17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 MAYIS 2013 / SAYI 1415 7 Jehan Barbur, Aziz Nesin Vakfı için yoğun bir telaş içinde. 14 Mayıs’ta Erkan Oğur’dan Ceylan Ertem’e kadar pek çok müzisyeni “Nesin Vakfı için Herkes Akustik” gecesinde bir araya getirecek. Sınırlı biletin satılacağı konserin geliri tabii ki, vakfa ve Matematik Köyü’ne gidecek. Nesin Vakfı için herkes akustik... ESRA AÇIKGÖZ J Fotoğraf: ÖZGÜR ÖLÇER ehan Barbur bu aralar yoğun bir telaşın ve farklı bir heyecanın içinde. Bir konser hazırlığını yürütüyor. Haklısınız, bu bir müzisyen için yeni değildir bu, ama o sadece sanatçısı değil bu konserin organizatörü de, üstelik her şey Nesin Vakfı Matematik Köyü için. 14 Mayıs gecesi Ghetto’da düzenlenecek “Nesin Vakfı İçin Herkes Akustik” konserinde kimler yok ki? Erkan Oğur, Vedat Sakman, Derya Türkan, Dilek Türkan, Baki Duyarlar, Gündoğarken, Pinhani grubundan Sinan Kaynakçı ve Akın Eldes, Fatih Erdemci, Elif Çağlar, Ceylan Ertem ve Jehan Barbur. Sürpriz diyetler de cabası. Gelin gerisini Jehan Barbur’dan dinleyelim… Nesin Vakfı’yla ne zaman, nasıl tanıştınız? Vakfı uzun zamandır biliyor ve faaliyetlerini takip ediyordum. 2007’de vakfa bağlı olarak Ali Nesin tarafından Şirince Köyü’nde kurulan Nesin Matematik Köyü’nü ziyaret etme şansını geçen yaz buldum ve çok etkilendim. Vakfa ait olmasa da komşusu Tiyatro Medresesi yararına bu yıl iki konser düzenledik. Biri benim solo konserim, diğeriyse yine organizasyonunda bulunduğum Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu konseriydi. Akabinde Ali Nesin’le tanıştım ve Nesin Matematik Köyü başta olmak üzere Nesin Vakfı için bir şeyler düzenlemek, bu güzel oluşuma az da olsa bir katkı sağlamak istediğimi belirttim. Neden önemli sizin için Nesin Vakfı? Öncelikli olarak Aziz Nesin’den dolayı önemli. Yapmakta olduğu faaliyet ve girişimlerden dolayı da elbette. Ali Nesin’le ve Nesin Matematik Köyü için çalışanlarla tanıştıktan, yapılmaya gayret edilen güzelliğin farkına vardıktan sonra her şey daha anlam kazandı. Birçok kişinin cesaret edemediği, ideal bir eğitim sistemini gözler önüne seriyor vakıf. Farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyulduğuna inandığım bu ortamda böylesi cesaretle yaratılmış bir açıkhava eğitim merkezinin öğrenciye çok daha özgür bir ortamda bilgiyi ve matematiği sunması destek bulması gereken bir faaliyet kanımca. Yaşatılması, ayakta tutulması gerek. Öneminin altı her daim çizilmeye değer.  Böylece “Nesin Vakfı İçin Herkes Akustik” gecesinin organizasyonuna soyundunuz… Şımarık bir çocuk gibi ben de böylesi önemli bir oluşumun içinde az da olsa bulunmak, yapılmaya çalışanı anlamak ve bundan haberi dahi olmayanlara anlatmak ve destek olmaya çağırmak istedim. Ne şartlarda, ne tür zorluklara rağmen, müthiş bir hırs ve inançla kurulan bu eğitim alanı için birçok isim gibi haddim olmasa da ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bildiğim en iyi şey müzik olduğundan, benimle aynı fikir ve duygudaki müzisyen arkadaşlarımı ve büyüklerimi bir araya getirmeyi diledim. Öncesine küçük bir hayal kurup bunu derhal hayata geçirmek gerektiğine inandım. Konsere Erkan Oğur’dan Vedat Sakman’a, Ceylan Ertem’e kadar pek çok sanatçı katılacak. Onları nasıl ikna ettiniz? Neler bekliyor geceye katılacakları? Onları ikna etmeye gerek yoktu. Böylesi bir sebep için bir araya geliyor oluşumuz herkesi heyecanlandırdı ve herkes bu konuda duyarlı ve istekliydi. Ben pek bir şey yapmadım açıkçası. Ne şanslıyız ki geceye Ghetto sahnesi, “MercedesBenz Türk”, doğa dostu, sağlıklı ve güvenilir markaları bir arada sunan “Ailem için Sağlık”, konuk sanatçılar için yemekleriyle bu özel geceye lezzet katacak “USLA” destek, sponsor oldu. Bize de güzel ve ender bulunur bir gece hazırlamak kaldı. Bu kadar güzel ismi, bu kadar değerli sanatçıyı aynı sahnede buluşturuyoruz. Geceye gelecekler adı geçen müzisyenlerimizi akustik olarak dinleyecek; dolayısıyla çok fazla gürültüye mahal vermemek, vakfın adına yaraşır bir gece yaşatmak için sınırlı bilet satışa sunuldu ve satışlar Biletix’ten  yapılıyor. Sürpriz düetler ve sahne paylaşımları olacak. Bu kadar güzel ismi bir arada dinlemek için güzel ve doğru bir sebep olduğunu düşünüyor ve konseri kaçırmamaları gerektiğini düşünüyorum. Gelemeyecek olanlara da Nesin Matematik Köyü’nü ziyaret etmeye ve Vakfa destek olmaya davet ediyorum. l Nesin Matematik Köyü’ne bağış yapmak isteyenler için http:// matematikkoyu.org/bagis.php Nesin Vakfı’na bağış yapmak isteyenler için : http://www. nesinvakfi.org/bgshsplr.php Türkiye’nin ilk uluslararası dijital sanat festivali Grid 11 Mayıs’ta... İstanbul küresel tasarım ağına bağlanıyor DENİZ ÜLKÜTEKİN D ijital tasarım günümüzün en dikkat çekici sektörlerinden biri. Fotoğraftan sinemaya, reklamdan yılı basına kadar hemen her kitlesel iletişim alanında bir dijital el görmek mümkün. Türkiye’yi bu mecrada daha görünür ve ulaşılabilir kılmak isteyen bir festival 11 Mayıs’ta Yapı Endüstri Merkezi’nde sahne alıyor. Grid Dijital Sanatlar ve Hareketli Görüntü Festivali, Kurye Video organizasyonuyla bu yıl çok sayıda uluslararası tasarımcıyı ağırlayacak. Bunlardan biri de Onur Şentürk. Hollywood yapımlarından, günlük hayatta kullandığınız pek çok markanın görsel içeriği ona ait. Hikâyesinin detaylarını kendisinden dinleyelim. Kariyerinizde dönüm noktası olan projeyi paylaşabilir misiniz? 2010’da yaptığım kısa film, kariyerim için önemli bir hamle oldu ve beni uluslararası bir alanda bilinen biri haline getirdi. Daha sonrasında Prologue Films’le anlaşıp Los Angeles’a taşındım. David Fincher uyarlaması Ejderha Dövmeli Kız’ın açılış jeneriğini tasarladım. Bu gelişmelerden sonra yaptığım şeyler daha da çeşitlendi. Son zamanlarda size en çok ilham veren iş veya tasarımcı hangisi? Aslında bana ilham kaynağı olan şeyler her zaman çok çeşitli oldu. Günlük olarak takip ettiğm ıvır zıvır bloglardan, okuduğum kitaplara, birkaç yüzyıl önce yapılmış resimlere kadar geniş bir yelpazede seyrediyor. Yaptığınız projeler içinde size en çok etkileyen hangisi oldu? Yaptığım her projenin mümkün olduğunca özel olmasına özen gösteriyorum doğal olarak birçoğu üretilirken kendilerine has hikâyeleri ve ilginç deneyimleri oluşturuyor. İdeal müşteriyi tarif eder misiniz? Öyle bir şey yok. Ticari projeler benim icin salt sanattan çok bir problemi çözmeye odaklı şeyler. Müşteriniz size ve yaptığınız işe saygı duyuyorsa istediğiniz özgürlüğe kavuşmak o kadar da zor olmamalı. İstanbul’un tasarım, reklamcılık ve dijital sanat alanında konumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz? Çok derin ve kültürel bir mevzu bu aslında. Şu ana kadar yaşadığım şeyler çerçevesinde durumu değerlendirmek daha doğru geliyor bana. Çocukluğumdan beri zihnimde kalan öğeleri şöyle bir değerlendirdiğimde, hatırladığım çoğu şey estetik bir kaygıdan çok ürün satma odaklı hatta olabildiğince genel seyirciye yönelik üretilmişti. Aradan sıyrılan birkaç reklam, müzik videosu hatırlasam da genel olarak hâlâ aynı. Genel beğeni çerçevesinin bir nebze de olsa dışında olan işleri izlemek bana daha keyifli geliyor, çünkü herkesi tatmin etmek ve mesajı herkese ulaştırmak gibi bir kaygı olmadığında daha samimi ve renkli görünüyor. Bence reklamcılık çoğunlukla başarısı önceden kanıtlanmış konsept ve öğelerle ilerliyor. Bu da tasarımcının ve reklamı üretenlerin insiyatifinden ziyade müşterinin şartlandırmasıyla ilgili. Dijital sanat ise hâlâ tartışmalı bir konu bence. Çünkü varoluşu gereği galerilerde alınıp satılabilen tablolara göre oldukça zıt bir duruşa sahip. İstanbul çıkışlı bu yeni festival hakkında ne düşünüyorsunuz? Güzel buluyorum ve destekliyorum ayrıca çok uzak kaldığını ve ayrı bir coğrafyada olduğunu da sanmıyorum. İstanbul tam anlamıyla kozmopolit ve çok katmanlı bir şehir. Önceki yıllarda da, şimdi de film festivalleri, konserlerle çeşitlilik artıyor. Tasarım ilgi alanı olarak çoğunluğa hitap etmiyor olsa da kendi içerisinde bence seyircisi var ya da olmalı. l C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle