02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 HAZİRAN 2018, CUMARTESİ Yeni nesilBaşka bir dünya mümkün diyen şarkılar gazino repertuvarı SAYFA 5 DİLEK ŞEN “Ben Melike Şahin. ‘Müzikle yolculuğun nasıl başladı’ sorusuna hiçbir zaman yanıt bulamadım, çünkü hep vardı” diye anlatıyor kendini Cihangir’de buluştuğumuz 29 yaşındaki şarkıcı. İstanbul’da doğup büyümüş Melike Şahin. Çocukluğundan beri tutkuyla şarkı söylüyor. Yeteneğinin ailesi tarafından fark edilmesinde; babasının dinlediği türkülere ve müzik kanallarına duyduğu ilgi, daha 6 yaşındayken rastladığı ve dilinden düşürmediği Sezen Aksu’nun “Işık Doğudan Yükselir”i ve “Salkım Söğüt” albüm serisi etkili olmuş. Müziği bir iş olarak düşlemeye başladığındaysa iki yıl Timur Selçuk Çağdaş Müzik Merkezi’nde şan dersi almış. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciliği boyunca Klasik Müzik Korosu’nda şarkı söylemiş. Mezun olduktan sonra da altı yıl Baba Zula ile sahneye çıkmış. Bir yıldır solo kariyerini sürdüren Şahin, yıllardır söylemek istediği şarkıları üst üste koyup oluşturduğu repertuvarla “türlü bağlarda ötüyor” ve “dertli bülbüller”in kalbine değiyor. Dinleyiciyle yeni buluşan şarkısı “Sevmek Suçsa Suçluyum”u vesile ettik, Melike Şahin ile buluştuk. ? Dinleyici sizi “Deli Kan” şarkınızla tanıdı. Nasıl yazdınız şarkıyı? O kadar planlamadan yazılmış bir şey ki. Normalde metni düşünüp yazarım, ama o çok hızlı gelişti. Kendi acısı üstünde durup yükselen, devam edebilen, içinde deli kan olan bir kadının şarkısı. ? “Sevmek Suçsa Suçluyum” ile benzeşmiyor pek, ama ortak dert aşk sanki. Aslında aşk değil orada anlattığım şey. Bir meyhane sohbetinde çok sevdiğim bir arkadaşımla rakılarımızı içtik. Hayatımızı değerlendirdik, içinde siyasetin ve yaşam koşullarının da olduğu uzunca bir sohbet yaptık. Onun arkasından eve gittim, telefonu çıkardım ve şarkıyı kaydettim. Klipten de anlaşılıyor, ben kadınların yan yana durmasını önemsiyorum. Herkes kendini çok yalnız zannediyor, ama aslında öyle değil. Birlikte durduğumuz, birçok şeyi paylaşabildiğimiz, dayanışabildiğimiz bir “koro” var. Başka türlü bir dünyanın mümkün olabileceğini kadın dostlarımla sohbetlerimde, sarılma anlarımda buldum. Bunu gösteren bir şarkı olmasını istedim. Öyle de oldu.  ‘Bu klip gerçekten var mı?’ ? Klibi ödüllü yönetmen Tony Gatlif çekti. Neydi yolunuzu kesiştiren? Tony Gatlif’le son filmi Djam’in çekimleri için İstanbul’a geldiğinde tanıştım. Filmin şarkıları için bir kadın şarkıcı arıyormuş. Görüştük, anlaştık, şarkıları söyledik. Filmin dünya prömiyerinin yapıldığı Cannes Film Festivali’nde minik bir provanın ardından gösterimden önce bir konser verdik. Film, geçen Ocak’ta burada da gösterime girdi. Gala için Tony ve ekibi Türkiye’ye geldi. “Neler yaptın biz yokken?” dediler; ben de Deli Kan’ı çıkardığımı, Sony Music ile çalışmaya başladığımı söyledim. “O klibi izledik”, hatta “Biz de bir şeyler yapsak, bir klip çeksek sana” dediler. Ben de çevirmene “Şu an doğru mu çeviriyorsunuz? Duyduğum şeyi gerçekten duydum mu?” dedim. Kendi kendine böyle bir şeyi teklif edince heyecanlandım tabii. Çekimlerde de heyecanlandım ve akamadım bir süre. Bir gün sürdü sadece. O da galiba yönetmenimizin okeye dönüyor olmasıyla ilgili. (Gülüyor) Hâlâ anlatırken heyecanlanıyorum, bitmiş olması bile bana tuhaf geliyor. Bazen klibi açıp “Bu gerçekten var mı?” diyerek izliyorum. Güzel bir deneyimdi. Erkek egemen döngü ? Sahnede kendi şarkılarınızın yanı sıra Müslüm Gürses’in, Orhan Gencebay’ın, İbrahim Tatlıses’in kimi şarkılarını ve alaturka diye nitelenebilecek pek çok şarkıyı söylüyorsunuz. Repertuvarınız nasıl oluştu? Yıllardır söylemek istediğim şarkıları alt alta dizdim ve bir yeni nesil gazino repertuvarı çıktı ortaya. Bu karışımı yaparken sadece kendimi düşündüm. Çok söylemek isteyip de bir türlü bir ortam bulamadığım şarkıları söylüyorum.  ? Sıklıkla Beyoğlu’nda sahneye çıkan bir şarkıcısınız. Semtin son hali hakkında ne düşünüyorsunuz? Beyoğlu başka türlü bir şeye dönüştü, dönüşüyor. Birçoğumuz için bu rahatsız edici bir durum oldu. Öyle değil. Biz lisede okuldan kaçıp İstiklal Caddesi’ne geliyorduk. Orada büyüdük. DİNLEMEK İSTERSENİZ www.youtube.com/watch?v=WGcuhWVjBnc Şimdi cadde değişti diye oradan ayağımın kesilmeye başladığını fark ettim ve kendime çok kızdım. “Hayır, ben gideceğim ve ritüellerime devam edeceğim” dedim. ? Kadın şarkıcıyı ne bekliyor yaşamın içinde? Kadın şarkıcı, kadın müzisyen gibi ayrımların yapılmaması gerektiğini düşünürdüm; ama bir yandan da pek çok sektörde olduğu gibi bu sektörde de erkek egemen bir hal var. O döngünün içinde kendine bir yer bulmaya çalışıyorsun. Çok kolay bir şey değil. Sırf kadınsın diye emeğinin değerini yok sayan gözlerle iletişim kurmak durumunda kalıyorsun. Lafa gelince herkes kadın haklarını savunur, icraat kısmı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Beyoğlu’nun ruhunda isyan var ? Kadınlar bu duruma artık ses çıkarıyor. 8 Mart’larda Beyoğlu’nu, İstiklal Caddesi’ni mora boyuyor. Siz de oradaydınız, öyle değil mi? Evet, Kadıköy’de de kürtaj yasasına karşı yürüyüşte bulunmuştum birkaç sene önce. Ama Beyoğlu’nda yürümek ayrı bir his. Beyoğlu’nun ruhu bizim orada yürürken söylemeye çalıştığımız şeyle örtüşüyor. O isyanla örtüşüyor. Nedir talep? Yürümek mesela. İstediğim yerde, istediğim saatte yürümek istiyorum. Sadece “Yürümek istiyorum” demek bile bir sürü şeyi anlatıyor içinde. Ne kadar basit bir eylem aslında, ama bunu yapamıyoruz; çünkü “kız başına” isen hep bir gerilim taşımak zorundasın. Senin, benim, hepimizin başına geliyor tacizin türlü biçimleri. Sadece sokak da değil tabii, işin hiç konuşulmayan hane içi de var. Bir de sanal dünyadaki korkunçluklar var. İşte bu tabloda bana umut veren tek şey kadın dayanışması, şifanın gönülden gönüle bulaşması. Biz kadınlar için de, Beyoğlu için de aşırı umut doluyum. İtaat mayamızda yok. Beyoğlu zaten tarihi boyunca hep yeni sayfa açabilmiş bir mekân. Yine öyle olacak, tutmayacak bunlar. Melike Şahin, “Yıllardır söylemek istediğim şarkıları alt alta dizdim” diyor, “Bu karışımı yaparken sadece kendimi düşündüm. Çok söylemek isteyip de bir türlü bir ortam bulamadığım şarkıları söylüyorum”. 9 HAZİRAN 2018 SAYI: 6 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü BÜLENT ÖZDOĞAN Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Faruk Eren Yayın Yönetmeni ZEYNEP MİRAÇ TANER Görsel Yönetmen Ulaş ERYAVUz Yayın Koordinatörü ÖZGÜR ÖZKÜ Sayfa Uygulama EMİNE BİLGET Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın. Cumhuriyet Gazetesi’nin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Demirören Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle