24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 TEMMUZ 2018, CUMARTESİ SAYFA 3 KomediTürler ve cinsiyetler üstü on isim kadından sorulur Binnaz Saktanber Aşırı uzun boylu bir Pamuk Prenses,‘şaka kaldırmaz’ konular, birbirine benzemeyen komik kadınlar. Bir isim edinmek için erkeklerden kırk kat daha fazla emek sarf eden, kalıpları yıkan kadınlar... Komik kabul edilmek için erkek olmak çoğu zaman yeter koşul, hatta bazen bir meziyet. Mesela bir komedi programının adını 3 Adam koyup yürümek gayet mümkün. Standup ise bu vaziyetin zirvesi. Kadın standup’çıların sektörde bir isim edinmek için kırk kat daha fazla emek sarf etmesi ve dolayısıyla kırk kat daha komik olmaları bekleniyor. Kadınlar bu işi icra eden bir cinsiyet değil de, komedinin bir alt türü olarak değerlendiriliyor. Oysa kadın komedisi diye bir tür yok. Bu yazıda tanıyacağınız komedyenlerin hepsi türler ve cinsiyetler üstü komikler. “Seinfeld de kimmiş” demeye hazırsanız başlayalım. ? AMY SCHUMER Kariyerine ‘cahil hafif sarışın’ klişesine takla attıran gösterisiyle başlayan Schumer, Peabody ödüllü şovu Inside Amy Schumer ile ikona seviyesine yükseldi, oradan sinemaya zıpladı. Forbes’un en çok kazanan komedyenler listesine giren ilk ve tek kadın olan Schumer artık küçük bir endüstri. “Ben komedinin zeki ve feminist olanını severim” diyenler İltifatlar, Çok Kötüyüm ve 12 Kızgın Adam isimli skeçlerini; “Komedi dediğin altyazısız da anlaşılmalı” diyenler cinsellik, evlilik, ertesi gün hapı veya Kardashian kardeşler gibi ko AMY SCHUMER LESLİ KARAVİL nulardaki şakalarının olduğu standup’larını kaçırmasın. Maalesef son Netflix gösterisi bugüne kadarki en kötüsü, atlayın derim. ? SARAH SILVERMAN İki yandan toplanmış saçları, pembe yanakları ve otuz iki diş gülümsemesiyle aşırı uzun boylu bir Pamuk Prenses’e benziyor. Tabii bahsettiğimiz otuz senedir standup yapan, kafası hafif kıyak, şaka yaparken duygu göstermeyen sek tarzıyla efsaneleşmiş bir Pamuk Prenses. Silverman’ın sahnedeki cahil ve ırkçı personası bugünlerde yerini daha seçici ve empati sahibi bir komedyene bıraktı. Bernie Sanders destekçisi Silverman, “Irkçılık yapan bir karakterle ırkçılığı eleştiremeyeceğimi anladım” diyor ve I Love You America adlı programında Trump destekçileriyle ortak noktalar bulmaya çalışıyor. Ama en ciddi konuların arasında bile en insani ve şapşal şakaları sıkıştırmak onun uzmanlığı. Silverman’ı hiç bilmeyenler işe Matt Damon skeçleriyle başlasın; en son standup şovu içinse adres Netflix. ? TIFFANY HADDISH Çocukluğu koruyucu ailelerle geçen, kariyerinin başında arabasında yaşayan Haddish, Girls Trip filmiyle patladı ve Saturday Night Live’ı (SNL) su TIG NOTARO AYÇA ŞEN nan ilk siyah kadın standup’çı olarak tarihe geçti. Haddish’in hızlı ve dinamik konuşma tarzı, mükemmellik noktasına kadar prova edilmiş ve tam da o yüzden doğaçlamaymış gibi duran hikâyeleri ve bedenini kullanmadaki nedametsizliği onu eşsiz kılıyor. “Erkekler sevdikleri şeyler hakkında nasıl konuşuyorlarsa ben de öyle konuşuyorum” diyen Haddish’in son gösterisi She Ready’i kaçırmayın. ? APARNA NANCHERLA Evden çalışıyorsanız Nancherla’nın “patrona en yakın şeyim Netflix” şakasını ömür boyu kullanabilirsiniz. HintliAmerikalı Nancherla’nın depresyon, terapi, modern dünyanın