02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 KASIM 2012 / SAYI 1392 Hollywood’un gözü bile Balat’ta Balat, dizilerin, filmlerin hatta gelindamatların fotoğraf çekimlerinin bile gözde mekânlarından. Öyle ki Hollywood bile gözünü ona dikti. Ancak kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle tehlike altında semt. Biz de Balatlılarla setlerle geçen hayatlarını ve kentsel dönüşüme karşı mücadelelerini konuştuk. Taken 2’nin kimi sahneleri Balat’ta çekilmiş. Suskunlar ESRA AÇIKGÖZ Dizilerinize mekân bulunur üseyin Bardak, Balat’ta yaşıyor. İşyeri de Balat, öyle sabit bir mekân değil, sokakları, evleri dolanıyor. Mekân castlığı yapıyor çünkü. Balat’ta mekân castı olarak çalışmaya nasıl başladınız? Samanyolu’yla aramda bir gönül bağı olduğundan onlara yardım ediyor, dizilerine ev buluyordum. Sonra bu işi yapabileceğime karar verdim. İnsanların da talebi vardı. Ben çok bir şey yapmadım, insanlar sizi buluyorlar dürüst olunca. Haberler hariç her şeyi çektik burada; dizi, film, reklam. Sinema ve dizi dünyası niye Balat’ı tercih ediyor sizce? Burası İstanbul’un ayakta kalmış nadir tarihi yerlerinden. Kendi başına bir dünya. Başka bir atmosferi var. Hem Fatih Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi gibi bir masraf almıyor bildiğim kadarıyla. Mahalleli de çok yardımcı oluyor çalışanlara, hem onlara da bir geçim kaynağı oluyor. Kısacası sinemacılar için de biz Balatlılar için de her şey iyi. Bu fazla ilginin tek kötü yanı belediyenin burayı yıkmaya karar vermesine neden olması. Önceden burası bok kokardı, kimse yanından geçmek istemezdi. Şimdi yıkacaklar. İnsanlar Hollywood’dan film çekmeye geliyorlar. Siz burayı yıkmayı planlıyorsunuz. Nasıl iş bu? G H Ağır Roman Yeni Dünya. Fotoğraf: AYDAN ÇINAR Baştarafı 1. Sayfada Sadece gündüzleri değil, akşamları hatta gece yarılarında da Balat’ın sokaklarını terk etmiyor set ekipleri. Peki, onlar için bu sorun olmuyor mu? “Ses oluyor tabii. Bazıları camlara çıkıp setçilere bağırıyorlar; ses oluyor, yeter, gidin burada çekmeyin, bizi rahatsız etmeyin, diye. Ama kavga çıkmaz hiçbir zaman.” Bazen de “kafaları iyi” mahalle “delikanlı”ları kendilerini atıyorlarmış setin ortasına, “racon” gösterisi yapmak için. Naciye, Fatıma, Gül... Hepsi en az 30 yıldır Balat’ta yaşıyor. Mahallelerinden yavaş yavaş satılmaya başlanan evleri gösteriyorlar bana tek tek. “Buraları hep yabancılar aldı. Çok para veriyorlar, ev sahipleri de satıyor. 700 milyara aldılar şu evi mesela.” “Bayağı iyi para”, diyorum. “Ee, buralar değer kazandı” diyor gururla Fatıma. Kazanan her değer bir kayba yol açıyor mahallede, bir eski Balatlının kaybına. FenerBalatAyvansaray Mülk Sahipleri ve Kiracılarının Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği’nden Hasan Acar’ın ailesi üç kuşaktır Balat’ta. Ona göre, Balat’a yönelik ilgi sürpriz değil, “Buranın bir ruhu var çünkü, yaşanmışlık var. İstanbul’da üç dinin yaşadığı ve mahalle kültürünü koruyan sadece Balat ve Ayvansaray kaldı. O yüzden buraya geliyorlar. Sadece Türk filmciler değil, Amerikalılar, İngilizler de çok geliyor. Reklamcılar da geliyor. Geçenlerde Hintli bir reklam firması çekim yaptı.” Peki, bu ilgi ne zaman mı başlamış? Yanıt Acar’dan: “Benim ilk hatırladığım Gülben Ergen ve Mehmet Ali Erbil’in oynadığı bir diziydi, 1993’te. Sonra Yeditepe İstanbul’la çok tanındı. Meral Okay hanımefendiyle tanıştık. Dizilerin Balat’ta en az bir 15 senelik geçmişi var, ama son beş senedir aşırı bir talep var. Acı Hayat, Bir Çocuk Sevdim, Eşkıya, Cennet Mahallesi... Şimdi de, Kötü Yol, Uçurum, Ağır Roman Yeni Dünya, Şafak Sezer G.D.O filmi çekilirken Balat’ın esnafını da işin içine katmış. Suskunlar, Adını Feriha Koydum Emir’in Yolu ve Samanyolu kanalının dizileri çekiliyor. Son üç aydır gelin ve damatlar da fotoğraf çekimine geliyor. Bazen ressamlar da çizim yapmaya geliyor.” Mahallede geçen dizileri takip etmeye çalışıyor Acar, ertesi haftaki bölümü herkesten önce sette canlı izlemeyi seviyor. Sinemada, dizilerde kullanılan hileleri öğrenmeyi de. “Yaptıkları işin ne kadar zor olduğunu çok iyi anladık” diyor Acar, “Kolay gibi duruyor ama 15 saniyelik bir görüntünün çekimi bile neredeyse bir saat sürüyor. O yüzden biz de elimizden geldiği kadarıyla bir şey istediklerinde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bölge halkı sinemacılara yaprak sarması, kahve, tatlı, her şeyi yapıp götürüyor. Misafirliğe gider gibi. Oyuncuların hal ve tavırlarını yakından izlemek, onlarla sohbet edebilmek güzel. Onların yüksekte olmadığını görüyoruz. Onlar da mahallelileri olumlu karşılıyor. Şafak Sezer ev alacağını söyledi mesela.” Balat’ın ünü tamam, sırada Balatlıların tanınması var. Bu yüzden gelen dizi ekiplerine figürana ihtiyaç duyarlarsa mahalleliyi oynatmalarını tembihliyor Acar. Oyuncu ajanslarıyla da bağlantıya geçmeyi düşünüyorlar. G.D.O filmi çekilirken Şafak Sezer’den catering yerine çaycıların, lokantaların, bakkalların kullanılmasını rica etmiş Acar. Öyle de yapmış Sezer. Balat’ın tanıtımı da yapıyor bu diziler. Öyle ki, bazen insanlar gelip dizilerin çekildiği mekânları geziyor tek tek. Ancak yakında Balat’ta gezecek yer kalmayacak. Neden mi? “Yıkılmak isteniyor semtimiz. Mahkemeyi kazandık, ama Bakanlar Kurulu’ndan acele kamulaştırılma kararı çıktı. Bu evler bizim tapulu mallarımız. Burada ne kadar hareketli bir yaşantı olduğunu, söyledikleri gibi ‘çöküntü bölgesi’ olmadığını görüyorsunuz. Oyunculardan, ressamlardan, sanatçılardan destek bekliyoruz. Çünkü yıkım olursa onların da ‘mekân’ı yok olacak.” G Teklif geldi, kabul etmedim E Hasan (solda) ve Cengiz Acar (sağda). Fotoğraf: VEDAT ARIK ski Rum asilzadelerinin oturduğu dört katlı bir ev. Kırmızı Marsilya tuğlalı. Tavanı alabildiğine yüksek, ahşap işlemeciliği sade ama zarif. Balat’ta 2030 tane kalmış bu evlerden. Cengiz Acar, bu evde 78 yaşındaki annebabası ve eşiyle oturuyor. Daha önce birkaç diziye ev sahipliği yapmış, şimdi de iki katı Ağır Roman Yeni Dünya’da kullanılıyor. İki sene önce Hüseyin Bardak evi dizilere kiralamayı istediğinde onu “kırmayıp” kabul etmeleriyle başlamış bu süreç. Estağfurullah Yokuşu, Samanyolu kanalının birkaç dizisi, İffet... “Çok çekildi, hepsini hatırlayamıyorum” derken gururu sesinden okunuyor. Evin kiralanan iki katındaki eşyaları depoya kaldırıp kendi dünyalarını kurmuş set çalışanları. O, en üst katta yaşıyor, olur da çekimler geç saatlere kadar sürerse annebabası da üst kata çıkıyor uyumaya. Niye mi evlerini kiraya vermişler? “Ek bir gelir oldu. Parası iyi. Eğlenceli de oluyor. Birçok sanatçıyı yakından görüyoruz. Haklarında yorum yapıyoruz, şımarık değilmiş, göründüğünden daha güzelmiş ya da o kadar güzel değil, diye. Merak ettiğim oyuncularla da tanışıyorum. Mesela İbrahim Çelikkol’la tanıştım, konuştum. Kibar, içten biri.” Çekim olduğunda ana baba gününe dönüyor ev, set çalışanları bir yanda, meraklı komşular bir yanda. Çekimleri evlerinde geçen dizileri takip etmek de başka bir keyif veriyor. Peki ya onların keşfedilme şansı? Aslında bir kere teklif gelmiş Acar’a, Hande Ataizi’nin oynadığı Estağfurullah Yokuşu’ndan. Ama onun “şöhret”te gözü yok. G İffet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle