Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aydilge: Sıradanlık pusuda avlıyor herkesi Aydilge yazıyor, söylüyor, eleştiriyor, en önemlisi sözünü sakınmıyor. Hayal kurmaktan da hiç vazgeçmiyor. Müziğindeki melankoli ise umut dolu! Yeni albümünün adı “Yalnızlıkla Yaptım.” Aydilge, müziğiyle dinleyenleri ayağa kaldırmaya, yaraları ile barıştırmaya çalışıyor. Ali Deniz Uslu / Sayfa 4 Hep birlikte söyleyelim Onun sahnesinde tek kural şarkının içinden içki geçmesi. Zaten projesinin ismi de “Sabahlar Olmasın”. Kuzey Güney’in başarılı oyuncusu Mustafa Avkıran sahneye adım attı. Repertuvarında Duman’dan Tanju Okan’a kadar içkiyle haşır neşir isimlerin şarkıları var. Sayfa 4 Artık oynamak için hazır “Jin” filminin en dikkat çeken yüzlerinden biriydi Sema Kuray. Ancak kamera karşısına gökten zembille inmedi. Onun oyunculuk sınavı henüz küçücük bir kızken Yılmaz Güney’in karşısında başlamış. Aralıklarla devam eden oyunculuk kariyerine artık daha sıkı sarılmaya kararlı. Sayfa 5 Modern dönem köleliği: Taşeronlaşma Kölelik 19. yüzyılın başlarında yasaklanmadan önce, savaşta esir düşenler, borcunu ödeyemeyenler ve korsanlar tarafından kaçırılanlar için geçerliydi. Ticareti resmen yasaklandıktan sonra onlara bir de gün ithaf edildi. 23 Ağustos “Köle Ticaretini Yasaklama Günü” olarak tüm dünyada kabul gördü. Gümüzde artık gemilere doldurulup pazarlarda satılan kölelerden söz etmek olanaksız. Onun yerini taşeron şirketlerde emeği üç on paraya satılan köleler aldı. İzin hakkı yok ya da yeni efendisinin insafına bağlı. Ücreti ancak karın doyurmaya yetiyor. İş güvencesi ve kıdem tazminatı ise sıfır. ESRA AÇIKGÖZ desteğini alarak harekete geçti. Tek istekleri okuldaki işlerine üniversite bünyesinde kadrolu olarak devam etmekti. Siz bu satırları okurken verilen söz tutulmuş olacak mı bilemiyoruz ama üniversite işçilere yarın işe döneceklerine dair söz verdi. Taşeronlaşmanın mağdur ettiği tek işçi onlar değil… Trabzon’da belediyede taşeron işçi olarak çalışıyordu Mustafa Canbakkal. 12 Şubat’ta işten çıkarıldı. Kırk yaşından sonra nerede, nasıl iş bulacaktı. Çıkmazdaydı. Belediye binasının çatısından kendini atmaya karar verdi. Belediye Başkan Yardımcısı Ergin Aydın tarafından ikna edildi. Ancak geçen hafta yine belediye önündeydi Canbakkal, elindeki pet şişede bulunan benzini üzerine döküp çakmağına bastı… Kurtarıldı ama şimdilik... DİSK Araştırma Enstitüsü’nün (DİSKAR) araştırmasına göre, Türkiye’de altı milyon insan iş güvencesinden yoksun bir şekilde taşeronlar eliyle çalıştırılıyor ve taşeronlaşma tüm işkollarının yaklaşık yüzde 60’ına yayılmış durumda. Üstelik en çok da inşaat, maden gibi “iş cinayet”lerinin yoğun yaşandığı sektörlerde var. Anlayacağınız, 2010’da Zonguldak Karadon’da 30 işçiyi diri diri madene gömen de, İstanbul Esenyurt’ta bir şantiyede işçi yatakhanesi olarak kullanılan çadırlarda çıkan yangında 11 işçinin diri diri yanmasına neden olan da o. İş hukukunda “alt işveren” olarak adlandırılan taşeron işverenler, her alanda faaliyet gösteriyorlar. Oysa İş Yasası’nın 2. maddesi diyor ki, “asıl işveren kendi asıl işini taşeron işverene devredemez. Sadece asıl işe yardımcı nitelikte olan; temizlik, taşıma, güvenlik, yemek gibi işler ile asıl işin teknik anlamda uzmanlık gerektiren kısmını taşerona devredebilir”. Devamı 3. Sayfada K oç Üniversitesi’nde birkaç haftadır hararetli günler yaşanıyor. Gündemde, üniversitede taşeron olarak çalışan ve işten çıkarılan işçiler var. Aslında her şey bir işçinin, kötü çalışma koşullarına dikkat çekmek için imza toplamasıyla başladı. Hastayken çalıştırıldıkları, iş kaynaklı sağlık problemleri yaşadıkları, çanta arama, zorla belgelere imza attırma, savunma yazdırma gibi muamelelere maruz kaldıkları yazıyordu imza metninde. Yaka paça dışarı atıp “ücretli izne” yolladılar işçiyi. Sonra da işten attılar. Taşeron firmayla Koç Üniversitesi’nin anlaşamaması üzerine 161 işçiye ulaştı çıkarmalar. İşçiler, konuya tepki gösteren bir grup öğrencinin, öğretim üyelerinin ve idari personelin Gizemli örgüt CIA’da başkanlık yarışı Deniz Ülkütekin / Sayfa 2 C MY B