17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Bir sirtaki öğrenip kaçarım diye başladı. Ardından zeybek, macuran, kalamatyas geldi. Bir yıldır dans dersi alıyor Yalım Eralp. Türk Yunan Derneği Defne’nin geçen yılki festivalinde, “Gümülcine’de konsolosken Yunanca öğrenmeme mani oldular ama gelecek seneki toplantıda size sirtaki yapacağım” diyerek verdiği sözü tutuyor. Ne de olsa bugün dansta uyum sağlayanlar bir gün siyasette de uyum sağlarlar diye düşünüyor. 10 ŞUBAT 2013 / SAYI 1403 Devlete rağmen zirve yaptırdım 38 yıl hariciyede, çok da zor dönemlerde çalıştınız. En zoru sözcülük dönemiydi, askeri idare yarı sona ermişti, Kenan Evren cumhurbaşkanıydı, Turgut Özal başbakandı. İkisinin bana talimatları birbiriyle ters düşerdi. Çok sıkıntı çektim. Hiç ayrılmayı düşünmediniz mi? Kolay vazgeçen biri değilim. En büyük mücadelemi Viyana’da Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı nezdinde büyükelçiyken verdim. Süleyman Beyin şifahi talimatıyla İstanbul’u zirve için aday gösterdim. Ne yazık ki bakanlığım pek benimsemedi. Buna rağmen 17 vetoyu teker teker elemine ederek bu 3 yılımı aldı zirvenin İstanbul’da olmasını sağladım. Nitekim zirve biterken Sayın Demirel dedi ki, “Tebrik ederim Sayın Büyükelçi, devlete rağmen zirveyi burada yaptırdınız.” l Çiller beni haksız yere suçladı Hangi siyasiyle daha çok tartıştınız, hangisiyle daha kolay çalıştınız? Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller’e danışmanlık yaptınız, daha sonra aranız açıldı. Hayır Yılmaz’la değil, Çiller’le açıldı, haksız yere. Mesut Beyin üç ay danışmanlığını yaptıktan sonra hükümet değişti. Süleyman Bey başbakan oldu. İlk icraatlarından biri görevime son vermekti. Anlayışla karşılarım. İşsiz kaldım bir süre, sonra Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, NATO geçmişime bakarak NATO Genel Müdürü olur musun, dedi. Valla o sırada işsiz olduğumdan çöpçülüğe bile razıydım. NATO Genel Müdürü olduktan sonra gene hükümet değişti. Tansu Çiller başbakan oldu, beni danışman olarak istedi. Kendisine “Efendim kartlar hep istediğimiz gibi dağıtılmıyor. Ben Sayın Yılmaz’ın danışmanlığını yaptım, ileride sıkıntı olur” dedim. “Katiyen”, dedi. İki buçuk yıl sonra Yılmaz’a bilgi sızdırdığımı söyledi. Böyle bir şey yapmadım. Bunu Sayın Çiller’e de söyledim, Sayın Yılmaz benden bir bilgi de istemedi. O da içime oturan olaylardan birisidir. O günden beri görüşmediniz mi Sayın Çiller’le? Bir sefer, zannediyorum evvelki sene Büyükada’da lokantadayken Özer Beyle Tansu Hanım geldi. Sarıldık. Kimseye bir şey beslemem. Yaşanmış, yaşanmıştır. Ben de çok şey öğrendim, öğrendiklerimin başında da devlete uzak durmak geliyor. Siyasete de girmeyi hiç düşünmedim. Teklifler gelmiştir. Valla beni talimat dinlemeyen, asi diye bildikleri için kimse teklif yapmadı, ben de meraklı değildim. Talimat dinlerim de; saçmaysa itiraz ederim. İtirazımın gerekçelerini söylerim ama ısrar ediyorlarsa yaparım. l Fotoğraf: VEDAT ARIK H Hayalimde hep Atina vardı... asapiko desem bilmezsiniz belki ama sirtaki desem hemen aklınıza Zorba filmi ve Anthony Quinn gelir. Filmdeki şarkının adıyla anılan bir dans türü artık sirtaki. Yine filmden adını alan bir mekândayız biz de; Zorba taverna. Türkçe sözlerle bir sirtaki melodisi yayılıyor önce, ardından Yalım Eralp ve arkadaşları dans etmeye başlıyorlar. Tıpkı Anthony Quinn gibi hayata karşı dans ediyorlar. Tüm dertler, sıkıntılar gidiyor bir bir. Tam 38 yıl diplomat olarak görev yapmış bir isim Yalım Eralp. Washington’dan Hindistan’a gitmediği ülke kalmamış neredeyse. 2000’de emekliye ayrıldıktan sonra köşe yazarlığı Papyonsuz asla Size Altın Kafa ya da şeytanı ekber derlermiş. Biliyorum. Ne diyorsunuz, büyük şeytan mısınız? Düz bir insanım. Ne söyleyeceksem düz söylerim. Arkamda kimse yok, hiçbir zaman olmadı, aramadım da. Gücü kendimden, dürüstlüğümden alırım. Bu bana hep faydalı olmaz ama fayda peşinde değilim ki. Devlet memuriyeti kamu hizmetidir, fayda aranmaz. Papyon ve pipoyla özdeşleştiniz. Bugün görünce şaşırdım papyonunuz yok. Çünkü bugün kameraya alacaklar bizi, hocamız siyah giyinmemizi istedi. Yoksa ben CNN’de 12 yıldır çalışıyorum bir kez kravatsız, ceketsiz, papyonsuz çıktım televizyona, Mehmet Ali Birand’ın öldüğü akşam. “Mehmet Ali, özür dilerim bu kıyafetimden dolayı” dedim. Çünkü Kalamış’a kafamı boşaltmaya gittim, o sırada arayıp Mehmet Ali’nin vefat ettiğini söylediler ve beni oradan o kıyafetle aldılar. Kaç papyonunuz var? 50’ye yakın. Eşimin oğlu Fethi Okyar ile büyük bir pipo ve pipo çakmağı koleksiyonumuz var. Tabii pul koleksiyonum da var. Öğrenme hırsı, isteğiyle dolusunuz, eksik bıraktığınız bir şey var mı? Hayatta ne kadar çok eksiğim var, bir bilseniz. Hiçbir röportaja sığmaz o. Mesela kuantumu bilmiyorum. Bilmemek beni üzen bir şey, genç neslin bunu marifet addetmesini üzüntüyle karşılıyorum. Her şeyi bilmem mümkün değil ama bazı şeyleri daha iyi öğrenebilirdim. l ve televizyon danışmanlığıyla sürdürdüğü ama zeybek, macurani, kalamatyas geldi... Her yaşamına Türk Yunan Derneği Defne’nin seferinde bırakayım diyorum. Bahattin Hoca Türkiye başkanlığını da ekledi geçen yıl. Önce yeni bir dans öğretmeye başlayınca, hadi sahnede izledik Eralp’i sonra Defne’den dansa bunu da öğreneyim, diyorum. İki üç tane daha ve diplomaside geçen yıllarına kadar pek çok var. Yaz sonuna kadar devam edeceğim. şeyi konuştuk. Bu sene verdiğiniz sözü tutacak ve Yalım Bey, nasıl başladı bu sirtaki Defne’nin festivalinde Yunanistan’da dans sevdası? edeceksiniz. Geçen sene Büyükada’da Sadece sirtaki yapmayacağım, Bahattin Bayburan’ın eşi Nurşen öğrendiğim bütün dansları yaparım. Hanım ders veriyordu, seyrettim. Yunanistan’da dans çok Müziğini çok seviyorum zaten. önemli bir ritüel. Siz orada dans Stutgart’ta Defne’nin toplantısında ederek ne söyleyeceksiniz? dedim ki, “Cunta zamanında Aslında bu danslar ne Yunan Gümülcine’de konsolostum. ne Türk dansı. Bunlar Ege dansı. Yunanca öğrenmeme mani Bir kısmı Türkiye’deki Rumlardan oldular. O zamanlar tabii Rum çıkmış, bir kısmı zeybek gibi Türk. AYŞE danslarını yapmak da oradaki Artık Türk mü, Yunan mı tartışması YILDIRIM Türkler tarafından Yunan muhribi bana abes geliyor. Önemli olan addedilecekti, öğrenemedim. insanların ortak nedenlerini Şimdi Yunancayı öğrenmek için geç ama bulabilmek ve bunu ileriye götürebilmek. söz veriyorum gelecek seneki toplantıda size Zaten Defne’nin de amacı bu. Bu danslarda sirtaki yapacağım”. Güldüler. “Gülmeyin” uyum önemli. Şimdi dansta uyum sağlayanlar dedim, “benim sözüm senettir.” Nurşen inşallah bir gün siyasette de sağlarlar. Hocayla çalışmaya başladım, sonra Bahattin Dans etmeye başladığınızda en çok kim Hocayla devam ettim. Bir kere çok dinlendirici, şaşırdı? zihninizi boşaltıyorsunuz, başka bir şey Eşim. “Yaşını, başını almışsın sana ne bu düşünmüyorsunuz. işlerden” dedi. l Bir yıldır ders mi alıyorsunuz? Evvela niyetim sirtaki öğrenip kaçmaktı [email protected] Büyükelçiliğimi Özal engelledi Bir dönem Atina Büyükelçiliği kararnameniz çıkmıştı... Çıkamadı. Tatsız bir hikâye. Herkes mesela Washington’a büyükelçi olmak ister, benimse hayalimde hep Atina vardı, iyi de yapardım. Zamanın Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz beni Atina’ya tayin etmeye karar vermiş, Turgut Özal veto etmiş. Demiş ki “O talimat dinlemez, görüşlerime ters düşer”. Halbuki Turgut Beyin YunanistanTürkiye ilişkileri konusundaki vizyonuyla benimki bire bir otururdu. İçimde ukte kaldı. l Rumlar geri dönse... Nasıl bir festival düşünüyorsunuz? Temmuzda Gökçeada ve Samotraki’de yapacağız. Hem yerel halkları birbirine yakınlaştırmak, hem de sivil toplum örgütlerini buluşturmak istiyoruz. Temamız “Deniz Temiz”. Siyasi işlere girme niyetimiz yok. Ortak noktaları bulup, iki ülkenin sivil toplum örgütlerini, akademisyenlerini, gazetecilerini bir araya getirmek amaç. Yapabilirsek ne âlâ; öyle büyük Türk Yunan sorunlarını çözeceğiz diye zihnimizde bir şey yok. İmkânımız da, yetkimiz de yok. Köken olarak Selaniklisiniz değil mi? Evet, baba tarafım Selanikli. Gittiniz mi Selanik’e dedenizin yaşadığı yere? Gümülcine’de görev yaparken gittim. Yunanistan’da 19691971 yıllarında çok zor şartlarda görev yaptım. Cunta dönemiydi. Azınlıklara her iki tarafta da kötü bakılan bir devirdi. Zaten hiç anlamamışımdır azınlıklara baskıyı; bunu her iki taraf için de söylüyorum. Batı Trakya Türkleri Yunan vatandaşı, Yunan ekonomisine katkıda bulunuyorlar. Keza İstanbul’da sayıları az da olsa Rumlar aynı şekilde. Şimdi İstanbul’daki Rumların bir kısmı geri geliyor, keşke daha çok gelseler, kültür zenginliğine katkıda bulunurlar. l ZÜLAL KALKANDELEN Sevgili Okurlar, Dünyalı Yazılar artık devam edemeyecek. Bu köşedeki yazılarım, daha iyi, daha güzel, daha adil ve eşitlikçi bir dünyaya dair kurduğum hayalin birer yansımasıydı. O hayale eşlik ettiğiniz ve yazılarıma ilgi gösterdiğiniz için çok teşekkür ederim. Saygılarımı sunarım... www.zulalkalkandelen.com / [email protected] İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir Yerel süreli yayın cumdergi@ cumhuriyet.com.tr C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle