15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 MAYIS 2018, CUMARTESİ SAYFA 5 Star Wars’un sırrı nerede?Serinin son filmi ‘Han Solo: Bir Star Wars Hikâyesi’ vizyona girdi TUVAN YALIM Star Wars ile tanışmam 45 yaşlarında Suadiye’deki eski Atlantik Sineması’nda, salonun dev kolonlarından birinin arkasında oldu. Serinin üçüncü filmi –önceki ikisine yaşım yetişmedi– “Jedi’nin Dönüşü”nü iki büklüm bir pozisyonda kolonun arkasından seyretmeye çalışırken bu dünyaya ilk adımımı attım. Demek o kadar etkilenmişim ki, çocukluğumun geri kalanı benim gibi Star Wars hastası kuzenimin gözetiminde, bu ‘çok çok uzak galaksi’yi ve içindeki muhtelif gezegenleri, uzay araçlarını ve yaratıkları öğrenmekle geçti. Serinin son filmi Han Solo vizyona çıkarken o çocukluk heyecanımı, hiç olmazsa kırıntılarını, yeniden yaşayacak mıyım acaba? Hikâye nasıl başladı? Serinin ‘babası’ George Lucas, Star Wars’dan önce sadece iki uzun metrajlı film çekiyor: THX1138 ve American Graffiti. İkisi de kendi kategorisinde zamanla kült statüsüne ulaşan filmler. Lucas belki de yakın zaman içinde Oscar kazanacak bir yönetmen olacakken bir süredir üstünde çalıştığı ‘uzay destanı’nı çekmeyi kafasına koyuyor. Uzun çabalardan sonra stüdyoyu da bu çılgın ve pahalı projeye para koymaya ikna ediyor. Nasıl oluyorsa bahis tutuyor ve Star Wars tüm zamanların en çok para kazanan film serisi oluyor. Ama ne pahasına? Meşhur Indiana Jones serisini beraber yarattığı ünlü yönetmen Steven Spielberg –ki kendisi Lucas’ın yaşıtı ve çok yakın arkadaşı– sonraları sadece gişede değil, Oscar’larda da başarıdan başarıya koşarken, George Lucas tabii ki para içinde yüzüyor ama Star Wars’dan sonra kayda değer bir filmi ve başarısı olmuyor. Yönetmenlik koltu ğuna tam 22 yıl sonra yeniden oturduğu filmler olan Star Wars’un bir sonraki üçlemesiyle de tabiri caizse serinin ‘içine ediyor’. Faust’vari bir Star Wars laneti mi desek? Peki, insan niye Star Wars delisi olur? Bir defa 1977, 1980 ve 1983’de çekilen ilk üçleme ile daha sonra gelen filmler arasında bir ayırım yapmak lazım. Aşağıda anlatacaklarım ilk üç film için geçerli.   Öncelikle Star Wars keskin çizgilerle çizili ve anlaşılması kolay bir ‘iyi’ ve ‘kötü’ hikâyesi. Nazilerden esinlenerek yaratılan kötü imparatorluk, ‘iyi isyancılar’a karşı. Yer yer Mevlana usulü ‘her şey birdir’ felsefesine yaklaşan ‘güç’ mistisizmi, ‘karanlık taraf’a karşı. Bir nevi uzayda geçen bir ‘Yüzüklerin Efendisi’ yani. Sonra, yaratıcılık ve görsellik. Star Wars evrenindeki yüzlerce gezegenin, uzay gemisinin, yaratığın her biri akıl almaz bir yaratıcılık ve detaycılığın eseri. Star Wars’u görsellik ve tasarım açısından diğer bilimkurgu filmlerinden ayıran taraf ise hep bir ‘eskilik’ hissi. Kıyafetlerdeki, uzay araçlarındaki yıpranmışlıktan tutun da lazer silahlarının olduğu çağda kahramanların kılıç düellosu yapmalarına; uzay gemilerinin 2. Dünya Savaşı’ndaki uçaklar gibi ‘köpek dalaşı’ yapmalarından Han Solo’nun efsanevi (ve tasarım harikası) aracı Millennium Falcon’un bir ‘külüstür’ sayılmasına kadar... Bu görselliği tamamlayan da sonradan beş Oscar kazanacak olan John Williams’ın muhteşem senfonik müziği. Ve son olarak, özgün ka rakterler. Böyle destansı bir hikâyenin baş kahramanı hep mi hata yapar? Luke yapıyor. Esas kız Leia güzel ama tam bir ‘gıcık’. Baş kahramanlardan Han Solo havalı ama aynı zamanda bir hırsız ve kanun kaçağı. Maskenin arkasındaki esrarengiz kötü adam Darth Vader’ın hikâyesini ise – hani 80’lerin arabesk filmlerinde olduğu gibi esas kahramanın babası çıkmasını– ikinci filmin sonuna kadar anlamıyoruz. Yani hep bir kalıplara uymama durumu söz konusu. Belki de sonraki filmlerin yakalayamadığı büyü burada. Han Solo’dan beklentiler Açık söyleyeyim, “Han Solo”dan beklentim ‘iyi bir seyirlik’, hepsi o. Star Wars’un büyüsü benim için ilk üçlemeden sonra bitti. George Lucas da (benim bu tepkimi hissetmiş olacak ki) Star Wars’un haklarını 2012 yılında stüdyo devi Disney’e 4 milyar dolara sattı. Kaderin bir cilvesi olarak Disney, Star Wars projesinin başına Steven Spielberg’in kadim yapımcısı Kathleen Kennedy’i getirdi. Disney ve Kennedy de bu parayı çıkartmak için Star Wars’un her anlamda ‘suyunu sıkıyorlar’. Han Solo da bu ‘sıkacak’tan çıkan son ürün. İyi bir seyirlik mutlaka olacak ama şimdiki çocuklar benim Atlantik Sineması’nda iki büklüm halde yaşadığım o hazzı yaşayacaklar mı? Keşke yaşasalar…   Bugüne kadar en yüksek fiyata satılan parçalar Koleksiyonerlik kolay değil! ? ? ? ? ? Yönetmenin kamerası Bugüne kadar en yüksek fiyata ulaşan Star Wars anısı, George Lucas’ın Yeni Bir Umut filminde kullandığı Panavision PSR 35 mm kamera. 200 bin dolardan satışa çıktı, üç katından fazlaya, 625 bin dolara satıldı. Uzay aracı TIE Fighter Luke Skywalker’ın Darth Vader’ın uzay aracına çarptığı TIE Fighter, ikici sırada. Filmdeki görkeminin aksine ancak 54 cm x 35 cm boyutlarındaki araç 402 bin dolara alıcı buldu. Stormtrooper kostümü Star Wars demek Stormtrooper demek! Bir Star Wars hayranı, ilk iki Star Wars filminde kullanılmış kostümlerden birine tam 319 bin dolar verdi. Snowtrooper başlığı Kar askerlerinin ünlü başlığı da en pahalılardan biri. Filmden geriye kalan tek başlık olduğu iddia edilen bu başlık, 2012 yılında 276 bin 750 dolara satıldı. Han Solo’nun tabancası Bilenler bilir, “Han Shot First” (Önce Han ateş eder). Empire Strikes Back (1980) ve Return of the Jedi (1983) filmlerinde Han’ı oynayan Harrison Ford tarafından kullanılan silah 240 bin dolara satıldı. Böyle destansı bir hikâyenin baş kahramanı hep mi hata yapar? Luke yapıyor. Esas kız Leia güzel ama tam bir ‘gıcık’. Baş kahramanlardan Han Solo havalı ama aynı zamanda bir hırsız ve kanun kaçağı. Hiçbiri kalıplara uymuyor. Star Wars delisi olunur çünkü... l İyi ile kötünün mücadelesi, insanlık tarihi kadar eski bir konsept. Star Wars, bu çok aşina olduğumuz konsepti uzaya taşıyan modern, masalsı bir öykü. Bence bu tutkunun altında yatan temel sebep bu. ÜMİT BÜYÜKYILDIRIM l Çocukluğu 1980 yılında geçenler için o dönemde fazla imaj yoktu. Artık her 10 yılda bir tekrar tekrar tarlayı ekmek gerektiğini anladılar. Bundan sonraki kuşaklar Disney'in George Lucas'a taksitlerini ödemesi için hayran olacak sanırım. BAHADIR TOPRAK l İçinde birçok kişinin aşina olduğu ve seveceği türden bir peri masalı barındırıyor, bir prenses var ve Millenium Falcon'lu (uzay gemisi) prens gelip sürekli onu kurtarıyor. Yanı sıra çocukları çekecek türlü oyuncağa konu olan unsurlar var. Beni etkileyen kısmı ise ustaçırak ilişkisi, eğitimin öneminin altını çizmesi ve salt iyi veya kötüden bahsedilemeyeceği, bu iki kavramın girift ilişkisi ile evrende bir denge oluşturması temaları. ATİLLA MERİÇ l Günümüzün Ortadoğusu'nu, geçmişimizi, 1. ve 2. Dünya Savaşları’nı, Kızılderili, Aztek, İnka ve Aborjin soykırımlarını, Yuvarlak Masa Şövalyeleri’ni, Kara Murat'ı hatta kitabi dinlerle mitolojik varlıkları bir arada bulabileceğiniz bir eser. Bu tespitler arttırılabilir. Ancak Star Wars'ı Star Wars yapan ve tüm zamanlarda her yaştan insanı bağımlı hale getiren tek bir unsur var. Bu unsur eserin en basit materyali olup modern fiziğin halen teorik olarak dahi yapılandıramadığı bir cihaz. Gücün odak noktası ve Jedi veya Sit olmanın birinci şartı olan bu cihaz, Star Wars'ın bağımlılık yapıcı en önemli bileşeni. Evet Star Wars = Işın Kılıcı. BARIŞ ÜÇLER C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle