25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PIERRE-AUGUSTIN CARON DE BEAUMARCHAIS (24 OCAK 1732-18 MAYIS 1799) ‘Çılgın Gün veya Figaro’nun Düğünü’ luların o zamanki ayrıcakları olan “ilk doğuştan gelen ayrıcalıklarının ne kadar FERDA FİDAN gece hakkı”nı kullanmak amacında saçma olduğunu ortaya koyar: “Asalet, olduğunu öğrenince, bu iğrenç servet, rütbe, mevkiler, hepsi sizi NEFRET EDİLESİ BİR planı suya düşürmek için elin- çok böbürlendiriyor! Bütün bun- OYUN (!) den geleni ardına koymama- lara sahip olmak için ne yap- 12 Ekim 1781. Versailles sa- ya yemin eder. Ana aksi- tınız ki? Doğma zahmetine rayında küçük bir salonda Kra- yon Figaro’nun soylu ve katlandınız, hepsi bu. So- liçe Marie-Antoinette’in baş güçlü efendisine kar- nuçta epey sıradan bir hizmetkârı Madam Campan, şı gizlice sürdürdü- insansınız.” Kral XVI. Louis ve Kraliçeye ğü mücadele üzeri- henüz yayınlanmamış ve sah- ÜÇ KELİMELİK SIR! ne kuruludur. neye konulmamış Çılgın Gün Yapıt beş perde Yazar sansür kurulla- veya Figaro’nun Düğünü baş- ve toplam 92 sah- rından çok çektiği için lıklı bir tiyatro oyununun met- neden oluşan, za- bu konuyu da sahneye nini okuyordu. manın koşulları- taşımayı ihmal etmez Beaumarchais (Pierre-Au- na göre oldukça ve kralın hoşgörüsüz- gustin Caron De Beaumarc- uzun bir kome- lüğünü üstü kapalı ve hais / 24 Ocak 1732-18 Ma- didir. Çılgın Gün incelikli şekilde ifade yıs 1799) dünya çapında bir başlığından da an- ederek Figaro’yu söy- üne erişmesini sağlayacak olan bu oyunu 1778’de yazmış laşılacağı gibi, kla- le konuşturur: “Salt kü- ancak içeriğinin sakıncalı bulunması nedeniyle 5 yıl boyun- sik Fransız tiyat- çük adamlar küçük ya- ca hiçbir tiyatroda oynatamamıştı. Sonunda sansür komite- rosunun kuralları- zılardan korkar” ve bir sinin onayını almayı başarsa da XVI. Louis bu karara kar- na sadık kalarak, 24 şı çıkmış, oyun hakkında son kararı bizzat vermek istemişti. özdeyiş kıvamındaki şu saat içinde ve inanıl- Madame Campan oyunun tümünü okuyup bitirdikten sonra tümceyi ekler: “Eleştiri maz bir hızla gelişen yerinden fırlayan kral hiddetle haykırır: “Nefret edilesi bir özgürlüğü olmayan yerde yoğun bir ilişkiler ağı, oyun bu! Asla sahnelenmeyecek!” övgü de olmaz.” sert gerilimler ve beklen- Ve birkaç yıl sonra kendisine karşı yapılacak Devrim’i bilinç- Beaumarchais, eleştirilerin- medik çözümler içerir. Ayrı- sizce öngörmüş gibi ekler: “Oynanmasının tehlikeli bir tutar- de yaşadığı toplumun bu durum- ca içinde 16 karakter bulundu- sızlık olmaması için, Bastille hapishanesinin yıkılması lazım!” da olmasının sorumlularını da unut- ğunu da göz önüne alırsak oyun maz ve siyaset konusunda da dertli olan HERKESİN MERAK ETTİĞİ DÜĞÜN! biçim ve içerik bakımından yazarın Figaro’ya politikacıların mesleğini şöyle be- Beaumarchais oyunun sahnelenmesi için uzun bir süre esin kaynağı olan Molière’in yapıtların- timletir: “Bildiklerini görmezden gelmek, bilme- beklemek zorunda kalacaktı. Ancak 3 yıl önce büyük ilgiyle dan çok Shakespeare’in komedilerine benzer. diklerini biliyormuş, anlamadıklarını duyuyormuş, duyduk- Tiyatro mekânının genişlemesi de komedinin zenginleş- karşılanan Sevil Berberi’nden sonra Beaumarchais bu oyu- larını da duymuyormuş gibi yapmak...” nun bir devamını yazmak istediğini açıklamış olduğundan, mesine ve izleyicide yarattığı kafakarışıklığına enikonu kat- İkiyüzlü ve art niyetli saray mensubu dalkavuklar da bu herkes birbirine bu yeni oyunu soruyor, ne zaman sahnele- kıda bulunur. Dekor her perdede değişir, saklanma yerle- eleştirilerden nasibini alır, zira onların yaşamı da üç eylem- neceğini merak ediyordu. ri yaratır, son perdede olduğu gibi şatonun parkına, dış dün- den ibarettir: “Kabul etmek, almak ve istemek, işte üç kelime- Bu arada Kral XVI. Louis’nin kardeşi Artois Kontu şatosun- yaya açılır, özel ve kamusal alan arasındaki çizgiler sürek- lik sır budur.” Bir anlamda, birkaç yıl sonra gerçekleşecek da sadece dostlarının katılacağı özel bir temsil yapılması iste- li yer değiştirir. Fransız Devrimi sonrasında ilan edilecek olan İnsan Hakları ğinde bulunur ve hemen hazırlıklara girişilir. Fakat son anda 18. YÜZYIL FRANSA’SININ SOSYAL gelen bir atlı ulak kralın provaları yasakladığını ilan edince, Bildirgesi’nde yer alacak ve Aydınlanma dönemi filozoflarının DÜZENİNE BİR MEYDAN OKUMA, oyun tekrar rafa kaldırılmış olur. Her şeye karşın piyes henüz da yapıtlarında savunduğu fikirlerin özeti gibidir bu replikler. ARİSTOKRASİYE SERT BİR ELEŞTİRİ! sahnelenmediği halde, o kadar ün salmıştır ki metni elden ele Figaro’nun Düğünü, klasik efendi / hizmetkâr karşıtlığının KADINLIK DURUMU ÜZERİNE FİKİRLERİ dolaşmakta, hatta edebi salonlarda okunmaktadır. ötesinde, soylular ve halk arasında geçen çatışmayı ön plana Bu bağlamda Beaumarchais, kadınlık durumu üzerine de Sonunda oyun ilk kez Vaudreil Kontunun Gennevilliers’de- çıkarır. Dahası, erkekler ve kadınlar, gençler ve yaşlılar ara- fikir yürütür ve bu konuyu da oyunda aslında Figaro’nun an- ki şatosunda oynanır ve büyük bir ilgiyle karşılanır. İlk izle- sındaki diğer ilişkiler, ana çatışmaya ekstra boyutlar ekleyerek nesi olduğu ortaya çıkan şatonun vekilharcı Marceline’nin er- yicilerin tümünün oyunun cazibesine kapıldığını öğrenen ve konuyu iyice derinleştirir ve 18. yüzyıl Fransa’sının sosyal dü- keklere karşı yaptığı tutkulu savunma aracılığıyla dile getirir: gerçek bir tiyatrosever olan Marie-Antoinette dahi Figaro’nun zenine meydan okuyarak aristokrasiye sert eleştiriler yöneltir. “En yüksek rütbelerde bile kadınlar sizden sadece aşağıla- Düğünü’nü çok merak ettiği için XVI. Louis geri adım atmak İlk gösterimden birkaç ay sonra, oyunun yol açtığı pole- zorunda kalır ve oyun ilk kez 27 Nisan 1784 günü, yazıldık- yıcı bir saygı görüyorlar; görünürde saygı, gerçekte kölelik; miklerin ortasında yazdığı önsözde, Beaumarchais suçlama- tan tam altı yıl sonra Paris halkının karşısına çıkmayı başarır. sahip olduklarımız için çocuk muamelesi görürken, hataları- lara şöyle yanıt verir: “İşlediğiniz konuda sosyal bir tutar- Tıklım tıklım dolu salonlar önünde 64 kez (ki bu o dönem mız için yetişkin olarak cezalandırılıyoruz!” sızlıktan kaynaklanan etkileyici durumlar olmaksızın, tiyat- için çok büyük bir rakamdı) temsil edilen oyunun ünü kısa Figaro’nun Düğünü’nün tam anlamıyla devrimci bir yapıt ro sahnesinde ne büyük bir duygusallık ne derin bir ahlâk sürede tüm Avrupa’ya yayılacaktır. olduğunu söylemek belki abartılı olabilir ama oyunun baş- dersi ne de iyi ve gerçek bir komedi ortaya konamayacağını tan sona en güçlü olanın hep haklı çıkması ve gücünü kötü- ‘SEVİL BERBERİ’NİN DEVAMI düşündüm her zaman ve hâlâ da öyle düşünüyorum.” ye kullanması temasını ele aldığı açıktır. Figaro’nun Düğünü, Sevil Berberi’nin devamı niteliğin- Ve bu metni yazdığı anda, bütün engelleri aşmış ve büyük Beaumarchais yaşadığı toplumun sosyal çarpıklıkları- dedir. İspanya’nın Sevilla kentinde geçen ilk yapıtta, Kont bir başarıya imza atmış olmanın verdiği özgüvenle, oyunu nı açıkça ortaya koyan ve soyluların korkunç ayrıcalıkla- Almaviva, Doktor Batholo’nun evlenmek istediği genç kız yazarken güttüğü esas amacını da artık gizleme ihtiyacı his- rı sayesinde, hiç çalışmadan, halkın emeğinden istifade ede- Rosine’e âşıktır ve ona Lindor adı altında kur yapar. Tesa- setmez: “Bu oyunu yazarken, planımı topluma zarar veren rek, sefih bir hayat yaşadıklarını anlatan bir oyun yazmış ve düfen karşısına çıkan ve şimdi berberlik yapan eski uşağı bir dizi istismarı eleştirecek şekilde oluşturdum.” devrimcilerin gözünde bir model olarak görülmüştür. Figaro’nun kurnazlıkları sayesinde, Bartholo’nun bütün ön- Yapıtın sahnelenmesine 5 yıl boyunca engel oluşturan bu eleş- Genellikle felsefi anlamda bireyin doğuşunu temsil etti- lemlerini boşa çıkarmayı başararak, sonunda muradına erer. tiriler yapıtın çeşitli sahnelerinde özellikle Figaro’nun beşin- ği söylenen Figaro, aslında aynı zamanda politik anlamda Figaro’nun Düğünü ise üç yıl sonra, Sevilla yakınlarında- ci perdedeki uzun monoloğu aracılığıyla izleyiciye iletilir. Fi- da bir birey olarak ortaya çıkmıştır ve bir takım abes ayrı- ki Kont Alvaviva’nın şatosunda geçer. Rosine artık Kontes garo en önce kaderin belirsiz ve rastlantısal doğasını vurgular. calıklara değil, salt liyakate dayalı, gelişmekte olan burjuva Almaviva’dır ama bir süredir kendisiyle pek ilgilenmeyen Ve “Eğer Tanrı isteseydi, bir prensin oğlu olurdum” diyerek sınıfının ideolojisini savunur. Nitekim Fransız Devrimi’nin kocası yeni çapkınlıklar peşinde koşmaktadır. aslında dönemin toplumsal koşullarının tüm yapısını sorgular. güçlü liderlerinden Danton birkaç yıl sonra yapıt üzerine bu Yeniden Kont’un uşağı olarak çalışan Figaro ise Kontes’in Aynı doğrultuda, “Güçlüler için ılımlı ve zayıflar için görüşü doğrular gibi yaptığı keskin yorumda “Soyluları Fi hizmetçisi Suzanne’la evlilik hazırlığına başlamıştır. Ne var sert” olan adalet kavramıyla da alay ederek efendisinin aşa- - ki Kont’un nişanlısı Suzanne’a göz diktiğini ve üzerinde soy- ğılayıcı tutumundan sızlanırken, soyluların sınırsız kibrinin, garo öldürdü!” diyecektir. n 8 25 Ocak 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle