22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 5 4/10/07 15:18 Page 1 PAZAR EKİ 5 CMYK 7 EKİM 2007 / SAYI 1124 5 Türkiye’deki ilk ses mühendislerinden Süden Pamir yaptığı işi “Ses ağızdan çıktıktan sonra bizden sorulur” diye tanımlıyor. Ses mühendisi olmak için gerekenleri empati yeteneği, denge ve duyguların kontrolü olarak sıralıyor, “Bu biraz da insanın kendine rağmen yapması gereken bir iş” diyor. GalatasarayITM’yi kurdum. Türkiye’nin ilk ses mühendisliği diplomasını veren okulu olduk. Bu diplomayı verdiğimiz öğrencilerimiz Metallica, Jetro Tull, Gipsy Kings gibi dünya yıldızları ile Türkiye’deki başarılı müzisyenlerine eşlik etti. Ses mühendisi olmak için neler gerekli, her isteyen bu işi yapabiliyor mu? Ses mühendisi olacak kişinin öncelikle çok dengeli olması gerekli. Fazla duygusal insanlar bu işi yapamaz. Kararları mantık ile dengeleyip cesurca vermek zorundasınız. Duygularını kontrol edebilenler ve teknikleri en iyi şekilde bilenler hemen aradan sıyrılırlar. Bu iş kendine rağmen yapılır. Düşünün, sahnede 30 müzisyen, beş bin kişi de seyirci var. O anda basmanız ve basmamanız gereken düğmeler arasında fark yarım parmak. Heyecanlanıyorsanız, bütün konseri etkileyecek bir hata yapmanız olasıdır. Bir doktorun yanlış damarı kesip “yanlışlıkla oldu” diyememesi gibidir bizim işimiz. Eğitime katılacak öğrencileri nasıl seçiyorsunuz? Dört aşamalı, zamana karşı bir sınavla öğrenci alıyoruz. Kişisel sorular, algı tipini ve hızını test ediyor. Eğitim süremiz iki yıl. Birinci yıl temel, ikinci yıl uzmanlık eğitimi veriyoruz. Yani konser sesçisi, stüdyo sesçisi, dijital sistemler, kriminal ya da akustik olarak mı çalışacağına öğrenci karar veriyor. Katılımcılar eğitimi başarı ile tamamladıktan sonra da ses mühendisliği diplomasını alıyor. Amacımız müziğe ve görüntüye hâkim teknik adam, müziğe ve müziğin teknolojisine hâkim görüntücü, teknolojiye ve görüntüye hâkim müzisyen yetiştirmek. Katılımcı profili nasıl? Üniversite mezunu ya da lise sonrası bunu kafasına koyan katılımcılarımız fazla. Yaş ortalamamız 1640 yaş arasında değişiyor. Erkekler daha fazla, ama kadınlar çok daha bilinçli geliyor. En “tehlikeli” mühendisler kadınlardan çıkıyor. Üç bölüme toplam 90 kişi alıyoruz. Üç stüdyo bir laboratuvar ve yedi sınıf ile hizmet veriyoruz. Bu kontenjanı koyan da eğitmen sayımız. Çünkü bu alanda eğitim verecek akademik profesyoneller sınırlı. www.galatasarayitm.com.tr (0212) 244 0 333 info@galatasarayitm.com.tr Sesi bizden sorun! Ali Deniz Uslu üden Pamir 1993 yılından beri ses mühendisliği eğitimi veriyor. 1999 yılında Akademi İstanbul ile başlayan serüveni 2003 yılında kurduğu Galatasaray ITM ile devam ediyor. Galatasaray ITM, Sinema&TV, İletişim&Müzik Teknolojileri ve Müzik alanlarında donanımlı eleman yetiştiren bir meslek okulu, Audio Engineering Society ve Steinberg gibi birçok sektör standardının yetkili eğitim merkezi. Okulun en önemli özelliği ise eğitim sırasında öğrencilerine profesyonel piyasada staj ve iş imkânları sağlaması ve sektörde kendini ispat etmiş, akademik profesyonellerden oluşan eğitim kadrosu. Süden Pamir’in genç müzisyenlere bir de çağrısı var, “Müziğine güvenen genç müzisyenler, stüdyolarımızı size ücretsiz olarak açıyoruz”. S Süden Pamir’i ses mühendisi yapan da müzisyenlik yaptığı yıllarda “Niçin sesim bana benzemiyor?” sorusu olmuş. Bunun cevabını Türkiye’de bulamayan Pamir, İngiltere’ye gidip eğitim almış. Fotoğraf: Vedat Arık Ses mühendisliği dediğimizde kafalardaki tanımlar bulanık. Sizin tanımınız nedir? Ses ağızdan çıktıktan sonra bizden sorulur. Ben bu işi böyle tanımlıyorum. Bu tanımı duyunca insanlar biz konuşmayı da öğretiyoruz sanıyorlar, ama elbette ki durum bu değil. Ses enerjisi oluştuktan sonra atmosferdeki, akustik ya da elektronik ortamdaki seyahatini ses mühendisi kurgular. Biz sesin güzel duyulmasını, mesajını iletmesini ve insanları etkilemesini sağlıyoruz. Yani müzisyenin duygularını ve enstrümanından çıkan sesi doğru noktaya doğru şekilde ulaştırmaktan sorumluyuz. Uzun bir süredir bu işi yapıyorsunuz, Türkiye’de gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu an da müzik dünyasının en büyük derdi ses mühendisleri. Müzisyen duymak istediğini mühendise anlatamıyor ve yıpranıyor. Çünkü müzisyenleri anlayan mühendisler çok az. Çoğu kendi kafasındaki yoruma müzisyeni zorluyor. Bir süre sonra da müzisyen, mühendis ile didişmekten vazgeçiyor, “Bu adamın yaptığı nedir, birkaç düğmeye basmak” diyor; “O zaman ben bunlarla çatışacağıma, kendimi anlatmaya çalışacağıma evime gider, stüdyomu kurar, kaydımı yaparım”. İşte bu anda da müzik çalışmaları ciddi stüdyolardan, büyük yatırımlardan, profesyonellikten, küçük yatırımlara, bireyselliğe ve evlere taşınıyor ve sektör sınırlarına dayanıyor. Bu noktada ses mühendisliğinin ne kadar ciddi bir iş olduğu ortaya çıkıyor. Bu işin eğitiminde de empatinin ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok. Siz bu işi ne zaman dert edindiniz? Ben de bir dönem müzisyendim. Zaten bu işe yapmamın sebebi de bu oldu. “Niçin sesim bana benzemiyor?” sorusunun cevabını aramak için İngiltere’ye gitmeye karar verdim. Buradaki her türlü ihtimali tükettikten ve stüdyo denemelerini yaptıktan sonra gidip “bu işi adam gibi öğrenmeliyim” dedim kendime. Sonra da bu işin eğitimini Türkiye’ye getirmek istedim. 1993’te Türkiye’ye döndüm, Müzik Teknolojisi ve Ses Mühendisliği Eğitimi’ni Bilkent Üniversite’ne sundum. Sonra 5 Nisan kararları alındı ve yurtdışından cihaz alımları durduruldu. Cihazsız da bu eğitim verilemeyeceğinden, İstanbul’a gelip buradaki büyük stüdyoların danışmanlığını yaptım, ama aklım hep eğitimdeydi, 1998’te Akademi İstanbul, 2003’te de Göçmenlerin komik hikâyeleri... Zekeriya S. Şen ogol Bordello zamanımızın en heyecan verici gruplarının arasında, üstelik uyumsuzluğuyla. Dinleyiciye zaman zaman popüler müziğin tahmin edilemez ve çok kültürel bir etkileşim olması gerektiğinin hatırlatılması gerekiyor ve burada Gogol Bordello devreye giriyor. Esprili, sert, cesur, ulaşılabilir ve lafını sakınmayan Gogol Bordello, bu görevi tam anlamıyla yerine getiren dokuz kişilik bir elçi. Tüm kıstaslara uyan Doğu Avrupa göçmenlerinden oluşan bu New Yorklu ekip, şimdi grup hedonistlik özellikler taşıyan beşinci ve en son albümü “Super Taranta!” ile karşımızda. Gogol Bordello’nun müziği, kıyaslandıkları gruplara göre çok daha az tutucu ve oldukça geniş bir yelpazeye sahip. Punk, metal, ska ve dub melodileri aynı havanda Doğu Avrupa folk müziği, Macar Roman ezgileri, Flamenko ve Çingene ritimleri ile karıştırılıp ortaya tanıdık, ama tamamen gruba özel bir karışım çıkıyor. Gogol Bordello’nun yaptığı müzik, kısaca punk enerjisi ile ivmelendirilen, viyola ve akordeon öncülüğünde bir dünya müziği olarak tanımlanabilir. Bu yıl BBC Radyo 3 tarafından dağıtılan Dünya Müziği ödüllerinde “Americas” kategorisinde G ödül kazanan ekibin yeni çalışması Nick Cave, PJ Harvey ve Fatima Mansions çalışmalarından tanıdığımız Victor Van Vugt’un yönetiminde New York’ta kaydedildi. “Super Taranta!” adını Kuzey İtalya’da popüler olan ortaçağ dans stili “tarantella” dan alıyor. Akordeon, mandolin, akustik gitar, viyola gibi klasik enstrümanların Batı elektronik ezgiler ile ortaklığı modern bir dokunuşa uzanıyor ve grubun müziğindeki gelişmenin en büyük kanıtını sergiliyor. Albüm dünyamızda var olan negatifliği pozitifliğe çevirmek için Gogol Bordello’nun küresel ritimler içeren bir önergesi adeta. Albüm boyunca bozuk İngilizce ve ara ara Ukraynaca sözler ile devrimciliğe, politik, sosyal ve kültürel tarihe hiperaktif ve düşsel referanslar veriliyor. Madonna’nın en beğendiği Çingene grubu olma özelliğine sahip olan Gogol Bordello (En son Live Earth’te “La Ista Bonita”da Madonna’ya eşlik etti) her zamanki gibi en absürt durumlarda mantık yapma özelliğini korumaya devam ediyor. Gogol Bordello, Madonna’nın en sevdiği Çingene grup. Doğu Avrupa göçmenlerinden oluşan grubun yeni albümü “Süper Taranta”yı dinlerken yerinizde duramayacaksınız… Albüm Çingene marşı olan “Ultimate” ile açılıyor. İki vuruşlu Çingene ezgisi ile yavaşça başlayan parça bir anda kendini coşkun dörtnala kuvvetli ritimlere bırakıyor. Doğu Avrupa’nın yeraltı seks ticaretinin en korkunç detaylarına kadar ele alındığı “Zina Marina” adlı parça albümün ilk dikkat çekenleri arasında. Tam bir Fanfare CiocarliaGogol Bordello karışımı olan kasvetli bir bulut gibi. “Supertheory Of Supereverything” Hıristiyan muhafazakârlarının gözüne sokulan üç dakikanın altında cesur ve esprili bir eleştiri. Eugene Hutz bu parçada adeta kurtarıcı vaatleri ile dolaşan pederlerin ısrarcılığını yerden yere vuruyor. “Harem In Tuscany” parçası sürekli tekrarlanan “taranta” kelimesi kovalayıcı bir etki yaratıyor. Bizlere öğretilen her şeyin nasıl olur da bu kadar yanlış olduğunun sorgulandığı “Dub The Frequencies Of Love” adlı parçada Sergey Rjabtzev’in tarafından çalınan, Baba filmlerinde rahatlıkla arka fon müziği olabilecek, sofistike bir viyola melodisi ile çağdaş Morricone gitar ezgilerin karışımı büyüleyici. Gogol Bordello’nun çılgın sözsüz nakaratlara olan eğilimini başarıyla sürdürdüğü “American Wedding” adlı parça bir önceki albümde yer alan “Dogs Were Barking” parçasının devamı niteliğinde ve geleneksel Roman düğünlerindeki eğlence ile Amerikan düğünlerindeki banalliği eleştiriyor. Gogol Bordello daha sonuçlandırılmış cümleler kurarak bütünleyici bir yapı oluşturuyor. Aşina olduğumuz “Think locally, fuck globally” ve “In the old times, it [smoking pot] was not a crime” gibi kesik nakaratlar bu albümde yerini tam cümlelere bırakmış. “Your Country” adlı parçada milliyetçilik, “Ülken seni büyüttü, ülken seni yedirdi ve diğer her ülke gibi seni kıracak” şeklindeki esprili cümleler ile yerden yere vuruluyor. Manalı, akılcı ve sosyal içerikli sözler yazan Eugene, hâlâ göçmenlerin komik hikâyelerini ele alıyor. Kesinlikle rahatsız edici punk ezgilerinden nispeten soyunup daha melodik bir müziksel çerçeveye sokulan grup yeni bir profil çiziyor. Çoğu parçada akıllıca yerleştirilmiş viyola süslemeleri ise adeta el çırpmanız için dinleyeni teşvik ediyor. Bu albümün ana meselesi, var olan tüm niyetler arasında bir köprü kurup sınırları ortadan kaldırmak. Son sürat kargaşadan albümün adına kadar, “Super Taranta!”… muzik@tikabasamuzik.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle