Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 AĞUSTOS 2013 / SAYI 1429 5 ve müzik arasında da ince değil epey kalın bir çizgi var. Ama şimdi konumuza dönelim, Lady Gaga’ya. Yine geliyor, uzun bir süre bizi meşgul ediyor olacak. İşte ne kadar kaçsak da bir yerden bizi yakaladı, buldu Lady Gaga. Kısa bir hatırlatma; Lady Gaga 1986 doğumlu, ABD’li. Yazılar: İtalyan asıllı bir aileden geliyor. Dört ALİ DENİZ yaşında piyano çalmayı öğrenmiş. Katolik bir okulda eğitim görmüş. USLU Yolu New York’a düştüğünde müzik kulüpleri ona mihmandar olmuş ve kendi müziğini yapmasına imkân sağlamış. Dans, striptiz ve daha neler neler... Gerçek adı ise Stefani Joanne Germanotta. Sahne ismini Queen’in klasiği “Radio GaGa”dan esinlenerek seçmiş. Lady Gaga için geri sayım başladı Lady Gaga dönüyor. Neyle karşı karşıyayız bilmek zor ama beklenti yüksek. Dünya müziğinde büyük kırılmaları tetikleyen Lady Gaga “Artpop” albümünün ilk çıkış şarkısı “Applause”u 19 Ağustos’ta yayımlayacak. Çağın ruhu müzikten gelir Lady Gaga’yı şöhretin tanımını değiştirip MTV müzik ödülleri töreninde en iyi yeni şarkıcı ödülünü koyu homofobik Eminem’den ödülünü alırken “Tanrı ve eşcinseller için” demişti! Akla gelen çok sansasyonlarının ise hesabını tutmak zor. Madonna ile NBC televizyonunda öpüşmüştü, çiğ etten bir kostümle sahneye çıkıp, yine sahnede neredeyse kanla banyo yapmıştı. Tabii tüm bunlara tepkiler farklıydı. Bunu bir moda şovu olarak “muhteşem” bulanlar da oldu ama şovun mesajını herkes doğru almadı. Hayvan hakları koruyucusu PETA ise bu şov yüzünden neredeyse cinayete teşebbüs edecekti. Mecburi açıklama Gaga’dan geldi; “Eğer inandığımız şeyler için harekete geçmezsek ve haklarımız için savaşmazsak çok yakında kemiklerimizin üzerindeki etler kadar hakkımız olacak.” Mesaj güzel ama anlatımı sıra dışı. Zaten çağımızın ruhu da bu değil mi? Gaga ayrıca “Born This Way” albümündeki “Americano”yu ilk kez söylediği Guadalajara, Meksika’daki “The Monster Ball Tour” konserinde yerel medyaya ABD’deki “adil olmayan göç yasalarına katlanamadığını” söylemişti. Şikâyetlerini konserlerinde söylemekten hiç sakınmadı bugüne kadar. Dünyanın En Güçlü 100 Kadını Listesi’nin de demirbaşı olan Gaga yardım kuruluşlarındaki görevlerini de hiç aksatmıyor. Ayrıca sıkı bir LGBT aktivisti. Belli ki Lady Gaga’nın kafasında hep bir dert vardı, belki anlattı belki anlatamadı. Yeniyi değil kaybedileni araması, “tanıdık” bir tat arayanlara şifa olmaya devam edecek gibi. Ve yine müzik.... Lady Gaga’nın ilk albümünün adı “The Fame”di. Albümün ilk single’ı “Just Dance” tüm listelerde zirve yaptı. Ardından “Poker Face” geldi. The Fame Ball Tour adlı turnesine çıktıktan sonra “The Fame Monster”ı yayımladı. “Bad Romance”, “Telephone” ve “Alejandro” pop müziğin ilahileri oldu. Sonra “Born This Way” geldi. Albümün adını taşıyan “Born This Way”, “Judas” ve “The Edge of Glory” single’ları da düşürmedi ama epey sarstı. Şimdi herkes 11 Kasım’ı, yeni albüm “Artpop”u bekliyor. İlk çıkış şarkısı ise 19 Ağustos’ta yayımlanacak. Twitter’da 40 milyon takipçi olduğu düşünülürse o gün küçük bir kıyamet kopacak gibi görünüyor. l P ostmodern glam mesihi Lady Gaga dönüyor. Belki de hiç gitmemişti! İki yıldır yeni bir albümü yoktu ama popüler ve anti popüler müzik evreninin bir numaralı gündemi olmayı sürdürmüştü. Pek çok soru sorduk ona dair... “Kimdir bu Lady Gaga? Müzisyen mi, şarkıcı mı, modacı mı, magazin medyasının elinde büyüttüğü bir pazar oyuncağı mı, kadın mı, erkek mi, hepsi mi?” Cevaplarını hâlâ bulamadık. Ama müziği politikalar üstü ve her şeyi ezip geçiyor. Lady Gaga artık bir pop, seks ve moda fenomeni. Şimdi de iki yıl aradan sonra dördüncü stüdyo albümü “Artpop” için çalışmalarını sürdürüyor veya bitirdi. Tek bildiğimiz 19 Ağustos’taki single yayınının ardından, 25 Ağustos’da ilk kez MTV Video Müzik Ödüllerinde yeni şarkısı “Applause”u özel bir sahne performansıyla tanıtacak. Beklenti büyük, hayal kırıklığı da olası. Ama şaşıracak olmamız da kuvvetle muhtemel. Sanırım geçen yıldı, Forbes listesinde bolca müzisyen vardı. O zaman da çok tartışılmıştı durum, aslında her şey de ortada. Forbes’un listesi bir müzik listesi değil, bir tüccar listesi. Evet müzik öldü ama mezarlıklar hâlâ en çok ziyaret edilen yerler. Bir de olayın ikonlaşan, hatta tanrılaşan isimleri olma durumu var. Mesela Lady Gaga aynı zamanda bir moda fenomeni, belki de popüler iktidarın tek lideri. Justin Bieber bir gençlik rüyası. U2 ise popüler siyasetle, uydurma muhalefetin pahalı bir bileşimi. Bu açıdan baktığımızda müzikten bahsetmeden listedeki tüm isimlere birer kulp takmak mümkün. Sözün özü şov T Siyahların James Dean’ı; Tupac geçirdiği de ortada. Şöyle diyordu bir şiirinde; “Benim bütün şarkılarım acıyla ilgilidir. Beni ben yapan şey budur. Her şey çocukluğumda hissettiğim acının üstüne kurulmuştur. O acının küçük ve ağır parçaları üzerine...” Tupac, küçük yaşta şiir yazdı, beste yaptı. Oyunculuk eğitimi de aldı. Rap müziği keşfettiğinde çıkışı bulmuştu, belki de çıkışın kapısını kapadı kim bilir? “Çetelere karıştı, kavga etti” dedik. Kavgadan fırsat bulduğu sırada bir şekilde “2Pacalypse Now” albümünü yayımladı. Beyazperde de kendine yer edindi. Şöhret arttıkça şiddet de arttı. Soygunlara karıştı, vuruldu. Bir kaç kez ölümden döndü. Janet Jackson ile “Poetic Justice”i yaptığında ise zirvedeydi. Tupac, Nelson Mandela’ya yazdığı “Bir Nefes Özgürlük” şiirinde şöyle diyordu; “Düşünceleri yüzünden esir alındılar / Acı çekmen için çalıştılar, zaten söz geçiremedikleri kim var kim yoksa hepsini yok etmeye çalıştılar / İlk özgür nefesini aldığın gün / yeniden özgür biri olduğun gün / kaldır asil kaşlarını gururla / çünkü Tanrı’nın ellerindesin / Birçok can feda edildi bu uğurda / kavuşmak için özgür yarınlara...” Şimdi ölümünden yıllar sonra Tupac’in şiirleri “Betonda Yeşeren Gül” Sabri Kaliç, Altay Öktem çevirisi ile Marjinal Kitap’tan yayımlandı. “Betonda Yeşeren Gül” siyah bir hayatın tüm gerçeklerini taraf tutmadan anlatması bakımından önemli. Çünkü Tupac bir şair, devrimci. Zamanın şu an önemi yok, çünkü onu şimdi de tanıyabilir ve anlayabilirsiniz. Ne de olsa dünya hiç değişmedi. l Miley Cyrus durdurulamıyor M iley Cyrus’un “We Can’t Stop” videosu 100 milyon izlenme adetine ulaşarak VEVO’nun “100 milyon izlenme adetine en kısa sürede ulaşan video”su oldu. 2010 yılında yayınlanan Eminem ve Rihanna’nın birlikte seslendirdiği “Love the Way You Lie” şarkısı daha önce bu ödülü 39 günlük süre içerisinde elde etmişti. Miley Cyrus, “We Can’t Stop” videosunu yayımladığında 24 saatte 10.7 milyondan fazla izlenerek bir rekora daha imza atmış ve rekoru elinde tutan Justin Bieber’ı da geçmişti. Yönetmenliğini Beyoncé, Britney Spears ve Christina Aguilera gibi ünlü isimlerin de kliplerini çeken Diane Martel’in üstlendiği Miley Cyrus’ın “We Can’t Stop” videosu Los Angeles’ta çekildi. Türkiye Tunes mağazasında #2 numaraya kadar yükselen single dünyada da 30 ülkede 1. sıraya yerleşti. Önümüzdeki aylarda yayımlanacak albümü için Mike Will, Pharrell, Future, Dr. Luke gibi isimlerle bir araya gelen Miley Cyrus’ın yeni albümü geri sayıyor. Çok küçük yaşta televizyon, müzik, film alanların her birinde başarı gösterebilen ender sanatçılardan biri olan Miley Cyrus, sadece Amerika’da 12 milyondan fazla albüm ve 20 milyon single sattı. l upac Amaru Shakur, ismi belki hiç tanıdık gelmiyor. Belki de bu yazıdan sonra da aklınızda kalmayacak. Ama Tupac yaşadığımız yüzyılın en büyük kahramanlarından belki de büyük kurbanlarından. İyi biri mi? Çok değil. Kötü mü? Belki. Bilmemiz gereken, iktidarların çemberinde olmak istemediği, şarkılarında varoşlardaki şiddetten, “öteki” olmanın getirdiği yalnızlıktan, ırkçılıktan bahsettiği ve buna karşı durduğu, “Amerikan Rüyası”nın ayık kafayla görülmediği ve gerçekte büyük bir kâbus olduğu... Tupac herkes için tehlikeliydi! Toplumun iktidarlarca belirlenen ahlakına karşı durması yanında, iflah edilemeyen bir serseri olması da bunda etkiliydi. Bildiğini okudu kısa ömründe. Henüz yirmili yaşlarına geldiğinde sicili epey kirlenmişti. Onlarca kez tutuklanmış, sokak kavgalarına karışmış, tecavüzle yargılanmış ve hüküm giymişti. Bir yandan da milyonluk albüm satışlarının yanında Hollywood’un tozunu attırmıştı. Evet, kötü kahramanlar da olur, buna inanın. İşte Tupac onlardan biriydi. Rap müziğin siyasallaşması, muhalifleşmesi ve ruhuna kavuşmasının önündeki duvarı o yıktı. Gettolara ışık ve umut sızmasını sağladı. Ne de olsa “Kara Panterler” üyesi bir annenin oğluydu. Bir yanıyla devrimci doğmuştu. Şöhreti dünyaya yayıldıkça Arthur Kempton’un tanımıyla “Siyahi neslin James Dean”i oldu. Hayatı büyük bir kavgaydı, iktidarlarla, siyasetçilerler, çetelerler ve en çok da kendiyle. 25 yaşında yine bir kavgadan sonra korumalarıyla konvoy halinde giderken vuruldu, Tarih 7 Eylül 1996’ydı, yer Las Vegas, Nevada. Dört kurşunla komaya girdi, altı gün sonra öldü. Katiller bulunamadı, her şey hâlâ flu. Hatta onun yaşadığı söylentisi de bir efsane olarak sürüyor. Çünkü belli dönemlerde çıkan derleme kliplerinde onun oynadığına inananlar hiç de az değil! Tupac, New York, Brooklyn doğumluydu. “Tupac Amaru” Hintçe “parlayan yılan”, “Shakur” ise Arapça “şükür” demek. Herkes ona “siyah prens” diyormuş çocukluğunda da. Ama yalnız ve şiddet dolu bir çocukluk Rap müziğin “kötü” halk kahramanı Tupac öldürüleli yıllar oluyor. Ama şiirleri, müziği ve söylemleri dilden dile dolaşmaya devam ediyor. Şimdi de Tupac’in 19 yaşında kaleme aldığı şiirleri “Betonda Yeşeren Gül” ismiyle yayımlandı. Olabildiğince sert ve keskin mısralara hazır olun. Cybershot küçüldükçe büyüyor sensör loş ortamlarda daha iyi fotoğraflar için hassasiyeti artırıyor. WiFi ve NFC ile akıllı telefonlara kolayca, tek dokunuşla bağlantı yapılabiliyor. Dijital fotoğraf makinesine, Çoklu Arayüz Yuvası ve Çoklu Terminal ile aksesuarlar eklenebiliyor. Yukarı veya aşağı eğilebilen 3.0tip White Magic™ LCD ekranın yanı sıra Cybershot™ RX100 II, zengin, sinematik video görüntüleri için Full HD 24p/25p film ve daha doğal renkler için TRILUMINOS™ Colour ile birlikte geliyor. WiFi özelliği fotoğraf makinesini kablosuz olarak akıllı telefonunuza bağlayarak daha rahat paylaşım için fotoğraf veya videolarını aktarmanızı daha da kolaylaştırıyor. Buna aynı zamanda Sony’nin sunduğu NFC (Yakın Alan İletişimi) özellikli ilk fotoğraf makinesi olarak Android akıllı telefon ve tablet bilgisayarlar ile tek dokunuş bağlantısının sunduğu rahatlık da ekleniyor. Tek yapmanız gereken, mobil cihazınızı RX100 II’ye dokundurarak anında kablosuz bağlantı kurmak. Hatta Tek Dokunuşlu Kumanda deklanşöre akıllı telefonunuzdan basmanıza bile izin vererek aksiyonun dışında kalmak istemediğiniz zamanlarda grup çekimleri için harika bir imkân sunuyor. l S ony, son derece popüler ve olan ödüllü Cybershot™ RX100 modelini geliştirilmiş görüntü kalitesi ve rahat yeni özellikler ile daha da ileri taşıyor. Yeni arkadan aydınlatmalı 20,2 efektif piksel Exmor R 1.0tip CMOS C M Y B