01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 15 Mayıs 2021 Cumartesi Alper Hasanoğlu de anima Yeni insanın kulağına ruhunu üflemek Taylan Kümeli’den Püf Lokmaları Intermittent fasting (aralıklı oruç), oruç dönemlerine benzeyen yeme alışkanlıklarını tanımlamak için kullanılan bir terim. Ve bugünlerde adeta moda gibi, kilo vermek için uygulanan bir yöntem. Kilo kaybı, azalmış kalp hastalığı riski, düşük kan basıncı, geliştirilmiş insülin duyarlılığı, oksidatif stres belirteçlerinde azalma, gelişmiş kan şekeri kontrolü yararlarından bazıları. Olası yan etkilerinden söz etmek istiyorum. Çok moda ama can sıkıcı da olabilir Yunan tanrılarından Orta Asya Türklerinin tanrılarına, oradan Hristiyanlık ve İslam’a kadar bütün inanış biçimlerinde benzerdir, yaratılırken insan, kulağına üfleyiverir Tanrı ruhunu. O şekilsiz canlıdan insanın doğuşu böyle olur. Ruh bu anlamda “Ben”dir. Özne olarak “Ben”. Eski Yunancadaki “psyche”den Arapça “nefs”e kadar insan ruhu, canlıyı cansız varlıktan ayıran tek şey olduğu düşünülen solukla, nefesle özdeş olmuştur. İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik olarak ruh, tin vurgulanmıştır üstüne basa basa. İnsanı insan yapan şey. Büyük Alman filozofu Kant’a göre felsefenin temel sorusudur “İnsan nedir?” (Was ist der Mensch?). Psikoloji ve psikiyatri de felsefenin haylaz çocukları olarak biri “sağlıklı” ruhun, diğeri “yolunu kaybetmiş” ruhun ne olduğuyla, eğrisiyle doğrusuyla insanın ne olduğuyla ilgilidir. Peki 21. yüzyılın insanı, insanın ruhu ne menem bir şeydir? “PostCovid İnsan” diyebilir miyiz artık ona? Yoksa henüz geçen bir şey olmadığına göre hâlâ Covid öncesi insanın düşünüş biçimiyle mi algılıyor ve yorumluyor insan kendini, hayatını ve ruhsallığını, vücudiyetini? Her ikisi de farklı farklı insanlarda ve dahi aynı insanda var sanırım. Psikoterapiden biliriz ki birileri ben ben diyerek dolanıyorsa ortada, her cümlesine ben diye başlıyorsa bahsettiği “ben”den pek de emin değil demektir. Gerçekten var olan ve memnun olunan şeyden çok söz etmez çünkü insan. Zaman gibi örneğin. Zamanın hızlı ya da yavaş geçtiğini hissediyorsanız bir sorun var demektir. Yavaş geçen zaman hayatı dolu dolu yaşayamadığınız hissiyatına sahip olduğunuz anlamına gelirken zamanın hızlı geçmesi de hayatı kaçırdığınız duygusuyla cebelleştiğinizi düşündürür. 21. yüzyıl insanı durmaksızın ben ben diye bağıra bağıra etrafta dolaştığına, sosyal medyada “ben” yerine bedenini ya da “sahip” olduğunu varsaydığı “şey”leri sergilediğine göre ortada pek de ciddiye alınacak “ben” diye bir şey kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ruh dediğimizde de anlamamız gereken “Batı kapitalizminin ruhu” olsa gerek. “PostCovid İnsan”ın gazı kaçmış sönük bir balon gibi rüzgâra kapılıp sağa sola savrulan ve bir türlü yükselemeyen ruhu… Batı kapitalizmi deyince artık global bir sistemi anlamamız gerektiğini vurgulamak gereksiz olsa gerek. Çin de Japonya da artık Batılı anlamda kapitalist ülkeler. Ve diğerleri de biziz, artıklarla beslenen, çöp karıştıran yoksul ülkeler ve onların insansıları… “PostCovid İnsan” henüz farkına varmamış da olsa ya da yavaş yavaş sezmeye başlamış olduğu gibi yeni insanı doğurmalı küllerinden. Bir Phoenix gibi. Edip Cansever’in o muhteşem şiirinde söylediği gibi: “Kim ne derse desin ben bugünü yakıyorum Yeniden doğmak için çıkardığım yangından.” Yangını biz çıkarmadık ama yanan biziz, yangını çıkaranlar değil. Korona enfeksiyonu aşısının patentini elinde tutup insanlığa hizmet ettiği yalanını gözümüze sokarak söyleyenler değil. Yeni insan, yalnızca bedensel hazların ve ihtiyaçların peşinde koşarak mutlu olabileceği yanılgısından çıkmış olmalıdır. Sahip olmak ve tüketmek üzerine kurulu bir hayatın, bedeni aşırı doyuracağını ama vücudunu açlıktan öldüreceğini bilmelidir. Bedenin ruh aracılığıyla vücuda geldiğini ve onun yani vücudun uzayda yer kaplayan bir nesne değil ancak zihnimizde var olabilen bir kavram olduğunu yeniden anımsamalıyız; öte yandan ruhun da beden aracılığıyla tinsel bir var olana dönüştüğünü ve duyularla algılanan bir özne haline geldiğini... PostCovid Yeni İnsan’ın kulağına ruhunu üfleyecek olan yine kendisi olacak ama bunu iyice bilmeliyiz. Çünkü Nietzsche’nin daha 19. yüzyılın sonlarına doğru söylediği gibi “Tanrı öldü ve onu biz öldürdük”! Bunu yapabilmek ancak felsefeyle mümkün gibi duruyor. İnsanı vücudiyeti içinde anlamaya çalışarak. Bir laboratuvarda deney hayvanının yapıp ettiklerini açıklamaya çalıştığımız gibi değil. Husserl’in fenomenolojik indirgemecilik adını verdiği bütün önyargılarımızdan sıyrılarak insana, yani kendimize bakabilmeli ve onu olduğu gibi o haliyle anlama gayreti içinde –gayreti diyorum çünkü Jaspers’ın da dediği gibi bir insanı bütünüyle anlayabilmemiz mümkün değildir– yeni bir yorumla Yeni İnsan’ı tanımlamalıyız. Bu bir iki adım geri çekilmenin içine önyargısız bakışın yanı sıra Batı kapitalizminin esiri olan ve şimdi elimizde yalnızca külleri kalmış Eski İnsan’ı belirleyen bütün değerlerin sorgulanması ve Nietzsche’nin dediği gibi yeni değerlerin yaratılması gerektiğini unutmamalıyız. Nietzsche’nin Übermensch –Üstinsan– olarak tanımladığı yeni insan “PostCovid Yeni İnsan” olabilir ancak. Yeni bir tin, yeni bir vücut, yeni değerler ve yine yeni bir başlangıç! ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu haftanın yenisi 1Açlık ve istek Açlığın, aralıklı oruçla ilgili en yaygın yan etkilerden biri olması şaşırtıcı değil. Kalori alımınızı azalttığınızda veya kalori almadan uzun süreleri geçirdiginizde, artan açlık yaşayabilirsiniz. 112 kişiyi içeren bir çalışma, bazı katılımcıları aralıklı bir enerji kısıtlama grubuna atadı. 1 yıl boyunca her hafta birbirini izleyen 2 gün 400 veya 600 kalori tükettiler. Bu gruplar, sürekli kalori kısıtlaması olan düşük kalorili diyet uygulayanlara göre daha yüksek açlık skorları bildirdi. Araştırmalar, açlığın, insanların genellikle açlık rejiminin ilk günlerinde yaşadıkları bir semptom olduğunu öne sürüyor. 2020’de yapılan bir çalışma, 421 gün süren açlık rejimlerine katılan 1.422 kişiye baktı. Açlık semptomlarını yalnızca rejimlerin ilk birkaç gününde yaşama eğiliminde olduğunu gözlemledi. Bu nedenle, vücudunuz düzenli oruç dönemlerine uyum sağladıkça açlık gibi belirtiler çözülebilir. 2Baş ağrısı ve baş dönmesi Baş ağrısı, aralıklı orucun yaygın bir yan etkisidir. Genellikle bir oruç protokolünün ilk birkaç gününde ortaya çıkarlar. 2020’de yapılan bir inceleme, aralıklı oruç rejimlerine maruz kalan insanlarla ilgili 18 çalışmaya baktı. Yan etkileri bildiren dört çalışmada, bazı katılımcılar hafif baş ağrıları olduğunu söylediler. İlginç bir şekilde, araştırmacılar “açlık baş ağrılarının” genellikle beynin ön bölgesinde bulunduğunu ve ağrının tipik olarak hafif veya orta şiddette olduğunu bulmuşlardır. Dahası, sık sık baş ağrısı çeken kişilerin aralıklı oruç uygulamayanlara göre baş ağrısı yaşama olasılığı daha yüksektir. Araştırmacılar, düşük kan şekeri ve kafein yoksunluğunun aralıklı oruç sırasında baş ağrısına katkıda bulunabileceğini öne sürdüler 3Sindirim sorunları Sindirim sorunları kabızlık, ishal, mide bulantısı ve şişkinlik dahil aralıklı oruçta yaşayabileceğiniz semptomlardır. Bazı aralıklı açlık rejimleriyle birlikte gelen gıda alımındaki azalma, sindiriminizi olumsuz etkileyerek kabızlığa ve diğer yan etkilere neden olabilir. Ayrıca, aralıklı oruç programlarıyla ilişkili diyet değişiklikleri şişkinliğe ve ishale neden olabilir. Aralıklı oruç tutmayla ilgili bir başka yaygın yan etki olan dehidrasyon, kabızlığı kötüleştirebilir. Bu nedenle, aralıklı oruç tutarken yeterince su tüketmek çok önemlidir. Lif bakımından zengin besleyici yoğun yiyecekler seçmek de kabızlığı önlemeye yardımcı olabilir. 4Sinirlilik ve diğer ruh hali değişiklikleri Bazı insanlar, aralıklı oruç uygularken sinirlilik ve diğer duygudurum bozuklukları yaşayabilir. Kan şekeriniz düşük olduğunda kendinizi rahatsız hissetmenize neden olabilir. Düşük kan şekeri veya hipoglisemi, kalori kısıtlaması dönemlerinde veya açlık dönemlerinde ortaya çıkabilir. Bu, sinirlilik, endişe ve yetersiz konsantrasyona neden olabilir. 52 kadından oluşan 2016 yılında yapılan bir araştırma, katılımcıların 18 saatlik bir oruç döneminde, oruç tutmayan bir döneme göre önemli ölçüde daha sinirli olduklarını ortaya koydu. İlginç bir şekilde, araştırmacılar, kadınların daha sinirli olmalarına rağmen, oruç süresinin sonunda, oruç tutmanın başlangıcında bildirdiklerinden daha yüksek bir başarı, gurur ve kendini kontrol duygusu deneyimlediklerini keşfettiler. 5Yorgunluk ve düşük enerji Araştırmalar, çeşitli aralıklı oruç yöntemlerini uygulayan bazı kişilerin yorgunluk ve düşük enerji seviyeleri yaşadığını göstermektedir. Aralıklı oruç tutmayla ilgili düşük kan şekeri, kendinizi yorgun ve halsiz hissetmenize neden olabilir. Ayrıca, aralıklı oruç tutmak bazı kişilerde uyku bozukluklarına neden olabilir ve bu da gün içinde yorgunluğa neden olabilir. Bununla birlikte, bazı araştırmalar, özellikle vücudunuz düzenli açlık dönemlerine adapte olurken aralıklı oruç tutmanın yorgunluğu gerçekten azaltabileceğini göstermektedir. 6Ağız kokusu Ağız kokusu, bazı kişilerde aralıklı oruç tutma sırasında ortaya çıkabilen rahatsız edici bir yan etkidir. Bunun nedeni tükürük akışının olmaması ve nefesteki asetonun yükselmesidir. Oruç, vücudunuzun yakıt olarak yağ kullanmasına neden olur. Aseton, yağ metabolizmasının bir yan ürünüdür. Bu nedenle oruç sırasında kanınızda ve nefesinizde artar. Dahası, dehidrasyon aralıklı oruç tutmayla ilişkili bir semptom ağız kuruluğuna neden olabilir ve bu da ağız kokusuna neden olabilir. 7Uyku bozuklukları Bazı araştırmalar, uykuya dalamama veya uykuda kalamama gibi uyku bozukluklarının aralıklı oruç tutmayla ilgili en yaygın yan etkiler arasında olduğunu göstermektedir. 2020’ yapılan bir araştırma, 421 gün süren açlık rejimlerine katılan 1.422 kişiyi gözlemledi. Çalışma, katılımcıların yüzde 15’inin oruçla ilgili uyku bozuklukları bildirdiğini buldu. Bunu diğer yan etkilerden daha sık bildirdiler. Vücudunuz idrar yoluyla büyük miktarlarda tuz ve su attığından, aralıklı oruç rejiminin ilk günlerinde yorgunluk daha yaygın olabilir. Bu, dehidrasyona ve düşük tuz seviyelerine de yol açabilir. 8Dehidrasyon Oruç tutmanın ilk günlerinde vücut idrarda büyük miktarlarda su ve tuz salgılar. Bu süreç, doğal diürez veya oruç tutmanın natriürezi olarak bilinir. Bu başınıza gelirse ve idrarla kaybettiğiniz sıvıları ve elektrolitleri değiştirmezseniz susuz kalabilirsiniz. Ek olarak, aralıklı oruç tutan kişiler su içmeyi unutabilir veya yeterince içmeyebilir. Bu, özellikle aralıklı bir oruç rejimine ilk başladığınızda yaygın olabilir. İdrarınızın rengini izleyin. İdeal olarak soluk limonata rengi olmalıdır. Koyu renkli bir idrar, susuz kaldığınızı gösterebilir. İşte 1.500 TL altına alacağınız akıllı telefonlar Kurdaki artış yüzünden üst segment telefonların fiyatı 10 bin lirayı geçtekno ti. Uygun fiyatlı seçeneklerin sayısı Şehriban da azalıyor. 1500 TL’nin altındaki KIRAÇ akıllı cep telefonlarını derledik. Samsung [email protected] laxy A01 Core Ekran boyutu 5.3 inç ve 150 gram ağırlığındaki Samsung Galaxy A01 Core’nin fiyatı 1.325 TL. Telefon 8 megapiksel (MP) kamera çözünürlüğü ve 3000 mAh pil gücüne sahip. Galaxy A01 Core, yalnızca 8.6 mm kalınlığında, 1GB RAM ve 16GB dahili hafızaya sahip. Reeder P13 Max Blue Reeder P13 Max Blue, 64 GB’lık dahili depolama hafızasına sahip ve 1499 TL’lik fiyat etiketiyle satılıyor. Cihaz, 13 MP kamera, 6.49 inçlik ekrana sahip ve 180 gram ağırlığında. Pil gücü 4680 mAh. Huawei Y5 Lite 2018 Huawei Y5 Lite 2018, 16 GB, 1.449 TL’lik etiket fiyatıyla satılıyor. 142 gram ağırlığındaki cihazın ekran boyutu 5.45 inç, Android 8.1 işletim sistemi kullanan telefonun kamera çözünürlüğü ise 8 MP. Hiking A22 1.469 TL fiyatı olan Hiking A22, 170 gram ağırlığında. 6.3 inç ekran boyutuna ve dokunmatik ekran özelliğine sahip. Dahili hafıza 64 GB. 16 MP kamera çözünürlüğü olan cihazın, pil gücü ise 3600 mAh. General Mobile GM5 Plus Fiyatı 1.438 TL olan General Mobile GM5 Plus’ı 4.5G teknolojisi destekliyor. 5.5 inç ekrana sahip cihazın hem ön hem arka tarafında 13 megapiksel kalitede kamera bulunuyor. 160 gram ağırlığındaki cihaz, 3100 mAh bataryaya sahip. Vestel Venüs V5 Vestel Venüs V5, 1.489 TL’lik fiyat etiketiyle satılıyor. Android 7.1.2 işletim sistemi kullanılıyor. 4.5G desteği olan telefon 150 gram ağırlığında. 5 inç ekrana sahip cihazın kamera çözünürlüğü 13 MP. Pil gücü 3050 mAh. LG Stylus 3 1.299 TL’ye satılan LG Stylus 3, 7.4 mm incelikte. 3200mAh pile sahip. 1.8 mm ince uçlu kalem özelliği var. 5.7 inç ekran boyutu olan cihaz 13 MP çözünürlüklü kameraya sahip. Alcatel 1 2019 Ekran boyutu 5 inç olan Alcatel 1 2019, 8 GB’ın fiyatı 1.060 TL. Cihazın pil gücü 2000 mAh, kamera çözünürlüğü ise 5 MP. Nokia 2 İki güne kadar uzanan batarya ömrü ile öne çıkan Nokia 2’nin fiyatı 1.499 TL. 4 çekirdekli işlemci kullanılan telefon, 8 MP ana kameraya sahip. 5.0 inç büyüklüğünde ekranı var. 162 gram ağırlığında. Blackview BV1000 1.8 metre yüksekten düşmeye karşı dayanıklı ve 2.4 inç genişliğinde ekrana sahip Blackview BV1000’in fiyatı 1.049 TL. Cihazın 30 saat konuşma süresi vadeden bataryası var ve 160 gram ağırlığında. Quatro F1453 Plus Quatro F1453 Plus’ın 16 GB dahili hafızaya sahip olanı, 1.100 TL. Cihaz 141 gram ağırlığında. Ekran boyutu 5.5 inç olan telefonun kamera çözünürlüğü 13 MP. DOOGEE X95 6.52 inç su geçirmez ekrana sahip ve 4350 mAh pil gücü olan DOOGEE X95’in fiyatı 1.289 TL. Cihazın 13 MP kamera özelliği var. OPPO Enco Air satışa çıktı OPPO, Enco serisinin yeni modeli OPPO Enco Air kablosuz kulaklıklarını tanıttı. Cihaz, 3.75 gram ağırlığında ve suya dayanıklı. Şarj kutusu ile kullanıcılar, 10 dakikalık şarjla 8 saate kadar ve tam şarjla 24 saate kadar dinleme süresi elde edebiliyor. Siyah ve beyaz renklere sahip kablosuz kulaklığın fiyatı KDV dahil 649 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle