18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 TEMMUZ 2013 / SAYI 1424 7 Fotoğraf: KENAN SUNAR Kısa..Kısa.. Ayaklarınız yeniden doğsun Ayaklar gün boyu kapalı kaldığından ölü deriler toplanır ve nasırlar oluşur. Baby Foot ölü derileri temizlemek amacıyla geliştirilmiştir, evde uygulanabilecek 1 saatlik pratik bir uygulama sonucu ayaklarda biriken ölü derilere ve nasırlara nüfuz eder, ikiyle yedi gün arasında ölü deri tabakaları tamamen soyulma (peeling) yöntemiyle ayaktan atılır. Dolgu topuğun dönüşü Dalish Exculusive, iddialı olmayı seven kadınlar için özel olarak tasarlandı. Toprak tonlarının yanı sıra canlı renklerin de yer aldığı çeşit çeşit dolgu topuk modeller, ayağımızdan çıkaramadığımız yaz döneminin en pratik trendi olarak karşımıza çıkıyor. Dalish Exclusive Shoes: 300 TL. Fransız bahçelerinde lüks esintisi Lüks Fransız cilt bakım markası Darphin, 28 Mayıs’ta Pharmetic Girişimci Eczacılar ve Etkin Eczacılık derneklerinin üyelerinden oluşan seçkin eczacıların davet edildiği Lüks konseptli bir organizasyon düzenledi. Jardin De France’ta (Fransız Bahçeleri) gerçekleşen güne katılan Ayşe Kucuroğlu yaşamındaki lüksü anlattı. Kuçuroğlu, siyah Burberry elbisesi ile konuşmaları kadar zarif görünümüyle de dikkatleri çekti. Rock müzikte “sertleşme” sorunu var! G itarda Burçak Daldal, bas gitarda Levent Okur, davulda Hakan Ertaşoğlu ve vokalde Akın Çalap’tan oluşan DEDEN, 2009 yılında kurulmuş. Grunge/Alternative/Punk/Garage tarzlarından oluşan bir cover repertuvarıyla “Pearl jam”, “Alice In Chains”, “Stone Temple Pilots” gibi 90’ların ses getiren gruplarının parçalarını yorumlayan DEDEN; grunge, garage ve alternatif rock harmanı “buralı” rock yapıyor. İşte hikâyeleri... DEDEN’in hikâyesi nedir, ne zaman bir araya geldiniz, müzikal derdiniz ne? Burçak: Levent, Hakan ve ben çok uzun zamandır (dolum kaset zamanı, MP3’ün bilimkurgu, rapmetalin günah olduğu; Amiga’ nın yangında gitarından hemen sonra, kardeşinden bir önce kurtarılacak kadar kutsal olduğu zamanlar) tanışıyoruz. Beraber o kadar çok çaldık ki huyumuz, suyumuz, suretimiz bile benzeşti. Vokal hep yumuşak karnımız olmuştur. Akın’la stüdyo ortamında tanıştım. Başka bir grupla albüm aşamasındaydı. Gitar kayıtları üzerinde çalışırken ne derece hasta bir insan olduğunu anladım. Tam aradığımız şeydi. Levent ve Hakan’la tanıştırdım. Beraber grunge çalmaya başladık. Birçok kez sahneye çıktık ve hepsinde de atalarımızı gururlandırdık. Cover çalmaya ara verdiğimizde bir gün Akın stüdyoya “Güneye Falan Git”le geldi ve bu şekilde başladı hadise. Levent: Hakan, Burçak, ben, üçümüz unuttuğum kadar eskiden beri birlikte çalıyoruz. Bambaşka projeler de yaptık önceden. Sonra ben bir ara Amsterdam’a taşındım, iki sene sonra geri döndüğümde “Hadi dedim bir şeyler yapalım, fakat adam akıllı vokalist lazım önce”. Burçak dedi ki “Bizim Akın var, o çözer o işi, bir soralım.” Sual ettik “Gelir misin?” diye, geldi. Öyle başladı DEDEN, 2009’un son günleriydi. Akın: İlk klibi çektiğimiz “Güneye Falan Git” müzikal tavrımızın güzel bir özeti: Eğlenceli, enerjik ve esprili. Diğer şarkılar da aşağı yukarı bu minvalde seyrediyor. Müziğimizi teorik olarak masaya yatırmadık. Doğal olması yeterliydi ve öyle de oldu. 2013 yılında yeni bir sound yaratmak gibi bir kaygımız da yok doğrusu. “Kendimizi böyle ifade ediyoruz ya da şöyle mesaj veriyoruz” gibi klişelerden uzak duruyoruz. Ağlayan şarkı ve şarkıcıların Akın: Şarkıların yapım aşaması bir yıl kadar sürdü ama bize yakışanın ne olduğunu bulmak çok zamanımızı almadı. Saydığın grupların yanı sıra Ramones, Sex Pistols, Foo Fighters gibi gruplardan da etkilendik. Hızla demo kaydetmeye başladık. 15 kadar şarkı yapmıştık ve en güvendiğimiz 10 tanesinin kaydına giriştik. Albümün kayıt, mix ve masterin işleri pek sevgili arkadaşımız Mert Aksuna tarafından Audio For Visual Arts (AVA) stüdyosunda yapıldı. Grubu iyi analiz eden bir ses mühendisi ile çalışmak bizim için çok önemliydi ve Mert bu kayıtta mükemmel bir performans sergiledi. Kaydı 18 ay gibi uzun bir sürede tamamladık ama içimize gerçekten sinen bir albümün ortaya çıkması için bu süre gerekliydi. DEDEN, 90’lı yılları dibine kadar yaşayan gençlerden kurulu bir rock grubu. Grunge ve punk ruhlarına işlemiş. Grunge tavrının müzikte son devrim olduğuna inanıyorlar. Müziklerinde ise 90’lı yıllarla şimdinin tınılarını harmanlamışlar. ciddi bir saturasyon seviyesine ulaştığını düşündüğüm şu günlerde enerjiye ihtiyacımız var. “DEDEN” isminin bir hikâyesi var mı? Burçak: Daha önce cover yaparken grubun ismi “Dead End”di. Türkçe beste hadisesine geçme arifesinde bu ismin üzerinde geyik yaparken DEDEN çıktı. Levent: Düşündük taşındık, bir şey bulamadık. Sonra bir gün bir taksici muhabbet esnasında grubun ismini sorunca “Dead End” dedim, “Deden mi” diye geri sordu. Hakkı vardı, DEDEN iyiydi! Grunge ve Punk duymak istediğim en güzel müzikal tanımlar. “Pearl jam”, “Alice In Chains” ve “Stone Temple Pilots” gibi sıkı grupları yorumladınız. Peki, ya albüm süreci nasıl gelişti? Grunge özellikle Nirvana, Cobain ve 90’lı yıllar demek. Elbette Eddie Vedder ve Chris Cornell. Sizin için nasıl anlamlar barındırıyor? Akın: 90’lı yılları dibine kadar yaşayan insanlar olarak müzik tarihinin en harika zamanları olduğunu düşünüyoruz. Nirvana’nın Nevermind ve Pearl Jam’in “Ten” albümlerini kasetler bozulana kadar dinledik. Grunge tayfasının gösterişten uzak, punk’a yakın tavırları ve popüler müzik listelerini altüst edişini görmek gerçekten çok keyifliydi. Grunge bence son müzikal devrimdir. Burçak: Ben grunge’ı biraz geç keşfettim. Blues tarzları ve Lynyrd Skynyrd, Pantera gibi gruplar bünyemde daha fazla etki alanına sahipti. Grunge’da kendime en yakın bulduğum grup Alice In Chains’di. “Şişeyi Uzat” adlı parçamız sound açısından onlara bir saygı duruşu niteliğinde. “Üç akor ve bir çığlık” diye tanımlanırdı Grunge. Siz de nasıl? Levent: Tevekkeli ALİ DENİZ değil, Akın’ın USLU bağırıtısı Bağdat’tan duyuluyor konserlerde, tutamıyoruz. Üç akor olabilir de, olmayabilir de, ona bir şey diyemiyorum. Akın: Grubu grunge kafasına çeken biraz ben oldum. Üniversite yıllarında da grunge gruplarında çalıyordum. “Üç akor bir çığlık” mottosu “less is more” yaklaşımını anımsatıyor. Hakan: Aslında dördümüz de farklı müzikal kanallardan geliyoruz. Böyle olması grubun tek bir türe saplanmamasına da neden oldu. Türkiye rock müzik ile pop arasındaki çizgi flu. Hem ılımlı hem de sertleşme sorunu olan bir rock yapılıyor. Ne düşünüyorsunuz? Levent: Evet, genel bir ereksiyon problemi var. Geçer inşallah diye umut ediyoruz. Akın: Çizginin flu olması ortamın zaten buram buram ticaret kokmasına yol açıyor. “Acı ve gözyaşı satar” mantığından uzaklaşılırsa bu ereksiyon mevzusu bir şekilde hallolur sanırım. “Güneye Falan Git” erken dönem grunge ruhunu duymak mümkün. Bir yandan da DEDEN sahne grubu, nasıl olmasın grunge yapıyorsunuz! Sahnede nasılsınız? Akın: Parçalarımızın isimleri sahnedeki durumumuzu özetliyor aslında. Şarkılarına “Şişeyi Uzat”, “Kendimden Geçtim”, “Nal Gibi”, “Derimont Dar Geldi”, “Zıvanadan Çıktım” gibi isimler koyan bir grubun sahnede delirmemesi mümkün değil zaten. l Gün bilgisayarda geçiyor Y az geldi, çocukları bilgisayar ve 8 yaş ve altındaki çocukların bile yüzde televizyon başından kaldırmak iyice 11,5’inin günde ortalama 34 saat teknoloji güçleşti! İTÜ’nün “Çocuklarda başında zaman geçirdikleri görülüyor. Teknoloji Bağımlılığı” başlıklı, teknolojinin Okul çağındaki çocukların çocuklar üzerindeki etkilerini yüzde 61,6’sı, ölçen çalışmaya göre, okul hafta sonutatil çağındaki çocukların yüzde günlerinde 42,3’ü hafta içi, günde 3 saatten günde 3 fazla teknoloji başında zaman saatten fazla geçiriyor. teknoloji İTÜ Maden Fakültesi Maden başında Mühendisliği Bölüm Başkanı zaman Prof. Dr. Orhan Kural’ın ve geçiriyor. FİGEN İTÜ’lü öğrencilerin saha Anne ATALAY çalışmasını üstlendiği babaların anket sonuçlarına göre, özellikle ergenlik döneminde, oyun ve sosyal paylaşım sitelerinde geçirilen süre uzuyor. İstanbul’da, yaklaşık 1500 veli ile yüz yüze görüşme metoduyla yapılan araştırmaya göre, yaş yükseldikçe teknoloji başında geçirilen süre artıyor. yüzde 31,1’i çocuklarını teknolojik aletlerin başından kaldırmak için “her zaman” çaba sarf ettiklerini söylüyor ancak teknoloji başında geçirilen süre arttıkça, çocukları bu aletlerin başından kaldırmak zorlaşıyor. Çocukların yüzde 21,9’u, arkadaş ortamlarında bile sıkça bilgisayarcep telefonu ile oynanan oyunları tercih ediyor. Günde 3 saatten fazla zamanını teknoloji başında geçiren çocukların, arkadaş ortamlarındaki tercihleri bile, yine bu aletlerle oynadıkları oyunlar oluyor. Anne babaların yüzde 15,5’i, çocuklarının aslında uykuda geçirmeleri gereken zamanı, internet başında geçirdiklerini söylemiş. l [email protected] Minik mucitlere yaz okulu İ TÜ Bilim Merkezi’nde düzenlenen “Bilim Yaz Okulları”, 46 ve 711 yaş aralığındaki öğrenciler için farklı temalarda bilim ve teknoloji atölyeleri açıyor. İTÜ Taşkışla Kampusu’nda bulunan merkezde 13 Eylül’e kadar sürecek kursların sonunda katılımcılar “Minik Mucit” sertifikası ile ödüllendirilecek. l Sihirli kutudan Bach çıktı T erakki Vakfı Okulları’nın, Sahne İstanbul işbirliği ile gerçekleştirdiği Çocuk Müzikalleri projesinin üçüncüsü “Bach Sihirli Müzik Kutusu” müzikali, Terakki Vakfı Kültür Merkezi’nde seyircisiyle buluştu. Eski bir oyuncak dükkânına gizlice giren çocuklardan birinin, oyuncakların canlandığına inanmasını ve diğer arkadaşlarını da buna inandırmaya çalışmasını konu edinen müzikal, çocukların yardımına koşan ve sihirli müzik kutusundan yayılan Bach ezgilerinden oluşuyor. l C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle