Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 ngiliz kadın tanker brokerlarının 1974 yılında kurduğu Uluslararası Kadınlar Denizcilik ve Ticaret Derneği, iki yıldır Türkiye’de de faaliyette. Denizcilik sektöründe çalışan kadınların deneyimlerini paylaşan, karşılaştıkları sorunlara çözüm bulan Wista, Türkiye örgütlenmesini hızlandırmış durumda. Sanmayın ki denizcilik erkek hâkimiyetinde. Kadınların da sayısı her geçen gün artıyor. Hatta Türkiye’de deniz sektöründe çalışan kadınların oranı dünya ortalamasının çok üstünde. 22 MAYIS 2011 / SAYI 1313 ATAOL BEHRAMOĞLU Hawking’in yeni bombası ngiliz evrenbilimci Stephen Hawking birbiri arkasına bombalarını patlatmayı sürdürüyor. Geçen yıl yayımlanan “Büyük Tasarım” adlı kitabında, evrenin yaradılışını açıklamak için bir Tanrıya gerek olmadığının bilimsel kanıtlarını ileri sürmüştü. Şimdi bu savının doğal bir uzantısı olarak, cennetin bir peri masalından başka bir şey olmadığını, bu masalı ölümden korkan insanların uydurduğunu söylüyor. Hawking’e göre insan beyni, onu oluşturan öğeler iflas edinceye kadar çalışmayı sürdüren bir bilgisayardan farksızdır. Bozulmuş bilgisayarlar içinse, ölümden sonraki yaşam ya da cennet (biz buna cehennemi de ekleyelim) diye bir şey yoktur… Bilim insanı burada noktayı koyuyor. Gerisi onun sorunu değil. O, matematiksel olarak kanıtlanabilecek bilimsel verilerin peşindedir. Gerisi masaldır. Beğenir ya da beğenmezsiniz. Fakat bilimin söylediği bu. Bunları söyleyen bilim insanı da herhangi biri değil. Stephen Hawking, bilindiği gibi, 1988’de yayımlanan “Zamanın Kısa Tarihi” adıyla kitabıyla ve onu izleyen yapıtlarıyla dünya ölçüsünde ün kazanan, fizik kuramı alanında Einstein’dan bu yana dünyaya gelmiş en parlak bilimci sayılıyor… Hawking’in ününü sağlayan etkenlerin başında, buluşlarının bilimsel önemi kadar, onları popüler dile çevirmeyi başarması da geliyor. Bu özelliğiyle ona, felsefeci ve sanatçı da denebilir. Buluşlarının bir anda milyonlarca insanın ilgisine ulaşması bundan. (“Zamanın Kısa Tarihi” dokuz milyon satmış.) Bence bu rakam bile, bu kitabın ve ötekilerin (“Ceviz Kabuğundaki Evren” vb.) hak ettiği ilginin altındadır. Hawking’in buluşları, mantıksal, matematiksel bulgular olmanın ötesinde, hem tek insanın hem bütün bir insanlığın yazgısıyla ilgili sonuçlar içeriyor… Bu nedenle de, ayrıca ve özellikle düşündürücü… Bu arada, 69’uncu yaşını sürmekte olan(yaşıtım!) ünlü fizikçinin, son zamanlarda ölüm olgusu ve sonrasıyla ilgisi dikkatlerden kaçmıyor… Cennetin bir peri masalı olup olmadığı beni çok fazla ilgilendirmiyor. Bu kavramı (karşıtı cehennemle birlikte) oldukça yüzeysel imgelemlerin ürünü olarak görüyorum… Dünyada yaşanan ve yaşanabilecek cennet ve cehennemlerin yanında, kutsal kitaplarda betimlenenler oldukça yavan kalmaktadır… Beni bu son Hawking bombasında bundan daha çok ilgilendiren, “insan beyni”ni bilgisayara benzetilmesi oldu. Acaba gerçekten öyle mi? Olağanüstü zekâ sahibi olduğu kuşkusuz büyük bir bilimciyle tartışmaya kalkışmanın anlamı yok. Yine de beynin bilgisayardan çok daha başka bir şey olduğundan kuşku duymadığımı söylemek zorundayım… Çok daha başka, çok daha karmaşık… Çünkü insan, bilgisayardan farklı olarak, sadece matematiksel kurgular yapmaya değil, hissetmeye de yeteneklidir… Hatta onu insan yapan, belki de daha çok bu hissetme yeteneği olmalı… Yaşamdan sonrasına gelince, Hawking’in bu konuda haklı olduğu kuşkusuz… Fakat o belki bir şeyi eksik söylüyor. Cennet de cehennem de vardır ve bunlar yaşam sonrasında değil yaşayan beynimizin içindedir… Düşünmenin ve hissetmenin derinliklerine dalan insan, orada sonsuzluğa ilişkin izlerle karşılaşacak ve bir an için bile olsa ölümün sıradan gerçekliğinin üzerine yükselebilecektir… Düşüncede ve hissetmede sığ olan insan ise, günlerini ve yıllarını yüzeyselliğin cehenneminde sürdürmekte iken kendini peri masallarıyla kandırıp avutmaya çalışacaktır… Vicdan sahibi herkese çağrı: Başbakan “Roman açılımı” sırasında konuşma yapmaktayken “parasız eğitim” talebi içeren pankart açtıkları için gözaltına alınıp 14 aydır tutuklu olarak yargılanmakta olan gençleri adaletsizliğe karşı savunalım. Bunun için 24 Mayıs Salı günü , Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi önünde olalım. Tüm denizler kadınların bu oran dünya ortalamasının çok üzerinde. Özellikle broker ve şirket ngiliz kadın tanker brokerlarının 1974 yılında kurduğu “Wista uzmanlarının tecrübeli kadın çalışanlarının bu işi yıllardır başarıyla Women’s International Shipping&Trading Association/Uluslararası yürüttüğünü anlatıyor: “Bundan yirmi yıl önce Fransa’ya gittiğimde Kadınlar Denizcilik ve Ticaret Derneği” günümüzde 25’ten fazla bir kadın broker tanıdım, tekti. O zaman burada en az 20 kadın ülkede örgütlenerek büyümesini sürdüren bir kuruluş. Şu an 1200 arkadaşım vardı bu işi yapan. Denizcilik uçsuz bucaksız bir sektör, üyesi var. Wista, denizcilik sektöründe çalışan kadınların geniş kolları var. Bizde gemi inşa ve deniz hukukunda kadınlar deneyimlerini arttırmayı, karşılaştıkları sorunları değerlendirerek öncelikli. Yakıtçılar ve tanker brokerları sonra geliyor.” Seden çözümüne yardımcı olmayı ve dayanışmayı arttırıcı görüşler Öztorun Çarklar da Wista Türkiye’nin başkan yardımcısı. 16 yıldır bu yaratmayı amaçlıyor. Son iki yılda Türkiye’deki sektörün içinde ama aslında veteriner. Denizcilik onun için aileden 42 kadın denizci de derneğe üye olmuş. gelen bir meslek de değil. Kendi tanışmış bu işle, sonra hızla “Wista Türkiye Türk Denizci Kadınlar yükselmiş. Denize karşı sevdalı, şüphesiz. Deniz üstünde olmasa da Derneği” adı altında kurulan dernek de, denizi görmeden edemeyenlerden. Anlatıyor; “Deniz ciddi bir sevda. denizcilik sektörünün değişik yelpazesinden Bu sektöre bir şekilde giren bir daha çıkamıyor. Sürekli deniz gelen kadınların yaratıcı fikirlerini ve sektördeki üstünde değiliz ama tüm dünya ayaklarımızın altında. Hem dünyanın fırsatları paylaştıkları bir arena olarak her yanına gidip pek çok farklı insanla tanışma fırsatı buluyorsunuz.” görülüyor. Geçtiğimiz hafta Wista’nın Türkiye ayağı, tüm dünyadan meslektaşlarını AL DEN Z stanbul’da ağırladı. Biz de dünyanın farklı Ç TARAFI DEN ZLERLE ÇEVR L AMA yerlerinden gelen kadın denizcilerle denizciliği DAHA Ş N ÇOK BAŞINDA USLU konuştuk. Wista’nın Yunanlı Dünya Direktörü Peki ya sektördeki son durum ne? Wista Kurucu Üyesi Halime Vera Chalkidis, 30 yılı aşkın süredir denizde Can Yorulmaz, Wista Türkiye’ye üye olan kadınların 500 milyon çalışıyor ve bir gemi kiralama şirketinin sahibi. Söze, Türk denizcilik dolarlık bir iş hacmini yönettiğini söylüyor, “Üç tarafı denizlerle çevrili sektörünün hızla geliştiğini vurgulayarak başlıyor. Hem amatör hem bir ülke için tüm istatistikler çok düşük. Daha çok başındayız ve de profesyonel yükselişi, son yıllarda ivme kazanmış. Wista Türkiye denizci bir toplum olduğumuzu söyleyemeyiz. Belki balıkçıyız ama Başkanı Nuvara Uslu Erdönmez ise “Wista Türkiye’ye üye olan denizci değiliz. Limanları iyi kullanamıyoruz ki zaten bu kıyı şeridine kadınlar 500 milyon dolarlık bir iş hacmine sahip. Kadınların her oranla çok az limanımız var. Bizden çok daha az kıyısı olan ülkeler sektörde olduğu gibi denizcilik sektörüne de katkıları yadsınamaz” daha geniş hacimlerde bunu kullanabiliyorlar. Bir lokmacık diyor, “denizcilik sektöründe, kadınların sayısı her geçen artıyor. Danimarka bile neler neler yapıyor, siz düşünün. Atıl kapasite çok. Kadınlar işlerine bağlı ve cesur. En önemli sorun ise erkek Yük potansiyeli olarak da düşük durumdayız.” Ayça Yıtık da sekiz denizcilere oranla kadınlara düşük yıldır tanker brokerlığı yapıyor. Çok ücret verilmesi. On yıl sonra bu basit tanımıyla sıvı yük tankerleri için anlamda da her şey çok daha güzel yük buluyor ve koordine ediyor. Yıtık, olacak.” Türkiye’deki deniz ticareti “Sıvı yükler tehlikeli olduğu için bizim n riskli denizler Batı Afrika ve Arap ülkelerinde. Batma tahminlerin üzerinde büyüyor. Ama işin can sıkıcı kuralları var. Bu iş ve gemiyi kaybetme riski ikincil riskler. En büyük komşu Yunanistan’ın tek başına dünya zaman olarak da çok talepkâr, 724 tehlikeyse, 21. yüzyılda olmamıza rağmen korsanlar. deniz ticaretinden aldığı yüzde 17.4’lük açık bir cep telefonunuz olmalı ve onu Böyle tecrübeleri çok yaşamışlar, kaptanın arayıp paya oranla Türkiye hâlâ çok gerilerde. her çaldığında en geç bir dakika “korsanlar saldırdı” demesi şaşılacak bir şey değil onlar Yani coğrafya klişesi “üç tarafı içinde açmanız gerekir. Bir geminin için. Elbette böyle bir durumda krizi buradan yürütmek denizlerle çevrili” bu ülke denizlerinden bir dakika bile durması büyük paralar marifet. O yüzden bu tarz kriz durumları için sloganları şu; bihaber. Denizden istihdamın demek. lk kural bu; ‘Gemilerin “Kötü bir olay, iyi bir ülkede olsun.” Zaten artık fırtınalar arttırılması yerine de saçma kanal durmaması en hayırlısı’.” O da gemileri durduramıyor, anlık hava raporları güvenli seyrin projeleriyle toprak hafriyatı üzerinden zincirleme tesadüflerle bu işe vazgeçilmezi. Halime Can Yorulmaz son söz olarak milyar dolarlık projeler üretiyor. bulaşmış, doktor bir aileden geliyor, gemide yalnızca gemiden değil, ilk olarak orada Bunların denizcilik sektörüne çok işletme mezunu. Ailedeki ilk ve tek çalışanlardan sorumlu olduklarını hatırlatıyor: “Oradaki faydalı olacağı söylense de durum denizci. şini herkese tavsiye ediyor. hayatı buradan yönetiyoruz. Genç ve yetenekli ortada. Wista Türkiye kuruluşunda pek şin handikapları yok mu? Var. Kadın arkadaşlarımız aramıza katılıyor. Kaptanlar ve gemiciler çok sıkıntıyla karşılaşılmış. Zaten o olmak zor mu, kolay mı? Onlar için zamanla kadınlara alışıyor. Zaten sorunları çözüp işinizi iyi yüzden önce dernekleşmiş, sonra da değil. Sayıca epey kalabalıklar, yaptığınızda hiç sorun yaşamıyorsunuz. O anlamda avukat üyelerinin büyük emekleriyle önyargılara inat. Yurtdışında kadınlar cinsiyetsiz bir durum belki de bu.” stanbul buluşmasında bugünkü halini almış. Kurucu konusundaki ayrımcılığın daha fazla ayrıca “Süper kadın denizci” olarak anılan Hollandalı üyelerinden Halime Can Yorulmaz, olduğu hepsinin ortak görüşü. şin Karin Orsel, Wista Türkiye’nin misafiriydi. “Dünya Kadın bilinenin ve sanılanın aksine incelikleri de hepsi için ortak; Girişimci” ödülünün sahibi, konuşmayı pek sevmeyen Türkiye’deki deniz sektöründe ciddi bir “Denizde ani kararlar verebilmek ve Orsel için tek gerçek var; “Tüm denizler kadınların.”G kadın ağırlığı olduğunu söylüyor. Hatta inisiyatif sahibi olmak önemli.” G ataolb@cumhuriyet.com.tr Ü Korsanlar hâlâ büyük risk E C MY B C MY B