Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hayat gezince Fatih güzel Türkmenoğlu fatih@fatihturkmenoglu.com Dalyan’da birkaç güzel gün Karya ve Likya’nın ortasında Dalyan, Köyceğiz Gölü’nü Akdeniz’e ulaştıran su ka yük felaketler insanları daha sıkı iplerle birbirine bağlaHer yerin ortasındayım burada. Bir tarafım Marmaris, bir tarafım Fethiye. Dünyanın en harika köşesindeyim. Aslında bir aydır Bodrum’dayım. Yazılar çıksın diye de dolanıyorum arada. Buraya Bodrum’dan geldim, üç saat bile sürmeyen bir yolcuklukla. Sedir Adası, İztuzu Plajı, Akyaka, Köyceğiz sanki yan mahalleler. Ege’nin en güzel zamanındayım. Geceler yorgan, gündüzler terlemeden dağ bayır yürü zamanı. Deniz, dık çekmece, ellenmemiş anı, tamir edilmemiş gönül kırıklığı bırakmadım. İnsan en çok kendine hırçın, kendine düşman. Bilinçaltı denen dipsiz deniz, dünyanın ve evrenin en büyük çöplüğü. Dalyan’da çevre kirliliği var, insanlar duyarsız, evet. Ama ben artık sıkıldım çöp temizlemekten. Güzele, yeşile, maviye döndüm yüzümü. Begonvil pembesi banyosuyla yıkıyorum gözlerimi. Kulaklarımı su sesi ve doğanın senfonisi çınlatıyor. İçimin yangınınalının adı. Bu kanal yedi deniz mili uzunluğunda. Havadan da karadan da adeta bir cennet burası. Yılın bu günlerinde sadece çok az sayıda yabancı turist ve yöreye yerleşmiş olan yabancılar var sokaklarda. Yaz gecelerinin, artık iyiden iyiye Marmaris merkezine benzemeye başlayan eğlenceleri ya başlamamış ya da bu yıl hiç başlayamayacak. Gürültü daha az rahatsız ediyor, kalabalık hiç bunaltmıyor. Muğla’nın ilçesi Ortaca’ya bağlı bir belde Dalyan. Dalaman Havaalanı’ndan sonra yarım saatte ulaşmak mümkün. Yolu rahat, insanı genelde yumuşak huylu, konuşkan, güler yüzlü. mış bu son zamanlarda. Aşı oldun mu, kripto para aldın mı, sen de kazıklandın mı gibi daha global dertler, aynı çökkün surat ifadesinin ortak paydaları olmuşlar. Of, gezi yazarı olduğumu unutuyorum. Bazen köşe yazarına, bazen de klinik psikoloğa bağlıyorum. Bakınız anlatıyorum: Meşhur caretta caretta denizkaplumbağalarını gözlemlemek için en uygun mevsim geliyor. Yumurtlama sezonu başlamak üzere. Mayıs sonu itibariyle, tüm kaplumbağa annelerin, yumurta bırakmak için İztuzu Plajı’na gelişlerine tanıklık etmeniz mümkün. Tek tük gelmişler bile. En aceleci olanlar, dayanamamışler belli ki. Kaunos antik kenti, üç bin yıllık tarihiyle çok hikâyeler nasıl anlatsam, serin ve taze. Gazete oku nı, kim bilir nerelerden ne tür heyecanlar Dalyan merkezi yürüyüp bitirmek en fazla 40 dakika anlatıyor. Kaya mezarları ise Kaunos kentinin aristokmuyorum, sürekli pandemiden bahsedi taşıyan rüzgârlarla söndürüyorum. Dumı aldı bu sefer. Sahilde turladım, kapıları kilitli lokan ratlarının Tanrı’ya yakın olmak için gömüldükleri, seyyorlar, ilgilenmiyorum. Açık havada, tek rumun vahametine takılmıyorum desem taları, kafeleri görünce içim sızladı. Dalyan’a yerleşmiş retmeye doyulamayan abideler. nede, denizdeyim. İyot, çam ve Ege’nin yeridir. Gündem değiştirdim kendi dünyabancılarla ve yerli halkla sohbet ettim. Genelde Birle Bir de yıllar önceden tanışıp çok sevdiğim Kapkokusunu içime çekiyorum sadece... yamda. Dalyan da bu tiyatronun en doğru şik Krallık’tan gelen yabancılar, çevre köylerde ikamet tan June’u çok özlüyorum. Hâlâ yaşıyor mu, öğreneNerede sivil toplum hare?keti Didikle didikle, nereye kadar. Açılma adresiymiş meğer. Plajlar, köyler, dağlar muhteşem... leden çıkarıyor. Niye kötü niyet bu güzelliği Kalsam bir hafta, on gün, bir ay? Çok ama gölgelesin? Akdeniz esintisine, melisa kokusuçok güzel. Peki duymasam mı, görmesem mi? na niye ille de entrikalar karışsın? ediyorlar. Bazıları iki yıldır ülkesine dönememiş. Her yerleşen güneşe ve doğal güzelliklere vurulmuş, genelde yerli halkla çok yakın dostluklar kurmuş. Geçen yıllarda kulağıma gelen “yabancı kazıklama” hadiselerini, çoğunlukla “Her yerde olur böyle şeyler” diye sindirmiş. Aynı evi beş kişiye satıp hiçbirine tapu vermeyen ama hepsinden para alan birtakım sözde tüccarları, “Ne yapalım?” diye sineye çekmişler. Dünyayı saran daha bümedim. Hayattaysa, 100 yaşında falan olmalı. Onun Dalyan’a, kaplumbağalara, İztuzu Plajı’na yaptığı iyiliği, kimseler yapmadı. Beş yıldızlı büyük tesislerin yapımını durdurdu. Devrin başbakanına kadar çıkarak bu olağanüstü doğa olayını anlattı. Ömrünün son kırk yılını geçirdiği ve âşık olduğu Dalyan’ı, dünya sahnesinde yüceltti. Kaptan, her nerelerdeysen, sana kocaman bir selam gönderiyorum. Haydi bakalım buyurun buradan yakın! Dön “Neyse” demek lazım, bunlar da uzun zadük yine en başa. İşte böyle şeyler beni çimandır gezi yazmanın, gezi programı yapmanın deformasyonları. Koku alıyorum, araştırıyorum, sonra ben üzülüyorum. En olmadık yerlere dikilmiş binalar, çirkin ve hunharca yapılmış büyütmeler, kanunsuz, düzensiz bir ben yaparım yaklaşımı beni deli ediyor. Yahu bu memleketi bu kadar sevmek suç mu? Bu ağacı, bu suyu, bu havayı, bu sazlığı, bu taşı delice sevmek suç mu? Her olası zararda tüylerin diken diken olması suç mu? Yoksa yakın bir gelecekte ne yazacak Dalyan kalacak ne de iki cümle konuşacak insan. ? Dalyan, Haliç’ten beter akacak. l Güneş enerjisiyle çalışan sessiz teknelerle sabahın köründe kaplumbağaları beslemeye gidin. Hayatımda böyle devasa kaplumbağalar gezileri de var. Bisikletçilerin hepsini kasklı gördüm. l Çamur banyosu harika bir deneyim. Gerçekten insana bir duruluk, bir gerginlik geliyor. l Plajların en güzel zamanı. Sabah erkenden İztuzu’na gittim. Sadece beş altı turist vardı. İki saate yakın kaldım. l Yuvarlakçay’a mutlaka gümbür gümbür, bol bol su var. l Dalyan yedi deniz mili uzunluğunda. Günün her saati ama özellikle güneşin batmaya başladığı saatlerde çok görmedim. l Kaunos antik kenti bir tam günü gitmek gerekiyor. Mümkünse romantik. Ben bolca seyrettim, l Trekking turları ve bisiklet alır. Elde kitap, gez babam gez. henüz aydınlıkken. Şimdilerde size de öneririm. N e yapılır orhun.atmis@gmail.com Orhun Atmış Ajanda Baharın canlılığına ‘retro’ dokunuş Meksika ve onun ‘taco’su... Avrupalılar Meksika’ya gelmeden TADINA BAK önce bile bölgenin yerlilerinin “taco” tükettiğini biliyor muydunuz? Yapımında tortilla, et, peynir ve çeşitli sebzelerin kullanıldığı “taco” Türkiye’de de oldukça ünlü bir Meksika yemeği. Beşiktaş’ta Taco del Reyes, Kadıköy’de Alfred ve Tacoroll ile tabii ki Meksika restoranı Ranchero, bu lezzeti tadabileceğiniz mekânlar. Ayrıca sipariş uygulamalarında da eve sipariş getiren birçok restoran bulunuyor. Trompet sanatçısı Serenad Bayraktar’a ünlü prodüktör Genco Arı’nın eşlik ettiği yeni single çalışması “Hissediyorum” GTR Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yerini aldı. Geçen aylarda yayımladığı ilk teklisi “Kabul Ettim” ile ses getiren Bayraktar, dinleyicilere baharın canlılığını Retro ruhunun ritmiyle sunuyor. Elektro pop tarzındaki ritmik parçanın söz ve müziği Serenad Bayraktar’a aitken, düzenleme Arı’nın imzasını taşıyor. DİNLE Çocuklara ‘çağdaş sanat’ atölyeleri KATIL ‘Son yılların en iyi fantastik romanı...’ Goodreads okurlarına göre 2019’un en iyi fantastik romanı, usta yazar Stephen King’e göre ise son yılların en iyi fantastik eseri... Leigh Bardugo’nun “Dokuzuncu OKU Cemiyet” kitabı İthaki Yayınları’ndan çıktı. Geçmişiyle ilgili sorulara cevaplar arayan Alex, kendini birden sihirli ve gizemli cemiyetlerin, Kadim Sekizli’nin ortasında buldu. Büyüyle uğraşan, ölüleri dirilten, yaşayanları avlayan zenginlerin ve güçlülerin kalesi olan cemiyetlerde olup bitenleri kim tahayyül edebilirdi ki... Arter’in her cumartesi 11.00’de düzenlediği çevrimiçi çocuk atölyeleri, evlerde geçirilen dönemde farklı yaş gruplarından çocuklara, bir arada olmanın eğlenceli ve öğretici yollarını sunuyor. 1 Mayıs’ta “Bum Bum Tak!”, 8 Mayıs’ta “Gökkuşağı Tefi”, 15 Mayıs’ta “Yağmur Çubuğu: Pıtır Pıtır, Takır Takır!”, 22 Mayıs’ta “Tekrarlayan Biçimler”, 29 Mayıs’ta ise “Bunu Bir Yerden Hatırlıyorum!” başlığıyla düzenlenecek atölyeler, çocukları çağdaş sanatı keşfedip yorumlamaya ve yaratıcı süreçleri deneyimlemeye davet ediyor.