Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Boğaziçi’nin muhalifleri Bilinen en eski bağımlılık: AŞK Uludere katliamı, Dink cinayeti, kadına yönelik şiddet... Türkiye’deki her sorun onları da ilgilendiriyor. Onun için de üniversite öğrencileri, üzerlerindeki baskıya ve cezalandırmalara rağmen seslerini yükseltiyor... Esra Açıkgöz / Sayfa 4 Telefondan çıkan korku Artan devlet korkusu ve adalet inancının sarsılması dolandırıcıların ekmeğine yağ sürüyor. KCK ve Ergenekon gibi davalarla uzaktan yakından ilgisi olamayacak insanlar, Emniyet’in tüm uyarılarına rağmen yargılanma korkusu nedeniyle bu tuzaklara kolayca düşebiliyor. Sayfa 2 Ayşe Yıldırım Sayfa 3 Dudu Karakaya Masal gibi bir yarış Sporcuların kariyerinde dönüm noktaları vardır. Kısa süre önce atlet Dudu Karakaya da böyle bir olay yaşadı. Yarışta ayağından çıkan ayakkabısı onun için bir masalın başlangıcı oldu. Çıplak ayakla yarışı kazandı. Nike da başarısına kayıtsız kalmadı ve Karakaya’nın sponsoru oldu. Sayfa 10 Soldan sağa: Gamze Karaca, Nazan Karaca ve Sevda Polat. Altta sağda Türkiye şampiyonu Gülşen Değener Darülaceze sakinleriyle bilardo oynuyor. Fotoğraf: VEDAT ARIK Bilardonun kadınlar matinesi Kadın bilardocular için “derby” sayılabilecek maçlar, karşı cinse karşı olanlar. Sevda Polat, Gamze Karaca ve Nazan Karaca da bunu onaylıyor. Elbette bilardo sevgileri bununla sınırlı değil. Onlar için yaşantılarında farklılık yarattıkları en önemli alan. Aynı zamanda sosyal bir paylaşım. Gülşen Değener’se bu oyunu kariyere dönüştürmüş. O artık dünya çapında bir üç bant bilardo oyuncusu. DENİZ ÜLKÜTEKİN ürkiye yarından itibaren bilardoda çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Üç Bant Bilardo Dünya Kupası bu yıl Antalya'da yapılacak. Bu şampiyona öncesi genelde erkek oyunu olarak bilinen bu spora kadınların açısından yaklaştık üç bant branşının dünya çapında sayılı isimlerinden ve Antalya’daki favorilerden Gülşen Değener’i Darülaceze ziyareti sırasında yakaladık. Bir de Bahçelievler’deki Bilardo Max’ta “Max Women’s Club” isimli bir kulüple karşılaştık. Sevda Polat ticaretle uğraşıyor, Gamze Karaca yönetici asistanı, Nazan Karaca ise muhasebeci; onları buluşturan ortak nokta ise erkeklerin dünyasında bilardo oynama konusundaki istekleri. Zaman içinde kadın olmaları dolayısıyla birçok ilginç olay gelmiş başlarına ama bunlar da onları yıldıramamış. Şimdiyse büyük bir ailenin parçası onlar. Geri kalanını bilardocu kadınlardan dinleyelim. Bilardoya nasıl başladınız? Sevda Polat: Tamamen arkadaş ortamında. Biraz da şanslıydım, çok iyi bilardocularla tanıştım. Dünya şampiyonları, milli takım oyuncularıyla birlikte bu işe başladım. Onlar çok teşvik edici oldu. 2003’te Bilardo Max açılınca buraya geldik. Zaten burada insanın bilardo oynamaması mümkün değil. Ardından Gamze’yle tanıştık. Birlikte üç bant İstanbul elemelerine katıldık. Sonra “pool”a (cepli bilardo) döndük. Türkiye Şampiyonası'na katıldık, lisans çıkardık; derken “niye bunu hobi olmaktan çıkartıp bir kulüp haline getirmiyoruz” dedik. Bilardo oynamaya gelen erkeklerin eşleri ve kız kardeşleriyle başladı, ardından hiç eline ıstaka almamış olanlarla büyüdü. Nazan Karaca: İlk defa eline alanlardan biri de benim. Dört sene oluyor. Gamze kuzenimin eşidir, onun tavsiyesiyle geldim. Önceden evliydim, zamanım yoktu. Eşimle birlikte bir şeyler yapmak istedim ama olmadı. Pek merakı yoktu. Eşimden ayrılınca buraya başladım. Hepiniz tek başınıza mı başladınız? Erkeklerin arasında tek kadın olmak gibi bir durum oldu mu? Gamze Karaca: Ben hep erkeklerle oynamak durumunda kaldım. S. Polat: Zaten biraz da o yüzden üç bantla başladık. Gamze’nin eşi de çok iyi bir üç bantçı. Ancak birbirimizi tanıyınca “pool” oynamaya başladık. Bir hafta sonra da Türkiye elemelerine katıldık. Bayağı ciddi organizasyon, hakemler filan var. Bir yandan oynarken bir yandan da kuralları öğreniyorduk. Hatta en son atmamız gereken dokuz numaralı topu sokmuşuz. Ancak şimdi çok farklı noktalardayız. Kulüp kurulduktan sonra nasıl genişledi? G. Karaca: Hemen bir web sitesi hazırladım. Etrafa da duyuru yaptık. İlgi oldu, 12 kişi olduk önce, şimdi 30’a yakın üyemiz var. Devamı 6. sayfada T İstanbul Arabesque Project / Ali Deniz Uslu / Sayfa 5 C M Y B C MY B