endişeleri ve göçmenlik konularına bakışındaki orijinallik onu New York Times’ın “izlenecek standup’çılar” listesine taşıdı. Nancherla’yı The Standups, Master of None veya BoJack Horseman’da izleyebilirsiniz. ? NEGIN FARSAD İranlı Farsad, Müslüman ve kadın komedyenlere çok rastlanmayan bir sektörde muhafazakâr aile yapısı, kültürel çatışmalar ve İslamofobi gibi “şaka kaldırmaz” konuları irdeliyor. Bir Tirana Nasıl Şaka Yapılır gösterisini kaçırmayın, ilerde işinize yarayabilir. ? ALI WONG İki Netflix standup’ını da yedi aylık hamileyken çekti. Hamilelik, annelik ve ebeveynliğin çifte standartları gibi konuları ilk şovunda suya bastı, ikincisinde çitiledi. İlk hamileliğinde şakasını yaptığı önyargıları ikincisinde yıktı. Eğer sizin de kocanız bir doktor kontrolüne geldi diye yılın babası ilan edildiyse Wong’u kaçırmayın derim çünkü toplumun babalardan ne kadar düşük, annelerden ise ne kadar yüksek beklentileri olduğu konusu epey şaka kaldırıyor ve Wong süper starlığa doğru yürüyor. ? TIG NOTARO 2012’de kanser olduğunu açıkladığı setiyle kült statüsü edindi. Oysa 90’lardan beri standup yapan Notaro, zaten çağının en iyisi. O bağırmadan, şakayı “patlatmadan”, en absürt konuları da işleyerek komedi yapılabileceğinin kanıtı. Notaro’nun kanser, aniden artan şöhret, karısı Stephanie Allynn ile tanışma ve çocuk sahibi olma hikâyelerini anlatan Tig ise izleyebileceğiniz en dürüst ve açık kalpli belgesellerden. Hem o hem standup’ları için adres Netflix. ? AYÇA ŞEN Memleketin en orijinal kasa ve komik kadınlarından Ayça Şen, radyoda kültleştirdiği kariyerini yıllardır standup gösterileriyle de destekliyor. Klasik standup sınırlarını aşan en son tek kişilik gösterisi Deli Diilim Ben ise Şen’in bir yazar, hikâyeci ve şarkı yazarı olarak yeteneklerini bir araya getiriyor. Şen’in seyirciyle bire bir sohbet ettiği şovundan hem çok gülerek hem de “yenildik ama güzel yenildik” hissiyatıyla çıkmak işten bile değil. ? LESLİ KARAVİL Uzun yıllar yurtdışında yaşamanın da verdiği tecrübeyle mevzulara bambaşka yerlerden bakarak çıkarıyor mizahını. Özgüvenli duruşuyla sahneye çok yakışan Karavil’in İçerde Kadın StandUp’çı Var adlı gösterisinde ilişkiler, teknoloji ve en çok duyduğu “Türkiye’ye neden döndün” sorusunun cevapları var. ? ÇOK DA FİFİ Altı birbirine benzemez ama altısı da birbirinden komik kadın standup’çıdan oluşan bir komedi voltranı. “Standup’ın babaannesi” lakaplı ve grubun en tecrübelisi Deniz Özturhan, “Demek şive şakaları da komik olabiliyormuş” dedirten Karadenizli Buse Sinem İren, karanlık İngiliz mizahı tarzının temsilcisi Aslı Akbay, “gömeçleyen erkek” şakası ve ilişkilere bakışıyla kahkaha attıran Şirincan Çakıroğlu, Meltem Parlak ve Hande Yögen, hepsi tek tek izlemeye değer ama arka arkaya sahneye çıkan kadınların yarattığı kolektif enerji bambaşka. Çok da Fifi kadınları 14 Temmuz’da İstanbul Living Room’da sahnede. ? YAZIYA SIĞMAYANLAR: Wanda Sykes, Kathy Griffin, Bridget Everett, Monique, Hannah Gadsby, Ece Ercan, Yasemin Şefik ve Miray Akovalıgil de radarınızda olsun. Dizinin ana meselesi ‘dayatma toplumsal rollerin’ yarattığı travma Yazın ekşi limonatası GÜLİZ ATSIZ NOYAN HBO’nun eski dizisi True Blood’ı anımsatan bir jenerikle başlıyor ilk bölüm. Esas kahramanımız gazeteci Camille Preaker’a ait çocukluk anısıyla karışık bir rüya sekansı izliyoruz. Ardından editörü Camille’i rüyasında gördüğü memleketi Wind Gap, Missouri’ye bir cinayet ve bir kayıp vakasını araştırıp haber yapması için gönderiyor. Alkol problemi olan ve bedenine kelimeler kazıyarak kendisine zarar veren Camille, ana ocağına dönmek konusunda son derece isteksiz olmasına rağmen görevi kabul ediyor. Bölümün geri kalanında anne Adora ve üvey kız kardeş Amma’nın yanı sıra şerif, dedektif, mahalle barının sahibi gibi tipik Amerikan kasabası tiplemeleriyle de tanışıyoruz. Kadın Western’i Yine başka bir HBO dizisi olan True Detective’deki gibi gözle görülmeyen ama havada asılı duran bir gizem ve gerginlik, daha Camille arabayla kasaba sınırlarından içeri girdiği anda hissedilmeye başlıyor. Yine de bu hikâye, bir yabancının kasabaya gelmesiyle ahalinin sırlarının ve yozlaşmış iliş Bu yazın beklenen dizilerinden biri olan Sharp Objects’in ilk bölümü geçen hafta yayımlandı. Dizide Amy Adams ve efsanePatricia Clarkson oynuyor. kilerinin döküldüğü hikâyelerden biri değil. Daha çok bir kadın antikahraman Western’i olarak tanımlanmaya müsait olan dizinin meselesi de annelik ve “dayatma toplumsal rollerin” yarattığı travma. Gone Girl’deki Amy Dunne karakteriyle, feministleri ikiye bölen Gillian Flynn’ın yazdığı Sharp Objects’in karakterleri de bir o kadar tartışmalı. Gone Girl gösterime girdiği sıralarda iyice yoğunlaşan tartışmaların nedeni ‘cool girl’ tanımı ve Amy’nin üç defa yalan tecavüz suçlamasında bulunmasıydı. Taciz suçlamalarında yalan beyanda bulunma oranının çok düşük olması ve sahte kanıtlar üretmenin çok zor olması, Amy’nin durumuyla çelişiyordu. Ayrıca Amy’nin hamileliği ve kürtajı bir şantaj meselesi olarak kullanması da puan kaybetmesine neden oluyordu. Flynn eleştirilere, Amy’nin zaten normal bir kadın olmadığı, tersine bir sosyopat olduğu, yalnızca güçlü ve bağımsız kadınların hikâyelerini kimsenin dayatamayacağı, her tür kadının hikâyesinin anlatılmaya değer olduğu yönünde cevaplar vermişti. Feministlerin itirazı ‘Cool girl’ derken de sevilmek ve kabul görmek adına, beraber olduğu erkeğin sevdiği şeyleri seviyor gibi yapan, itiraz etmeyen ve “sorun çıkarmayan”, özetle olmadığı biri gibi davranan kadınları kınıyordu. Bu kısmına pek itiraz eden yoktu aslında. Sorun Amy’nin aslında Flynn’ın özellikle pizza yiyip bira içen, geğiren, video oyunları oynayan, kilo almayan, uzun süreli ciddi ilişki beklentisi olmayan kadınları, “mış gibi yapan” sahte kimliklere örnek olarak vermesindeydi. O dönemde pek çok feminist gazeteci ve yazar, bu yaklaşımın da kadınları belli rollere ve kalıplara sıkıştırmaktan ibaret olduğunu yazmışlardı. Camille, Adora ve Amma da diziyle birlikte tekrar gündeme gelecek ve yeni tartışmalar başlatacaklar gibi görünüyor. Kitabın basımıyla dizi arasında geçen 13 sene, Flynn’da bazı değişiklikler yapma isteği uyandırdı mı diye çok merak ediyorum. Karakterlerin gelişimini kitapla paralel olarak düşünmeden edemeyeceğim sanırım. Bir de ufak not, yine bir kadın hikâyesi olan ve senaryosunu Flynn ve Steve McQueen’in birlikte yazdığı Widows, kasım ayında gösterime girecek. Şimdiden bir köşeye not etmekte fayda var. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle