Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 NİSAN 2006 / SAYI 1049 11 İlginç olan, Hızır ile aynı tarihlerde anılan Hıristiyan Aziz George ya da Aya Yorgi de yeşilliğin, bereketin simgesidir. “Yeşil Adam” olarak bilinen Aziz George yeşilliğiyle hayvanların besleyicisi, sürülerin bekçisi ve gezgin çobanların koruyucusudur. Adına adanan günlerde bir oğlan çocuğu dallar, yapraklar ile sarmalanır, süslenir, köy yerinde dolaştırılır. Aya Yorgi gününde genellikle açık havada kuzu çevrilir, piknik yapılır. Büyükada’da Aya Yorgi Kilisesi’nin etrafı 23 Nisan’da mesire yerine döner. Gagavuzlar ise Ay Görgi gününü, hıdrellez olarak 6 Mayıs’ta adeta kurban bayramı gibi kutluyor. Her ev kurban kesiyor, özellikle adı Görgi olanlar mutlaka önceden besledikleri bir erkek kuzu kurban ediyor. Kurban önce süsleniyor (Gagavuz Türkçesine göre “düzülüyor”), boynuzlarında mumlar yakılıyor, boynuna “kolaç” denilen bir çörekekmek asılıyor. Kuzuyu kesen besmele çekmek yerine istavroz çıkarıp “Hadi, Allah kabletsin (kabul etsin)!” diyor. Kurban kesilince hemen parçalanıp dağıtılmıyor; önce papaz tarafından takdis ediliyor, sonra içi doldurulup bütün olarak çevriliyor, pişmiş et herkese, özellikle fakirlere pay ediliyor. SOFRA MEKÂN YEŞİL GÜNLER öcek, kelebek, çayır, çimen, çiçek... İşte mayıs ayının çağrıştırdıkları bunlar. Mayıs ayı baharın depreştiği, doğanın yeşerdiği aydır. Mayıs ilk yazın ta kendisidir. Bu kıpır kıpır bahar ayına en güzel ismi Gagavuz Türkleri vermiş: “Kelebek” ayı. Gagavuzlarda Kelebek ayının bir başka adı daha var: “Hederlez” yani hıdrellez… Moldova’da Gagavuz Eli’ne yerleşmiş olan ve Hıristiyanlığı benimseyen Gagavuz Türkleri, hıdrellezi büyük bir inançla kutluyorlar. “Hederlez/Ederlez” günü onlar için aynı zamanda “Ay Görgi” yani Aya Yorgi günü. Hıdrellezin kutlandığı 6 Mayıs günü, güneşin hareketlerine göre tam baharın ortasına denk geliyor. Günle gecenin eşitlendiği 21 Mart “Nevruz/Yeni gün” ile en uzun gün 21 Haziran’ın tam ortasına denk düşüyor. Günümüzde kullanılan Gregoryen/Miladi takvime göre 6 Mayıs’a isabet eden bahar ortası bayramı, eskiden geçerli olan Jülyen diğer adıyla Rumî takvime göre 23 Nisan’a denk geliyordu. Nitekim 23 Nisan günü de Hıristiyanlar için kutsal kabul ediliyor. Katoliklerin Aziz George, Ortodoksların ise Aya Yorgi adına adadıkları gün, tam bir bahar şenliğine bürünüyor. B Aylin Öney Tan SÜTLÜ ÇİRİŞ Çiriş zambakgillerden dağlarda yetişen bir çiçeğin ilk sürgünleri. Eskiden kökünden yapılan zamk ciltçilikte, kunduracılıkta kullanılırmış. Çiriş, Erzurum, Kars, Van gibi illerimizde ilk yazın en sevilen otsebzesi. Şeklen benzediği için bazen yabani pırasa diye de adlandırılsa tadı da cinsi de apayrı. Büyüğünce görkemli bir çiçek haline gelen Eremurus spectabilis Gürcistan ve Ermenistan’da koruma altına alınan bir bitki. Bu ülkelerde ve bizde olduğu kadar Sibirya’da da aranan bir lezzetmiş. Bu tarif ise Kayseri civarında Yahyalı’dan geliyor. 1 kg. çiriş, 1 lt. süt, tuz, karabiber Çirişi yıkayın ve bir parmak kalınlığında doğrayın. Sütü geniş bir tencerede kaynatın. Çirişi süte ekleyin ve arada bir alt üst ederek iyice suyunu çekene kadar pişirin. Çiriş yağda kavururken de çok su salan bir ot. Bu nedenle başta çok su salabilir ve çektirmek için harlı ateş gerekebilir. Tuzunu biberini ayarlayın. Servis yaparken bence tüm bahar bayramlarını simgesini unutmayın. Yanına bir yumurta kırın ya da üzerine çılbır usulü poşe yumurta oturtun, bir de kızgın tereyağı gezdirin. Zindan Han Restoran E GÜLÜN ANLAMI “Ruzı Hızır başlayınca Mayıs’ın altısında, Gelincikler al giyer, baharda seyran eyler, Bülbüller teganniye başlayıp gül dalında, Genç ruhlar şevke gelip, dans eder.” Kelebeklerin uçuştuğu kelebek ayında mayıs gülünün de ayrı bir yeri var elbet. Hıdrellez için gül ağacının yeri bambaşka. Dilekler gül ağacının dibine gömülüyor, adaklar gül dallarına asılıyor. Özellikle hıdrellez için gül yetiştiriliyor. Hıdrellezde gül ağacına atfedilen önemin arkasında dikkatten kaçan bir ayrıntı var. Hep yeşilli ile bağlantısı kurulan Hızır’ın simgesi “gül”. Gene ilginç olan diğer “yeşil adam” Aziz George ya da Aya Yorgi’nin sembolü de “gül”. Ellerinde gül dalı ile gezinen bu azizler aynı zamanda gezginlerin de koruyucu meleği kabul ediliyor. Aziz George sadece evsiz barksız sürü güden gezgin çobanları değil, tüm yollara düşen yolcuları kolluyor. Aynı Hızır’ın seyyahların koruyucusu olduğu gibi. Gurbet yollarında dara düşenlerin imdadına hızır gibi yetişiyor. Evlerinde duranlar da Hızır’ın yollarını gözlüyor, temizlik önceden yapılıyor, o gün işe el sürülmüyor. Doğanın coşkusunu yaşamak için kırlara çıkılıyor, şifasını almak için otlarda yuvarlanılıyor. Hıdrellez günü yeşillikler yeniyor, taze sütler içiliyor. Kuzu ya da oğlak çevirmek ise hele kent ortamında herkese nasip olmuyor. İşte size baharın az bilinen otlarından taptaze bir tarif. Üstelik yeşille sütü birleştiriyor. Mayıs ayına girerken pazarları dolduran bin bir çeşit otun getirdiği bahar coşkusunu sofralarınıza taşıyın. Yeşillikler, kış yorgunu bedenlerin “Hızır” gibi imdadına yetişsin, sizi canlandırsın. aylinoneytan@yahoo.com minönü’ndeki deniz manzaralı Zindan Han Restoran, balık sevenler için ideal bir mekân. Terasından Galata Kulesi’ni ve Haliç’i seyrederek yemek yiyebileceğiniz mekânın dekorasyonunda ahşap ağırlıklı malzemeler kullanılmış. Yemeğinizi yerken size piyanistsiz piyanonun müziği eşlik ediyor. Balık mönüsü zengin olan Zindan Han Restoran’ın spesiyalleri arasında, şampanya soslu levrek, somon ızgara, soğanlı, baharatlı, köri soslu New Orleans usulü jumbo karides ve tabii günlük balıklar bulunuyor. YEŞİL ADAM Eski takvime göre yıl, yaz ve kış olmak ikiye ayrılırdı. Mayısın altısında başlayan “Ruzı Hızır” yani yeşil günler, kasımın sekizindeki “Ruzı Kasım”a kadar sürerdi. Malum, bizde hıdrellez, Hızır ile İlyas peygamberlerin buluştuğu gün olarak kabul edilir. Hızır’ın Arapça “Yeşil” demek olan “Hıdr/Hadr” kelimesinden geldiği kabul edilir. İnanışa göre abı hayat/hayat suyu ya da bengisu içen Hızır, ölümsüzlüğe kavuşmuş, dünyayı turalamaktadır. Gezgin “yeşil” hazretlerinin kime, ne zaman, nasıl görüneceği bilinmez. Yalnızca yılda bir kez, 5 Mayıs gecesi İlyas ile buluşacağı bilinir. Hıdır ile İlyas birbirini tamamlar. Toprağı ve suyu temsil ederler. Su ile kavuşunca toprak canlanır, ortalık yeşerir. İnanışa göre Hızır’ın dolandığı her yer yemyeşil olur. Anadolu’da köylerde, kasabalarda yeşillik mesire yerlerine hep “Hıdırlık” denir. Hemen her beldenin manzaraya nazır cennet gibi bir Hıdırlık Tepesi vardır. Balığın en iyi eşlikçisi rakının yanı sıra zengin şarap seçenekleri de bulunan mekânda Türk yemekleri ve mezeler de var. Balık mönüsüne uygun olarak hazırlanmış mezelerden közlenmiş patlıcan ve biber, ahtapot söğüş, deniz börülcesi, levrek ve somon marin, zeytinyağlı dolmalar, salataların da tadına bakabilirsiniz. Kapalı alanı 120 kişilik olan Zindan Han’da yazın 100 kişilik terasın keyfini çıkarabilirsiniz. Özel davetlere ve toplantılara da açık olan mekân sizleri bekliyor. Tel: 0 212 512 42 75 Nafiz Paşa’ya unvan oksanıncı doğum yıldönümünü istemişse de heyecanından buna imkân idrak eden Nafiz Paşa’nın tıp bulamamıştır. Etrafını saran kadirşinas kitle mesleğindeki 62. yıldönümü, Etibba arasında hıçkıra hıçkıra ağlayan Paşa’nın Muhadenet Cemiyeti (Tıp Dostluk gözyaşları beyaz sakallarını ıslatarak yere Cemiyeti) tarafından dün Türk Ocağı’nda yuvarlanmıştır. Bunun üzerine cemiyet kutlanmış ve bu münasebetle kendisine azasından iki kişi kollarına girerek “Şeyhületıbba” unvanı verilmiştir. oturmasını rica etmişlerdir. Paşa’nın yazılı Cemiyetin evvelce düzenlediği programa olan şu nutkunu, Tıp Fakültesi göre merasime Etibba Muhadenet Cemiyeti muallimlerinden Behcet Sabit Bey azalarından başka, şairiazam Abdülhak okumuştur; Hamid, Süleyman Nazif, vali Süleyman Sami “Evet, uzvi hayatım 90 ve mesleki hayatım beyler, Darülfünun emini ve müderrisleri, 62 senelik iki uzun devir teşkil eder. Tıp Fakültesi öğretim heyeti ve hariçten Fanilerin pek azına nasip olan bu uzun birçok doktorlar katılmıştır... yılların gün ve gecelerinde gerek nefsime, Cemiyetin reisi Neşet Osman Bey, bir gerek nefsimden bin kere aziz bildiğim nutuk irad ederek... Nafiz vatanıma ait bin türlü zorluk Paşa’nın Türk Tıp âleminde karşısında kaldım. Kendi büyük bir rol oynadığını, talihimden şikâyete hiç hakkım doktor Kırımlı Aziz, Hüseyin yoktur. Çünkü keremkâr Remzi, Emin Hafız beylerle, tıp (cömert) vatandaşlarımla eğitiminin Fransızcadan büyük ve müşfik vatanımdan Türkçeye dönüştürülmesi daima hürmet ve nimet yolunda büyük hizmetler gördüm. Fakat Türk’ün ettiklerini söylemiş ve Paşa’nın kendimi bildiğim günden ve 4 tıpla ilgili, çeşitli isimlerle sene evveline kadar duçar toplam 6057 sayfalık kitabı olduğu türlü türlü ve sonu Nafiz Paşa. 18361929 Fransızcadan Türkçeye gelmeyen felaketler bana Nisan ayının bu son gününe Myrina’nın açık büfe kahvaltısıyla başlayabilirsiniz. Her pazar 10:0014:00 saatleri arası, kişi başı 20 Milyon TL, 06 yaş yüzde 50 indirimli açık büfe kahvaltıda peynir, reçel çeşitleri, bal, tereyağı, şarküteri, zeytin, yoğurt çeşitlerinin yanı sıra corn flakes, domates, salatalık, taze meyve, kuru üzüm, ceviz, kayısı ve salata çeşitleri var. Kahvaltıda sıcak sevenler için de seçenekler var. Telefon: 0216 550 05 00 Christian Petzold’un eserlerinin toplu gösteriminin son gününde, saat 14.00’te Hayaletler filmini, İstanbul Modern Cinema’da izleyebilirsiniz. Almanca, İngilizce ve Türkçe altyazılı olarak gösterilen filmin biletleri 10 ve 4 YTL. Adres: Meclisi Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası Antrepo No: 4 Karaköy Mustafa Türk’ün, zaman ve mekânı aşarak insanı anlatmaya çalıştığı eserlerinden oluşan “Gecenin Üçünde” adlı resim sergisini Antik Cisterna’da görebilirsiniz. Tel: 0212 638 58 58 D Rebecca Lenkiewicz’in yazdığı Mehmet Birkiye’nin yönettiği Gece Mevsimi oyununu Kenter Tiyatrosu’nda saat 15.00’te izleyebilirsiniz. Demet Evgar ve Selçuk Yöntem’e Afife Jale Tiyatro ödülünü kazandıran oyunun biletleri tam 21 YTL, emekli öğretmen 16 YTL, öğrenci 11 YTL ve www.ticketturk.com dan edinebilirsiniz. Tel: 0 212 246 35 89 Günü müzik dinleyerek değerlendirmek istiyorsanız, Yaşar’ın Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konserine gidebilirsiniz. Saat 17.00’de başlayacak konserin biletlerini biletix.com’dan 38.50 YTL, 33 YTL ve 27.50 YTL’ye edinebilirsiniz. Tel: 0216 338 02 27 De La Guarda’nın İstanbul Parkorman’daki gösterisi pazar gününüze renk katacak. Saat 18.0021.00 arasındaki etkinliğe, cep telefonlarına gelen soruları doğru yanıtlayan Turkcell’in gnçtrkcll üyeleri ücretsiz katılacak. De La Guarda, interaktif bir tiyatro deneyimi, izleyenleri, uçan insanlardan balonlara, konfetiden yağmura, renklerden boyaya, dansa, müziğe ve rüzgara kadar birbirinden farklı deneyimlerle karşı karşıya bırakıyor. www.turkcell.com.tr Boğaz manzarasına nazır yiyeceğiniz yemekle günü sonlandırmak isterseniz, 5. Kat Restorana gidebilirsiniz. Her gün 10.3003.00 saatleri arasında hizmet veren mekanda, İtalyan, Fransız, Çin ve Türk yemekleri yiyebilir ya da barda sohbet edebilirsiniz. Tel: 0212 293 37 74 Adres: Sıraselviler Caddesi Soğancı Sokak No:7 Cihangir Hazırlayan: CANAN ONURAL sudoku.okulu@gmail.com YANITLAR Haftanın kolayı Haftanın kolayı Haftanın zoru tercüme ettiğini ilave eylemiştir. Neşet Osman Bey’den sonra nutuk irad eden Darülfünun emini Nureddin Bey, Paşa’nın Darülfünun’da ders verdiğini, fakat Darülfünun’da dersi okutan hocaları yetiştirdiğini ve Darülfünun mefkuresini (idealini) memlekete aşılayan ilk unsur olduğunu beyan ile Darülfünun’un hakiki bir kurucusu sayılabileceğini söylemiş ve Paşa’nın meziyetlerinden bahsettikten sonra nutkuna şöyle bir nihayet vermiştir; “Darülfünun’un elinde resmen daha yüksek bir unvan olmadığı için size, mükerrem (saygıdeğer) üstad, ancak fahri müderris unvanı takdim edilebilmiştir. Siz Darülfünun’un medarı iftiharı, büyük hocamızsınız.” Nafiz Paşa, kendisine gösterilen bu coşkun hürmete beyanı teşekkür etmek üzere ayağa kalkmış ve nutkuna başlamak ömrümün seksen bu kadar senesini zehir ve cehennem etmişti.” Bundan sonra Paşa, Etibba Muhadenet Cemiyeti’ne, fahri müderrisliğini sunan Nureddin Bey’e beyanı teşekkür etti. Etibba Muhadenet Cemiyeti tarafından özel surette imal ettirilen kupa ile Etfal Hastanesi tıp heyeti tarafından bir buket, Gureba Hastanesi sıhhi heyeti tarafından bir buket, Gülhane Hastanesi sıhhi heyeti tarafından bir buket, Eczacılar Cemiyeti namına altından bir kronometro Paşa’ya takdim edildi. Sıhhiye Vekili Doktor Refik Bey de, merasimde bulunamadığından dolayı şu telgrafla beyanı teşekkür ediyordu... Bundan sonra hazır bulunanlara çay ve pastalar ikram edilerek merasime son verilmiştir. 17 Nisan 1926 Haftanın zoru Yanıtlar sağ sütunda... CUMHURİYET 11 CMYK