Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 TİYATRO 15ŞUBAT2004/SAYI9: Bir 21. yüzyıl Özen Yula, Osmanlı'nın önemli bir sürecine tanıklık eden Hurrem Sultan'ın kayıt dışı tarihine dayanarak portresini çiziyor... Hurrem, Osmanlı tarihinde ilk defa resmi nikâh yaptıran kadın. Onu sahnede canlandıran ise Rozet Hubeş... Özlem Altunok H urrem ı canlandıran Rozet Hubeş ve cariyeyi oynayan Şebnem Köstem'in yoğun diyaloglarla örülü performanslarıyla güçlenen 'Gayriresmi Hurrem Sııltan', Ayşenil Şamlıoğlu'nun rejisiyle de hareketli, sürprizli bir oyuna dönüşüyor. Topkapı Sarayfnın gizli bir odasında Hurrem'in genç bir cariyeyle karşılaşmasıyla yaşadığı yüzleşmeyi, tarihe, kadına, ıktidara, aşka bakışını, iktidardaki birkadının gozünden sunan oyun hakkında, Hurrem'i canlandıran Rozet Hubeş'le konuştuk. tki rolün iç içe geçtiği, geçişliliğin yoğun olduğu bir oyun 'Gayriresmi Hurrem Sultan'. Sizin rolünüz de Hurrem'den cariyeye, cariyeden Hurrem'e giden, hatta şizofren bir kimliğe bürünen birrol... Rolii çok uzun süre düşündüm, oyunun sonunu da belli edebilecek bir rol çünkü. Perde değişimlerine, sahne sonlarına mümkün olduğu kadar cariyeyi taşımaya çalıştım. Geri kalan yerlerde ise Hurrem olarak oynamaya çalıştım. Sahnede bir siirü Hurrem yaşatırken, yorgun Hurrem'den, güçlii Hurrem'e cariyeden âşık bir kadına geçiş halini veren, baskın bir karakter gö rüyoruz. Hem iktidar olma, hem de hesaplaşma kavramlarını nasıl y an y ana getirdiniz? Hurrem karakteri tarihimizde de baskın bir karakter. Beni ilgilendiren Hurrem'in insan tarafı, bırakalım Hurrem olmayı, bir kadının, insanın kendisiyleyüzleşirken neler yaşadığı. Bir kadın olarak, Hurrem olarak, iktidar sahibi biri ve anne olarak... Hurrem bütün bunları bir arada barındırıyor. BeniHurrem'deen çok ilgilendiren nokta o andan itibaren başlıyor, her şeyin sorumluluğunu sonuna kadar taşımak. Bu 21. yüzyılın sorunu bence, Özen Yula'nın yaptığı da yazar olarak Hurrem'e bir 21. yüzyıl insanı olarak her açıdan bakarak, kaçmadan hesaplaşmak. Gizli bir odada tanık oluyoruz Hurrem'in hesaplaşmasına. Oda, Hurrem'in mahremiyetini açık etmesinin yanında, sarayın ve haremin kapalı kapılar ardında gizemli bir mekân olmasıyla da anlam yükleniyor sanırım. Kimsenin bilmediği, dışardan görülmeyen, ama içeriden dışarının görüldüğü gizli bir oda bu. Gizli odanın ne olduğu bir üst boyutta bakıldığı zaman ilginç. Neyin gizli odası, nasıl bir oda? Acaba Hurrem'in gizli iç dünyasımı, gerçek mi? Öy ROZET HUBEŞ, îstanbul'da doğdu. Saint Benoit Lisesi'ni bitirdi. Istanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı ve îstanbul Belediyesi Konservatuvarı Tiyatro bölümlerinde eşzamanlı okudu. Ilk olarak Şehir Tiyatroları'nda David Hare'in 'Gazete Gazete' oyununda rol aldı. ŞT, Kenterler Tiyatrosu ve Dormen Tiyatrosu'nda 'Deli Bal", 'Bir Çift Kanat', 'Bisküvi Adam', 'Gölge Ustası', 'Pencere', 'Oyunlarla Yaşayanlar', 'Cem Sultan', 'Çalıkuşu' gibi oyunlarda rol aldı. 'Sanatçının Ölümü' yle Avni Dilligil ve Af if e Jale Tiyatro Ödülleri'nde 'En lyi Kadın Oyuncu' seçildi. Uçurtmayı Vurmasınlar' ve 'Kadının Adı Yok' ta ve çeşitli televizyon dizilerinde rol aldı. Sizi en çok 'Uçurtmayı Vurmasınlar'daki rolünüzle hatırlıyoruz. Neden oyunculuğunuzu aynı zamanda sinemada da sürdürmediniz ? Bu benim elimde olan birşey değil. Yapı olarak dışa dönük bir insan değilim, bana yaklaştıklarında, tanıdıklarında kendimi biraz gösterebiliyorum. Sadece yapımla Kanuni'nin yanı sıra gizli odayı yapan ılgili de olmayabilir, başka sebepleri de vardır belki de... Ama çok isterdim adama olan aşkıyla, kadını iktidardan uzaklaştıran ya da iktidara karşı zayıf dü 'Uçurtmayı Vurmasınlar'dan sonra başka şüren bir kadına dönüşmesini de görüyo işlerde de olmak. Çok ortalarda değilim belki de, amaburadayım.# ruz Hurrem'in... le bir odaya girdiğinde insan orada neler yapar? Her kadın, Hurrem gibi bir perspektiften bakarak belli bir yaşında, belli bir hesaplaşma yaşar. Oyun, iktidardaki bir kadını, iktidardaki bir erkekten farklı kılanı çok iyi gösteriyor... Farkhlık kadının doğurma yetisinden geliyor biraz da. Bir de Hurrem, Osmanlı tarihinde ilk defa resmi nikâh yaptıran kadın. O zamana kadar bütün kadınlar erkek doğurduğu andan itibaren bir daha çocukdoğuramıyorvehasekioluyor. Haseki olduktan sonra da, ancak oğlu padişaholursavalideolabiliyor. Hurrem, Gülbahar Sultan ondan önce bir erkek doğurduğu halde oğlu Selim'inbaşa geçmesinde etkili olan, ardından da beş çocuk daha doğuran bir kadın. Hurrem gibi bir kadının tum bu ilkleri yaşaması ona ait ayrıcalıklar. Dolayısıyla Hurrem olmanın farklılığı var. Tarihte böyle birşey olup olmadığını bilmiyoruz ama oyunda, Hurrem'in bir aşkı var, Kanuni gibi dünyalar fethetmiş bir imparatorun yanında gizli bir aşk yaşıyor. Yazar, oyunda bile öyle bir şey yapmış ki, Hurrem'e aşkını yaşatamamış; yazar Hurrem'in gizli aşkını ölüme yollamış. Belki de Hurrem olmak öyle bir şey, belki de Özen Yula kendi dünyasında Hurrem'liği ancak böyle var edebilmiş, ayakta tutabilmiş. Hurrem dahi, öldürmek zorunda kalmış aşkı. Ancak o odaya girdikten sonra, tekrar hatırlayıp konuşma cesaretini buluyor. Rozet Hubeş ve Şebnem Köstem "Gayriresmi Hurrem Sultan"da... INISHMORE'LU YÜZBAŞI Tiyatronun Tarantino'sundan film gibi oyun... Feridun Çetinkaya T iyatroyu özlemişiz! KenterTiyatrosu'ndan çıkarken, bir dostla hasret gidermiş gibiydim. Kent Oyunculan'nın sahnelediği Inishmore'lu Yüzbaşı, keyifle izlenen, tiyatro hazzını doyasıya yaşatan bir oyun. "Tiyatro karakteri"nden ödün vermeden, televizyon ve sinema izleyicisinin ilgisini çekebilecek oyunlaryazılabileceğinigösterenbaşarılıbır örnek. Tiyatroyu sıkıcıhkla suçlayanların fikirlerini değiştirecek bir oyun. Öncelikle yazardan söz edelim. Çünkü KentOyunLiılan'nınyakaladığıbaşarıdaaslan payı yazarın.Inishmore'lu Yüzbaşı'nın yazarı Martın McDonagh, ele aldığı konularıişleyişibakımından.lrlanda tiyatrosunun 1890'larda yaşamış klasık yazarı J.M. Synge ile günümüz sinemasının yaramaz çocuğu QuentinTarantino'nunaynı ınsandavücut bulmuşhalı olarak tanımlanıyor.McÜonagh 1971 doğumlu; genç yaşında oyunları 3 9 ülkede sahnelenmiş bir yazar. Irlanda göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Londra'da doğmuş. Çocukluğundan itibaren sinema ve televizyondan çok etkilenmiş. Scorsese, Terence Malick, David Lynch, Sergio Leone, Peckinpah,Tarantinogibiisimlerehayranlıkduymuş. 16 yaşında okuldan ayrılmış. Sinema tutkusuyla senaryolar yazmaya başlamış. Yazdıkları başlangıçta beğenilmemiş. Sadece BBC tarafından 22 kez reddedilmiş ama yılmamış. İlk büyük başarısı, Güzellik Kraliçesi'nin 1996'da Dublin'de sahnelenmesi olmuş. Biz de onu bu oyunla tanımıştık. 28 DİLE ÇE VRlLMtŞ YAZAR McDonagh, "dunyanınheryerindeki her insanı ilgilendiren oyunlar" yazmayı başarmış bir yazar. Oyunlarının 28 dile çevrilmesi de; Londra'daki profesyonel tiyatrolarda bir sezonda aynı anda 4 oyunu birden oynanan, Shakespeare'den sonraki ikinci yazar olması da bunu gösteriyor. Oyunda Irlanda Kurtuluş OrdusuIRA ve Irlanda Ulusal Özgürlük OrdusuINLA örgütleri ağır bir şekilde eleştiriliyor, bu örgütlerle alay ediliyordu. Bu nedenle söz konusu örgütlerin oyuna tepki göstermesinden korkuldu. Yazdığı her oyun Kan gövdeyi götürüyor; izleyici gülmekten kırılıyor... 'Inishmore'lu Yüzbaşı' sahnelendiği yerlerde ortalığı birbirine kattı... Tlyatrocular tartıştı... 15 yaşından küçükler için sakıncalı ilan edildi... Terör örgütlerinin oyunu sabote etmesinden korkuldu... Hayvanseverler ayaklandı... Hakan Gerçek ve Yeşim Koçak... neredeyse biter bitmez sahnelenen McDonagh'ın bu oyunu belki de sırf bu nedenle, sahnelenmek için tam 5 yıl bekledi. Royal National Theatre ve Royal Court "barış sürecini olumsuzetkileyeceği" gerekçesiyle oyunu reddedince, Londra'da büyük tartışmalar yaşandı. McDonagh, tiyatro yöneticilerinin oyunu sahnelemekten kaçınmasına isyan etti, kararı siyasi bir karar, bir sansür olarak nitelendirdi. Oyun, kanlı sahneleri ve ağza alınmayacak küfürlerle dolu diyaloglarıyla da gündeme geldi. Royal Shakespeare Company, şiddet sahneleri ve kullanılan dil nedeniyle oyunu 15 yaşından küçükler için sakıncalı ilan etti. Bilet alanlar oyunun sağlık açısından rahatsız edici olabileceği konusunda bir yazıyla uyarıldı; ayrıca her oyun başlangıcmda salonda bir duyuru yapıldı. Canh bir kedinin rol aldığı oyunda, vahşice öldürülen iki kedi söz konusu olması da bazı yanlış anlamalara ve tepkilere yol açtı. RSC, program dergisine oyunda herhangi bir hayvana zarar verilmediğini belirten bir not koymuştu. Oyunun Hollanda'daki bir tiyatroda sahnelenmesi sonrasında hayvanseverler tepki gösterdiler, bunu engellemek için mahkemeye başvurdular. Inishmore'lu Yüzbaşı'da Padraic adlı teröristin başından geçenler Tarantino filmlerini aratmayacak bir kurguyla işleniyor. Bir örgüt içi hesaplaşma kesitinde, IRA ve INLAgibi örgütlerin "bağımsızlıkmücadelesi" dedikleri şeyin aslında masum insanların öldürüldüğü bir kör dövüşü olduğu anlatılıyor. Ezilenleriçin mücadele ettiğini söyleyen bu örgütlerin, maryaya bulaştığı, insanları katlettiği mizahi bir üslupla vurgulanıyor. Oyunun kahramanı Deli Padraic, IRA'nın bile," fazla deli" olduğu için reddettiği, bu nedenle INLA örgütüne katılmış bir militandır. Acımasızlığıyla ünlüdür. Zamanla INLA'yı da eleştirmenoktasına gelir, "örgütten kopma"yı, kendi örgütünü kurmayı düşünmeye başlar. Padraic'in iki büyük tutkusu vardır: kedisi Arap ve bağım sız Irlanda mücadelesi. Padraic, bir dizi bombalama eylemi için köyünden aynlırken Arap'ı babasına emanet etmiştir. Ancak, Arap'ın bir gün kan rev< içinde, ölü bulunması pek çok kişi için sonı başlangıcı olur. Çünkü kaza geçirdiği söyl nen Arap'ın ölümü kuşku doludur. Gerilim, sürpriz, tuzak, rehin alma, patl yan silahlar, izleyicinin gözü önünde test reyle kıtır kıtır kesilen insanlar... Şiddeti kanın, küfürün bini bir para. izleyici, bu ko kunç manzara karşısında bir yandan gerilı ürperirken, öte yandan gülmekten kırılıyo OYUNUN SIĞ YANLARI... Ne var ki, oyun ele aldığı konuyu işleyi bakımından pek sığ. Bu oyuna bir şiddet) da terör eleştirisi demek zor. Çünkü yaza IRA ve INLA örgütlerini sanki hasım olara görmüş; karikatürize edilmiş bir dünya \ karikatürizeedilmişkarakterleryaratarakfc örgütlerle alay etmiş, o kadar. Bunu yapa ken, nesnel davranmamış. Sözgelimi Britaı yaordusunun 13 sivillrlandalıyı öldürmek suçlandığı Kanlı Pazar olayı oyunda yasak s; varcasına bir iki kelimeyle geçiştirilirkeı idealist Padraic durup dururken inandıj mücadele için yaptıklarından "işçilen emeklüere kurşun yağdırmak" diye söz ed( biliyor. Böyle olunca da oyun bütün başarıs na rağmen derin bir oyun olamıyor. Oysa b oyunun komedi olması ya da karikatüriz edilmiş bir dünyayı yansıtması, inandırıcı v tutarlı olmasını engellememeli. Oyunun yönetmeni ve çevirmeni Mehrm Ergen, izleyiciyle oyun arasında sahici bj bağ kurmuş. Oyunu da, yazarı da karşısın almamış. "Yönetmen tiyatrosu" dediğimL reji yapmayı bir "yönetmenlik şovu" fırsat "kuş kondurma" şansı olarak gören anlayış pabuç bırakmamış. Abartılı bir anlatımı ola bu oyunu işi sululuğa dökmeden iki saat bc yunca izletebilmekhiç de kolay değil. Erger zoru başarmış. Mehmet Birkiye'yi, Engin Hepileri'yi, Yt şim Koçak'ı kısa bir süre önce Aşk Çembeı isimli oyunda izlediğimiz halde, bu oyund Donny, Davey, Mairead olarak hiç vadırgs mıyoruz. Çünkü gerçekten de karşımız bambaşka karakterler olarak çıkıyorlar. Hî kan Gerçek, Çengiz Bozkurt, Bartu Küçült çağlayan, Okan Yalabık ve Bülent Şakrak d bu unutulmayacak oyunda başarılı oyuncı luklar sergiliyorlar. Zeki Sarayoğlu dekor, Yüksel Aymaz ışı tasarımıyla, Cüneyt Yamaner de özgün mi ziğiyle, oyunun atmosferiniyansıtan, aksiyc nu destekleyen yaratıcı çözümlerle başarıd pay sahibi olmuşlar.*