Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5
24 Temmuz 2021 Cumartesi
Dilek livaneli. Dünyanın en iyi 50 öğretmeninden biri seçilen Dilek
Alper Öğretmen. Hikâyesini okumaya doyamadığım, gücüne hayran olduğum
bir kadın. Dilek Öğretmen ile buluştuk, çocukluğundan, kumköy’deki
başarılarına ve londra yolculuğuna kadar her şeyi konuştuk.
Hasanoğlu
Yaşamak
de anima
mazeret kabul etmez
u Küçücük bir köy okulunda yaptıklarınızı, sa-
dece okula ve öğrencilere değil, tüm köy halkına
katkılarınızı okurken büyük bir hayranlık duy-
dum. Müthiş ilham aldım. İlk yıllarınıza dönelim.
Nasıl başladınız?
Hayal edin lütfen bir köye atanıyorsunuz tek ba-
şınasınız ve bir kadınsınız. Ne yapabilirsiniz? Mü-
dür de siz öğretmen de memur da ve hatta hizmet-
li de. Üzerinizde ciddi bir sorumluluk var. Herkesin
ilkel ve imkânsız dediği bir ortamda bir ışık saçmak
bir değişim dönüşüm yaratmak istiyorsunuz. Dört
sınıf bir arada beş sınıf bir arada eğitim-öğretim ver-
mek için mücadele edeceksiniz. Samsun’a atandı-
ğımda bu kadar uzak, uç-
suz bucaksız köyler oldu-
ğunu bilmiyordum. Mes-
ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu
leğimin ilk günü o yolun
o patikalığı, kuş sesleri, o
ıssızlık. Ve ilerde bir bay-
rak görüyorum dalgala-
Trajik Nedir?*
nan. Oranın bir okul ol-
duğunu gördüğümde
ayatın kendisinin tra- rin yok olmasına da başka
ben ağlamaya başlıyorum
kitap, yemek
Hjik olduğunu söylemek bir değerin yol açması gere-
çünkü ben bunu hayal et-
çok mu karamsar bir iddia kir.” Ama bu da yeterli de-
ve biraz da
memiştim diyorum. Ama
olur? Trajik kelimesini kötü- ğildir. Çünkü bir durumun
sonra pencereden bakan,
hayat
lükler, acılar, felaketlerle öz- trajik olabilmesi için yok
gülerek bakan o küçücük
deş olarak kullanırsak, evet eden değerin de yok edilen Ebru D. Dedeoğlu
çocukları görünce “Yaşa-
çok karamsar bir giriş cüm- değerin de yüksek ve olum-
sın köyümüze öğretmen
lesidir bu. Felsefi antropo- lu olması gerekir. Scheler’in
gelmiş” diye koşan çocukları görünce onların gülü-
lojinin önemli isimlerinden sözleriyle “Trajik, en baş-
cükleri benim gözyaşlarımı sildi aslında. Ve ben köy
Max Scheler trajiğin, “daha ta, yüksek olumlu değer taşı-
okulu öğretmenliği ile yüzleştim.
çok evrenin kendisinin temel yıcıları arasında hüküm sü-
bir öğesi” olduğunu söyler. ren bir çatışmadır”. Bu bir- u Kumköy İlkokulu’nda öğrencilere ve köy hal-
Ne demek istemektedir birinden farklı iki yüksek ve kına sizce en büyük katkınız ne oldu?
bununla? Buna yanıt vere- olumlu değerin bir kişide ol-
Harekete geçmek için paraya değil heyecana ih-
bilmek için önce şunu göz ması gerekir. Çatışma kişi-
tiyacımız olduğunu hissettirmiş oldum. Galiba bü-
önünde bulundurmamız ge- nin içinde gerçekleşir. Han-
tün köy halkına şu mesajı vermiş olmam: “Ey Kum-
rekmektedir: Scheler ev- gi değer üstün gelirse gel-
köy! Burası sadece bir köy değil, dünyanın bir par-
ren derken fiziksel, biyolo- sin sonuç bellidir. Trajik or-
çası, sizler de çok özelsiniz. Okumanın, öğrenme-
jik dünyamızdan değil, insa- taya çıkar ve kişi acı çeker.
nin, gezmenin, görmenin, üretmenin yaşı yok, sonu
nın belli değerlerle kurduğu Ama bu, insanı insan yapan
yok. Kendinize güvenin, başaramayacağınız iş yok!”
ve / veya yüklenmiş yaşamı- çekilmesi zorunlu bir acıdır.
Gerçekten kendimize güvendik ve pek çok şey ba-
nı, dünyasını kastetmektedir. Trajik olanı somut olarak
şardık!
Trajik deyince günümüzde anlatabilmek için tarihten bir
insanların anlamaya meyil- örnek verelim.
çalışkanların işi
u kumköy gün-
li olduğu şey, trajik bir ya- Brutus elbette Sezar’ı se-
Sihirli değnek yok
u Eleştirenler, yolunuza çıkanlar, yolunuzdan
lerinize dönelim.
şantının ya da durumun or- viyordu. Ama Romalılar gi-
döndürmek isteyenler oldu mu?
Öğrencilerinizle,
taya çıkardığı duygulardır: derek Sezar’ı tanrılaştırıyor
u Ülkemizde çığır açan, rumda bile sade bir vatandaş
Olmaz olur mu. “Memleketi sen mi kurtaracak-
köy halkı ile ilgi-
üzüntü, keder, acı, umutsuz- ve bu da Sezar’ı olumsuz
fırsat eşitliği sağlayan Köy olarak elimizden geldiğince,
sın” diyenler topluluğu hep vardı. Yaptıklarımı de-
li bir anınızı anlatır
luk, dehşet, korku, öfke vb. etkiliyordu. Sezar’ın istedi-
Enstitülerinin kapanması fır- gönlümüzün yettiğince bu ço-
ğersizleştirmeye çalışanlar da oldu. Zaman zaman
mısınız?
Ve hatta biraz da rahatla- ği Roma’nın özgür vatan-
sat eşitsizliklerinin tekrar cuklar için imkânlar yaratma-
bürokratik yıldırmalara da maruz kaldım ama bun-
Okula ilk atandığım-
ma. “Bu korkunç olay benim daşları değil, kendisi önün-
doğmasına ve sonun baş- ya çalıştık. Ben umudumu ve
ların hiçbiri beni yapmak istediklerimden döndüre-
da okulda Atatürk büs-
değil başkasının başına gel- de iki büklüm boyun eğen
langıcına sebep oldu. Sizin iyimserliğimi asla kaybetme-
medi.
tünün olmadığını fark
di neyse ki” diye özetleyebi- kölelerdi. Roma’yı seven bir
hikâyenizi okuyunca tekrar dim. Umudunu kaybedenin ne
ettim. Biz de eşimle u Kitabınız şu cümleyle başlıyor: “Hayatta ka-
leceğimiz, bilinçdışı bir ra- Brutus, Sezar’ın bu durumu-
umutlandım. Fırsat eşitsizli- gidecek yolu ne de takipçisi
Atatürk büstünü gece lanlar ve hayatı yaşayanlar.” Müthiş. Hayatı yaşa-
hatlamadan bahsediyorum nu onaylayamazdı. Brutus
ğinin kurbanı çocuklarımız olur. Çocuklar bizim geleceği-
yarısı askeriyeden al-
yan bir kadın olarak “hayatı yaşamak” ile “hayatta
elbette. Roma’yı da Sezar’ı da se-
için hâlâ bir şans var mı? miz. Geleceğe umutsuz bak-
dık, kaidesini kurduk,
kalmak” arasındaki farkı anlatır mısınız? Eminim
Oysa bu duygular yalnız- viyordu ama yapılan yapıl-
Neler yapılmalı? mak bu ülkenin tarihine yapıl-
yerleştirdik ve altın sa-
ca trajik olanın doğurduğu mak zorundaydı. İki önem- ki hayatta kalanlara ilham olacaksınızdır.
On altı yıl boyunca köyler- mış en büyük haksızlık olur.
rısı varakladık. Sabah,
sonuçlar değildir. Sevgiliniz li ve değer arasındaki çatış- Yaşamak için anlam, hayatta kalmak için mazeret
de görev yapmış bir öğret- u Bir eğitmen olarak ül-
öğrenciler okula geldi-
tarafından aldatılarak terke- mada Brutus Roma’dan ya-
men olarak söylüyorum. İsmi- kemizde eğitim sistemindeki gerekir. Yaşamak mazeret kabul etmez.
ler ve yıllardır dersler-
dildiğinizde de üzüntü, ke- na tavır aldı ve Sezar öldü.
ni Köy Enstitüsü koymanız şart en büyük yanlışlar neler? Hayatta kalanları sıklıkla şans faktöründen bah-
de dinledikleri, kitap-
der, öfke hissedebilirsiniz. Hukuk önünde Brutus,
değil. O ruhu taşıyan her eği- Dünyada eğitim sistemleri,
sederken duyarsınız. Şansları olmadıklarından şöy-
larda okudukları Ata-
Ama yaşadığınız şey ger- yaptığını yapmakla suçlu-
tim gönüllüsü, her öğretmen, müfredat en çok tartışılan ko-
ledir ya da böyledir. Hayatta kalanlar mazeretler al-
türk, bir büst şeklinde
çekten de bu duygulara ne- dur. Ama yaptığını yapma-
bulunduğu okulda ve ortam- nulardan biridir. Ülkemizde
tında şansın onların da yüzüne gülmesini bekler-
bahçedeydi! Öğrenci-
den olabilecek bir şey olma- saydı da suçlu olacaktı. İş-
da özyeterliliklerini kullana- de öyle. Ama eğitim sistemi-
ken yaşamak müptelası olanlar erken uyananlar, da-
lerim çok heyecanlan-
sına rağmen trajik değildir. te Brutus’un içindeki önem-
rak değişim, gelişim, dönü- nin hantal bir yapı olduğunu
ha iyi yenilenler, emek emek, ilmek ilmek, söke söke
dılar. Bir kısmı şaşkın-
Bir olayın, bir yaşantının tra- li ve değerli iki değerin ça-
şüm yaratabilir. Hatta devlet- unutmamak gerekir. Bir sihir-
kazananlardır. Yaşamak çalışkanların işidir.
dı, bir kısmı “Öğretme-
jik olabilmesi için değer ve tışması sonrasında ortaya
ten yardım beklemenize bile li değnek gelip tüm olumsuz-
u Dünyanın en iyi 50 öğretmeninden biri seçil-
nim, büstümüzü altın
değer ilişkileri alanında ger- çıkması zorunlu olan tra-
gerek kalmaz. Sosyal girişim- lukları bir çırpıda değiştire-
mek nasıl bir duygu?
sanıp çalmasınlar!” de-
çekleşmesi gerekir. Yani ola- jik budur.
ciliği harekete geçirerek bir- miyor. Neredeyse yüzde 75’i
Tarifsiz bir gurur ve heyecan! Sürekli “Daha fark-
di. Öyle tatlılar ki. Ve
yın kendisiyle değil insanla Brutus yaptığının sorum-
çok kaynak yaratılabilir. Lider kırsal bölge olan bir ülkede
lı, daha hizmet odaklı ne yapabilirim?” diye düşü-
ders anlatırken pence-
ilgilidir trajik olan. luluğunu aldı ve hayatını
ruhlu, halkı da harekete geçi- yaşıyoruz. Bana göre asıl kal-
nüyorum. Motivasyonum arttı. Tabii aynı zaman-
reden görüyordum, köy
Bunu biraz açıklamamız trajik kıldı. Trajik olanı gö-
rebilecek öğretmen modelleri- kınma, aydınlanma köylerden
da çok da büyük bir sorumluluk. “Dünyada eği-
halkından da insan-
gerekiyor sanırım. Doğru- ze alanların olmadığı bir
ne ihtiyacımız var. Salgın dö- başlamalı. Kırsal bölge insa-
tim platformlarında neler olup bitiyor?” “Biz nere-
lar gelip Atatürk büstü-
dan Kuçuradi’nin Scheler’e dünya kötü bir dünya ol-
neminde de toplumun her ke- nına daha fazla eğitim yatırı-
de doğru, nerede yanlış yapıyoruz?”un da cevabını
nü dikkatlice inceliyor-
dayanarak yaptığı açıkla- maya mahkûmdur.
siminde sosyal ve ekonomik mı yapılmalı. Köy okulları ka-
lardı. Çevresindeki çi- araştırmaya ve bulmaya başladım. Ödüller, unvan-
mayı buraya alarak başla- *Sevgili Hocam İoanna
uçurum hiç bu kadar derin ol- patılmamalı. Köy okulların-
çekleri sulayanlar olu- lar gelip geçici çünkü. Asıl kalıcı olan, sizin geride
yabiliriz trajik olanı anla- Kuçuradi’nin Sanata Felse-
mamıştı. Hele köydeki çocuk- da 3 öğrenci de olsa 5 öğren-
yordu… İnanın Atatürk
bıraktıklarınız, insanlara ne hissettirdiğiniz. Ben de
ma çabamıza: “Bir durumun feyle Bakmak kitabını okur-
ların büyük bir kısmı uzaktan ci de olsa bir öğretmeni hak
büstüne kavuşmam kısa
elimden geldiğince araştırmaya ve üretmeye devam
trajik olabilmesi için bir de- ken aldığım notlardan ba-
eğitime uzak kaldılar. Bu du- ediyor.
bir film olabilir.
ğerin yok olması, bu değe- zıları. edip kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Bir fenomenin yalnızlığı
sveçli yönetmen Magnus kullanmamız ya da tatile ne- ğu bir görünüm sunan Sylwia’nın bu can-
İVon Horn, MUBI’de göste- reye gitmemiz gerektiği konu- lı ve parlak görüntüsü, program bittiği an-
rime giren filmi Ter (Sweat) ile sunda bizi “etkileyen” bu ki- da donuklaşıyor. Genelde tek başına ev-
dijital çağın hayatımıza kattı- şiler günümüzde milyonlarca den getirdiği yemekleri yiyen, sevgilisi ve
ğı yeni tür ünlü modeline, sos- kişi tarafından takip ediliyor. arkadaşı olmayan, ailesinin bile yaptığı işi
yal medya fenomenlerine ya- Peki sosyal medyada göz alı- ciddiye almadığı yalnız biri Sylwia... An-
Başak Bıçak
kın plan bir bakış atıyor. Ka- cı portreler çizen, sponsorlar nesini, sırf hayat arkadaşı olduğu için kıs-
merasını Polonyalı bir fitness aracılığıyla hayatlarını “bir kanan ve hatta annesi tarafından başarısı,
fenomeninin çevrimdışı hayatına odakla- hedonistin anılarına” çeviren bu insanla- güzelliği, ünü sebebiyle kabul görmeyen
yan Von Horn, kelimenin tam manasıy- rın yaşamı gerçekten de gördüğümüz ka- biri… Ve bu yalnızlığı dile getirdiği bir vi-
la kan, ter ve gözyaşıyla örülü hikâyesiyle dar pırıltılı mı? deonun viral olmasıyla birlikte Sylwia’nın
güçlü bir anlatı inşa ediyor. Von Horn, bu soruya yanıt aradığı filmi hayatı tümden içinden çıkılmaz bir hal alı-
Sosyal medyanın yaşamlarımı- Ter ile bütünüyle samimi bir karakter kur- yor. Hem sponsorları bu “doğallık” yüzün-
zın her anına nüfuz etmesiyle bir- guluyor ve ekseriyetle narsizm- den ona baskı yapmaya başlı-
likte tanıştığımız sosyal medya le ilişkilendirilen sosyal medya yor hem de bir hayranı kendisi-
“influencerları”, modern tarihin fenomenlerinin dışında bir port- Puanım: ne musallat oluyor.
nın önünde sundukları ışıltılı halin aksi- karakterlerini yermek yerine, doğal ve iç-
yalnızca son 10-15 yıllık dilimin- re resmediyor. Zira ana karak- kamerasını ilk andan
ne mutsuzluk ve yalnızlık çeken bu kim- tenlikli bir karakter yaratımıyla hicvini
7.5/10
de varlık göstermelerine rağmen teri Sylwia’nın (Magdalena Ko- itibaren hareketli bir bi-
selerin hayatlarını bizler de böyle izliyor dengeli bir biçimde, sağlam temeller üze-
gelecekte dünyayı ele geçirmele- lesnik) bir fitness etkinliği ile açı- çimde, yakın planlar eşli-
ve görünenin ardında neler yaşadıkları- rine oturtuyor. Magdalena Kolesnik’in
rinden korktuğumuz robotlardan lış yapan Ter, karakterinin bu ğinde kullanan Von Horn,
nı bilmiyoruz. Kusursuz bir profil yarata- her sahneye sirayet eden, gözümüzü ala-
bile daha fazla hayatımızı kont- sekansta çizdiği göz alıcı görüntüye te- bir bakıma sürekli olarak hayat-
bilmek için nelerden vazgeçtiklerinden ya madığımız enerjik performansı ise bu ya-
rol eder hale geldiler. Çeşitli plat- zat bir hikâye anlatıyor. Müthiş bir ener- larını “röntgenlediğimiz” bu fe-
da hangi konularda fedakârlık yaptıkla- ratımın kalbine dönüşüyor. Ter filmini,
formlar aracılığıyla mütemadiyen nasıl ya- jiyle insanlarla iletişim kuran, kusursuz fi- nomenlerin izlendiği duygusu-
rından bihaberiz. Von Horn’un Sylwia’sı, bilhassa tüm sosyal medya fenomenle-
şamamız, nasıl giyinmemiz, hangi ürünü ziği ve güzelliğiyle herkesin hayran oldu- nu yaratmak istiyor. Çünkü ekra-
bu açıdan fenomenlerin hayatlarını ve ri izlemeli…
basakbicak@gmail.com