01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Bir Zamanlar EINSTEIN’IN İHANETİ Yeşilçam’da 1 Mayıs 2021 Cumartesi [email protected] Arka Pencere Yavuz KOÇ Tiyatro Adam tarafından online olarak izleyici ile buluşan, Eric Emanuel Shmitt’in yazdığı Einstein’ın İhaneti adlı oyunun çevirisi İpek Özgüven’e ait. Yönetmen koltuğunda Deniz Özmen’i gördüğümüz oyunda video tasarım Erdal Devrim Aydın’a, ışık tasarım Uğur Aksu’ya, dekor tasarım Deniz Özmen’e, afiş tasarım Ethem Onur Bilgiç’e ait. Yaklaşık 80 dakika ve tek perde sahnelenen oyunun oyuncu kadrosunda Berk Yaygın, Deniz Özmen, Süleyman Sucuoğlu yer alıyor. “Dünyaca ünlü bilimadamı Albert Einstein ve orta yaşlı bir serseri 1934’te New Jersey’de tesadüf eseri tanışırlar. Farklı görüşlere sahip olmalarına rağmen birbirlerine çabuk ısınırlar. Pasifist Einstein, Nazilerin atom bombası yapmaya başladıklarını düşünür ve kendisinin bu bomba üzerine yaptığı çalışmaları Başkan Roosevelt’e o meşhur mektubunda yazar. Roosevelt’in bu mektuptan yola çıkarak başlattığı Manhattan Projesi, daha sonraki yıllarda Hiroşima patlamasına sebep olacaktır. Büyük bir vicdan azabı çeken Einstein, bir yandan da FBI ajanları tarafından izlenmekte ve ABD’ye ihanet edip etmediği anlaşılmaya çalışılmaktadır. 21 seneye yayılan oyunda, Einstein ve serseri giderek birbirlerine daha çok Sizi bilmem ama sinemaya meftun bir seyirci olarak içinden “sinema” geçen öykülelarına uygun bir biçimde sevdiği kadını da kaybetmiş talihsiz bir adam aynı zamanda. ri hep ayrı bir yere koyarım. ÇoÇağan Irmak, üç yıllık arağu zaman hikâyenin nasıl oldudan sonra yönetmen koltuğunun bir önemi olmaz, yalnızca sinemaya dair bir anlatı bağuna oturduğu Yeşilçam ile Başak Bıçak yeniden çok iyi bildiği şeyi rındırması bile yeterli olur nazayapmaya, bir dönem dizirımda. Cinema Paradiso’nun Salvatore’si, si çekmeye yöneliyor. Dizi, usta hikâye 8½’un Guido’su, Aşk Filmlerinin Unutulanlatıcısının özlediğimiz tonunu sahneye tamaz Yönetmeni’nin Haşmet’i, Karpuz Kabu şırken bir yandan da seyircisini Yeşilçam’ın ğundan Gemiler Yapmak filminin Recep ile sokaklarında, ünlü rejisörlerin, prodüktörleMehmet’i veyahut diğerleri... Birbirinden rin ve yıldızların arasında nostaljik bir yolcuçok farklı olmalarına rağmen ortak luğa çıkarıyor. İlk iki bölümü BluTV’de yayımnoktaları sinemaya duydukları tut lanan dizi, esasen Semih Ateş isimli genç bir ku olan bu karakterleri unutmak yapımcının hayatı ve film çevirme serüveni etmümkün değil. Ne de olsa görünrafında şekillenirken biz sinemaseverler için tü perdeye düştüğünde her birimizin bir tür yıldızlar geçidine dönüşmeyi de ihmal kalbi hep aynı heyecanla çarpıyor... etmiyor. Ayhan Işık’tan (Emre Taşkıran), Atıf İşte Yeşilçam dizisinin Semih’i (Çağatay Yılmaz’a, Ertem Eğilmez’e (Emrah Kolukısa) Ulusoy), tam da böyle büyük bir sinema aş değin dönemin ünlü sinemacılarını hikâyesine kıyla kurgulanmış bir karakter... Sinemadahil eden Yeşilçam, altın çağını yaşayan ve severlerin müzmin hastalığına yakalanmış, “Küçük Hollywood” olma hayalleriyle sona hikâye olmadan, film çevirmeden yaşayama doğru yaklaşan bir “efsaneyi” de gözler önüyanlardan... Tıpkı Salvatore gibi sinemanın ne seriyor. içinde, makara sesleri eşliğinde büyüyen, pek Semih’i sırt planıyla izlediğimiz bir çok iyi film çeken fakat nihayetinde ortağı ta girizgâhla açılışını yapan dizi, ilk rafından dolandırıldığı için iflas eden genç andan itibaren büyük oranda kabir yapımcı... Bir umut, onu kurtaracak, “has rakterlerini tanıtmaya girişirken taları iyileştirecek” hikâyeyi beklerken bahem dönemin siyasal ve toplumsal şı dertten kurtulmayan, Yeşilçam melodram atmosferini hem de bu sürecin bir getirisi olarak sinemacıların başına bela olan sansür yasasını konu etmeyi ihmal etmiyor. “Komünizm korkusundan” mütevellit Soğuk Savaş’ın buram buram hissedildiği, askeri darbenin hemen ertesindeki 60’lı yıllara sırtını yaslayan dizi, Türkiyeli Rumlar için travmatik bir hatıraya dönüşen Kıbrıs meselesi ve İstanbul’daki olayları çok kısa bir planla hatırlatmayı deniyor. Bir gazete haberinde gördüğümüz, Kıbrıs’ın Britanya’dan kopuşuyla başlayan ve Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllar sürecek bir anlaşmazlığın ilk sonuçlarından biri olan “zorunlu göç” hadisesi, muhtemelen dizinin ilerleyen bölümlerinde daha fazla karşımıza çıkacak. Zira Kıbrıs’taki Kanlı Noel’den ünlü Johnson Mektubu’na değin bir dizi diplomatik kriz ve toplumsal karmaşaya gebe olan bu yıllar, bilindiği üzere Türkiye’yi 74’teki harekâta sürükleyen sürecin de bir parçası olarak hafızamızda yerini koruyor. Kısacası Yeşilçam ilk iki bölüm özelinde, Çağan Irmak’ın sinemasal dilinin yine her yönüyle anlatıyı çevrelemeyi başardığı bir eser izlenimi veriyor. Müziklerinden, sanat ve görüntü yönetimine kadar seyir zevki hayli yüksek bir öykü var karşımızda... Elbette yine de kesin bir yargıya varmak için henüz erken. Ancak umut vaat ettiğini de gözden kaçırmamak gerek. bağlanır ve aralarında geçen komik, karanlık ve içten sohbetler bizi 20. yüzyılın bilimsel ve politik tarihinde bir yolculuğa çıkarır.” Oyunla ilgili öncelikle şunu söylemeliyim: Online olmasına rağmen yapılan video tasarımların da etkisiyle tiyatro atmosferini hissettiren nadir gösterimlerden. Oyun metin anlamında oldukça güçlü ve karakterlerin iniş çıkışları, duygu yoğunlukları izleyiciyi kısa zamanda oyunun içine çekiyor. Einstein karakterine hayat veren Deniz Özmen’in karakteri iyi etüt ettiğini, altından kalkması zor, insanlık için oldukça önemli olan bu karakteri başarılı şekilde içselleştirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu konuda hem oyuncu olarak hem de yönetmen olarak karakterin doğru şekilde resmedilmesine katkı sağlamış. Biraz abartıya kaçılsa karikatürize olacak bu karakteri olması gerektiği ölçüde izleyici karşısına çıkarmış. Kendisini tebrik ederim. Daha önce birçok performansını izlediğim başarılı oyuncu Berk Yaygın bu oyunda da benzer performansa imza atmış. Oyunun temposu Yaygın üzerinden ayarlanıyor. Einstein’ın tam tersi savaş destekçisi olması, o dönemde insanları etkilemek için yapılan propagandanın bireyler üzerinden etkilerini anlamamıza yardımcı oluyor. Dramatik ve etkileyici hayat hikâyesi izleyici ile kısa zamanda bağ kurmasını sağlıyor. Başarılı performansından dolayı kendisini tebrik ederim. FBI ajanını canlandıran Süleyman Sucuoğlu ise üzerine düşen görevi başarıyla yerine getiriyor. ABD’nin yaptığı insanlık suçlarını bir zafer olarak nitelendirmesi o dönemdeki kara propagandanın vatandaşlar üzerinde etkisini görmemize yardımcı oluyor. Deniz Özmen’in rejisi karakterlerin psikolojisini ve toplumsal yapısını başarılı şekilde sahneye taşıyor. Karakterleri ince dokunuşlarla daha anlaşılır hale getiriyor. Oyunun temelini oluşturan çelişki ve üzüntü gibi duygu durumlarını izleyiciye aksettirmiş. Video tasarımda Erdal Devrim Aydın’ı oldukça başarılı buldum. Resmettiği mekânlar oyuna farklı bir boyut katmış. Oyunun ruhuna ve karakterlerin içsel yapısına uygun seçimlerinden dolayı tebrik ederim. İnsanlık tarihine damga vurmuş Einstein gibi bir dehanın çelişki, üzüntü ve pişmanlıklarını izleyici karşısına çıkaran, biliminsanlığından çok insani boyutunu gözler önüne seren, birçok başarılı yapımını izlediğim Tiyatro Adam yine başarılı bir iş koymuş ortaya. Oyunun izleyici ile buluşmasını sağlayan tüm ekibi kutlarım. Alkışınız bol olsun. Gülseren Hanım başlattı, Elif Aktuğ Gülse Hanım mı toparlayacak Bu defa dayanamayacağım. Ne kadrodan ne başarılı oyunculuktan ne dekordan ne kostümden bahsetmek istiyorum. Çünkü yıldım, bıktım, ekranda yaşanan “delirium”dan korktum hatta. Her şey İstanbullu Gelin ile başlamıştı aslında ama manyaklık düzeyi, izleyiciyi kışkırtma ve reyting canavarını dürtme refleksi bugünkü kadar gelişmemişti galiba birkaç yıl öncesine kadar. Ama baktılar ki, ne kadar manyaklık olursa o kadar reyting ediyor, işte işin suyu çıktı! Bizde yaşanan bu tuhaf durum İngiltere’de yaşanmıyor mesela. Bir dizi ya da program reyting yapınca hemen başka bir kanal benzer bir işe atlamıyor. Bir dönemin reyting rekortmeni Sıcağı Sıcağına programını genç kuşak bilmez, seyirci nefesini tutarak izlerdi. Akabinde her kanal benzer işlere atıldı, o dönem için şunu söylemek mümkündü: TV kanalları yeniydi, televizyonculuk yeniydi, herkes birbirini taklit ederek var olmaya, yer edinmeye çalışıyordu. Bugün de farklı değil. Çok acıklı olan durum bu. Gelinen noktada evrensellik adına bir adım ilerlenmiş ya da evrensellik düzeyine ulaşılmış değil, yaratıcılıktan bahsetmek imkânsız, kim nereden reyting alırsa diğeri aynısını yapıCamdaki Kız yor üstelik daha kötüsünü yapıyor, durumu daha da kanırtarak, işin cılkını çıkararak. HER ŞEYİ budayıcıoğlu BAŞLATTI Masumlar Apartmanı ilk başlarda, pek bir titiz Safiye’ye güldüğümüz, kardeşlerine şaştığımız farklı bir dizi olarak geldi bana da. Nasıl yanılmışım, şu an izleyemiyorum. Mutsuz, dertli, sıkıntılı, klinik sorunlarla boğuşan ve herkesin bir diğerini altüst ettiği bir dizi, izleyiciyi ne kadar eğler ne kadar eğlendirir? Evet dizilerin eğlendirme amaçlı yapılması gerektiğini düşünüyorum, şu hale bak. Bir psikiyatrın hastalarından/deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı kitaplar ve bunlardan uyarlanan dizilerin en yenisi Camdaki Kız, bardağı taşıran son damla oldu. Mideme kramplar girerek bir insanın ne kadar zavallı olabileceğine tanıklık ettim. Neden? Bunu neden yapıyor en başta Gülseren Budayıcıoğlu, sonra yapımcı, sonra kanal, neden bir psikolojik gerilim reyting aldı diye, 7/24 izleyiciye dayatılan dramaların sebebi nedir? Üçüncü bölümde yaşanan bekaret kontrolü sahnesi pek konuşuldu, söyleyecek şey bulamıyorum. Her bir sahne o kadar gergin o kadar sarsıcı ki aslında, genç kızı annesinin ezdiği her sahne kadar babasının sürekli aşağıladığı ezik delikanlıya da bir o kadar üzülüyor insan. Hangi sahne daha kötü, daha gergin sıralaması güç. Ah bir de rüya sahneleri yok mu, işte izleyiciyi bu kadar salak yerine koyabilir mi bir dizi soruyorum ve cevaplıyorum evet koyabilir. Normalde 18 yaş üstü ibaresi olması gerekirken o saçma sapan masallı rüyalı sahnelerde çocuk seyirci mi hedefleniyor anlamak mümkün değil! Birsel’den MEDET UMULUYOR İzleyici komedi bekler olmuş, sosyal medyada yazılanları okuyorum. Gülse Birsel’e yalvaranlar var. O kadar acınası bir durumda seyirci yani. Komedinin çıkmadığı bir ülkeyiz onu anladım, manyaklıkta tuhaflıkta ve “psikolocik delilik”te sınır tanımayan memleket yazarları, komedi yazamıyor! Gülse Birsel’in yazdığı işlerde komik olan tiplerdir mesela, metin asla komik değildir. Tipler karikatürizedir, gülünçtür ama komik değildir. Tipleri başarılı oyuncular canlandırır. Sonuçta kâğıt üstünde asla gülünmeyecek cümleler, Engin Günaydın’ın ağzından çıkınca yerlere yatar seyirci. Avrupa Yakası bir nebze daha iyidir yazdığı diğer işlere bakacak olursak. Ancak son yazdığı dizide Jet Sosyete’deki tipleri ancak kötü karikatür dergilerinde görebilir insan. Neden bizde Friends, How I Met Your Mother, Seinfeld, Big Bang Theory gibi durum komedileri yazılamıyor, hâlâ muz kabuğuna basıp düşen adam reva görülüyor, bizim genç nesle yazık değil mi? “Sıradan bir aşk sadece sıradan olduğu için bile komik olabilir”, çok mu zor Gülse Birsel için bunu yazmak! Zor olsa gerek ki aksanlı konuşmanın cılkını çıkaran kahramanların salaklıklarından kahkaha çıkarılıyor. Bunca psikoljik gerilimden sonra aslında ne yazılsa gülünür ama korktuğum şey, komedide de bir adım ilerlenemediğini görmek, çubuklu pijamayı göğsüne kadar çeken kapıcı karakterinden reyting ummak. Hayatta hak etmediğimiz pek çok şey yaşıyoruz kabul ama ekran bari bunu yapmasın, kimseyi enayi yerine koymasınlar gayrı. Dedim ya yıldım... Gülse Birsel 1 MAYIS 2021 [email protected] SAYI: 33 cumhuriyetcumartesi İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Danışmanı İPEK ÖZBEY n Görsel Yönetmen ELİF TOKBAY n Sayfa Tasarım ECE KURTULUŞ DURSUN n Reklam Genel Koordinatörü Esra Bozok Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@ cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle