01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 ARALIK 2011 / SAYI 1342 Hadise: Umarım benim yarışmacım kazanır... Hadise artık müzik konusunda fikrine başvurulan bir jüri üyesi. Masanın diğer tarafında olduğu günlerse çok uzak değil. Belçika'dan Türkiye’ye bir yandan masanın diğer tarafına uzanan yolculuğunda şimdi yeni bir idol arıyor. Bu yüzden de ısrarla eskiden olduğu gibi üç dört ayda bir klip çekmeyi Acun Ilıcalı’yla çalışmak nasıl? sürdürüyorum. Olası yeni projeler üzerine konuştunuz Sizi Avrupa’daki çalışmalarınızla m u? tanıdık fakat uzun süredir buradasınız. Yurtdışındaki kariyeriniz sona mı erdi? Şimdilik böyle bir şey yok ama Acun’la çalışmak çok güzel. Bizleri Hadise her yerde. Şu an işim çekimler sırasında bir an olsun yalnız gereği, yarışma jüriliği ve albümden DENİZ bırakmıyor ve çok iyi yönlendiriyor. dolayı Türkiye’deyim. Ancak ailem Albüm nasıl gidiyor? Belçika’da yaşıyor. Onları özledikçe ÜLKÜTEKİN “Aşk Kaç Beden Giyer” nisanda gidiyorum. İleride mutlaka yurtdışına çıktı ve şarkılarım çok beğenildi, çok yönelik projelerim de olacak. Sinan Akçıl’la ayrılmak sizi müzikal olarak konuşuldu. Bütün şarkılarımı çok seviyorum. etkiledi mi? Hepsi içime sinen parçalar ve hepsini kliplendirmek istiyorum. Zaten çevremdeki Hayır. Kesinlikle etkilemedi. Zaten biriyle insanlar da bu albümü bir iki kliple sürekli çalışamazsınız ya da ben çalışamam. geçiştirmemem gerektiğini söylüyor. Sürekli kendinizi yenilemeniz gerekir. Müzikte de Popüler müzik dinleyicisinin son dönemlerde bu böyle. Ben hemen her albümde çalıştığım klipleri çabuk tüketmeye başladığını düşünüyor isimleri değiştiriyorum. Müzikteki yenilikleri musunuz? yakalamak da bu şekilde mümkün. Ailenizle birlikte çalışmanın dezavantajları yok Evet eskiden bir klibin yayınlanması için m u? saatlerce televizyon başında beklediğimi hatırlarım. Hatta çok sevdiklerimi videoya Var ama bunları çok sık konuşarak aşıyoruz. bile kaydederdim. Şimdi bizlerden Menajerliğimi ablam, stilistliğimi de neredeyse her ay klip çekmemizi kardeşim yapıyor. Ben belki öne çıkan bekliyorlar. Oysa klip benim için kişiyim ama Hadise aslında bir bir platformun üzerinde şarkı ekip çalışmasının ürünü. Onlar söylemekten ibaret değil. Bir için en büyük dileğim benim hikâye sayemde hayallerindeki anlatıyorum. yerlere gelmeleri. Baştarafı 1. sayfada Özel hayatım bana kalsın Birçok kişinin sizinle polemiğe girmek istemesinin sebebi nedir? Bilmiyorum. Tanımadığım birisi bana bir laf söylüyor ve manşet oluyor. Ben de çok şaşırıyorum Türkiye’de manşet olmak çok kolay ama ben bu şekilde manşet olmak istemiyorum. Zaten hiçbir polemiğe de girmiyorum. Ben işimle sanatımla gündemde olmak ve yaptığım işler konuşulsun istiyorum. Çok kişiyle isminiz anılıyor. Hayatınızda biri var mı? Özel hayatımla ilgili konuşmayı sevmiyorum. Bu benim özelim, özelimde kalsın. TANEM SİVAR Oyunculuk neden olmasın? Oyunculuk düşünüyor musunuz? Evet, önceden pek çok teklif gelmişti ama teklifler benim aklıma yatmamıştı. Sonrasında pek de teklif almadım ama herhalde yapımcılar da “Hadise’ye iyi bir teklif götürmek lazım” diye düşünüyor. İlerleyen zamanlarda güzel bir sinema projesi olursa oyunculuk yapmak istiyorum. Çünkü sinema müzik gibi değil. Bir kere yapıyorsunuz ve o orada kalıyor. Sahnede en çok neye güvenirsiniz? Sesinize mi performansınıza mı? Sesime de dansıma da çok güveniyorum. Yalnız ne yazık ki Türkiye'de istediğim şovu sergileyebileceğim sahne çok az ve çoğu zaman istediklerimi yapamıyorum. Keşke büyük şehirlerin hepsinde geniş konser alanları olsa, insanlar oraya gelse bizde yapmak istediklerimizi yapabilsek. Tek bir gösteriye bağlı kalmak istemiyorum. Sahneye koyacağım dansçı sayısının bir sınırı olmamalı. Bu tip kısıtlamalar olmasa çok büyük şovlar gerçekleştirmek istiyorum. Eurovision’a halkın seveceği biri gitmeli Eurovision için adayınız kim? Ben belirli bir isim söyleyemem. Çünkü TRT kararı veren kurum. Ancak Türk halkı kimi istiyorsa, kimi seviyorsa o gitsin, diyebilirim. Çünkü bir şarkı bizim ülkemizde sevilmezse yarışmada da sevilmiyor, patlamıyor. Önce burada internette patlaması lazım. Mesela biz Düm Tek Tek parçasını internete koyduğumuzda iki günde 3 milyon kişi izlemişti. Tanem Sivar makyaj: Esra Bakar / Saç: Mehmet Akbağ C M Y B C MY B anem Sivar’ı ilk olarak Acun Ilıcalı’nın programlarında tanıdık. Kulis röportajları yapıyordu. Ancak o, altı yıl boyunca programcılığın her alanında çalışmış, kendini yetiştirmiş. Zaten tek istediği iyi bir televizyoncu olabilmek. Bu anlamda farklı yerlere çekilmek istendiğini fark ettiği anda da durmuş. “Bu bir riskti ama yine de geri çekildim. Bu süreçte bana gelen tekliflerin popülerliğime mi yoksa televizyoncu yönüme mi olduğunu sorguladım. Çünkü hedeflerimin hiçbiri kısa vadeli değil. Ben uzun vadede başarıyı hedefliyorum” diyor. Şimdilerde TNT’de yayımlanan bir çocuk programıyla ekranlarda, “Çocuk Deyip Geçme”. O yüzden biz de söze bu çocuk programıyla başlıyoruz. İşte anlattıkları... Çocuk Deyip Geçme ile ekrana döndünüz. Bu projeyi sizin için farklı kılan neydi? Yıllar önce yayımlanan Çocuktan Al Haberi programına benziyor. Minik minik çocuklar sorduğumuz sorulara kendilerince yanıt veriyor. Üç yarışmacı da çocuk gibi düşünüp acaba onlar buna ne yanıt vermişlerdir tahmininde bulunuyor. Tabii inanılmaz yanıtlar çıkıyor ortaya. Bambaşka bir düşünme biçimi, zekâ, saflığın verdiği olayları farklı görebilme yeteneği, yaratıcılık... Çocuklarla çalışmak kolay mı, zor mu? Her seferinde beni şaşırtıyorlar. Beynin kirlenmemiş ve gereksiz bilgiyle dolmamış olmasını çok net görebiliyorsunuz. Ama tabii birlikte çalışmak keyifli olsa da zor. Bazen bir sorudan bir cümle alabilmek için Röportaj: saatler geçiriyorsun. ZUHAL Çocuk programı, yaptığınız işlerden f a r klı. Muhtemelen daha farklı işlerde de AYTOLUN göreceğiz sizi. Ancak biraz geriye gitmek istiyorum. Televizyonla nasıl kesişti yollarınız? Fotoğraf: Gazeteci olmak istiyordum. Hatta MEHMET Türkiye’deki ilk televizyon gazeteciliği TURGUT bölümüne girdim Bilgi Üniversitesi’nde. Fakat hayal ettiklerimi orada göremedim. Amerika’ya giderek radyo, televizyon ve gazetenin bir arada olduğu medya iletişim bölümüne girdim. Yan dalda radyo, televizyon ve sinema, ikinci yan branşta ise senaryo okudum. İstediğim, hepsini harmanlamaktı. Okurken çok yerde staj yaptım ama o dönem kamera önünü hiç düşünmemiştim. Sonra tesadüfler beni Acun’la tanıştırdı. Altı yıl boyunca her alanında çalıştım televizyonun. Bir dönem magazinde oldukça yer aldınız, sonrası bir sessizlik. Nedeni neydi? Bir şekilde magazinin içine çekildim, doğru. Ancak istediğimin bu olmadığını o dönem çekilerek gösterdim. Gelmeyen teklif kalmamıştı. Fakat geri çekilmeseydim kendimi bitirecektim. Çünkü ne yazık ki magazinle medya el ele gidiyor. Magazin öyle acayip bir alan ki seni bir yerlere getirdiği gibi çok kolay da bitirebilir. Ben o sistemin içine girmek istemedim. Bunu nasıl fark ettiniz peki? Magazine çekildiğim saniye anladım. Bir anda gelen 3 teklif 33 teklife çıkıyor. Bense teklifler popülariteye geliyorsa orada olamayacağımı biliyordum. Bütün olay buysa, neden bu kadar okudum, burs kazandım, staj yaptım. Gelen tekliflerin sunucu olarak beğenildiğim için olması tercihim. Belki de gelmeyecekti. Risk almaktan korkmadım. Çünkü ne istediğimi biliyordum. Televizyonda ne tür işleri görmek istiyorsunuz, nedir gördüğünüz eksik? Okan Bayülgen’i hayranlıkla izliyorum. Haftanın beş günü farklı bir konu hakkında aynı donanımla konuşabiliyorsa, reyting kaygısı yüzünden işlenmeyen konuları programında yapıyorsa bu çok değerli bana göre. Televizyonda eksik olan bu. Altyapısı dolu insanların yaptığı işler bir elin parmaklarını geçmiyor. Ben de altyapımı doldurmaya çalışıyorum. Şu anda hiçbir iddiam yok, kendime yatırım yapıyorum. İddiam ilerisi için. Televizyonun farklı alanlarında bir iş yapmayı düşünüyor musunuz? Oyunculuk, senaryo yazımı... Dizi teklif geliyor ama hepsi drama. Bense bir sitcom’da oynamayı çok isterim. Baktım sitcom teklifi gelmiyor, o zaman oturayım kendim yazayım diye düşündüm. Dopdolu bir arkadaş çevrem var, benden komik hikâyeler çıkacaktır. Korunaklı mıdır çevreniz? Duvarlarım yoktur. Ama galiba arkadaşlarımla yaşadığım kendi küçük dünyamı yarattım. O yüzden bazı şeylerin farkında değilim. Onların beğeneceği işler yapınca mutlu oluyorum. Bence insanlar bunu kaçırıyor. Kendilerini beğendirmek için uğraştıkları kitlenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Hayatta tek derdim mutlu olmak. Risk almaktan korkmuyorum T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle