıcı olduğunu anlamaları, uluslararası medyanın diktatöre "diktatör" demeyi nihayet içine sindirmesinden çok daha öncesine tekabül ediyordu. Spot ışıkları bu despotlara ve onlara karşı gerçekleştirilen kitlesel protestolara çevrilmeden çok önce, zorbaların mutlak idaresine meydan okumak için her şeyini çoktan feda etmiş sayısız insan vardı. Bunca zamandır Mısır'ın zindanlarına, Bahreyn'deki protestolara ya da Tunus'taki hileli seçimlere dikkat çekmeyen medya, halkın sokaklara dökülmesiyle birlikte Arap dünyasını ön sayfalarına taşıdı. Ama medyada ayaklanmalar hakkında konuşan baskın sesler genelde sokaklarda mücadele edenlerden çok, uzaktan yorum yapan profesyonel "uzman"lardı. Devrimleri Yazmak işte bunu telafi etmeyi amaçlıyor. Otokratik yönetimlere, insan hakları ihlallerine, siyasetin yozlaşmışlığına ve yoksulluğa karşı, insanlıkdışı polis saldırıları, biber gazı, dayak, gözaltı, işkence, taciz ve tecavüze karşı, Arap dünyasındaki komşu halkların birbirini etkileyen kadim mücadelelerini, halen devam etmekte olan bu sürece bilfiil katkıda bulunmuş kişilerin tanıklıklarıyla aktarıyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında, kişisel olan ile siyasalın kesişiminde yer alıyor. İsyanların nedenlerine, bundan sonra neler olabileceğine dair muazzam içgörüler sunuyor ve umutla tekrar tekrar hatırlatıyor: Bu daha başlangıç… metis İpek Sokak 5, 34433 Beyoğlu, İstanbul T 212 2454509 F 212 2454519 E bilgi@metiskitap.com W metiskitap.com C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle