17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 29 ARALIK 2013 / SAYI 1449 Dünyayı değiştiren denizci Piri Reis denilince hemen herkesin aklına 1513’te çizdiği dünya haritası gelir. Ancak bu büyük bilim adamı ve denizcinin yapıtları bununla sınırlı değil elbette. Tarihin yazılmasında referans olacak çalışmalara imza atmış Piri Reis’in peşinde İtalya’dan ABD’ye uzanan bir serüvene çıkan Gülşah Çeliker’le Piri Reis’i konuştuk. DENİZ ÜLKÜTEKİN Piri Reis’i Kanuni öldürttü Ölümü de tarihin pek konuşulmayan detaylarından biri. Kanuni’nin emriyle öldürülüyor. Bu konuda çok polemik de yaratmak istemiyorum, ama amcası ve Pargalı ölünce Piri Reis de saraydan bir anlamda uzaklaştırılıyor. Hint donanma komutanlığına gönderiliyor. Amaç Portekizlilerden Hint Okyanusuna açılan boğazı almak. Fakat, savaşta öyle bir durum oluyor ki, Piri Reis kuşatmayı kaldırmak zorunda kalıyor, çünkü yapmazsa denizde yanacaklar. Ganimetleri alıp Mısır üstünden İstanbul’a gitmek istiyor ama iki kötü savaş raporu geliyor hakkında. Sanki Portekiz’le işbirliği yapmış gibi. Basra ve Mısır Beylerbeyi onu sırtından vuruyorlar bir anlamda. O sırada onu koruyacak kimse de yok. Kanuni bunlara hemen inanıyor mu? Bir denizci, savaş raporunu dinlemeden öldürülüyor ve Mısır’da idam ediliyor. Böyle değerli bir denizci için korkunç bir son. Benim fikrim, Pargalı İbrahim gibi büyük adamlar öldürülünce etrafı da bayağı bir temizlenirmiş. Onlardan da korkarlarmış. Piri Reis’in ölümünü de buna bağlıyorum. l Osmanlı denizden korkardı Piri Reis’in çalışmaları bir yandan Keşifler Çağı’na denk geliyor. Bunun önemi nedir? Deniz gücünün keşfedildiği dönem. Aynı zamanda denizden fetihle bir güç elde etme dönemi. Daha iyi teknoloji ihtiyacı ortaya çıkıyor. Osmanlı tabii bu alanda biraz geç kalıyor. Osmanlı deniz kültürü olan bir gelenekten gelmiyor ve bundan korkuyor zaten. Kanuni’nin de Barboros’tan kortuğunu düşünüyoruz. O zaman tüm ülkelerde korsan kaptanlar var. İkinci Beyazıt tüm korsanları birleştirip bir güç haline getirmek istiyor. Piri Reis’in öğretmeni Kemal Reis ilk Kaptanı Derya oluyor ve hepsi bir gece amiral rütbesi alıyor. Barbaros Hayrettin’in Kuzey Afrika’yı aldığını herkes bilir. Burada bir süre hükümdarlık yapıyor. Bölge hemen Osmanlıya geçmiyor. Hatta hâlâ orada limanlarda heykelleri olduğu söylenir. Kanuni’nin korkmasının sebebi denizcilerin çok güçlü olması mı? Bu kaptanların yeni yerler işgal ederek devlet kurup güçlenebileceğini görüyor ve bundan biraz korkuyor. Kontrol altına almak istiyor, bir yandan da sanki “kara İmparatoru muyum, deniz mi” gibi bir paranoya yaşadığını düşünüyoruz. Sonraki hamleleri de karaya yönelik. İnebahtı mesela büyük bir yenilgi, “sakalımızı kestiler, biz onların kolunu” lafı hikâye yani. Ondan sonra denizde belimizi doğrultamıyoruz. l U NESCO, ilk dünya haritasını çizmesinin 500. yılı olması sebebiyle 2013’ü Piri Reis yılı olarak ilan etti. Osmanlı’nın denizcilik alanında en önemli araştırmacılarındandı Piri reis. Hemen herkes onu meşhur dünya haritasıyla tanıyor, ama onu özel kılan sırf bu harita değil. Piri Reis, Akdeniz’in tüm coğrafi ve sosyal bilgilerini içeren denizcilik kitabı, “Kitabı Bahriye”siyle bir anlamda, Akdeniz’deki deniz savaşlarının başlamasına sebep olacak kadar dünya tarihinde önemli yeri olan bir bilim adamıydı. Yine de onu tüm yönleriyle tanımak için hâlâ çok az bilgi sahibiyiz. İşte bu konuda öncü olan isimlerden biri belgesel yapımcısı Gülşah Çeliker. Yaklaşık dokuz yıldır sürdürdüğü Piri Reis araştırmaları bir serüvene dönüşmüş. Venedik, Genova arşivlerinden, Vatikan’daki dökümanlara ve Amerika’ya kadar uzanan bir yolculuğa çıkmış Piri Reis’in peşinde. Bir süre önce İtalya’da bir sempozyumda Piri Reis hakkında sunum da yapmış. Çalışmalarını, öümüzdeki yıl tamamlayacağı Piri Reis filmiyle ölümsüzleştirecek. Biz de kendisiyle Piri Reis yılında, bu ünlü bilim adamının bilinmeyen yönlerini konuştuk. Araştırma tutkunuz Piri Reis’le mi başladı? Aslında Sabiha Gökçen’le başladı. Bir önceki belgeselim onunla ilgiliydi. Girdiğim işi aşkla birleştiriyorum. Bu tip işlerde biraz kendinizi feda etmeniz lazım. Maddi manevi çok engel çıkıyor karşınıza, bunları başka şekilde aşmak çok zor. Piri Reis’e ilk nerde vuruldunuz? Bir hocamın kütüphanesinde sempozyum bildirgesi gördüm, 2004 sonuydu, katıldım, ABD’den gelen hocalar filan vardı, çok etkilendim. “Tamam bu işi yapmalıyım” dedim. Peşisıra ABD’ye gittim. 2006 ve 2007 çok kolay geçmedi, sponsor bulamadım. Taa ki bu yıla kadar. Piri Reis’in sadece dünya haritası biliniyor. Oysa Kitabı Bahriye’nin bütün Akdeniz’i içerdiği, İspanyolların oradaki bilgileri parça parça kitaplaştırdığını kimse bilmez. Kitabı Bahriye’nin dönemi açısından önemi nedir? Kristof Kolomb’un haritası aslında Piri Reis’teydi Dünya haritasını yapım süreciyle ilgili ne gibi bilgiler var? Piri Reis Gelibolu’da çalışıyor. Amcası Kemal Bey bu sırada ölüyor ve Piri Reis de denizden soğuyor. Çok sevdikleri bir yakını ölünce, denizciler denizden soğurmuş. Bu heralde onlara özel bir psikoloji. Üç yıllık bir çalışmayla çıkarıyor haritayı. Aynı zamanda bir koleksiyoner olduğu için bir sürü başka haritayı birleştirerek çalışmasını tamamlıyor. Çok iyi bir araştırmacı. Gittiği her yerde harita toplarmış. Bütün kaynakları birleştiriyor, ganimet olarak toplanan haritaları alıyor. Kaptan seyir defterlerini birleştiriyor. O yüzden ben bilim adamı olarak görüyorum kendisini. İnsanların kendisini bir haritacı olarak bilmesi bir eksiklik sanırım. Sanılandan çok daha küresel bir figür olduğunu düşünüyorum. Kristof Kolomb’un haritasının kayıp olduğu ve aslında Piri Reis’in haritasında mevcut olduğu ve dünyaya ilk defa o şekilde yansıtıldığını söyleyebiliriz. “Ben, Antilya (Amerika) kıyılarını Kolomb denen kuldan elime geçen haritalarla yaptım” diyor. Kolomb’un haritası Piri Reis’in eline geçmiş. Osmanlı o dönemde bir dünya gücü. İstihbaratı güçlü, her yerden bilgi geliyor. Dolayısıyla bunların hiçbiri tesadüf değil. Ben de bunu anlatmaya çalışıyorom. Dünyanın ilk haritası bu adam tarafından yapıldı. l Fotoğraflar: GARBİS ÖZATAY Amerika’daki bir Piri Reis uzmanının sözüyle, tüm zamanların en önemli denizcilik kitabı. Çünkü içinde 232 harita var. Tüm Akdeniz’in kıyı ve adaları, şehirleri, demografik ve beşeri faktörleriyle, her şeyi anlatarak kilisesi, camisine kadar mevcut. Halkı bunla geçinir, dini budur gibi bilgiler de yer alıyor. Müthiş bir coğrafya kitabı aynı zamanda. İtalya’da “Piri Reis” diye küçük kitapçıklar buldum. Orada farkettim ki Osmanlı dışında en çok İtalya’yı çizmiş. Belki o yüzden İtalya çekti beni. Osmanlıların genelde Akdeniz’de İtalyanlarla karşı karşıya gelmesi yüzünüden mi? Evet, bir tek o var, başka bir şey gelmiyor aklıma. Piri Reis’in sarayla ilişkileri nasıl? Gayet iyi çünkü amcası Kemal Bey, Pargalı İbrahim’le çok yakın arkadaş. Genç bir bilim adım olan Piri Reis de saraya daha yakın. Çalışmalarını sunabiliyor. Harita yapması da isteniyor. Hatta Yavuz Sultan Selim, “bana bir cihan haritası lazım” deyince. Piri Reis “ben yaparım sultanım” diyerek kendini gösteriyor. 1513 haritası böyle ortaya çıkıyor. Çünkü Osmanlı, Fatih’ten itibaren bir cihan imparatoru olma vizyonuna sahip. Asıl amaç Doğu Roma’nın başkentinden sonra Batı Roma’nın başkentini de alıp dünyaya hükmetmek. Piri Reis’in özel hayatıyla ilgili ne gibi bilgilere ulaştınız? Denizden soğuyunca aile kurduğunu biliyorum. Murat Reis diye bir oğlu oluyor. 1513 haritasını yaptıktan sonra 1528’e kadar tam olarak aktif bir görevi ve herhangi bir savaşta kaydı yok. Fakat çok enteresan, bir profesör arkadaşım kendisinin İtalya’daki nüfus kayıtlarına ulaşmış. Henüz makalesi bitmemiş, ama biter bitmez haber verecek. Aile kayıtlarından da bir şeyler çıkacak diye umuyorum. Zaten Osmanlı için Venedik arşivlerindeki tanım şu “bana en yakın düşman.” Hem çok yakınız, ticaret yapıyoruz hem de savaşıyoruz. l [email protected] B SELÇUK EREZ İşsizlik doktorası akan ya da genel müdür olmadığım halde her hafta birkaç vatandaşım arayıp oğlu, kızı için “Tanıdığın vardır; iş bulabilir misin” diye soruyor. Bu ülkede gerçek işsiz sayısının, iş arayanların yüzde 9.8’ini oluşturduğuna inanmıyorum. Adana’da açılan 63 zabıt kâtipliği kadrosu için 2 bin 600 kişi, tarım kooperatiflerine 244 memur almak için yapılan sınava 9 bin 139 kişi başvurmuşsa gerçek oran çok fazladır. Olanakları zorlayıp yeni işyerleri açmak, sorunu çözememekte; bu yerlere, gerçekten yetenekli işsizler değil, şundan bundan kartvizit getirenler yerleşmektedir. Çözümün, işsizlerimize, zamanlarını daha bilinçli kullanmaları ve işe başvurduklarında insan kaynakları görevlilerini başarıyla etkilemek için yapılacaklarını öğretecek yüksekokul, üniversite dalları açmak olduğunu düşünenlerin sayısı artmaktadır. Bu dallara tüm yüksekokul ve üniversitelerden diploma almış olanlar kabul edilecek, işsizliklerini hiç olmazsa “parttime” sürdürmek isteyenler için hafta sonu kursları açılacaktır. İşsizlik yüksekokullarında, öğrencilere, en kıdemli atalarımızın yani Âdem ile Havva’nın da Cennet’ten kovulmuş, yeryüzüne işsiz olarak ayak başmış oldukları hatırlatılarak işsizliğin utanılacak değil, övünülecek bir şey olduğu anlatılacaktır. “Az yemenin yararları”, “İşsizliğe bütüncül yaklaşım”, “Dekonstrüktif işsizlik” gibi dersleri izleyenler “İşsizlikte Master” diploması edineceklerdir. Bu derece, dilimize “Boş Gezenin Boş Kalfası Derecesi”  olarak çevrilebilir. Bugün çeşitli ülkelerde sadece on kişiyle çalışan fabrikalar var. Teknik ilerledikçe bu tür fabrikalar artacak, işsiz sayısı kabaracaktır. O zaman tuhafsanacak, hor görülecek olan işsizler değil, hâlâ bir işte çalışmayı sürdürenler olacak, bu gibiler “inek”, “jöton” gibi sıfatlarla anılacaktır. Bu eğilimin, parlamentolarda da geçerli olacağı, ülkeyi yönetmek için öyle beş yüz bilmem kaç kişiye gerek olmadığının kavranacağı günler de yakındır: Tek bir kimsenin bayramlarda paralı yollardan kaç gün bedava geçileceği, üçüncü köprünün yeri, doğumların sezaryen mi, yoksa başka usulle mi gerçekleşeceği gibi binlerce konuda en isabetli kararları verdiğine şahit olduğumuza göre bu kadar çok vekile ve bakana gerek var mıdır? Her kararı bir kişi verince işi gücü kalmayacak vekillerin canları sıkılacak, sıkıntıdan maazallah kötü yollara bile sapanlar çıkabilecektir.   Anayasada düzeltmeler yapılıp ortada vekil mekil kalmayınca hem birçok yolsuzluk önlenmiş olacak hem de ülke daha güzel yönetilmeye başlanacaktır. Böylece parlayacak ülkemize her yerden para ve sermaye akacak; her işsize, onları gül gibi geçindirecek maaşlar bağlanacak, herkes maçlara ve tatile bedava gidecektir. l www.selcukerez.com İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi:?Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Paydaş Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın [email protected] C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle