Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 1 Mayıs 2021 Cumartesi 10 soruda Nazlı Senem Ünal FOTOĞRAF: Ece Oğultürk 1Ruh haliniz nasıl? Pandemiden dolayı inişli çıkışlı. Yer yer güzel yer yer maalesef ki düşünceli... 2Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir? En mutlu eden şey ailemin varlığı. Arkadaşlarım, işim... 3En büyük korkunuz? Sevdiklerimi kaybetmek. Hatta en büyük değil hayattaki tek korkum bu olabilir. 4Pandemi bitince ilk nereye yolculuk yapacaksınız? Sanırım Brighton ya da Prag olacak. 5Yaşamak istediğiniz başka bir yer var mı? Yaşadığım şehirde çok mutluyum. İşim gereği de burada bulunmak durumundayım ama Prag ilerleyen zamanlarda yaşamayı hayal ettiğim bir şehir. 6Arkadaşlarınızla nerede buluşmayı seversiniz? Pandemi şartlarından dolayı şu an en güzel buluşma noktası sahil. 7En son hangi filmi izlediniz? “Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?” 8Son okuduğunuz kitap? John Sedgwick’in “Karanlık Ev” romanını okudum en son. Psikolojik gerilim ve gizem, film ve kitaplarda en sevdiğim türdür. 9Hayattaki kırmızı çizginiz? Kesinlikle adalet. Haksızlığa tahammül edemiyorum. 10 En sevdiğiniz hayvan? Hem kedim hem de köpeğim var ama sanırım bu soruya at cevabını vereceğim. At, çok asil ve sadık bir hayvan. Filleri de çok seviyorum. Benzin de doldururum lastik de şişiririm ŞehribanKıraç’la İş’te Mola Akaryakıt deposunu dolduruyor, arabanın yağını değiştiriyorlar, lastiğini şişirip bakımını yapıyorlar. Edirne’den Urfa’ya kadınlar tabuları yıkıyor. Yazar olan da var öğretmen olan da kardeş de engelli de kaynana gelin olan da var... Edirne’den Urfa’ya kadınlar çalışma hayatında tabuları yıkıyor. Yakın geçmişe kadar hiç de alışık olmadığımız bir alanda akaryakıtta artık kadın pompacıların sözü geçiyor. Otomobilinden tırına, kamyonuna kadar her aracın yakıtını kadınlar fullüyor. Tam üç yıl önce Mayıs 2018’de başladı Opet’in “Kadın Gücü” projesi. Akaryakıt istasyonlarında kadınları görünür kılmak için yola çıkan projede her istasyonda bir akaryakıt satış ve bir de market satış yetkilisinin kadın olması hedeflendi. Arada geçen sürede 27 olan akaryakıt satış yetkilisi kadın sayısı 731’e, 576 olan market çalışanı sayısı ise 945’e yükseldi. Kadın Gücü ile ilgili “Kalmayana Kadar” adıyla bir manifesto da var. Manifesto, “Kadına ‘yapamazsın’ diyen, kadını yok sayan, kadınların çalışmasına şaşıran tek bir kişi kalmayana kadar da bu yoldayız. Söz veriyoruz” diyor. Kadın Gücü projesini Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Öztürk ve akaryakıt satış yetkilisi kadınlarla konuştuk. u Kadın Gücü projesinde üç yılda nereden nereye geldiniz? Bu projede yola çıkarken “işin cinsiyeti yoktur”u kanıtlamak istedik. Özellikte akaryakıt gibi tamamen erkek egemen bir sektörde kadınların da yapabileceğini göstermekti amacımız. 1500 olan kadın çalışan sayımız 3 bine çıktı. Satış arttı, şikâyet azaldı u Akaryakıt pompasının başında kadınları görünce müşteriler nasıl tepki gösterdi? Başta kadın bu işi yapar mı diyenler oldu? Bir gün gelip ikinci günü ailesi “yok canım” diyerek göndermeyenler oldu. Ama biz durmadık sürekli yeni kadınlara ulaştık. Bu işle başa çıkan kadınların sayısı ve görünürlüğü arttıkça başka kadınlar da geldi. İlk başta müşterilerimizden pompanın başında kadınları görünce çok şaşıranlar oluyordu. Hatta önce “abi fullesene” diyordu, dönüp kadın çalışan olduğunu görünce birden şok geçiriyorlardı. Kadının girdiği ortam gerçekten renkleniyor. Kadınların iletişim becerileri daha sıcak. Kadınlar başladıktan sonra bayilerde akaryakıt satış oranlarında yüzde 4’lük artış oldu. Müşteri şikâyetlerinde yüzde 96 azalma var. Hizmet kalitesi arttı. Müşterilerden sık sık teşekkür mesajları alıyoruz. Müşterilerimiz artık Kadın Gücü projesinden haberdar. İstasyonlar da erkek mekânı değil. u Vardiya sistemi nasıl kadınlar gece de kalıyor mu? Bir istasyonda en az 20 kişi çalışıyor. Üç vardiya var. Kişinin isteğine bırakıyoruz. Ama gece vardiyasında kadınları çalıştırmıyoruz. 73 ilde kadınlar var u Her istasyonda kadın var mı? Bayi kilit nokta. Şu an 73 ilde kadın çalışanlarımız var, ya markette ya pompada. Biz yola çıkarken her istasyonda artı 2 kadın istihdamı vardı. Daha gidecek çok yolumuz var. Bu hedefi tutturana kadar devam edeceğiz. u Hangi illerde kadın çalışan yok? Ağrı, Muş, Batman, Siirt, Hakkâri, Bayburt, Yozgat, Iğdır. u Bu projede nihai hedef ne? Akaryakıt işinin kadınlar için de çok normal bir iş olduğunu benimsetmek istiyoruz. Eğitim seviyesi yüksek olanların bir kariyer planlaması yapıp sadece pompada ya da markette çalışmaları değil, vardiya amiri istasyon müdürü olmalarını da sağlamak istiyoruz. Kadın çalışanlarımızın eğitim ortalaması daha yüksek. Yüzde 61’i lise ve üstü mezunlardan oluşuyor. Yüksek lisans yapanlar var aralarında. Yetkinlikleri ve yeteneklerine uygun kariyer planı yapmaları için onlara destek vereceğiz. Erkekleri solladılar l Yasemin Önder Balıkesir AsPrestij Akaryakıt: Çevremden klasikleşmiş tepkiler aldım başta... Erkek işi, çalışamazsın, engelli kadrosundasın çabuk yorulursun dediler. Ama ben kendime ve Kadın Gücü’ne güvendim ve işimi sahiplendim. Bütün kadınlar bu işi yapabilir. Kadınlar endişe etmeden istedikleri gibi burada çalışabilirler. Gerçekten farklı bir pencereden bakmak gerekir hayata. Burada ben kendi vardiyamda üç erkek arkadaşımla çalışıyorum. Çalışma günümüzün sonunda raporlarımıza bakıyoruz. Ve onlardan daha çok arabaya baktığımı gördüğümde eşitliği fark ediyorum. l Ayşegül Alkan Şanlıurfa Polat Akaryakıt: Pompa başında akaryakıt satış yetkilisi olarak görev yapıyorum. Bir akrabamın tavsiyesiyle başvurdum. İşi severek yapıyorum. Benzin de dolduruyorum lastik de şişiriyorum arabanın yağını da değiştiriyorum tüm bakımını da yapıyorum. İlk başlarda bu kadar erkeğin içinde nasıl çalışırsın diye tepki gösterenler oluyordu. Bir kadının yalnızca bir büroda memur olması mı, öğretmen, satış danışmanı mı olması gerekiyor. Kadınlar her yerde çalışır. Şimdi büyük takdir görüyorum. Müşterilerimize araçlarıyla ilgili yapılması gereken bakımları anlatırken şaşırdıklarını görüyorum. Kentimizdeki istasyonlarda yakın zamanda daha fazla kadın gücü ile karşılaşacağımıza inancım tam. Başroldeyiz l Gözde Güler Ankara Şeren Petrol Ankara Şeren Petrol’de İstasyon Müdürü olarak görev yapan Gözde Güler: “Kadın olmak, bunu bizim toplumumuzda başarmak ve ayakta kalmak mucize gibi bir şey. Değişen ve dönüşen yeni dünyada başrolde olduğumuzu görmek büyük bir başarı. 2015’te muhasebe elemanı olarak işe başladım. Sonra istasyon müdürlüğüne terfi ettim. Ben bir kadın olarak Kadın Gücü ile gücüme güç kattım. Ben bir kadın olarak işime duyduğum aşkla tüm kadınlara örnek oldum.” l Seda Davranmaz Gaziantep Lara Petrol: Markette çalışacağımı düşünerek iş görüşmesine gittim. Daha önce pompada çalışan kadın görmemiştim. Ailem ilk başta bu işte çalışmamı istemedi ancak ben şansımı denemek istedim. 1.5 yıldır bu işi severek yapıyorum. Bir erkeğin yaptığı işi kadının da yaptığını göstermeniz çok güzel diyor müşterilerimiz... Bu iş beni güçlü kıldı, kendime olan güvenim arttı. Hizmet verdiğim araç sayısına baktığınızda gün içinde aynı görevi yürüttüğüm erkek çalışma arkadaşlarımı geçtiğim çok oluyor. Sekiz saatlik işgünü, yeniden! Günlerden 1 Mayıs... Yani işçinin emekçinin bayramı... Yani emek ve dayanışma günü... Kısaca hatırlayacak Bu olursak, 1850’li yılların senin ikinci yarısında Avustralya Melbourne’de hakkın taş ve inşaat işçilerinin, günde sekiz saatlik çalışma için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar düzenledikleri yürüOLCAY BÜYÜKTAŞ yüş ile ilk kıvılcımı yakılan gün... Amerikan içsavaşının ekonomik faturasını ucuz işgücüyle ödemeye çalışan sermayeye karşı ABD’de 1881 mı... Yasaklı, yasaksız yıllarca kutlandı 1 Mayıs. Zaten 8 saatlik işgünü 1936 yılında düzenlenen iş yasası ile kabul edilmiş durumda. yılında yarım milyon işçi85 yıldır var yi temsilen kurulan örgütlü meslek ve emek birlikleri federasyonunun sekiz saatlik işgünü mücadelesini eylemlerle ülke geneline yaymaya çalıştığı gün... İlk yürüyüşten tam 30 yıl sonra yani 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktı. Şikago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Yalnızca işçi gösterisi olarak kalmadı. Aslında uzun süredir devam eden siyahbeyaz ayrımına da karşı bir adım atıldı. Çünkü Kentucky’de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Kentucky’de parklara siyahlar alınmıyordu. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler önyargı duvarlarına da birer balyoz indirdi. ama... Peki 85 yıldır ülkede yasal olarak çalışma süresi 8 saat de yurdum kadını, daha doğrusu iş bulabilen yurdum kadını günde kaç saat çalışıyor. Çalıştığının karşılığını ne kadar alıyor. Türlü çeşitli kurum, kuruluş, oda, dernek, sendika, birlik tarafından yapılmış onlarca çalışma, araştırma söz konusu. Gerek yerel gerek küresel çalışmalar, raporlar... Tabii ki tahmin ettiğiniz gibi küresel olarak da kadınlar genel olarak daha uzun çalışma saatlerine mahkum. Ama bizim ülkede daha da mahkum. Genel olarak kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklerden daha az ücret alıyor ama Türkiye’de uçurum daha fazla. Evde yapılan ücretsiz işi saymıyoruz bile... Mesela Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir araştırma karşılığı ödenen ve ödenmeyen faaliyetler bir arada değerlendirildiğinde kadınların, erkeklerden neredeyse 1 saat fazGrevler idamlar la çalıştığını ortaya koyuyor. 1 Mayıs 1886’da yaklaşık 350 bin işçinin çıktığı grevle tarih, işçi sınıfının böylesine örgütlü ve kararlı tepkisine ilk kez tanık oldu. Eylemcilere ateş açıldı, onlarca işçi öldü, işçi önderleri idam edildi, binlerce işçi işten çıkarıldı... ABD İşçi Federasyonu, sekiz saatlik işgünü elde edilinceye kadar her yıl 1 Mayıs’ta kitle gösterileri düzenleme kararı aldı. ABD’de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. Aynı aylarda Fransız ve Belçika İşçi Sendikaları Konfederasyonları da sekiz saatlik işgünü için mücadele kararı verdi. Sonra İkinci Enternasyonal, 1890 yılından başlamak üzere 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan etti. O tarihten itibaren 1 Mayıslar bütün ülkelerde uluslararası işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı ve birçok ülkede tatil günü olarak kabul edildi. 1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kuruluş kongresinde sekiz saatlik işgünü karara bağlandı. En iyimser veri, günde ortalama 8 saat 39 dakika. Forumun OECD merkezli 29 ülkeyi kapsayan küresel cinsiyetler arası eşitsizlik endeksine göre, erkekler iş yerinde 7 saat 47 dakika, evde ise 1 saat 30 dakika çalışıyor. Kadınlar ise işyerinde 8 saat 39 dakika, evde ise 4 saat 47 dakika çalışıyor. Kadınlar günlük çalıştıkları toplam zamanın yalnızca 3 saat 52 dakikası için ücret alırken erkekler çalıştıkları zamanın günde ortalama 6 saat 17 dakikası için ücret alıyorlar. Ayrıca, hayatlarımızdan da çok rahat bildiğimiz gibi ev içinde yaratılan ve ücrete tabi olmayan iş yükü orantısız olarak kadına düşüyor. 26’sı yüksek gelir grubunda, 3’ü ise yükselen ekonomi olarak değerlendirilen 29 ülke arasında erkekler ve kadınların karşılığı ödenmemiş emekleri arasındaki farkın en az olduğu ülke İsveç olurken farkın en fazla olduğu ülke Türkiye olarak belgelenmiş durumda. Türkiye’de kadın ve erkek arasındaki ücret farkı, okuBahar bayramı! nan okul, yapılan işin niteTürkiye’de ilk 1 Mayıs Osmanlı döneminde, 1905 yılında İzmir’de kutlandı. Bunu 1909 Üsküp kutlaması izledi. İstanbul’da ise ilk 1 Mayıs kutlaması 1910 yılında yapıldı. İktisat Kongresi’nde 1 Mayıs, “Amele Bayramı” adıyla yasalaştı ancak iki yıl sonra yasaklandı. 1935’te 1 Mayıs, oldu Bahar Bayraliği göz önüne alındığında yüzde 7.7 ile yüzde 28.8 arasında değişiyor. Peki öyleyse ne yapıyoruz? Hemen bugün yani 1 Mayıs’ta yeri ve biçimi ne nasıl olursa olsun en güçlü şekilde pek çok hak için ama en çok da karşlığı da ödenen 8 saatlik işgünü için en güçlü şekilde haykırıyoruz!