14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

(6 MART 1911 / 9 TEMMUZ 2004) Vedat Günyol: ‘Ölüm bir başka dünyaya göçmektir diyenler var. Sen onu külahıma anlat!’ Aklını özgürleştirmeyi başarmaktan başka, Merak ettirmekten, sordurmaktan, aydınlığın ışıklarına tüm insanların aklını kullanmasını sağlayacak bir yaşam yöneltmekten usanmayan öğretmen, çağdaş kültürü biçiminin egemen kılınmasına ömrünü adayan, onlarca ve çağdaş kültürün hazırlayıcısı olan kültürü, bilgisiyle, kitabındaki yüzlerce yazısında yer alan yaşamın bilinciyle yoğurarak sunan bilgedir. her anıyla, her alanıyla ilgili düşünceleriyle Cumhuriyet Ceyhun Atuf Kansu’ya göre “bir uyanış savaşçısı”, değerlerinin yılmaz savunuculuğunu yaparak Cemal Süreya’ya göre “düşüncesini hayat biçimine yaşamı güzelleştirmeye çalışan, kültürümüzü ve dönüştüren bir derviş ve edebiyatımızın cumhurbaşkanı” uygarlığımızı geleceğe taşıyan bir aydındır olan Vedat Günyol, İlhan Selçuk’a göre “yaşadığımız Vedat Günyol (6 Mart 1911 / 9 Temmuz 2004). alacakaranlık ortamda sanki bir deniz feneri gibidir.” sonraki basım Cem Yay., 1984) eleştirileri yer ÖNER YAĞCI alıyordu. “Kurtuluş Savaşı gibi eşsiz bir kahra- manlık atılımını yansıtan kaç romancımız var” ‘YENİ TÜRKİYE ARDINDA’ diye sorarak Kurtuluş Savaşı’yla ilgili roman- Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğrenciyken birkaç ları inceliyor, sanatçının toplumdaki rolünü, di- sayısını okuyabildiğim Yeni Ufuklar dergisinde- nin edebiyatımıza etkisini, şiirimizde yurtseverli- ki yazılarından biliyordum Vedat Günyol (6 Mart ği araştırıyordu. 1911 / 9 Temmuz 2004) adını. Hüseyin Rahmi’nin yaşam anlayışını açıklıyor- Asıl olarak öğretmenimiz Emin Özdemir tanış- du yeni kuşaklara. Sabahattin Ali’yi, Sait Faik’i, tırdı bizi, bir derse getirdiği bir kitaptan okuduğu Orhan Kemal’i, İlhan Tarus’u, Mahmut Makal’ı bir yazı ateş yakmıştı içimde. inceliyor, dogmatik kafalara karşı ateşi yakanla- Hocamız, “Bu kitaptaki tüm yazılar hoşunuza gi- rın ve sürdürenlerin ülkemiz zenginliğine katkıla- decek” deyince hemen Vedat Günyol’un o yazısı- rını alkışlıyordu. nın yer aldığı kitabı edinip heyecanla okudum: Ye- ni Türkiye Ardında (Çan Yay., 1966; sonraki ba- YÜCEL DERGİSİ, TERCÜME BÜROSU, sım Çağdaş Yay., 1976). UFUKLAR VE YENİ UFUKLAR İçimde ateş yakan “Ateş Yakmak” adlı yazı- DERGİLERİ, ÇAN YAYINLARI YILLARI... sında, insanın, kendisini köle durumuna düşüren Yol gösterici ve yapıcı bir tavırla edebiyatımı- bağlardan kurtulması, aklın ışığıyla doğayı yen- zın çeşitli sorunlarıyla ilgili düşüncelerini sıralıyor, mede, yeniyi, sonsuz yeniyi araması için ateşin, “mistik, akıl düşmanı bir akımın kulluğunu yapan” aydınlığın gücünü kullandığını, kullanmakta ol- Bir Tereddüdün Romanı’ndan yola çıkarak ve “XX. duğunu söylüyordu: yüzyılın ortasında, bilimi tepip ortaçağ karanlıkla- “Her ateş, her ateş yakıcının kendinden sonra- rını salık veriyor” diyerek Peyami Safa’yı eleştiriyordu (“Te- Bu yazı elbette ateş yakmıştı içimde. Kitaptaki ilkgençliğim- ki yaratıcı atılımlar için bir atlama tahtasıdır.” reddütten Hurafeye”, s. 105-109). den beri bana yol gösteren eşsiz denemelerinden “Bölmeli Ka- Artık Vedat Günyol’un okuru olmuştum ve Yeni Ufuklar der- VEDAT GÜNYOL: ‘TÜRKİYE BUGÜN, ATATÜRK falar” adlı yazısında, aynı kafanın içinde hem bilimin hem de gisini izlemeye, çıkacak yeni kitaplarını beklemeye başladım. ATEŞİNİ TAZE TUTMAK İSTEYENLERLE, ONU kör inançlara açık düşüncelerin yer alamayacağını söylüyordu. 1940’lı yıllardan başlayarak onun Yücel dergisi, Tercüme SÖNDÜRMEYE ÇALIŞANLAR ARASINDA GİZLİ- Kafanın böyle bölmelere ayırarak aydın olunamayacağı- Bürosu, Ufuklar ve Yeni Ufuklar dergileri, Çan Yayınları ile AÇIK BİR ÇATIŞMA İÇİNDEDİR.’ nı ekliyor ve bilimini aklı kör inanç zincirinden hâlâ kurta- saçtığı aydınlıkla deneme, eleştiri, inceleme, çevirileriyle Günyol, uygarlığın “dünya yuvarlağının şurasında burasın- ramamasının nedeninin bu bölmeler olduğunu, yakın düşün- yaşamını her çeşit bağnazlığa karşı verdiği amansız da zaman zaman yakılan ateşlerin, her türlü sınırlar ötesin- ce tarihimizin sistemsiz, bölmeli kafalarla dolu olduğunu ör- de, birbirine eklenen alevleriyle beslenip” geliştiğini söylüyor bir savaşıma dönüştürdüğünü, (Sabahattin Eyüboğlu ve nekleriyle sergiliyordu. Kitaptaki tüm yazıları, aynı doğrul- ve ekliyordu: “Ateşi diri tutmanın yolu onu durmadan tazele- Azra Erhat’la) Türkçeyi Rabelais, Diderot, Rousseau, tuyla yaşamın çeşitli alanlarına yönelik aydınlık ışıklarıydı. More, Balzac, Babeuf, Saint-Exupery, Valery, Kafka, Ca- mektir. Yoksa küllerin içine gömülüp kalır insan… Türkiye bu- gün, Atatürk ateşini taze tutmak isteyenlerle, onu söndürme- ‘DİLE GELSELER’ mus, Sartre, Russell, Vercors, Gramschi gibi aydınlıklarla ye çalışanlar arasında gizli-açık bir çatışma içindedir.” (s. 7) Aynı yıl yayımlanan Dile Gelseler’de (Çan Yay., 1966; buluşturduğunu öğrendim. >> 8 7 Mart 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle