23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 4 19 MAYIS 2018, CUMARTESİ Arıları kurtaramazsak yıkım kapıda BÜLENT ŞIK Avrupa Birliği aldığı bir kararla tozlaşma yapan böceklerin ölümüne neden olan neonikotinoid grubuna ait “imidacloprid, clothianidin ve thiamethoxam” isimli 3 pestisitin tarımsal üretim yapılan açık alanlarda kullanımını yasakladı. Neonikotinoid grubu pestisitler, 1990’lı yılların başından bu yana, zararsız oldukları iddiasıyla dünya genelinde tarımda en çok kullanılan pestisitlerin başında geliyordu. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), uzun tartışmalardan sonra 2013 yılında bu pestisitlerden bazılarının (clothianidin, imidacloprid ve thiamethoxam) kullanımına kısıtlamalar getirmiş, ancak nihai kararını 2018 yılı Şubat ayında vereceğini açıklamıştı. Pestisitler tarımsal üretimde kullanılan zehirli kimyasal maddeler. Bazıları böcekleri, bazıları ise ekilen gıda ürünü dışında kalan bitkileri öldürmek amacıyla kullanılıyor. Tarımsal alanlara uygulanan pestisitler sadece uygulandığı bölgede kalmıyor, zamanla çevreye yayılım gösteriyor. Çalışmalar herhangi bir bölgeye uygulanan pestisitlerin sadece yüzde 12’sinin o bölgede kaldığını, geriye kalan yüzde 9899’luk kısmının doğaya yayıldığını gösteriyor. Avrupa Birliği’nin neonikotinoid grubu pestisitlerin açık alanda kullanılmasına yasak getirmesinin en önemli nedeni bu. 20122016 yılları arasında dünya genelinde çeşitli bölgelerden temin edilen ballar üzerinde yapılan bir araştırmada, analiz edilen balların yüzde 75’inin neonikotinoid grubuna ait pestisit kalıntısı içerdiği belirlenmişti. Bu çarpıcı sonuç neonikotinoidlerin dünya genelinde çiçekli bitkilerin büyük bir çoğunluğuna bulaştığını gösteriyor. Sadece tarımsal alanlara değil, yaban hayata da büyük bir bulaşmanın söz konusu olduğunu düşünebiliriz. Havaya, suya ve toprağa bulaşan pestisitler hem o ortamlarda yaşayan çeşitli canlılara toksik etki gösteriyor hem de toprak ve sularda kimyasal kirlenmeye neden oluyor. Pestisitlerin doğal hayata karışması bazı canlı türlerinin popülasyonlarını ciddi şekilde tehdit ediyor. En çok etkilenenler bitkisel dünyada tozlaşmayı, yani bitkilerin çoğalmasını sağlayan ve “polinatör” olarak adlandırılan uçucu böcekler. Uçucu böceklerin en başında da arılar geliyor. Son on yıl içinde dünya genelinde gözlenen arı kolonilerindeki kitlesel ölümlerin nedeninin pestisitler olduğuna dair giderek artan kanıtlar var. Arılar yokluğu doğal hayat için yıkım yaratacak bir olay ve bu yıkımdan en çok insanların etkileneceği söylenebilir. Dünya genelinde insanların yediği gıda maddelerinin üçte biri tozlaşmayı gerçekleştiren böcekler tarafından sağlanıyor. Bu gıda maddeleri gıda çeşitliliğinin yüzde 65’ini temsil ediyor. Dolayısıyla arıların yokluğu bitkisel gıda üretiminde ciddi bir düşüş anlamına geliyor. Avrupa Birliği’nin yasakladığı pestisitler ülkemiz tarımında da yoğun olarak kullanılıyor. Bu pestisitlerin kullanılmasına ülkemizde de derhal son verilmesi gerekiyor. Ancak mesele neonikotinoidlerin yasaklanması ile bitmeyecek. Pestisit üretimi yapan şirketler bu gibi yasaklama kararları sonrasında kısa sürede başka pestisitleri piyasaya sürüyor çünkü. Her yıl dünya genelinde 2 milyon ton pestisit kullanılıyor. Pestisit kullanımı dünya genelinde bu kadar çok olduğu sürece arılar gibi tozlaşma yapan böceklerin yok oluşunun önüne geçebilmemiz çok zor. Dolayısıyla pestisit kullanımını artıran endüstriyel tarım teknikleri yerine ekolojik tarım tekniklerini ve küçük çiftçiliği desteklemek gerekiyor. Arıların yok oluşunu hızlandıran her sorunu yeryüzündeki hayatın bütününe yönelik bir tehdit olarak görmek gerekiyor. Ekibinin çoğunluğu kadınlardan oluşan film eril profile meydan okuyor ‘Ahlat Ağacı’na Cannes’da iyi şanslar Yekta Kopan Zeynep Atakan, Altın Palmiye’li bir yapımcı. Aslında onun yapımcılık yolculuğu ve başarıları konusunda daha pek çok cümle kurulabilir. Ama bugün özel bir gün, bugün Altın Palmiye’den söz etme günü. Çünkü 71. Cannes Film Festivali’nde ödüller bu gece sahiplerini bulacak. Nuri Bilge Ceylan imzalı “Ahlat Ağacı”nın gösterimi ise dün vurduğum ya da işbirliği yaptığım her kurum için geçerli. Dolayısıyla bir kaygı yaşamadım. ? Film ne kadar zamanda tamamlandı? Çekim sürecinin ve sonrasının zorlu yanları var mıydı? Filmin yapımı, iki yılı aşkın bir süreci aldı. Nuri Bilge Ceylan ile beşinci filmimiz. Dolayısıyla, her zamanki tempomuzda çalıştık. Ben, kendi adıma bu filmin yapım ve finansman stratejisinde farklı bir çalışma yaptım. Bugüne kadar yapımcı olarak denemek istediğim bir modeldi. Dokuz ülkeli, uluslararası bir yapım modeli oluşturdum. Ve bunu uy Nuri Bilge Ceylan imzalı “Ahlat Ağacı” 71. Cannes Film Festivali’nde bir kez daha Altın Palmiye için yarışıyor. Ödül töreni bu akşam yapılacak. Filmin yapımcısı Zeynep Atakan ile tören gecesine uzanan yolculuğu konuştuk. gece yapıldı. Nuri Bilge Ceylan, bu festivalde neredeyse her ödül başlığında adı anılmış bir yönetmen. Dolayısıyla ekip, bu ödül törenlerinin heyecanına alışık. Ama Zeynep Atakan’ın da dediği gibi “Her film yeni bir deneyim.” Zeynep, her zaman neşeli ve heyecanlı. Bitmeyen bir enerjiyle çalışıyor. Sohbete başlamadan ekibinden “saatlik” bilgi güncellemesi alıyor. Burada öyle bir tempo var ki, günlük değil saatlik, hatta anlık bilgi güncellemeleri gerekiyor. Sonunda Cannes’ın güzel ve güneşli bir gününde sohbete oturabiliyoruz. Sohbet boyunca enerjisinden bir şey kaybetmiyor Zeynep. Ama “Ahlat Ağacı” ve sinema söz konusu olunca, kelimelerini büyük bir dikkatle seçiyor. Söze Cumhuriyet Cumartesi olarak, “Ahlat Ağacı”na bu geceki törende başarılar dileyerek başlıyoruz. ? Tebrikler Zeynep, bir kez daha Cannes’dasınız. Bu başarıya alışmış bir yapımcısın ama her yeni film yeni bir yolculuk. Ahlat Ağacı’nın buraya gelişi süreci nasıl oldu? Ahlat Ağacı'nın yolculuğu, yapım süreci tamamlandıktan sonra burada henüz başladı. Her zamankinden çok daha yoğun bir süreç yaşadık. Çünkü filmin yarışmada olacağını öğrendiğimiz gün ile festivalin başlama zamanı arasında neredeyse yirmi gün vardı. Daha önceden buradaki sistemi bildiğimiz için hızla son detayları ve organizasyonları yaptık. Buraya geldiğimiz günden beri de aralıksız çalışıyoruz. Yapımda 9 ülke var ? İlk açıklanan listede Ahlat Ağacı yoktu. Cannes’ın gençleşme arzusu ya da filmin uzunluğu gibi nedenlerle yarışma dışı kalma kaygısı yaşadınız mı? Her film yeni ve sürprizlerle dolu bir deneyim. Hiçbiri, bir diğeri gibi değil... Bu da farklı bir deneyimdi. Eğer bir festivale başvurduysanız tüm kararları saygıyla karşılamanız gerekir. Bu düşüncem, sadece festivaller için değil bir yapımcı olarak baş guladım. Benim için zorlu ama mesleki olarak bir o kadar da heyecanlı ve zevkli bir deneyimdi. ? Film son halini alana kadar defalarca izlemişsindir. Ama bitmiş halini izlediğinde içinden geçen ilk cümle neydi? Filmi sadece bir kez izledim. Genellikle film bittiğinde ilk gösterimin öncesinde bir kez izliyorum. Kendi içinde olduğum bir çalışmada, kendi içimde objektif ve sübjektif duygular elbette yaşıyorum. Ama bu konuda bir cümle kurmak istemiyorum. ? Cannes senin çok tecrübeli olduğun bir festival. Bu yılın festivalini nasıl buldun? Festival bu yıl da yine her açıdan son derece profesyonel. Dünyada lider olma özelliğini koruyor ve bir sinema profesyoneli için en yeni gelişmeleri takip edebildiği bir yer. Ve her yıl bir öncekinden daha kalabalık. ? Film dünya galasını bu gece yapacak. Peki galaya gelene kadar nasıl bir ilgi vardı size? Dünyanın her yerinden filmin prömiyerine katılmak için gelenler kadar, Türkiye'den de filmi izlemek için gelenler oldu. Festivalin son günü olmasına rağmen çok ilgi var. ? Biraz da profesyonel ilgiden söz edelim. Özellikle uluslararası sinemacıların ve yapımcıların ilgisini merak ediyorum. Film henüz proje aşamasındayken Fransa'nın önemli satış acentelerinden biri olan Memento ile anlaşmıştık. Film geçtiğimiz yıldan beri pek çok ülkeye satıldı. ? Nuri Bilge Ceylan adı Cannes Film Festivali ile birlikte anılıyor dünyada. Bir gün Berlin ya da Venedik gibi bir başka büyük dünya festivaline katılmayı da düşünüyor musunuz? Daha önce de belirttiğim gibi, her film yeni bir deneyim. Ve o deneyim sürecinde neler olacağını asla bilemiyorsunuz. Dolayısıyla hiçbir şeyin kuralı yok. Bir sinema profesyoneli olarak tüm festivallere eşit mesafede durmayı benimsiyorum. ? Filmin vizyon tarihi belli mi? Biz ne zaman izleyebileceğiz Ahlat Ağacı’nı? Yakında... ? Diyelim ki istediğin isimle çalışacaksın. Türkiye’den ya da dünyadan birlikte çalışmak istediğin dört yönetmen kimler olurdu? Amma Asante, Andrea Arnold, Asghar Farhadi, Michael Haneke. ? Bilgi paylaşımına değer veren bir isimsin. Sektöre çok sayıda genç yapımcı kazandırdın. Onlara verdiğin en net tavsiye nedir? En net tavsiyem, sabırlı olmaları. Çağımızın en önemli sorunlarından biri olan hız, genç meslektaşlarımın kafasını karıştırabiliyor. Çünkü sabırla ve deneyimle ilerlemek önemli. Sanat tarihini, dünyayı, ekonomik gelişmeleri çok yakından takip etmeliler. Yeni teknolojiler ve iletişim araçlarını tanımalılar. Bol okumak, film izlemek ve hep çalışmak gerekiyor... Ve bir de öğrenmek ve öğrendiklerini uygulayacak deneyim kazanmayı hayatlarının bir parçası halinde görebilmek önemli. Özetle sonuca değil, sürece odaklanmalı ve süreci en güzel şekilde değerlendirmeliler. İyi kullanılan bir sürecin sonunda başarı mutlak geliyor. Erkek egemen bir festival ? Sadece Türkiye’de değil, dünyada da aktif, güçlü bir yapımcısın. Bu yolda yürümek isteyen kadınlar için de güçlü bir figürsün. Sinema sektöründe kadın olmak tüm dünyada çeşitli yönleriyle konuşuluyor. Sen neler söyleyeceksin? Dünya sinema endüstrisinde kadın sinemacılar için ‘fırsat eşitliği’ çok önemli... Bu konuda Cannes Festivali sırasında bir bildiri okundu. İçlerinde Agnes Varda, jüri başkanı Cate Blanchett, Jane Fonda’nın da olduğu kadın sinemacılar şuna dikkat çektiler. 71 yıllık Cannes Film Festivali’nde bugüne kadar 1645 erkek yönetmene karşılık sadece 82 kadın yönetmen yer almış. Bu dünyanın her yerinde şu dönemde böyle. Ama Türkiye’de kamera arkasında ve önünde ciddi bir kadın çoğunluğu oluştu. Ben ilk sektörde çalışmaya başladığım yıllarda, setlerde neredeyse bir ya da iki kadın olurdu. Bu noktada Türkiye’de bu konuda ciddi çalışmalar yapılıyor. Çünkü konu ‘fırsat eşitliği’ gibi olsa da kadınların önüne pek çok engel çıkabiliyor. Dolayısıyla kadınların birbirleriyle iletişimini çok önemsiyorum. Bu arada Ahlat Ağacı’nın ekibinin yüzde 75’inin kadınlardan oluştuğunu belirtmeliyim. 19 MAYIS 2018 SAYI: 3 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü BÜLENT ÖZDOĞAN Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Faruk Eren Yayın Yönetmeni ZEYNEP MİRAÇ TANER Görsel Yönetmen Ulaş ERYAVUz Yayın Koordinatörü ÖZGÜR ÖZKÜ Sayfa Uygulama EMİNE BİLGET Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın. Cumhuriyet Gazetesi’nin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle