Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 30 Ocak 2021 Cumartesi Bugün Öyle bir hakkımız olsa ki diyelim sabah kalktık hava soğuk, canımız işe gitmek istemedi. Düşündük taşındık eğer bir parça enerji bulduysak ayaklarımızı sürüye sürüye kalişe gBuitmesem!senin madığı bu günlerin ücreki kendisinden kesilemeyeceği gibi izinli de sayılamaz. Tehlike büyükse Diyelim ki sorun çok daha Gıda mühendisi Burcu ile beden eğitimi öğretmeni Gamze, balıkçılıkla yeni bir serüvene çıktı. kıp kendimize gelmek için sohakkın büyük ve yakın. O zaman çağuk suları yüzümüze çarptık. lışanlar ciddi ve yakın tehlikeAma hâlâ düşünüyoruz bir şey nin önlenemez olduğu durumolsa da işe gitmesek... Arayıp larda birinci fıkradaki usule uyannem çok hasta, babamı hastaneye götürüyorum gibi maze OLCAY BÜYÜKTAŞ mak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk retlere gereksinim duymasak ve ederek belirlenen güvenli yere “Şef bugün işe gelmesem” diyebilsek. Yani bir gitme hakkına sahip. Bu durumda da yine çanevi tembellik hakkımız olsa. Tabii ki suiistimal lışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kıetmeden... Mesela akşamdan kaldığımızda, ya sıtlanamaz. da ayda yılda bir yağan karı çocuklarla oyna İş sözleşmesiyle çalışanlar talep etmesiyarak geçirmek istediğimizde. ne rağmen gerekli önlemlerin alınmadığı duBöylesi anlayışlı çalışma arkadaşları, anla rumlarda, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü yışlı iş ortamları tabii ki vardır. Hakkını yiyemeyiz. Ama başka bir şey bizim istediğimiz, yani iş ortamları öyle olmalı ki çalışan yöneticisine karşı gerekçe üretmek zorunda kalmadan isteğini söyleyebilse. Çalışma piyasası öyle düzenlenmeli ki çalışanın haftalık ve yıllık izinleri dışında ne bileyim yılda üç kez de tembellik hakkı olsa. Ama heyhat hayat öyle değil. Her şey bir olta Çalışmaktan kaçınma hakkı Ancak çalışanın tembellik hakkı yoksa da işten kaçınma hakkı var. Daha doğrusu yasalardaki adıyla “Çalışmaktan Kaçınma Hakkı.” Gerçi bu pek arzu ettiğimiz ya da edeceğimiz bir durum değil ancak çalışanın sağlığının korunması açısından son derece önemli ve güzel bir hak. İşyerinde herhangi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu iddia eden işçi, bu sebeple çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilir. İşçilerin karşılaştıkları veya karşılaşacakları ciddi ve yakın tehlikelerden dolayı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “Çalışmaktan Kaçınma Hakkı” başlıklı 13. maddesine göre, “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’na, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak işveren ise derhal kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.” Ücret ödenir Çalışan böylesi bir durumda yani diyelim ki kot taşlama işinde ya da başka kimyasallara maruz kaldığı bir ortamda gerekli önlemler alınmıyorsa ya da aylardır yaşadığımız korona salgını karşısında alması gereken önlemleri almıyorsa çalışmaktan kaçınabilir. Tabii kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi halinde. Eğer kurul ya da işveren talebi yerinde bulursa, çalışan da gerekli önlemler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Diyelim ki işveren gerekli önlemleri en erken iki ya da beş günde alabilecek, işte bugünlerde yani çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklı kalır. Yani çalışmaddesi II/f bendine istinaden çalışma şartlarının uygulanmadığı gerekçesiyle ihbar süresine uymadan ve ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmadan haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir, yani işten ayrılabilir, hatta bir yıllık çalışma süresini doldurmuşsa işverenden kıdem tazminatını da isteyebilir. Toplusözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır. Ancak kanunun 25. maddesine göre işyerinde işin durdurulması halinde, bu madde hükümleri uygulanmaz. Ücret ödenmiyorsa İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olmamakla beraber buna benzer bir düzenleme, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34’üncü maddesinde yer alıyor. Söz konusu madde uyarınca da ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen çalışan, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. ’nda... Ataol Behramoğlu’nun önsözü ve seçkisiyle “Şiirler”, Güzin Dino’nun önsözüyle “Baharın Ettikleri”, Turgay Fişekçi’nin önsözüyle “Bir Takvim Yaprağında”, ve çocuklar için “La Fontaine’in Masalları” ile “Nasrettin Hoca Öyküleri”... atmayla başladı Baltalimanı sahilinin mavi şapkalı balıkçı kadınları onlar. Çok değil, üç ay önce başlamışlar bu işe. Öyle iş dediğime de bakmayın Burcu aslında gıda mühendisi, dört dil biliyor ve bir havayolu şirketinde çalışıyor. Gamze, beden eğitimi öğretmeni, bir belediyede engelli çocuklara eğitim veriyor. Ev arkadaşı ve dalgıç olmalarının yanı sıra şimdi uzaktan çalışmadan arta kalan zamanlarda balığa çıkıyorlar. Burcu ile Gamze’nin balıkçılık serüvenine kulak verelim. u Balıkçılık serüveniniz nasıl başladı? Bir sabah kalkalım balığa çıkalım demediniz herhalde? l Burcu: Sahilde yürürken kapı komşumuzun balık tutuğunu gördük, biz de bir iki olta atalım dedik. Bu işi yapamazsınız edemezsiniz, hele ki büyük balığı yakalayamazsınız dediler. Onlar dedikçe biz yaptık. Aslında deniz benim için bir tutku. Dedem zamanında dalıp sünger çıkarırmış. Ben dalgıçlık da yapıyorum. Şimdi balıkla birlikte denizle yeni bir serüvene çıktım. l Gamze: Bu serüven komşumuzu sahilde balık tuttuğunu görmemizle başladı. Olta atmak, balık tutmak hoşumuza gitti ve biz neden yapmayalım diyerek, ertesi gün olta takımlarımızı temin ettik ve soluğu sahilde aldık. Önce toplantı sonra balıkçılık u Balıkçılık için herhangi bir eğitim aldınız mı? Bu dönemde evden çalışıyorsunuz ama hem balıkçılık hem iş nasıl gidiyor? l Burcu: Her işte olduğu gibi balıkçılıkta da bir deneyim gerekiyor. Pandemi dolaysıyla her yer kapalı olduğu için videolar izledik, makaleler okuduk ve en önemlisi de sahildeki balıkçılardan bu işi bakarak sorarak öğreniyoruz. Tabii hem iş hem balıkçılığı aynı anda yürütmek zor. Sabah işle ilgili toplantılara katılıp, sonra sahile iniyoruz. Pandemide çok güzel bir terapi aslında. l Gamze: Özel gereksinimli engelli çocuklara eğitim veriyorum. Uzaktan çalışmayla çocuklara videolar çekip yolluyorum. İşim biter bitmez oltayı kapıp sahile iniyorum. Balık tutmak için özel bir eğitim almadım ama akşam eve döndükten sonra internet üzerinden balık tutmanin taktiklerini araştırdım. Zaten sahilde deneyimli kişilerle sohbet edip bu işin püf noktalarını öğrenebiliyorsunuz. * Sahillerde balık tutan kadın sayısı az. Bir ayrımcılık yaşıyor musunuz? l Burcu: Esasen kadın olduğumuz için daha da ilgileniyorlar. Hatta balık satışı yaparken, erkeklerden ziyaŞehriban Kıraç’la İş’te Mola de bizim yakaladığımız balıkları tercih ediyorlar. Ekipman almaya giderken daha çok yardımcı oluyorlar. Güçlü kadınsanız o ayrımcılığı tersine çevirebiliyorsunuz. l Gamze: Kadın olduğumuz için hiç alışık olmadığımız şekilde kibar ve yardımsever davranıyor. Hiçbir işi kadın ya da erkek işi olarak ayırmıyorum. Bir işi istemek gerekiyor bunun cinsiyetle alakası olduğunu düşünmüyorum. Deniz tutkumuz u Bir mesleğiniz var ama balıkçılık bugünden sonra işinizin ve hayatınızın neresinde duracak? l Burcu: Açıkça bu tutkuyu işim haline getirecek fırsatım olsa hiç durmam balıkçı olurum. Hem aileden gelen bağ hem ağabeyimin uzun yol kaptanı olması beni denize daha da yaklaştırıyor. Şu anda değil ama ilerisi için yolum denizlerde olacak. Gelecek ay tekne kaptanlığı için ehliyet sınavlarına da yazılmayı planlıyorum. Ufak ufak hayalimi gerçeğe dönüştürecek adımlar