17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 TEMMUZ 2012 / SAYI 1373 5 Çalmanın ince ayarı “esinlenmek” Savaş Ay Cem Yılmaz Hangisi Hokkabaz? DENİZ ÜLKÜTEKİN Hırsızlık temel anlamıyla çok somut bir eylemdir. Ortada birine ait bir değer vardır, bu değer bir başkası tarafından izinsiz olarak alınır, alınan değer bulunur veya bulunamaz, eyleme hırsızlık adı verilir. Ancak sanat dünyası söz konusu olunca işin rengi biraz değişiyior. Biri paranızı çalsa, “çalmadım sadece esinlendim diyemez” oysa müzikten, sinemaya, fotoğrafa kadar hemen pek çok dalda durum böyle değil. Esasında sık sık magazin sayfalarına malzeme olsa da sanat hırsızlığı iddialarına Mozart ve Shakespeare gibi isimler bile hedef Gülse Birsel Yalan senaryo Elif Şafak Gülse Birsel’in Avrupa Yakası’ndan sonraki ikinci dizi fenomeni Yalan Dünya. Cihangir semtine has yaşam, ince işlenmiş karakterler ve zekice diyaloglar Yalan Dünya hayranlarını daha uzun süre ekrana bağlayacak gibi görünüyor. Ancak tüm bu parıltılar dedikoduların da önüne geçemiyor. Yalan Dünya’nın senaryosunun aslında Gülse Birsel’e ait olmadığı, daha Avrupa Yakası çekilirken Birsel’e ulaştığı ve Birsel’in de yeni dizi çalışmaları için bu senaryoyu kullandığı iddia edildi. Bir başka iddiaysa Orçun karakteriyle ilgiliydi. İddia dizinin fenomen delisi Orçun’un 2002’de yayımlanan Orange County dizisinde Jack Black’in oynadığı Lace Brumer karakteriyle fazlaca benzeştiği yönündeydi. Cem Yılmaz’ın 2006’da senaryosunu kendi yazdığı ve başrolünü oynadığı Hokkabaz filminin vizyona girmesinin ardından Savaş Ay, senaryonun kendisinden çalındığı iddiasıyla magazin kulislerini ayağa kaldırmıştı. Cem Yılmaz önce işi şakaya vurmuş “1 Nisan şakası yapmış herhalde” demişti. Ancak filmin Berlin’deki galası sırasında bu kez o kadar esnek değildi. “Savaş Ay’la artık bir ilişkim kalmamıştır” diyerek söze başlıyordu ve devam ediyordu, “Güler yüzlüyüz diye bu kadar da olmaz ki. Bu konuda espri yapabilirim ama fikir hırsızlığıyla ilgili bu hassasiyeti gösterirken bu kadar da olmaz.” Yine de şakayla bitiriyordu, “Arkadaşlar hazır senaryonuz varsa sahneye bırakın, beni uğraştırmayın.” Okan Bayülgen Tolga Çevik Çağdaş taklit Sırf popüler kültür ürünleri değil, çağdaş sanat eserleri de bazen tartışma konusu oluyor. Halil Altındere’nin Bir Burhan Doğançay tablosunu Türkiye’nin önemli sanat koleksiyonerlerinden Yahşi Baraz’ın kafasına geçirerek sanat ortamını sorgulama hayali işin Avusturyalı bir sanatçının çalışmasına benzerliğiyle gölgelenmişti. Erwin Wurm, Altındere’den üç yıl önce klasik resim Polemik Dükkânı olmuştu. Popüler kültür ikonu Beatles bile onca bestesinin yanında mahkeme kararıyla çalıntı olduğu kanıtlanan şarkılara sahipti. Ancak Elif Şafak ve intihal tartışması gösteriyor ki, insanlar için bir işin çalıntı olup olmamasından çok bunun hakkında konuşuyor olmak önemli. Kim bilir belki de yetenekleri sebebiyle insanüstü statüsüne konan isimlerin de bize özgü küçük kurnazlıkları yapabiliyor olduğunu düşünmek kendimizi iyi hissettiyor. Sonuçta işi çalıntı çıkan herhangi birinin “evet artık sanatı bırakıyorum” dediğini de görmedik. Biz de sizin için ülkemizden farklı sanat dallarından hırsızlık ihbarlarını ve yarattıkları etkileri derledik. Ferdi Tayfur Ata Demirer Kaplan çalıntı mı? İşte bir çalıntı senaryo hikâyesi daha. Ancak Ferdi Tayfur, Savaş Ay’a göre daha hazırlıklı. Basının karşısına geçerken Berlin Kaplanı ve kendi senaryosu arasındaki benzerlikleri ortaya koyan 18 maddelik bir listeyi de yanında getirmiş. “Esinlendik diyorlar, benim bildiğim yayımlanmış eserden esinlenilir” diyerek kendisinin iki yıl önce aynı film için cast çalışması yaparken hastalandığını bu yüzden projenin askıya alındığını söylüyor. Bu gelişmeler üzerine Ata Demirer, Tayfur’a dava açıyor ve filmdeki Almancı tiplemesini önceki yapımlarında da kullandığını söylüyor. Ferdi Tayfur’un kendisine Lambalı Saz isimli bir filmin senaryosundan bahsettiğini ekliyor ve senaryoda boksörle alakalı bir kısım olmadığını söylüyor. İş mahkemeye taşınıyor. Tolga Çevik’in çok sevilen Komedi Dükkânı da bir süre önce fikir hırsızlığı tartışmalarının odağı olmuştu. Tartışmayı ortaya koyan isim Okan Bayülgen’di. Bayülgen üç sene önce Televizyon Çocuğu programı içinde Engin Günaydın’la birlikte yaptıklarını ve genç oyuncuların “Gece uyandım sabah format ürettim” diyemeyeceklerini söylemişti. Bayülgen’in talebi de programın kaldırılması ya da tazminat değil, program jeneriğine “bu fikir Okan Bayülgen’den çıkmıştır” gibisinden bir ifade eklenmesiydi. Ünlü televizyoncu böylece fikir hırsızlığının önüne geçilebileceğine inanıyordu. uzmanı Peter Wolf’un kafasına bir rönesans resmi geçirip fotoğraflayıvermişti işte. Bu duruma çağdaş sanat camiası kayıtsız kalamazdı. Yiğidi öldür hakkını ver, tartışmalar daha elitist bir havada gerçekleşti, ama içerik aynıydı; “çaldın”, “esinlendim” vs... Turgutlanmış fotolar Son dönemin en tanınan fotoğrafçılarından Mehmet Turgut da fikir hırsızlığıyla suçlandı. Turgut, OK! dergisi için çektiği Özge Ulusoy İlker İnanoğlu fotoğraflarının Bruce Willis’in içinde olduğu bir çalışmadan esinlendiğini, Bengü fotoğrafınınsa zaten Lindsey Lohan kopyası olduğunu kabul ediyordu. Dediğine göre bu fotoğraflar sipariş işlerdi, o da çalışmalara yeterince yoğunlaşmamıştı. “Cezasını ödüyorum” diyerek hatasını kabul ediyordu. Ancak bombanın pimi çekilmişti bir kere. Mehmet Turgut fotoğraflarının orijinalleri art arda fotoğraf bloglarını ve sitelerini boyladı. “Fazlaca esinlenilmiş” fotoğraflar için de yeni bir deyim türedi, turgutlamak. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle