02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Zapatistaların kuramcısı John Holloway: 7 TEMMUZ 2013 / SAYI 1424 Şimdi hepimiz çapulcuyuz... METE KIZIK M eksika Zapatistler (EZLN) hareketinin kuramcısı, kapitalizm karşıtlığıyla tanınan ve “Kapitalizmde Çatlaklar Yaratmak” kitabıyla ülkemizde de yankı uyandıran İrlandalı Sosyolog John Holloway, Türkiye, Yunanistan ve Brezilya başta olmak üzere dünyada yaşananları, “Hepimiz Türküz, hepimiz Yunanız, hepimiz Kıbrıslıyız ve şimdi hepimiz çapulcuyuz” diyerek selamladı. Holloway’in iki yıl önce 15. İzmir Kitap Fuarı için geldiğinde gazetemizde tam sayfa röportajı yayımlanmıştı. Özellikle “devrim”, “iktidar”, “çığlık”, “çatlaklar yaratmak” gibi kavramlar ülkemizde de çokça tartışıldı. Gezi direnişine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “uluslararası komplo” yaklaşımıyla ilgili de, “Bu bir komplo. Tabii ki uluslararası bir komplo. Başbakan Erdoğan haklı. Bu sokaklarda dans etmeyi seven dünya insanlarının uluslararası tertibi. Reddedenler tehlikeli insanlar... Üstelik kriz ve krize rağmen çok yeni bir dünyanın yaratılacağını biliyorlar. Öte yandan AVM’lerin dünyasını savunanlar” diyor. Holloway, Gezi direnişi ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Önce Gezi Parkı ile ilgili Türkiye’de şimdi de Brezilya’da gençler sokaklara döküldü. Bu yeni bir kuşak ve eylemleri de farklı. Bu yeni nesil ve eylem biçimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Eski dünyanın yıkıldığını açıklayan silah sesleri değil duyduklarımız. Müzisyenlerin yüzlerinde gaz maskeleriyle söylediği müzikler eşliğinde çiftler, gaz maskeleriyle tango yapıyor, tıpkı iki yıl önce Atina’nın Sintagma Meydanı’nda Buzuki eşliğinde oynayanlar gibi... Şimdi de son bir haftadır Rio de Janeiro ve Sao Mete Kızık, John Holloway’la. Paolo sokaklarında davullar çalıyor. Kahire, Atina, İstanbul, Madrid, New Öfkeyle, neşeyle dans ediyoruz. Biz, York, Londra, Buenos Aires, Frankfurt, efendilerinin mezarlarının üzerinde dans Cochabamba, Stockholm ve daha niceleri eden mezar kazıcılarıyız. Hepimiz Türküz, ve niceleri ve niceleri...” hepimiz Yunanız, hepimiz Kıbrıslıyız. Şimdi Biz büyüdük ve değişti dünya mı? hepimiz çapulluyoruz, İstanbul, Ankara, Ve en kötü yanı, bu garip insanları, eski İzmir öyleyse dans etmeye devam edin, dünyayı savunanlar anlamıyorlar. Çünkü dünya da sizinle birlikte dans ediyor. “Kapitalizmde Çatlaklar Yaratmak” kitabıyla sadece Meksika’daki Zapatistaları değil tüm dünyada, bu arada Türkiye’de de antikapitalistleri etkileyen John Holloway, Türkiye ve Brezilya’daki gençlik hareketlerini “Sokakta dans var. Öfkeyle, neşeyle dans ediyoruz. Biz, efendilerinin mezarlarının üzerinde dans eden mezar kazıcılarıyız” diyerek selamlıyor. bunların kendilerine özgü bir mantık, bir konuşma dili var. Bu insanlar yeni bir dünyanın dilini konuşuyorlar. Bu insanlar, bu çapulcular, bu ender insanlar; Türkiye, Brezilya, Bulgaristan’da, tüm dünyada sesleri yükseliyor ve yükselecek de... Eski dünyalılar çapulcuların ne olduğunu bilmedikleri gibi, yeni dünyanın dilini de anlamıyorlar. Yaşamları protestoları bastırmak ve eski dünyanın dilini, söylemlerini yinelemekten, baskılardan, referandumlardan, reformlardan ibaret. Belki kısa dönem için başarılı olurlar, belki bastırabilirler veya reform yapabilirler, hatta toplumdaki sıradan yaşama döndürebilirler. Makinelerine oturtabilirler, masa başlarına gönderebilirler, sokaklarda dilendirebilirler, sandık başına yollayabilirler, cami veya kiliselerde diz çöktürebilirler. Ancak onların günleri sayılı. Yaşananlar neyi gösteriyor? Onların kullanım tarihi sona erdi. Onların dünyası ölmek üzere. Kapitalizm bir hatadır. Kapitalizm başarısızlıktır, yıkımdır. Reddedelim. Bu dünyanın tüm sokaklarında söylenen bir şarkı. Bu sistem içinde çözüm yok. Bu bir türkü, dünyanın tüm sokaklarında söylenen. Bu sistem içinde yaşamamız için gerekli olan çözüm yok. Oysa ben yaşamak istiyorum. Bu yeni dünyadan başka; ağaçların, otların, çiçeklerin AVM’lerce yok edilmeyeceği ortam yok. l Kemal Avcı F Tipi’nde kanserle savaşıyor ESRA AÇIKGÖZ “Kemal Avcı’yı duydunuz mu?” diye başlıyor mektup ve beklemeden yanıtı da kendisi veriyor: “Kemal Avcı bir devrimci tutsak. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde kanserle mücadele ediyor. 13 yıldır baskının, zulmün, hukuksuzluğun kaynağı olan tecritle de mücadele ediyor Kemal. Çünkü hasta eden tecrittir. Bunu 13 yıldır yazıyoruz. Anlatıyoruz. Hem de belgeleriyle... Kemal her gün saatlerce süren yolculukla Edirne Tıp Fakültesi’ne ‘tedavi’ye götürülüyor. Hem de ring aracıyla. Hem de bu sıcaklarda ve kanserle mücadele ederken.” 10 Aralık 2012’de gözaltına alınan Avcı, 13 Aralık 2012’de tutuklandı. 26 yaşındaki Kemal Avcı, “örgüt üyeliğiyle” suçlanıyor. O tarihten beri Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde ülser, epilepsi, romatizma ve yüksek tansiyon hastalıklarıyla boğuşarak yaşamaya çalışıyordu Avcı, derken mide kanseri teşhisi de konuldu. Son iki ayda 15 kilo verdi. Bu hafta ameliyat olmasına ve midesinin beşte dördünün alınmasına karar verildi. Tabii daha önce üç kere yaptıkları gibi ameliyat tarihi sebepsiz yere ertelenmezse! Avukatı Avcı’nın tahliye edilmesi için mahkemeye başvurdu. Ancak İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Salih Kaya, doktora sormak yerine kararı kendi verdi: “Sanığın tutuklu kalmasında mahkememizce engel bir durum bu aşamada görülmedi.” Bana Kemal Avcı’yı hatırlatansa Kocaeli 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden Taner Korkmaz’ın mektubu. Yani F Tipleri’nin neden olduğu yıkımı, zulmü bizzat yaşayan biri, dolayısıyla Kemal Avcı’yı neden unutmamamız gerektiğini en iyi onun cümleleri anlatıyor: “Abdullah Akçam’ı hatırlıyor musunuz? Ya Güler Zere’yi? 1922 Aralık’taki gibi Buca, Ulucanlar’daki gibi döve döve öldürülmüyoruz artık. Yakarak, kimyasalla, kurşunla değil... Hastalıklarla ölüyor insanlarımız. Tecritle... ‘Bir köyde bir kişi açlıktan ölüyorsa, o köyün hepsi katildir’ demiş Hz. Ali. Bir ülkenin hapishanelerinde hastalıktan ölüyorsa tutsaklar, o ülkeyi yönetenler, aydınlar, yazarları, bilim insanları ses çıkarmıyorlarsa? Kemal Avcı’yı tanıyor musunuz? Duydunuz mu? Güler Zere gibi öldürülmesine izin vermeyin. Vermeyelim. Çünkü öldürmek istiyorlar...” Üstelik sadece Avcı’yı da değil, İHD’nin verilerine göre, cezaevlerinde 122’si ağır olmak üzere 413 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor. l [email protected] C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle