24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hayat gezince Fatih güzel Türkmenoğlu fatih@fatihturkmenoglu.com Herkes gider Mersin’e Yani öyle kelime oyunu olsun, bak nasıl da yaratıcı başlık buldum havalarında değilim, inanın. Mersin’e yıllar sonraki gidişimde ben bambaşka bir şehir gördüm. Yollar, ışıklar, parklar, konserler, festivallerle Mersin farklı bir boyuta taşınmış. Herkes Mersin’e gitmiş, daha da güzeli, her giden ilk günden Mersinli olmuş. Bir Bosna atasözü “Seyahatin önündeki tek engel, kapının eşiğidir” der. Ben her eşiği atlarım, o yola giderim çok şükür... Bu sefer de her tür olumsuz durum üst üste bindi. Program çekmem lazım ama tam kapanma var. Aşılarımı oldum, edevlet sitesine girip izin alamıyorum. Basın kartım var ancak sitede iznim olmazsa uçak bileti satın alınamıyor... Neyse, istek varsa, bir yol her zaman bulunuyor. Ekiple o uçağa binmeyi başardım. Yıllar sonra, tekrar Mersin’deydim. Almanya’daki bir Türk’le tanışırsınız. İlk sorusu “Sen nerde kalıyon” olur. Yaşanmaz da kalınır. Bindiğiniz her taksi şoförü nereli olduğunuzu sorar. “Biz de Esenler’e geldik, ev yaptık, otuz yıldır orada kalıyoruz” der. Bizim kültürde, özellikle daha kırsal olan kesimde, bir yerde kök salınmaz, adamakıllı yaşanmaz. Sadece kalınır. Kutsal olan, yüceltilen, tertemiz olan evlerin içidir. Dışarısı sokaktır. Sahiplenilmez, yaşamın içine tam anlamıyla bir türlü dahil edilemez. Ama burada bambaşka bir kültür gördüm ben. Varoşuyla, köyüyle, uzak ilçesiyle, en zengin caddeleriyle, şehir birleşmiş ve birleştirmiş. Evlatlarını birbirinden ayırmayan bir ana şefkatiyle kucaklamış herkesi. Bunun karşılığında da Mersin’de yaşayanlar, Mersin’i yaşar olmuşlar. Mutluluk ve yaşam kalitesinin yüksekliği, benim gibi her gideni derinden etkilemiş. Sevmek için 10 sebep Mersin’e, Belediye Başkanı Vahap Seçer’le buluşmaya gittim. İki gün boyunca gezdik. Uzak köyleri, meydanları, parkları, yapılan her projeyi ziyaret ettik. Pandemi, tam kapanma, ramazan demeden dolaştık. Roman orkestrasının belediye sitesinden verilen konserini izledik. Onların danslarına, şarkılarına bir kez daha hayran kaldım. Kadın kooperatiflerinin ürettiği bahçelerde kendimi kaybettim. Vahap Ah, yine çok heyecanlandım. Seçer Gördüklerimi, deneyimlerimi bir an evvel aktarmanın telaşıyla ellerim klavyenin üstünde uçuverdi. Başı sonu olmayan bir yazıyla olaya başladım. Affedin, bir şans daha verin, adam gibi en başından anlatayım. Hatta “10 maddede Mersin” anlatayım hadi. Hem daha kolay okunur hem de daha çok akılda kalır. Ne dersiniz? 1Mersin, müthiş bir Doğu Akdeniz şehri. İnce uzun bir coğrafya; bir taraf Toroslar, bir taraf Akdeniz. İnanılmaz renkli ve olaylı bir tarihi var. Ama birkaç önemli noktaya dikkat çekeyim: İnanılır gibi değil ama sahil şeridinin uzunluğu tam 321 km. Birçok yeri hâlâ çok bakir. 148 km’lik kısmıysa doğal kumsal. MÖ 6. yüzyılda, şehrin valisi kimmiş, biliyor musunuz? Ünlü felsefeci Çiçero! Hava enfesti, ancak unutmayın, yazın nefes alınmayacak kadar yoğun nem var. Ama dert değil, kısa araba yolculuklarıyla Toroslar’a gidip soluklanmak mümkün. 2Son yıllarda şehre çok sayıda yerleşen olmuş. Ülkemizin her yerinden hatta yurtdışından. Yönetimin herkesi kucaklayıcı, barışçıl bir yaklaşımı var. Sebze meyve hali içinde, çalışanların çocukları için bir kreş açılmış. Pırıl pırıl, birçok imkânıyla adı sanı bilinen okulları aratmayan nitelikte bir öğretim kurumu. Halka her mahalledeki merkezlerde “3 TL’ye üç kap yemek” veriliyor. Durumu uygun olmayanların evlerine de bedelsiz olarak yemek dağıtımı var. “El bebek gül bebek” veya “Süt senin, gurur Mersin’in” gibi projelerle, bir nevi Kuzey Avrupa havası esiyor şehirde. Yeni doğum yapan annelere gönderilen paketlerin içinde yok yok. Çok etkilendim. 3“Halkkart” diye bir başka proje yapmışlar. İşsiz kalan, geçimi olmayan evlere dağıtılan kartlara her ay belirli bir miktar para yükleniyor. Böylelikle alışverişler yapılıyor, evlerde bacalar tütüyor. Üniversite ve lise hazırlık dershanelerinin ücretsiz olanları var. Her üniversite öğrencisine eğitim yardımı yapılıyor. Bedava çamaşırhaneler kurulmuş, öğrencilerin çamaşır sorunu çözülmüş. 4Mersin’de kadınlara pozitif ayrımcılık yapılıyor. Her iş kolunda, her mahallede, her projede bu böyle. Misal “Hadi gel köyümüze dönelim” diye bir çalışma başlatılmış. 60 üreticiye 25’er hayvan verilmiş. Üreticilerin neredeyse yarısı kadın. Üstelik hayvanların ilk sene tüm aşı ve kontrollerini belediye sağlamış. Yemleri de düzenli olarak gönderilmiş. Bir üreticinin evine gittim, yeni doğmuş kuzularını sevdim. Çoluk çocuk hayvancılık ve tarım yapan güneydoğudan göçmüş bir aileydi. Hayatlarından son derece memnunlardı... Sonra kadın kooperatifi kurulmuş. Şehrin park ve caddelerindeki tüm çiçek ve ağaçlar, seralarda, bahçelerde kadınlar tarafından yetiştiriliyor. Şimdi “Bunların bir turist için anlamı ne?” diyeceksiniz. Yok, öyle değil. Hayatta herşey ince iplerle birbirine bağlı. Mutlu ve güçlü bireyler, güzel aileler, temiz caddeler, gülen çiçekler falan. Kelebeğin biri kanadını çırpmış hani, bilirsiniz hikâyeyi... 5 LPG’li otobüslerle şehir içi ulaşım çok rahat. 500 şoför çalışıyormuş, 79’u kadın. Otobüslerin ismini “Sarı Limonlar” koymuşlar. Birkaç ay içinde de yer altından ve yer üstünden geçecek metronun inşaatı başlayacak. 6Bazı ilçeler, köyler, merkeze çok uzak. Beş saatte ulaşılan yerler var. Hani neredeyse uçarak gidilse daha iyi. Bir de dağ yolları, yokuşlar, keskin virajlar... Allah vermesin, bir ailenin en büyük derdi, acısı, çocuklarının hasta olması. “Dosthane” diye bir yer gördüm. Çocuğu, birinci deAhmet Yeşil rece yakını hasta olan ailelein kalabildikleri misafirhaneymiş. Neredeyse çok yıldızlı bir konfora sahip. Para ödenmiyor. 7 Ata tohumu projesiyle, çocukluğumuzun domateslerini yemek mümkün. Tabii ki büyük miktarlarda, tüm şehri, ülkeyi doyuracak boyutlarda değil. Ama olması de beklenemez zaten. 8Mersin, 41 çeşit halkın yaşadığı bir şehir. Yerlisi Türkmen ve yörük. Arap, Kürt, Ermeni, Ortodoks Rum, Katolik Levanten, Yezidiler, Maronitler, Protestanlar ve Museviler birlikte yaşıyor. Liman kentlerinin çok sesliliğe verdiği değer, o sonsuz hoşgörü havası, burada da hissediliyor. Bir mezarlık var, tüm dinler ve alt gruplarından Mersinli, sonsuz istirahatine burada çekilmiş. 9Yirmi küsur yıldır yapılan Mersin Uluslararası Müzik Festivali, genç sanatçılar için müthiş bir başlangıç imkânı sunuyor. İki sahnede oyunlarını sahneleyen Mersin Belediyesi Şehir Tiyatroları, çok güzel oyunlar sahneliyor. Opera ve Bale, ülkemizin dördüncü opera ve balesi. Dünyaca ünlü sanatçılar konserler veriyor, gösteriler yapıyorlar. 10Benim Mersin’i sevmemdeki en önemli neden, dostluğundan gurur duyduğum Ahmet Yeşil. Ülkemizin yetiştirdiği en önemli ressamlardan biri. 18 yaşında felç oluyor. 50 yıldır tekerlekli sandalyesiyle hareket ediyor. Dünyanın her ülkesine gitti, en büyük galerilerde ayakta alkışlandı. Onu rengârenk halatları hayata bağladı belki. Beni de ona ve Mersin’e. İyi ki varsın güzel insan. Hayat gezince güzel, hayat Ahmet Yeşil’le en güzel! orhun.atmis@gmail.com Orhun Atmış Ajanda I. C lt 13,5x21 cm 488 Sayfa II. C lt 13,5x21 cm 504 Sayfa GAİN’den iddialı dizi İZLE l GAİN’in komedi, aksiyon ve l Bir yıldan uzun zamandır tüm macera dizisi “Ayak İşleri”nin ilk dünyayı etkisi altına alan koronaviüç bölümü yayımlandı. Başrollerin rüs pandemisinin Çin ve Amerika’da Donut değil, Berliner! TADINA BAK de Çağlar Çorumlu ve Güven Murat Akpınar’ın birlikte yer aldığı dizinin senaristliğini Caner Özyurtlu ve Volkan Öge paylaşıyor. Yönetmen kolortaya çıkışını anlatan “Dünyamız: Covid19 Özel Bölümleri” isimli iki bölümlük belgesel serisi, perde arkasındaki çarpıcı gerçekleri gün yütuğunda ise Özyurtlu oturuyor. Her züne çıkarıyor. BBC imzalı bu yaAlman Pastası ya da Berliner, gelenek bölümde sürpriz konukların da yer pım yarın saat 21.30’dan itibaren sel bir Alman lezzeti. Biçimi ve yapımı alacağı “Ayak İşleri”nin ilk üç bölü Digitürk, Tivibu ve DSmart üzerindonuta benzeyen Berliner, mayalanmış ha münün konukları ise Sarp Akkaya, den izlenebilen BBC Earth kanalında mur yağda kızartıldıktan sonra ikiye bölü Esra Ruşan ve Sarp Apak. izleyiciyle buluşacak. nerek içine marmelat veya reçel konularak ve üzerine karamelize şeker dökülerek yapılıyor. İstanbul’da Gurmania, Moda BerBasyok, rock var! liner ve Backhaus gibi mekânlardan hem alınıp hem de sipariş verilebiliyor. Ayrıca yemek sipariş uygulamalarından da evlerinize sipariş edebilirsiniz. Sizi iki kişilik, genç ve enerjik bir grupla tanıştırayım: Basdinle yok Band! 20172018 yılları arasında Ulaş Saçar ve Feyyaz Kısacık tarafından kurulan ‘Çağdaş Sanat ve Küratörlük’ semineri grup, hard rock ve grunge türünde şarkıların “cover”ları yapıyordu. Ardından ayrılmaAkbank Sanat ve Açık Diyalog İstanbul işbirliğiyle düzenlenen “Çağdaş Sanat zeler ve sanat fuarları ile ilgikatıl li örnek vaka çalışmalarına da yer verilecek. Konuşmacı olalar yaşanınca bir basçı arayışına girdiler ancak bu sürede birlikte çalışmaya ve şarkılarını yapmaya devam ettiler. Basçı arayışları sonuçve Küratörlük” seminer prograk T. Melih Görgün’ün yer al lanmayınca “boşverelim basçıyı, grubun adıramı mayıs ayında devam ediyor. Billur Tansel’in koordinatörlüğünde Türkçe ve İngilizce olarak eğitici, uygulama esaslı ve araştırma odaklı bir yaklaşımla gerçekleştirilecek programda bienaller, galeriler, müdığı seminer, 17 Mayıs Pazartesi günü saat 18.0020.00 arasında, Zoom üzerinden yapılacak. Katılım 20 kişi ile sınırlı. Katılım şartlarını öğrenmek ve başvuru için: apply@ curatingcontemporaryart.org. nı da Basyok koyalım” dediler... Pandemi döneminde evlerinde kendi imkânlarıyla şarkılarını yapıp YouTube’a ve ardından Spotify’a “Bas Yokustik E.P.” adıyla yüklediler. Bu bağımsız genç müzisyenlerin 6 şarkılık albümünü Spotify’dan dinleyebilirsiniz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle