01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Mart 2021 Cumartesi 3 İnce, uzun ve güçlü tıpkı bir balerin gibi Almila Ada’yı oyuncu olavarı Bale Bölümü’nde eğitim rak tanıdık, ama onun cidalıyor. Ardından İngiltere’de di bir bale kariyeri var. 2.5 yaKraliyet Akademisi’ne bağlı şında Rusya’da ana okulunTring Park School for the Perda başlıyor. Annesinin işi neforming Arts. Litvanya, Frandeniyle Rusya’ya gidiyorlar. Elif tokbay sa, Hollanda ve Almanya’da Ardından 5 yaşında döndüğü süren bir bale kariyeri... MoTürkiye’de baleye devam ediyor. İstan dern dansın en önemli temsilcilerinden bul Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sa Pina Bausch kumpanyasında staj. 2012 natlar Üniversitesi Devlet Konservatu yapımı ‘Avengers’ filminde, bir dönem bale yapan Scarlett Johansson’ın gençliğini canlandırıyor. Avrupa’da çeşitli klasik bale ve contemporary bale topluluklarında dans etti ve stüdyolarda eğitmenlik yapıyor. Ardından Türkiye’ye dönüyor ve oyunculuğa başlıyor. Adı Efsane, Güvercin, Cennet’in Gözyaşları, Menajerimi Ara... Pandemide hayata geçirdiği online spor akademisi Pointe Stüdyo’da da bale fitness dersleri veriyor. u Ciddi bir bale kariyerinin ardından Türkiye’ye dönüyorsunuz ve oyunculuğa başlıyorsunuz. O yoğunluğun içinde bir de Pointe Stüdyo’yu açtınız. Süreç nasıl gelişti? Ben yurtdışındayken ders vermeye başlamıştım ve ileride yapmaya devam etmek istediğimi biliyordum, bu sebeple oyunculuk gibi insanın tüm vaktini alan bir iş temposuna rağmen aklımın bir köşesinde yapmayı istediğim bir şeydi. Pandemi öncesi Pointe Stüdyo normal bir stüdyo olarak aktifti fakat vaka sayılarının artmaya başlamasıyla birlikte herkesin sağlığı ve güvenliği için oraya uzun bir ara verdik. Diğer şehirlerden takip eden derslere katılmak isteyen kişiler de olduğu için madem evlerimizden çıkamıyoruz, biz evlere gidelim diye düşünüp online bir sisteme dönüştürmeye karar verdim. TÜM EKİP KADIN u Pointe Stüdyo’da neler var? Kamera arkası, önü tüm ekip kadınlardan oluşuyor. Ankara’dan İzmir’e, Kahramanmaraş’tan Adana’ya birçok ilden bizimle birlikte spor yapan kadınların olması benim için bu heyecanı sürükleyici kılıyor. Pointe Stüdyo online bir video platformu. Başlangıç ve orta seviyelerde bale fitness ve yoga dersleri esas konumuz ama ayrıca uygulamalı meditasyon videoları var. Abone olan herkesin istediği zaman istediği sıklıkta yapabileceği onlarca ders videolarından oluşuyor. Her ay yeni ders videoları, blog yazıları ekleniyor. Blog yazılarımızda sağlıklı beslenme, kişisel gelişim, psikoloji, cilt bakımı, aromaterapi gibi ilgi çekici konuları seçerek yazıyoruz. Sosyal medya, email üzerinden eğitmenlerimiz tüm abone olan öğrencilerimize derslerle ilgili destekte bulunuyoruz. u Bale fitness nedir anlatır mısınız? Nereden çıkmış, öyküsü ne, Türkiye’de ne kadar zamandır biliniyor? Bale fitness, balerinlerin vücut kondüsyonlarını korumak için provalardan önce yaptıkları spor rütininin bir parçası. Pilates ve fitness hareketlerinin klasik bale hareketleriyle harmanlanmış hali de diyebiliriz. Uzun, ince ama güçlü kaslara sahip olmamıza odaklanan hareketlerden oluşuyor. Yurtdışında bir akım olarak başladı, Hollywood yıldızları Victoria’s Secret modelleri tarafından özellikle çok sevilerek yapılarak yaygınlaştı. Son birkaç senedir Türkiye’de yapılmaya başlandı. Herkesin yapabileceği bir spor. Yaş, kilo, spor geçmişinin önemi yok. Ekipmana da ihtiyaç olmadığı için bir mat ile kolaylıkla evde yapılabiliyor. herkes yapabilir u Bale özellikle kız çocuklarının hayali. Bale fitness’a, çocukken bale yapmak istemiş ama bir şekilde baleyle yolu kesişmemiş kadınlar da katılabilirler değil mi? Bale fitness’a böyle başlayanlar var mı? Neler hissettiler? Evet, bale fitness küçüklüğünde bale yapmış ya da yapmak istemiş kişilerin özellikle dikkatini, ilgisini çeken bir dal. Bale hareketlerinden esinlenilmiş olan fitness ve pilates hareketlerinden oluşuyor, bu sebeple klasik bale kadar öğrenmesi zorlayıcı değil. Herkes yapabiliyor, kilo yaş spor geçmişi fark etmeksizin herkesin başlayabileceği bir yeni nesil spor dalı. Bale fitness’ın 5 faydası u Bale fitness’ın 5 faydasını anlatır mısınız? Bale fitness özellikle kadın vücuduna hitap eden bir spor dalı. Balerinlerin öğrencilik ve iş hayatında vücut kondüsyonunu korumak için yaptığı hareketlerden oluşuyor. Tahmin edersiniz ki, sıkı bir karın, güçlü ama ince uzun kaslardan oluşan bacak ve kol kasları, dik ve güçlü sırt kaslarını yaratmak ve korumak için yapılıyor. l Cardio hareketleri ile kalp ritmini hızlandırıp yağ yakımına destek veriyor. l Esneme hareketleriyle vücudumuzda günlük hayatımızda kullandığımız ama bizi limitlendiren bölgelerimizin uzayarak esnemesini yani bizim limitlerimizi genişletmemizi sağlıyor. l Güç hareketleriyle kol, bacak, sırt ve karın bölgeleri üzerine odaklanarak çalıştırıyor şekillendiriyor. l Denge hareketleriyle ayak bileklerimiz ve kalf bölgemizde olan kontrolümüzü artırıyor. l Yeni ve farklı bir spor dalı olduğu için normalde alışkın olduğumuz hareketlerden biraz daha farklı daha önce hissetmediğimiz ya da aktive etmediğimiz kaslarımızı bile çalıştırarak hem vücudumuzu şaşırtıyor hem de klasik baleye benzeyen hareketleriyle beynimizi çalıştırarak koordinasyon kontrolümüzü artırıyor. u Pina Bausch’un kumpanyasında çalışırken size “Biz önce sakin olmayı öğreniyoruz” demişler. Öyküsünü anlatır mısınız? Pina Bausch kumpanyasıyla tanışmaya gittiğimde, senelerce klasik bale eğitimi almış bir balerin olarak gittim, yaşımda küçüktü. Onların yaptığı işe ve tekniğe hayran olarak stajyer dansçı olarak başvurmuştum zaten ve gittiğimde derslerine provalarına katıldım. Onlarla birlikte hiç sahne alma şansım olmadı ama her provada tüm konsantrasyonumla çalışıyordum. Bir prova sırasında benden oldukça büyük dansçılarından biri “Bizimle birlikte sahne alan dansçıları hem yaş hem duygusal olarak olgun kişilerden seçiyoruz sen daha çok küçüksün, çok heyecanlısın, önce sakinleşmeyi sonra aşkı, ölümü, kalp kırıklığını, acıyı öğrenmen gerek” demişti. Klasik bale ekolünden gelen, modern dansı sadece gördüğü derslerden bilen biri olarak o zamanlar anlayamamıştım, tekniğimi yetersiz buldukları için böyle dediklerini düşünmüştüm. Ama onlarla birlikte vakit geçirdikçe, izledikçe ne demek istediğini çok daha iyi anlayabildim. Müzikalde oynamak hayalim u En son Menajerimi Ara’ya konuk oldunuz, hayranlarınız sizi özledi. Var mı yeni projeler, ya da oynamak istediğiniz bir rol? Pandemi döneminin başında dizi projem yeni bittiği için hem biraz dinlenmek hem de Covid19 sebebiyle bir mola vermiştim. Ama senaryo okumaya, işlerle görüşmeye devam ediyoruz. Menajerimi Ara setine konuk olmamla birlikte insanların ilgisi ve benim hissettiğim özlem bu süreci hızlandıracak gibi. Bir müzikal ya da içine sanatımı da katabileceğim bir rolde oymamak hayalim. Şu an içime sinecek, yeni bir şeyler öğrenebileceğim bir projede yer almak için çalışmalara devam ediyoruz. u Hayalleriniz neler? Pointe Stüdyo’yu geliştirerek Türkiye’de denemek isteyen tüm kadınların hayatına dokunabilmeyi çok istiyorum. Siteyi kurarken amacım; öğrenci, çalışan, evde çocuğuyla olan herkesi spor yapmaya, kendiyle vücuduyla barışmaya davet etmekti aslında. Aylık abonelik ücretini bu kadar uygun tutmamızın sebebi de bu. Her ay çekiliş usulüyle birkaç kişiye abonelik hediye etmemin de. Ekipman gerektirmeyen, sizin günlük koşuşturmanıza engel olmayan bir sistem. İlerde hem Türkiye hem yurtdışından kadınların açıp yoga, bale fitness, meditasyon yapabileceği bir platform haline dönmesini çok isterim. Alper Hasanoğlu de anima İnsan kimdir? İnsan bir şey, bir nesne olsaydı, onun ne olduğunu sorar ve onu bir nesneyi tanımlar gibi tanımlayabilirdik. Oysa insan doğada var olan bir şey ya da endüstriyel bir ürün olmadığından onun ne olduğundan bahsedemiyoruz. Doğru soru, onun kim olduğudur. Buna rağmen birçok insan kendinin kim olduğu sorusuna ne olduğunu söyleyerek yanıt veriyor. İşçiyim diyor, doktorum, mühendisim, mimarım. Aslında ne olduğunu söylerken toplumsal işlevinin ne olduğundan bahsetmiş oluyor ve bu onun aslında kim olduğunu hiçbir şekilde anlatmıyor. İnsan bir nesne değil, bir canlıdır ve sürekli bir gelişim süreci içindedir. Hayatının herhangi bir noktasındayken olduğu kişi, gelecekte olabileceği ve olasılıkla olacağı kişi değildir. Bu anlamda insanın kim olduğunu söylemek kolay olmasa da hiçbir şey söylenemez de değildir. En azından şu denebilir; insan düşünebilme yetisi sayesinde gereksinimlerini doyurabilen bir canlı olmanın çok ötesinde bir varlıktır. Düşünme yetisi insan için, hayvanda olduğu gibi yalnızca istediğini elde etmekte kullandığı bir araç değil, aynı zamanarasında farklılıklar gösterir, farklı sosyal yapılardan oluşur: Sevgi, sevinç, dayanışma, haset, nefret, kıskançlık, yarışmacılık, açgözlülük vb. Biyolojik kökenli olan tutku ve dürtülerin aksine bunlar belli sosyal yapıların eseridir ve onların birbirleriyle etkileşiminden doğar. Sonuç olarak insan evladının eylemlerindeki ana motivasyon içgüdüleri değildir. Tabii ki insan davranışlarında açlık ve cinsellik gibi içgüdülerin az da olsa motive edici bir etkisi vardır. Ama insan ancak kendisinin ve içinde bulunduğu topluluğun hayatta kalması ciddi bir tehdit altındaysa içgüdülerinin etkisini hisseder. Ama insanı esas olarak motive eden tutkular hırs, haset, kıskançlık, intikam arzusu gibi güdülerdir ve bunlar belli toplumsal yapılanmalardan kaynaklanır ve beslenir. Bu tutkular o kadar güçlüdür ki çoğu kez hayatta kalma içgüdüsüne üstün gelirler. İnsanlar nefret ve hırsları gibi olumsuz, sevgi ve sadakat gibi olumlu duyguları için ölümü göze alırlar. Yani biyolojik olmayan güdüler, biyolojik güdülere üstünlük gösterir. İnsanın en korkunç tutkusu, başka bir insanı kendi erk isteği doğrultusunda söÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu da kendisinin ve çevresinin varoluş gerçeğini kavramasına yarayan zihinsel bir eylemdir. Yani insan yalnızca zekâya değil, akla da sahiptir. Aklın en önemli işlevi de hakikati bulmaktır. Oysa insan özel yaşamında çoğunlukla akla uygun davranmayı bir kenara bırakıp açgözlülüğünün ve kendini beğenmişliğinin doğrultusunda hareket eder. Daha kötü olanı devletlerin de böyle hareket ediyor olmasıdır. Çünkü bütün devletleri de bu özelliklere sahip insanlar yönetir. İnsanın kim olduğunun yanıtı, insan olma deneyimlerinden geçer. Bu nedenle de bu soru ancak “Bir insan olarak ben kimim” sorusuna verilecek cevapla yanıtlanabilir. İnsanların çoğu bu soruya kendilerinin toplumsal rollerini dillendirerek yanıt verirler. “Ben öğretmenim”, “Ben müdürüm” gibi. Oysa onların ne iş yaptıkları bize, aslında kim olduklarıyla ilgili olarak hiçbir şey söylemez. İnsan iki çeşit dürtü ve tutku tarafından belirlenir, yönlendirilir. Bunlardan biri biyolojik kökenlidir ve temel olarak bütün insanlarda aynıdır: Hayatta kalma isteği, yani açlık ve susuzluğun doyurulması, güvenlik, belli bir sosyal yapı ve kısmen de cinsellik. Diğeri biyolojik kökenli değildir ve insanlar mürme, kullanma dürtüsüdür ve bu kanibalizmin uygarlaşmış biçimidir. Oysa avcı toplayıcı atalarımızın zamanında bir insanın diğerini sömürmesi diye bir şey söz konusu değildi. Günümüz insanı için böyle bir şeyi, sömürünün, suiistimalin yokluğunu hayal edebilmek bile mümkün değildir. Ama mülkiyetin olmadığı, her şeyin herkes için yeteri kadar var olduğu zamanlarda bir insanın diğerini sömürmesi de gerekmiyordu. Ne zaman ki tarım toplumuyla birlikte mülkiyet ve ataerkillik devreye girdi, bir insanın ötekini sömürmesi ve köleleştirmesi de başladı. Ve insanın tanımı da değişti. Feodalizmle birlikte soylular sınıfı doğdu, soylu olmayanlar köleleştirildi, işçiler ve kadınlar insan olmaktan çıkarıldı. Ne zamanki bir insan daha güçlü olan diğeri için bir sömürü aracı olmaktan çıkacak, insanın kanibalistik tarihi de son bulacak ve insanın gerçek tarihi başlayacak. Ama bunun için insanın yalnızca kendisini ve kendisi gibi olanı sevmekten vazgeçmesi gerekir. Kim ki yalnızca bir kişiyi sever, aslında hiç kimseyi sevmiyordur. Not: Erich Fromm’un ‘Man – Who Is He Really?’ adlı makalesi ‘iç edilerek’ yazılmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle