01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 TEMMUZ 2012 / SAYI 1373 3 Battling Bare, savaş sonucu psikolojik problem yaşayan asker eşleri tarafından başlatılan bir kampanya. Kampanyanın kurucusu Ashley Wise seslerini duyurmaya başladıklarından beri kocasının çok daha iyi bir tedavi gördüğünü söylüyor. ZÜLAL KALKANDELEN Dinselleşme ve komünistler ürkiye Komünist Partisi (TKP), geçen ay gerçekleştirdiği 11. Kongre Türkiye Dinselleşme ve Konferansı’nın ardından “D Komünistler” başlıklı bir değerlendirme yayımladı. Toplumda giderek etkisi artan dinselleşme karşısında komünistlerin tavrını ele alan metni dikkatle okudum. İçinde yaşadığımız dönemde son derece isabetli görüşler içerdiği için bu aydınlatıcı değerlendirmenin üzerinde durmak istiyorum. Öncelikle giriş kısmındaki tespitle işe başlayalım. “TKP 10. Kongresi’nin, 2011 seçimleriyle kurulduğunu saptadığı İkinci Cumhuriyet’in temel eksenlerinden biri, siyasal rejimin ve toplumsal yapının dinselleştirilmesidir. Birkaç yıl önce marjinal örnekler mi, öncü adımlar mı oldukları tartışılan kimi uygulamaların genelleştiğini ve bütünlük kazandığını görüyoruz. Eğitim sistemine dinin sokulması, çeşitli yerelliklerde alkollü içkiye düpedüz yasak getirilmesi, devletin dini televizyon kanalı açması yalnızca tekil uygulamalar değil, AKP’nin ilk bakışta bunlarla ilişkisi kurulamayacak çeşitli alanlardaki programını bütünleyen ögelerdir. “Türkiye egemen güçlerinin sosyal devletten kalan boşluğu doldurmak için İslami yardımlara, Ortadoğu’da rol genişletmek için Sünni kimliğine, Kürt sorununa çözüm adına ‘din kardeşliği’ fikrine, ilerici ideolojilerin kaynaklarını kesmek amacıyla sanat ve kültür alanlarının kurutulmasına, genel olarak eşitsizlikleri, haksızlıkları meşrulaştırmak için dinin yaygınlaşıp derinleşmesine ihtiyaçları var. “Bu çerçevede ateizme dönük aşağılayıcı saldırılar meczupça bir gericiliğin göstergesinden ibaret değil, egemen ideolojinin yeniden yapılandırılmasının vazgeçilmez unsurlarıdır. Olası bir yeni anayasa da kitlelere burjuva liberalizmi veya emperyalist ‘küreselleşmecilik’ üstünden değil, din sayesinde mal edilmeye çalışılacaktır.” Bunlar belirtildikten sonra, emekçi hareketinin ve Savaşa karşı açık mücadele! Ashley Wise T DENİZ ÜLKÜTEKİN shley Wise bir Amerikan askeri Rob Wise’ın eşi. Hayatları Rob’un ikinci Irak seferi sonrası berbat olmuş. Eşinde başlayan rahatsızlıklar Asley Wise’ı yardım aramak için ordu birimlerine yönlendirmiş, ama istediği sonucu alamamış. Sonunda sesini duyurmak için Facebook’ta soyunup sırtına da eşi için güzel dileklerini yazmaya karar vermiş. O günden beri Battling Bare (Mücadeleni Açığa Çıkar) kampanyası hızla büyüyor. Eşleri ve kız arkadaşları, askerlerin yaşadıkları psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etmesi için destek aramaya devam ediyor. Kampanyanın yaratıcısı Ashley Wise ile yaşadıklarını konuştuk. Battling Bare kampanyasının amacı nedir? Battling Bare, askerlerin yaşadıkları “travma sonrası stres bozukluğu” (TSSB) hastalığının varlığını orduya kabul ettirmek için kuruldu. Aslında bu hastalık sırf askerleri değil, hayat arkadaşlarını ve özellikle çocuklarını da derinden etkiliyor. Her gün bir askerin intihar ettiği Amerika’da asker eşi olmak nasıl bir şey? Bir Amerikan askerinin eşi olmak fazlasıyla esnek olmayı ve sivillerin hayal bile edemeyeceği problemlerle yüzleşmeyi gerektiriyor. Düzenli olarak birliklere dağıtım, görevlere hazırlık için yapılan yoğunlaştırılmış çalışmalar, eşlerimizin eve getirdiği savaş yaraları... Bahsettiğiniz istatistik çok acı verici. Biz Battling Bare’de savaştan ruhu yaralı olarak dönen askerlerin sevenleri olarak bir araya geldik, onlara TSSB hastalığını yenmesi için güç veriyoruz ve yardım ediyoruz. Unutmayın TSSB kalıcı bir hastalık değildir, düzeltilebilir. Eşinizin duygusal durumundan biraz bahsedebilir misiniz? Savaşta bulunmak onu nasıl etkiledi? Rob yeterince görev aldı, yeterince gördü ve zarar görecek seviyeye geldi. Hayatı eskisi gibi değil. Ordu 101’inci Hava İndirme Bölüğü hikâyesinin çok yerde çıkması A sebebiyle artık onun tıbbi durumuyla ilgilenmeye başladı. “Başlangıçta çırılçıplak soyunup, 101 merkez binasına dalmak istiyorum, belki o zaman bir general beni dinler” diyordum. Eşinizin ne kadar süredir bu rahatsızlığı var? Yaklaşık on yıl Fort Ewis’te oturduk. Hastalığıyla da oradayken tanıştık ve uzun süredir devam ediyor. Rob 9 Eylül'den kısa süre sonra orduya katıldı. Sekiz yılını Deniz Kolordusu’nda geçirdi. Irak’a ikinci gidişinden sonra Rob’un bazı flashback’ler yaşadığını fark ettim. Bir süre sonra köşedeki kafeye gitmek bile sesler ve ani hareketler yüzünden bizim için zor olmuştu. Sonunda bir danışmana gittim ve bana dedi ki, “Bunun bir TSSB hastalığı olduğunu söyleyemem. Hatta bunun bir anksiyete bozukluğu olduğunu bile söyleyemem. Bence eşiniz sadece yeniden adaptasyon sorunu yaşıyor.” Siz ne yaptınız? Tüm aile Rob’un bir sorun yaşadığını görebiliyorduk. Birlikleri Fort Campbell’a taşındığında her şey dibe vurdu. Evdeki bütün silahları ve biraz alkol alarak bir otel odasına yerleşti. Ben de arayıp ne yapmaya çalıştığını sordum. Verdiği cevap, “hayat gerçekten çok zor, aptalca bir şey yapabilirim” oldu. Neyse ki bunu da atlattık ama yaşadıklarımız bununla sınırlı değildi. Ordunun Aile Danışma Merkezi’ne başvurdum. Çünkü Rob’un kariyerini mahvetmeden problemini çözmek istiyordum. Danışmana Rob’un çizgiyi aştığı olaylar dahil her şeyi anlattım. İçeri gitti ve döndüğünde yanında ordu görevlileri vardı. Tek bildiğim kocamı 72 saat boyunca görmediğim ve saldırı suçuyla yargılandığı. Önce ordu binasında grev yapmayı düşündüm. Sonra bunun iyi bir fikir olmadığına karar verdim. Bu sırada kendimin ilk fotoğrafını çektim. Arkamda da “Çatışmada incinmiş / Savaşta yaralanmış / Seni sonsuza kadar seveceğim” yazıyordu. Fotoğrafı Facebook’a yükledim ve 24 saat içinde bütün ordu destek grupları benimle temasa geçti. Cesaretiniz, benzer durumdaki diğer kadınları da etkilemiş görünüyor. Şu anda kaç kişisiniz? Biz hem erkek hem de kadınlardan oluşan ulusal bir takımız. Elliden fazla gönüllümüz var ve büyümeye devam ediyoruz. Ayrıca çocukları da seslerini duyurmaya davet ediyoruz. Tabii bunu çocuk pornosuyla suçlanmayacağımız şekilde yapmaya özen gösteriyoruz. Çocuklar için ayaklarının altına yazılacak özel sözler yaptık. solun, sömürüsüz bir dünya mücadelesinde kendini zorunlu olarak seküler bir perspektifle tanımladığının altı çizilmiş. Şu nokta önemli; TKP toplumsal yaşamın, siyasetin, siyasal ideolojilerin vb. dinsellikten arındırılması için mücadeleyi önerirken, aynı anda bireylerin kişisel inanç ve vicdan özgürlüğünü de sahipleniyor. Burada altını çizdiğim satırlar var: “Sosyalist hareketler günümüzde de kimi ülkelerin özgün koşullarında dinci akımlarla olumlu temasa girebilmektedir. Türkiye Komünist Partisi, bu örneklerden genelleştirilmeye gidilemeyeceğini, ülkemizin bu kapsamda ele alınamayacağını saptamaktadır.” Komünist hareketin, burjuva aydınlanmasını sınıfsız topluma uzanan bir sosyalist aydınlanma olarak dönüştürerek sahiplendiği vurgulanıyor metinde. İkinci Cumhuriyet’in Aydınlanma mirasının reddi ve tarihsel kazanımların tasfiyesi konusunda bir burjuva konsensüsünü temsil ettiği ve neoliberal, piyasacı yaklaşımlarla dinci gericilikle birbirini bütünlediği belirtiliyor. İki kesime önemli mesajlar veriliyor. 1 Dinci iktidara muhalefet için “Gerçek Müslümanlar” adına konuşulması da, dinin ortak payda olduğunun kabulü demektir; sol, dinin siyaset alanına sokulmaması ilkesinden ödün vermez. 2Kürt toplumu içinde tarikatların, Hizbullah’ın, Barzaniciliğin ve bunlarla bütünleşik aşiretçiliğin güçlenmesi, ideolojik alanda dinci gericiliğin atağa kalkması gibi gelişmelerin tamamı İkinci Cumhuriyet sendromlarıdır. Sol, Kürt toplumunun uyanışının seküler karakterine sahip çıkmalı ve bu boyutu güçlendirmeye çalışmalıdır. Oldukça kapsamlı bir çerçeve çizen bu metni kaleme alanları kutluyor, tümüne katılıyorum. Yerim bittiği için burada kesiyorum ama gelecek haftalarda çok önemsediğim bu konuya yeniden değineceğim. [email protected] Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın [email protected] / twitter.com/cumdergi C M Y B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Beste Ertan Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle