02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tiyatroyla pasımı atıyorum Oyunculuk adına daha yapacak çok şey olduğuna inanıyor Erkan Can. “Çünkü yenilenmek lazım” diyor. Bunun da ancak tiyatroyla olduğunu düşünüyor. O nedenle tiyatroya verdiği on yıllık arayı kapatmaya çalışıyor. Bu sezon oynadığı iki oyun da komedi. Komedinin daha eğlenceli olduğunu, insanları daha çok çektiğini ve derdini daha iyi anlatabildiğini söylüyor. Ama klasikler için de gün sayıyor. Sayfa 4 En yakınınız Alzheimer olursa Çolpan İlhan sessizliğini “Son Baharı Beklerken”le bozdu. Başrolünü Ahmet Uz’la paylaştığı oyunda Alzheimer olan İrlandalı yazar Iris Murdoch’ın hikâyesini anlatıyor. Deniz Ülkütekin Sayfa 4 Aydoğan Özcan: Teletıp’ın mucidi Türk bilimci Cep telefonları artık taşınabilir laboratuvarlara dönüşüyor. Bu dönüşümü gerçekleştiren de bir Türk bilim insanı. Dünyanın tanıdığı Prof. Dr Aydoğan Özcan’ın geliştirdiği cihaz sayesinde cep telefonları sıtmadan, HIV’e, tüberkülozdan anemiye kadar pek çok hastalığın teşhisini koyabilecek. Ali Deniz Uslu / Sayfa 2 Ağır Roman Yeni Dünya. Fotoğraf: AYDAN ÇINAR Kamera, motor ve sahne Balat’ta Uçurum, Kötü Yol, İffet, Bir Çocuk Sevdim... Şimdi de, Ağır Roman Yeni Dünya, Suskunlar, Emir'in Yolu. Sonra sinema filmleri, hatta Hollywood yapımları. Birkaç yıldır herkesin gözü Balat'ta. Mahalleliler çoktan dizilerin, filmlerin bir parçası olmuş bile. Kapılarının önüne yerleşmiş setlerdeki oyuncularla muhabbetler kurulmuş. İşte size Balat'ın olağan bir günü... ESRA AÇIKGÖZ na caddeden sağa kıvrılıp sokakların arasına atıyoruz kendimizi. Hedefimiz, Balat’ı mesken tutmuş setleri gezip Balatlılarla dizilerin gerçeğe karıştığı yaşamları hakkında konuşmak. Acaba hangi yöne gitmeli? Bir büfeye girip soruyoruz: “Buralarda dizi çekiliyormuş, acaba yakınlarda bir set var mı?” Bıkkınlık ve gururla karışık bir sesle yanıt veriyor sahibi: “Var da hangisini arıyorsunuz onu söyleyin asıl siz, buralarda hep dizi çekilir, şimdi de bir dolu çekiliyor. Mesela şu ilerdeki meydanda Ağır Roman Yeni Dünya dizisinin çekimleri vardır.” Haklı. Balat’ın her yanı dizi seti. Uçurum, Suskunlar, Kötü Yol, Adını Feriha Koydum Emir’in Yolu dönem dönem gelip geçiyor Balat sokaklarından, Ağır Roman Yeni Dünya ise A daimi misafiri. Reklamlar, klipler, hatta Türkiye sinemasını bırakın Hollywood sineması bile gözünü Balat’a dikmiş. Mesela şu an gösterimde olan, Luc Besson’ın senaristliğini yaptığı, Olivier Megaton’ın yönettiği Taken 2’nin ve James Bond Skyfall’un kimi sahneleri de Balat’ta çekilmiş. Birkaç aydır düğün fotoğrafını çektirmeye bile Balat’a gelir olmuş insanlar. Turistler deseniz her yerde. Anlayacağınız Balat, İstanbul’daki “masal dünyası”nın son halkası. Ancak yıkılmak isteniyor. Balatlıların açtığı dava sonucunda, mahkemenin “Kamu yararı yoktur” diyerek iptal ettiği FenerBalat Kentsel Dönüşüm Projesi, Bakanlar Kurulu’ndan çıkan “acele kamulaştırma” kararıyla hayata geçirilecek. Mahalleli dertli; sinema ve dizi dünyasının Balat’a ilgisini, dizileri önden izlemenin keyfini anlatırken lafı dönüp dolanıp yıkıma getiriyor. Yine sokaklara dalıp sözü onlara bırakalım öyleyse... Motor dendiğinde hepsi susuyor, pür dikkat kesiliyor, biraz sonra geçen hafta izledikleri bölümün devamını görebilecekler: “Kara Leyla, hoca Eylül’e bu sefer bir atar yapacak mı? Yazık o da iyi kız aslında.” “Ay yangın çıkardılar göz göre göre. Gitti güzelim kahve. Gerçi onlar onarmıştı zaten orayı da, yazıktır.” İzleyenler zaten anlamıştır, geri kalanlar için açıklayalım, Ağır Roman Yeni Dünya’dan bahsediyorlar. “Kolera Meydanı” Balatlıların en iyi seyir alanı. Kadın, çocuk toplanıp merdivenlerin başındaki yerlerini alıyor, sonra da daha ekrana düşmeden izliyorlar dizilerini. Mahalle kültürünü hâlâ kaybetmemiş Balat. Ellerinde hiç ara vermeden işledikleri örgüleriyle, kadınlar kapı önlerinde komşularıyla derin sohbetlere dalmışlar. “Filmciler aşağıyı kiralamışlar, devamlı orada film çekiyorlar”, diyor içlerinden biri, adı Gül, “Bazen izlemeye gidiyoruz, ama biz alıştık artık, devamlı bir şeyler çekiliyor. Bir gün bir sokaktalar, öteki gün başkasında. Takip etmek zor. Bizim kapının önünde çekilirse camdan izliyorum ama. Oyunculara filan bakıyorum. Mesela pazar günü bizim kapının önünde çekim için börek yaptılar, dolma sardılar, patlıcan közlediler.” Sonra yanındakine dönüyor; “Naciye abla, sen kaçırdın kız, yaptıkları her şeyi karşıdaki komşuya verdiler.” “Tüh” diyor Naciye Abla, “Geçen çekimde kapının önünü süpürürken, teyze çekim yapacağız, içeri gir, dediler. Girdim, ama süpürgem kaldı. Dışarı çıkıp alayım, dedim, boşver kalsın, sen gir, yeter, dediler. Televziyonda iki bölümdür süpürgemi görüyorum.” “Sen de kalsaydın, keşfedilirdin belki” diyorum. Kıkır kıkır gülüyorlar hep bir ağızdan. Kimi zaman mahallenin genç kadınlarının en güzel kıyafetlerini giyip setlerin yolunu tuttuğu oluyor çünkü, anlatılanlardan biliyorum. “Ama bizden geçti” diyor Naciye abla. Devamı 3. sayfada C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle