Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 8 MART 2009 / SAYI 1198 Kriz akşamcıyı küçük şişeye yöneltti... FURKAN BORAN B urgaz, ismini piyasaya sürdüğü 10 cl’lik şişlelerdeki “İstanblue” votkayla duyurmuştu. Markanın İletişim ve Pazarlama Koordinatörü Halime Çelik, bu votkanın aynı zamanda dünyanın en iyi votkası olduğunu söylüyor. Ardından “Bunu ben söylemiyorum, analiz sonuçları söylüyor” diyor, “votka, sadece su ve alkolden oluşuyor. İçeriğinde aroma vb. unsurları barındırmadığı için kalitesi test edilebilen tek içki özelliğine sahip, biz İstanblue’yu Rusya’da analiz ettirdik. Şu anda dünyada daha iyi bir votka yok.” Çelik, İstanblue votkanın 10 cl’lik şişelerde piyasaya sürülmesindeki niyetin, insanların denemelerini sağlamak ve böylelikle müdavimlerini yaratmak olduğunu anlatıyor. Aynı mantıkla başka kampanyalar da gerçekleştiriyorlar, mesela “19.90 kampanyası”. Çelik, bu kampanya sayesinde ilk çıkan Burgaz rakının yüzde 6’lık pazar payını, bir buçuk yıl içinde yüzde 30’lara yükselttiğini söylüyor. “Bu kampanya sayesinde pek çok teşekkür epostası alıyoruz, insanlar bunu resmen bir görev olarak görüp teşekkür ediyorlar” diyor, “Bu kadar kaliteli bir içkiyi, böyle uygun bir fiyata alabildiklerinden dolayı çok memnunlar. Biz normalde bu kampanyayı bitirecektik, ama insanların olumlu tepkileri sonucunda bir süre daha uzatmaya karar verdik”. Çelik yeni çıkan Klasik Yaş Üzüm Rakısından da bahsediyor. Bu rakının farkı, bir ay yerine üç ay dinlendirilmesi, bu da içimini kolaylaştırıyor, sertliğini kırıyor. 27 TL’lik bu rakıyı piyasaya sürmedeki amaçları, restoranlara da açılmak. Halime Çelik. Çelik’e göre A kalite restoranlar 19.90’lık rakıyı almak istemiyorlar, çünkü bu rakı piyasada fiyatıyla duyulmuş bir ürün. Halime Çelik; “Herkes fiyatını biliyor, bundan dolayı restoranların bu rakıyı 50 TL vb. fiyata satmaları mümkün değil. Ucuz olanın kalitesiz olacağına dair bir inanç var, aslında bu çok yanlış” diyor. Bir de tüyo veriyor bizlere; bir içkinin kalitesini, ertesi gün baş ağrısı yapıp yapmadığından anlayabiliceğimizi vurguluyor. Bilinenin aksine, çok içmenin değil, kalitesiz alkolün baş ağrısı yarattığını söylüyor. İçkinin ağızda bıraktığı kokuyu da aynı nedene bağlıyor. Bir epostada rakı koktuğu için eşi tarafından yatağa alınmayan bir adamın “Sayenizde artık içtiğim günlerde de eşimle yan yana uyuyabiliyorum!” yazdığını, bunun çok hoşlarına gittiğini anlatıyor. Çelik’e Burgaz’ın Türkiye’deki hedefi tüm pazarın sahibi olmak. Rakıda pazar payları yüzde 28, votkada yüzde 50, likörde de yüzde 50 civarında. Marka, fiyat kampanyasındaki cesareti ürün çeşitliliğine de yansıtıyor; 11 çeşit votkası, 27 çeşit de likörü var... göre, daha rahat içimli rakıdan hoşlananlar Klasik Yaş Üzüm Rakısı’nı deneyebilir, sert içimli rakıdan hoşlananlar ise Ata Rakı’dan vazgeçmemeli... Burgaz’ın 11 çeşit votkası, 27 çeşit de likörü var. Votkaların arasında, karpuzlu, fındıklı gibi dünyada ilk kez denenen çeşitler de bulunuyor, üstelik çok da talep görüyor. Çelik’e göre Türkiye likör tüketmeye alışkın bir ülke değil, ama yine de çeşitleri arttırmaktan çekinmiyorlar. “Sakızlı, acıbadem ve kremalı likörümüz çok beğeniliyor. Aromaları yabancı ülkelerden temin ediyoruz, alkolümüzü kendimiz yapıyoruz, bu da tada yansıyor tabii” diyor. Evlerde tüketileceğini umdukları likörleri yeni ambalajla piyasaya çıkardıklarını anlatan Çelik, ambalaj ve şişe tasarımlarını da genç tasarımcıların yaptığını vurguluyor. Yabancı ülkelerden tasarımcılarla çalışmaya gerek olmadığını, Türkiye’de çok yetenekli tasarımcıların yetiştiğini, bu gençlerle çalışmanın onlara iş imkânı tanımak ve onların önlerini açmak açısından da iyi olduğunu söylüyor... Çelik, özelleştirmenin ardından artan içki fiyatlarına karşın, ellerinden geldiğince 19.90 gibi fiyat kampanyalarına devam edeceklerini belirtiyor. “Alım gücü düşüyor, kriz var. Satışlarda büyük bir düşüş yok ama küçük ambalajlı ürünler tercih ediliyor. Yani, insanlar alkol tüketimini bırakmıyorlar, ama daha ucuzuna veya daha küçük ambalajlısına yöneliyorlar. Pahalı ürünler bu dönemde bekler” diyor. Burgaz’ın Türkiye’deki hedefi tüm pazarın sahibi olmak. Rakıda pazar payları yüzde 28, votkada yüzde 50, likörde de yüzde 50 civarında. Marka, aynı zamanda 16 ülkeye de ihracat yapıyor. Çelik, İstanblue’nun Avrupa’da, özellikle Almanya, Belçika gibi Türklerin de yaşadığı ülkelerde çok talep gördüğünü belirtiyor. Rakının yurtdışına açılması ve sevilir bir içki halini alması içinse önümüzde çok uzun yıllar olduğunu düşünüyor, çünkü ona göre rakı bir kültür meselesi. G Murat Sayın (muratsayin2005@gmail.com) BİRİLERİ / Rifat Mutlu (rifatmutlu@gmail.com) DEKORASYON Banyolarda yenilik DENİZ YAVAŞOĞULLARI Banyoda değişiklik yapmak salon veya diğer odalardaki kadar kolay olmuyor. Ciddi bir çalışmayı, kimi zaman duvarları kırdırmayı dahi gerektirebiliyor. Ancak son dönemlerde yaygınlaşan ayaklı lavabolar, küvetler gibi işlevsel tasarımlar, gelecekte banyoların da kolay değiştirilebileceğinin sinyallerini vermeye başladı... sağlayacak bir lambaya ihtiyacınız olacak. Böylelikle, yüz üzerine odaklanan mükemmel bir aydınlatma sağlayabileceksiniz, çünkü bu tasarımda ışık kaynağı “yansıtma yelkeni” vasıtasıyla perdeleniyor. Bu yelken ise, özel yapısı sayesinde ışığı doğru açıda kırıp, ışığın homojen bir şekilde dağılmasına olanak sağlıyor. Homojen dağılan ışıkla birlikte tavan da aydınlanıyor, bu durum aynalı duvarın üzerinde gölgeler oluşmasını da engelliyor. Shultes’in Aynalı Dolap tasarımı “milenyumvari” bir görüntüye sahip. Modern tasarımlardan hoşlananlar için birebir ancak ev dekorasyonunda klasik tarzda mobilyaları tercih edenler için pek uygun değil. Devon&Devon markası ise bu kişilere yöneliyor; hem yenilikçi, hem de klasik ürünler ortaya koyuyor. Marka bu yıl 1930’ların çizgilerini yeniden gündeme getirdi. Tasarımları arasında ayaklı küvetler, lavabolar, duvara monte edilen yuvarlak yüz aynaları ön plana çıkıyor. Devon&Devon’un bu ürünleri, eski dönemlerin estetik anlayışını, şimdiki zamanın teknolojisiyle harmanlıyor. Seramik ve metalin kullanıldığı ürünler klasik çizgilerini korusa da, 1930’lu dönemlere oranla daha sade bir şekilde karşımıza çıkıyor... G B anyo ve mutfak evin en zor yenilenen bölümleri. Yani evinizin bu kısımlarından sıkıldığınız takdirde işiniz zor... Gerçi son yıllarda yeniden gündeme gelen ayaklı lavabolar vb. mobilyalar, banyolarımızda da kolayca değişiklik yapabilmemize olanak sağlayacak... Muhtemelen gelecekte salonumuzu değiştirir gibi banyolarımızı da değiştireceğiz. Bu yüzden özellikle sıkılgan bir kişilikseniz banyo yaptırırken tercihinizi kolay taşınabilir bu yeni ürünlerden yana kullanmanızda fayda var. Örneğin Münihli tasarımcı Herbert Schultes’in Duravit için tasarladığı Mirrorwall (aynalı duvar) banyo küveti, ayna, dolap veya lamba gibi tek başına duran parçaların tümünü duvarı yıkmadan bir bütün içinde birleştirmek isteyenler için ideal. Aynalarla içli dışlı olmayı sevenler için de öyle! Çünkü Schultes‘in tasarımı aynalardan meydana geliyor! Tasarımın üç parçası var; ayna duvar, seramik monoblok ve bunun içine doğru giden yatay seramik kuşaklı ahşap konsol. Konsolun üzerinde seramik bir lavabo duruyor, altındaysa önü seramikli bir tuvalet ünitesi var. Aynalı duvar aynı zamanda da işlevsel. Kapılara takılı kiraz ağacı malzemesinden yapılmış uygun büyüklükteki kutular, banyoda kullandığınız günlük eşyalarınıza kolayca erişebilmenizde rahatlık sağlıyor. Gizlenen yan kabinlerde ise elektrik prizleri bulunuyor. Aynalı duvar tek ve iki parçalı 2 m’lik boylarda 1200 mm’den 1700 mm’ye kadar dört değişik genişlikte mevcut. Shultes’in tasarımının bir özelliği de, yüze ve vücuda en iyi ışığı yansıtması. Yalnız bunun için önce odanın iyi aydınlatılması gerek, sonrasında ise aynalı duvara yerleştirmek üzere 500 lükslük aydınlatma MEKÂN Kadınlar çikolata yapacak... övenpick Hotel İstanbul, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara sürprizler hazırladı. Kadınlar, çikolata yapmayı öğrenecek. Bugün pasta şefleri tarafından 12.0015.00 saatleri arasında M uygulamalı olarak verilecek çikolata yapımı kursunda çikolata eritme, saklama, beyaz, siyah ve truffle çikolata ve ganaj yapımı öğretilecek. Yapılan çikolataların tadımından sonra katılımcılara sertifikaları ile birlikte günün anısına özel olarak dizayn edilmiş önlük hediye edilecek. Bu özel günde çikolata kursuna katılan veya AzzuR Restaurant’da brunch ya da akşam yemeği yiyen tüm kadınlara Wellness Center’a ücretsiz giriş kuponu verilecek. Bu kuponla mart sonuna kadar diledikleri bir gün, Wellness Center’ın fitness salonunda son teknoloji kardiyavaskülar aletler ve koşu bantları eşliğinde form tutabilir, günün yorgunluğundan arınmak ve ciltlerini tazelemek için kapalı yüzme havuzu, jakuzi ve saunadan da yararlanabilirler. G Ayrıntılı Bilgi İçin: Mövenpick Hotel IstanbulBuket Oğuz Tel: 0212 319 29 29 email:buket.oguz@moevenpick.com C M Y B C MY B