atmalıyım şimdiden. Tekne, balıkçılık, dalgıçlık...işte huzurlu hayatın formülü... l Gamze: Balıkçılığı çok sevdim, aynı zamanda 2 yıldız dalıcı ve yüzme antrenörü olduğum için deniz aslında benim bir tutkum. Bu iş artık her daim hayatımda olacak. u Günlük ne kadar balık tutuyorsunuz, tutuklarınızı ne yapıyorsunuz? l Burcu: İş dolaysıyla her gün çıkamıyoruz. Bazen iki olta bazen tek olta çalışıyoruz. İki oltayla 15 kilo civarında balık tuttuğumuz günler olabiliyor. Tuttuğumuz balıkları bazen sahilden geçenlere, bazen aldığımız siparişler oluyor oralara satıyoruz. SatamadıkMutluluğun ta kendisi u Balık tutmaya başladıktan sonra hayatınızda neler değişti? l Burcu: Hayattan zaman çaldığımı düşünüyorum. Aslında hayat hep bizden götürüyor. Hiçbir şey düşünmeden olta atmak, balığı çekerken hissettiğiniz ağırlık, yüzeye çıktığında çıkardığı ses aslında mutluluğun ta kendisi. Balık tutmaya başladıktan sonra hayatıma dinginlik geldi. l Gamze: Öncelikle çok güzel insanlar tanıdım, dostluklar edindim. Ticaret de yapabildiğimi öğrendim. u İleride balık tutmayla ilgili ne hayaliniz var? l Burcu: Fırsatım olursa tekne almak istiyorum. Bu fikir şu an çalıştığım işime dört elle sarılmamı sağlıyor. Baltalimanı sahilinin mavi şapkalı kadınları olarak neden bu hayalimizi gerçekleştirmeyelim ki. Hayat hangi yönde yaşamak istediğinize göre değişir. Bazı kişiler kariyer ister o durumda sorumluluk ve stresi artar. Pasif olmak ister bu sefer de hayat şartları zorlar. Ama bir üçüncü yol da var, insanlar sevdiği işi hayatı haline getirir. Para kazanmasanız da sevdiğiniz işi yaptığınız için mutlusunuzdur. O nedenle balık tutmayı hobi halinde büyütüp belki de işim haline getiririm. l Gamze: En büyük hayalim küçük bir sahil kasabasına yerleşmek ve küçük bir tekne alıp balıkçılık yapmak. larımızı da komşularımıza arkadaşlarımıza ya da sokak hayvanlarına dağıtıyoruz. Restoranlar açıldığında onlara satma fikrimiz var. l Gamze: Sabah erken (05.3006.00) balığa çıktığımızda 1015 kilo kadar balık tutabiliyoruz. Ekonomik olarak da zor bir dönem, herkesin maaşları eridi. Balıktan elde ettiğim gelir en azından ev bütçemize katkı oluyor. Akşamları da evde balık tutmak için çapari hazırlıyorum, bunları da satmaya başladım. Günlük ortalama 100150 TL kazanıyoruz. u Peki, bu işin maliyeti nedir, teçhizatı, oltası için ne kadar bütçe ayırmak gerekiyor? l Burcu: Ne kadar kaliteli teçhizat kullanmak istediğinizle alakalı. Orta sınıf bir balık takımı için bin TL’yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Misina, köstek, kurşuna da ayrıca 600700 TL ayırmalısınız. Biz çapari takımlarımızı kendimiz yapıyoruz. Maliyeti bu şekilde düşürüyoruz. Haydi sahile u Balık tutmaya niyetli kadınlara neler öneriyorsunuz? l Burcu: Hiç düşünmeden başlasınlar. Onlar da sabahın 5’inde kalkıp sahile koşacaklar. Yap poğaçanı, doldur çayını termosa, al ekipmanını haydi sahile. Yan yana otur dostlarınla, tak yemi oltaya, iç sıcak çayını, dal sıcak bir sohbete... Balık çek denizden sonra yanındakilere nispet yap. Gül, eğlen, yeni dostlar edin, denizden aldığın balıkları götür çocuklara, sevdiklerine pişir neden yapmasın ki kadınlar böyle bir şeyi! l Gamze: İlgisi olan her kadın ertelemeden hemen balık tutmaya başlamalı. Öyle kafalarında büyüttükleri kötü ya da zor bir senaryoyla karşılaşmayacaklarına emin olabilirler. cumartesi@cumhuriyet.com.tr cumhuriyetcumartesi 30 ocak 2021 SAYI: 20 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni: Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür: OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr n Yayın Danışmanı: İPEK ÖZBEY n Görsel Yönetmen: ELİF TOKBAY n Sayfa Tasarım: ECE KURTULUŞ DURSUN n Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer Törün Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın